BM İran Özel Raportörü: İranlı yetkililer insanlığa karşı suç teşkil edebilecek ihlaller yapıyor

Londra-Cenevre/Şarku’l Avsat
Londra-Cenevre/Şarku’l Avsat
TT

BM İran Özel Raportörü: İranlı yetkililer insanlığa karşı suç teşkil edebilecek ihlaller yapıyor

Londra-Cenevre/Şarku’l Avsat
Londra-Cenevre/Şarku’l Avsat

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi İran Özel Raportörü Cavid Rahman, İranlı yetkililerin Mahsa Amini’nin gözaltında ölmesinin ardından patlak veren protestolardan bu yana insanlığa karşı suç teşkil edebilecek ihlaller yaptıkları konusunda uyardı.
Rahman, Cenevre’deki BM İnsan Hakları Konseyi’nde yaptığı konuşmada, “İran’ın şu anda tanık olduğu insan hakları ihlalleri, ülkede son 40 yılın en kötüsü” dedi.
AFP’nin haberine göre, İran Özel Raportörü konuşmasına şu ifadelerle devam etti;
“İranlı yetkililer tarafından, özellikle Amini’nin ölümünden bu yana işlenen ihlallerin boyutu ve ciddiyeti, uluslararası suçların, özellikle de cinayet, hapis, zorla kaçırma, işkence, tecavüz ve cinsel şiddet gibi insanlığa karşı suçların olası bir şekilde işlendiğine işaret ediyor. Üst düzey yetkililerin bu şiddeti kışkırtmadaki sorumluluğu göz ardı edilemez.”
Kürt Amini’nin geçtiğimiz Eylül ayında ahlak polisi tarafından alındığı gözaltında ölmesinin ardından İran yaygın protestolara sahne oldu.
Rahman, “Onun ölümünün münferit bir olay olmadığını, İranlı yetkililer tarafından kadınlara ve kız çocuklarına yönelik bir dizi aşırı şiddetin sonuncusu olduğunu vurgulamak isterim” dedi.
İranlı bir adli tıp doktoru, Amini’nin başına ve uzuvlarına aldığı darbe nedeniyle değil, gözaltına alınmadan önceki sağlık sorunları nedeniyle öldüğünü iddia etti.
Aralarında çocukların da bulunduğu protestocuların dövülerek öldürüldüğünü kaydeden Rahman, 71’i çocuk olmak üzere en az 527 kişinin öldüğünü ve yüzlerce protestocunun ağır şekilde yaralandığını ekledi.
Rahman, “İranlı doktorlar gösterilere katılan kadın ve kızların yüzlerine, göğüslerine ve cinsel organlarına pompalı tüfekle ateş edildiğini biliyor” diyerek, düzinelerce protestocunun kafaya doğrudan ateş edilmesi nedeniyle gözlerini kaybettiğini söyledi.
İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve öğrenciler de dahil olmak üzere gözaltına alınanlara yönelik işkence ve kötü muamele raporlarının altını çizen Rahman şunları söyledi;
“Serbest bırakılan çocuklar cinsel tacizleri, tecavüz tehditlerini, kırbaçlanmaları, elektrik şoku uygulamalarını ve başlarının su altında nasıl tutulduğunu, kolları ve boyunlarından nasıl asılıp sarkıtıldıklarını anlattı.”
Protestolarla bağlantılı en az dört kişinin düzmece yargılamalardan sonra idam edilmesine yönelik öfkesini dile getiren Rahman, Ocak ayından bu yana ülkede toplam 143 kişinin ‘adaletsiz yargılamalar’ sonrasında idam edildiğini söyledi.
Şu ana kadar en az 17 protestocunun daha idam cezasına çarptırıldığına işaret eden Rahman, “100’den fazla kişi idam cezasına yol açabilecek suçlamalarla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
Rahman, gözaltına alınanlar arasında en az 600 öğrenci, 45 avukat ve 576 sivil toplum aktivisti bulunduğunu dile getirdi.
İnsan hakları örgütleri, protestoların ardından ülkede gözaltına alınanların sayısını 20 bin olarak tahmin ediyor.
Öte yandan, İran’ın BM Daimi Temsilcisi Ali Bahreyni ise, iddiaların hayali olduğunu ve BM İnsan Hakları Konseyi’nin ülkesini hedef aldığını söyledi.
Bahreyni, “Hayal güçlerini İran’daki gerçek durum gibi göstermeye çalışıyorlar” dedi.
Dünya çapında insan haklarını korumakla yükümlü tek organ olan 47 üyeli konsey, Kasım ayında İran’ın protestolara yönelik baskılarına ilişkin şu anda üzerinde çalışılan bağımsız bir soruşturma başlatmak için oy kullandı.
Bu, BM Özel Raportörü tarafından protestoların patlak vermesinden bu yana mağdurların, avukatların ve insan hakları aktivistlerinin ifadelerine dayanan ilk rapor oldu.
AB, İngiltere ve Avustralya, en son bir dizi varlık dondurma ve vize yasağı kapsamında çok sayıda İran yargısı ve Devrim Muhafızları yetkilisine yaptırım uyguladı.
AB tarafından yapılan açıklamada, “Avrupa Konseyi, özellikle adil olmayan yargılamalarda idam cezası veren ve hükümlülere işkence yapmadaki rolleri nedeniyle yargı mensuplarına yaptırımlar uygulamaktadır” denildi.
Avrupa’nın yaptırımları, Kültür Devrimi Yüksek Konseyi’ne ek olarak Meşhed Cuma İmamı Seyyid Ahmed İlmulhuda ve üç yargıcı da kapsıyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock dün Brüksel’de gazetecilere verdiği demeçte, “Kimsenin yasaların üstünde olmadığını açıkça belirtmek istiyoruz, bu nedenle burada, Brüksel’de altıncı yaptırım paketini uygulayacağız” dedi.
İngiltere ise, Devrim Muhafızları’nın mali yatırımlarını yönetmekten sorumlu olduğunu söylediği kişiler de dahil olmak üzere, Devrim Muhafızları’nın üst düzey yetkililerine yaptırım uyguladığını açıkladı.



