AB Komisyonu üyesi Lenarcic: AB, benzeri görülmemiş felaket karşısında desteği daha da artırmaya kararlı

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda Türkiye ve Suriye'de Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından mevcut durum ve yardım çabalarıyla ilgili oturum düzenlendi.

AA
AA
TT

AB Komisyonu üyesi Lenarcic: AB, benzeri görülmemiş felaket karşısında desteği daha da artırmaya kararlı

AA
AA

Fransa'nın Strazburg kentinde toplanan AP Genel Kurulunda depremlerde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Depremlerin ardından mevcut durum ve yardım çabalarıyla ilgili oturumda söz alan AB Komisyonunun kriz yönetimi, sivil koruma ve insani yardımlardan sorumlu üyesi Janez Lenarcic, sözlerine içten başsağlığı dileklerini ileterek başladı.
Geçen hafta Gaziantep'i ziyaret ettiğini belirten Lenarcic, "AB sivil koruma mekanizması, 21 AB üye ülkesinden ve diğer üç katılımcı ülkeden olmak üzere toplam 32 arama ve kurtarma ekibi ve 6 sağlık ekibi sağladı." dedi.
"Türkiye'de etkilenen bölgelerdeki en acil ihtiyaçların karşılanması için insani yardım ortaklarımıza 3 milyon avro daha tahsis ettik." ifadelerini kullanan Lenarcic, şunları kaydetti:
"AB, ihtiyaçları göz önünde bulundurarak, bu benzeri görülmemiş felaket karşısında desteği daha da artırmaya kararlı. AB Komisyonu ve AB dönem başkanı İsveç, gelecek ay uluslararası fonları seferber etmek için Türk yetkililerle koordinasyon içinde Türkiye ve Suriye halkına destek veren bağış konferansı düzenleyecek."
Lenarcic, "AB, yıkıcı depremin ardından Türkiye ve Suriye'de etkilenen nüfusa yardım etmeye kararlıdır ve bu çaba için bu Parlamentodan aldığım çok güçlü destek için teşekkür ederim." dedi.

Suriye'de birden fazla erişim noktası olması çağrısı
Suriye'nin kuzeybatısına erişimin "büyük bir sınama" olduğunu belirten Lenarcic, Rusya'nın bu konuda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyindeki zorlayıcı tutumuna değinerek, AB'nin birden fazla erişim noktası açılmasından yana olduğunu söyledi.
Lenarcic, Beşşar Esed rejiminin iddialarının aksine AB'nin rejime yönelik yaptırımlarının, gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve benzeri yardımların ulaştırılmasına engel olmadığını yineledi.
Komisyon üyesi Lenarcic, yardımların hem Türkiye hem Suriye'de ihtiyaç sahiplerinin eline ulaşması için gerekli çabayı göstereceğinin altını çizdi.

Tüm siyasi kaygıların kenara bırakılması mesajı
AP'nin Türkiye raportörü ve AP Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu üyesi Nacho Sanchez Amor da yıkımın 2010 Haiti depremiyle kıyaslanabilir düzeyde büyük olduğuna dikkati çekti.
Amor, "Türkiye, Haiti değil. Avrupa'nın da desteğiyle kendi nüfusunu koruma kapasitesine sahip büyük yerel bir oyuncu." değerlendirmesinde bulundu.
Nacho Sanchez Amor, AB'nin şimdiye kadar yaptığı yardımların ivmesini koruması, tüm siyasi kaygıların bir tarafa bırakılması ve Türk toplumuyla empati kurulması gerektiğini vurguladı.

Depremzedelere AB'ye seyahatlerde vize kolaylığı sağlanması çağrısı
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunun (KPK) AB adına eş başkanlığını yürüten, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı Almanya Milletvekili Sergey Lagodinsky de başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın birçok şehrinde halkın Türk kardeşleri için yas tuttuğunu söyledi.
Lagodinsky, şunları kaydetti:
"AB Komisyonunun Türkiye ve Suriye'ye para ve ekipman göndermek için üye ülkelerle birlikte çalışması iyi. Ancak Türkiye ve Suriye'den insanlarla konuştum ve hepsi tek bir çağrıda bulunuyor. Bu yardımın gerçekten ihtiyacı olanlara ulaşmasının sağlanması. AB'ye seyahat etmeye ihtiyacı olanların bir süre sonra değil, derhal bunu yapabilmesi."
Suriye'ye yapılan yardımların Esed rejiminin eline geçmemesi gerektiğine işaret eden Lagodinsky, başta Beyaz Baretliler olmak üzere yardımların rejim tarafından tanınmayan kuruluşlara yapılması çağrısında bulundu.
Lagodinsky, "Kimin yaşayıp kimin öleceğine Beşşar Esed'in karar vermesine izin vermeyelim. Yapmamız gereken bu. Artık insanlığın her şeyden üstün olduğundan emin olmalıyız." ifadelerini kullandı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.