Tunus’ta görevden alınan bir hakim akıl hastanesine gönderildi

Hakimin Bardo ve Susa şehirlerinde gerçekleşen terör saldırılarının zanlıları hakkında beraat kararı almasının ardından yeniden adli soruşturma başlatıldı

19 Mart 2015 tarihinde Bardo Müzesi'nde turistlere yönelik düzenlenen bir terör saldırısının ardından müzenin girişinde konuşlanan bir güvenlik personeli ve girişe toplanan gazeteciler (Getty Images)
19 Mart 2015 tarihinde Bardo Müzesi'nde turistlere yönelik düzenlenen bir terör saldırısının ardından müzenin girişinde konuşlanan bir güvenlik personeli ve girişe toplanan gazeteciler (Getty Images)
TT

Tunus’ta görevden alınan bir hakim akıl hastanesine gönderildi

19 Mart 2015 tarihinde Bardo Müzesi'nde turistlere yönelik düzenlenen bir terör saldırısının ardından müzenin girişinde konuşlanan bir güvenlik personeli ve girişe toplanan gazeteciler (Getty Images)
19 Mart 2015 tarihinde Bardo Müzesi'nde turistlere yönelik düzenlenen bir terör saldırısının ardından müzenin girişinde konuşlanan bir güvenlik personeli ve girişe toplanan gazeteciler (Getty Images)

Başkent Tunus’taki Terörle Mücadele Yargı Merkezi, Bardo ve Susa şehirlerinde gerçekleşen terör saldırılarının zanlıları hakkında beraat kararı alan Hakim Beşir el-Ekremi'nin psikolojik durumu nedeniyle Er-Razi Akıl Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilmesine karar verdi. Karar, gerçek nedenlerine ilişkin soru işaretlerinin ortaya çıkmasına yol açtı.
Hakim el-Ekremi, ‘adli soruşturmaları bozmakla ve Mart 2015’te meydana gelen iki terör saldırısının zanlıları hakkında beraat kararı almakla’ suçlanıyordu.
Tunus güvenlik birimlerinden iki yetkili, yukarıda geçen suçlarla ilgili olarak Hakim el-Ekremi hakkında şikayette bulundular. Ekremi hakkındaki şikayete, iki yetkilinin haklarında ‘Bardo Müzesi terör davasında yargılanan tutuklulara işkence yapma suçlamasıyla’ adli soruşturma başlatarak yanıt verdi. Hakim el-Ekremi, Bardo Müzesi davasında sanıklarını haklarında yeterli delil olmaması nedeniyle beraat kararı almıştı. Sanıkların güvenlik güçlerine yaptıkları itirafların çoğunun baskı ve işkence altında yapıldığını öne süren Ekremi, davayla ilgili soruşturmaların yeniden başlamasına karar verdi.
Öte yandan Cenevre merkezli Tunus İşkence Mağdurları Derneği, Tunus’ta bazı hakimlerin de aralarında bulunduğu son tutuklamaları kınayan bir açıklamada bulundu. Görevden alınan Hakim Beşir el-Ekremi’nin dosyasına özellikle değinilen açıklamada, Ekremi’nin Er-Razi Akıl Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilmesi ‘korkutucu ve tehlikeli bir ev hapsi’ olarak değerlendirildi.
Takvimler 18 Mart 2015’i gösterdiğinde Tunuslu teröristler Yasin el-Ubeydi ve Cabir el-Haşnavi tarafından başkent Tunus’un batısındaki Bardo Müzesi'ne gerçekleştirilen terör saldırısında 21 yabancı turist ve bir Tunuslu güvenlik görevlisi öldü, 45 kişi yaralandı. Müzedeki yaklaşık 200 turisti kısa süreliğine rehin alan saldırganlar güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildi.
Tunuslu saldırgan Seyfeddin Yakubi tarafından 26 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirilen Tunus'un Susa kentindeki Riu Imperial Marhaba Oteli'ne yönelik terör saldırısında ise çoğunluğunu İngiliz turistlerin oluşturduğu yaklaşık 40 kişi öldü, 38 kişi yaralandı.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.