Libya’da Ulusal Birlik Hükümeti güçleri Trablus'ta İstikrarı Destekleme Birimi karargahını ele geçirdi

Libya'da silahlı unsurlar
Libya'da silahlı unsurlar
TT

Libya’da Ulusal Birlik Hükümeti güçleri Trablus'ta İstikrarı Destekleme Birimi karargahını ele geçirdi

Libya'da silahlı unsurlar
Libya'da silahlı unsurlar

Libya’nın başkenti Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Savunma Bakanlığı Ebu Selim bölgesinin tamamının kontrol altına alındığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı da başkentin güneyindeki ve batısındaki vatandaşlara ‘devam eden süreci yakından takip ettikleri’ belirterek güvence verdi. Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, bölgede kontrolün sağlandığı ve güvenlik güçlerinin durumu kontrol altına almak için çaba sarf ettiklerini açıkladı.

Bakanlık tarafından bu sabah yapılan açıklamada askeri operasyonun başarıyla tamamlandığı belirtilirken güvenliğin ve istikrarın devamını sağlamak için bölgedeki operasyonun tamamlanması için gerekli emirlerin verildiğini aktardı.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus’ta kötüleşen güvenlik durumundan ve sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde ağır silahlarla çatışmaların yoğunlaşmasından duyduğu ciddi endişeyi dile getirdi. UNSMIL dün gece geç saatlerde yaptığı açıklamada, tüm taraflara çatışmalara derhal son vermeleri ve sükûneti yeniden tesis etmeleri çağrısında bulundu. Sivillere ve sivil nesnelere yönelik saldırıların ‘savaş suçu’ anlamına gelebileceği uyarısında bulunan UNSMIL, toplumun önde gelen isimlerinin ve liderlerinin durumu yatıştırmaya yönelik çabalarını desteklediğini yineledi.

UBH’ye bağlı güçlerin başkentteki İstikrarı Destekleme Birimi karargahının büyük bir bölümünü ve bu birimi destekleyen İç Güvenlik Birimi'nin karargahını ele geçirdiğini gösteren görüntüler ve gelen haberler eşliğinde Trablus'un farklı mahallelerinden çatışma sesleri duyulmaya devam ediyor.

Güvenlik birimlerinin bazı liderleri arasında yapıldığı söylenen ve karşılıklı çatışmaların başlamasıyla sonuçlanan müzakereler sırasında dün akşam İstikrarı Destekleme Biriminin lideri Abdulgani el-Kikli’nin Trablus'un güney banliyölerindeki et-Tekbali Kampı’nda bulunan 444’üncü Tugay karargahında esrarengiz bir şekilde öldürüldü.

Kikli'nin ölüm haberinin ardından UBH’ye bağlı ordu ve güvenlik güçleri, İstikrarı Destekleme Birimi’nin şehrin çeşitli mahallelerindeki ve banliyölerindeki karargahlarına ani bir saldırı düzenledi. Bu operasyonu şehrin 80 kilometre güneydeki Garyan ilçesinde bulunan İstikrarı Destekleme Birimi karargahını kontrol altına alma girişiminin takip etmesi bekleniyor.

Öte yandan yaralı sayısına ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken UBH Sağlık Bakanlığı tüm hastanelerden ve tıp merkezlerinden hazırlık seviyelerini arttırmalarını ve herhangi bir acil durumla başa çıkmak için azami hazırlığı sağlamalarını istedi. Çatışmaların nedeniyle Trablus Büyükşehir Belediyesi ve Trablus Üniversitesi, durum sakinleşene kadar eğitime ve sınavlara ara verildiğini duyurdu.