Borrell, Cezayir’deki görüşmelerin ayrıntılarını açıkladı

Borrell, Cezayirli yetkililerle yaptığı görüşmelerde, İspanya ile anlaşmazlığı ve ‘Wagner milislerinin’ hareketinden ve nüfuzundan sonraki özgürlükleri içeriyor

Josep Borrell, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Josep Borrell, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Borrell, Cezayir’deki görüşmelerin ayrıntılarını açıkladı

Josep Borrell, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Josep Borrell, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bir blogda geçen hafta Cezayir’e yaptığı ziyarette ‘Cezayir ve İspanya arasında Batı Sahra ihtilafına, Brüksel’in Wagner milislerinin Afrika’da artan rolü karşısındaki rahatsızlığına ve Cezayir’in insan hakları karnesine’ ilişkin olarak Cezayirli yetkililerle yaptığı görüşmelerin içeriğine değindi.
Avrupalı diplomat, Cezayir ziyaretinin sona ermesinden dört gün sonra İttihad adlı internet sitesinde yayınladığı bir belgede, Cezayir’e İspanya mallarının ihracatının bir yıl önce durduğunu belirtirken, “Bu durum, Cezayir’in AB ile ilişkilerini güçlü bir şekilde etkiledi” dedi. Madrid ile ticari faaliyetlerin dondurulmasının kimsenin çıkarına olmadığını belirten Borrell, “Bu nedenle gelecek haftalarda yaptığım görüşmelerden sonra bu durumdan kurtulmak için pragmatik çözümlere ulaşacağımızı umuyorum” dedi.
Borrell’in Cezayirli yetkililerle bu konudaki görüşmeleri, ‘İspanya ile suları normale döndürme’ taahhüdü alamadan sona erdi. Polisario Cephesi’ni destekleyen Cezayir, Madrid’in ‘Fas’ın Sahra’daki özerklik planına’ destek açıklamasına tepki olarak bir yıl önce Madrid’deki büyükelçisini geri çekmişti. Daha sonra aynı büyükelçi Paris’e nakledildi.
Şarku’l Avsat’ın İttihad sitesinden aktardığına göre Borrell, 12, 13 ve 14 Mart tarihlerinde Cezayir’e seyahat ettiğini belirtirken, “Zor bir bölgesel bağlamda gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ve Başbakan Eymen bin Abdurrahman ile ortak çıkarları ilgilendiren tüm konuları açık ve yapıcı bir şekilde ele aldık” dedi. Avrupalı yetkili, AB’nin Cezayir ile ilişkilerini sadece bir enerji tedarikçisi olarak değil, ekonomik alanda da geliştirmek istediğine dikkati çekerek, “Ancak geleceği birlikte hazırlamak adına yenilenebilir enerji sektörüne yatırım yapmayı tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Borrell, Tebbun’a bilgi verdiğini belirterek, “Sahel bölgesinde ve Gine Körfezi’nde terörizmin büyümesinden endişe duyuyoruz ve Rus Wagner milislerinin bölgeye artan nüfuzundan korkuyoruz. AB ve Cezayir arasında güvenlik konularında üst düzey bir diyalog başlatılması kararlaştırıldı. Bu konudaki ilk toplantı yıl sonunda yapılacak” dedi. Ayrıca Cezayir Cumhurbaşkanı ile Afrika Sahel ülkelerinden Avrupa’ya düzensiz göç konusunda da görüştüğünü söyledi.
Josep Borrell, Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın yönetimi sırasında yasa dışı aktarılan fonların geri alınması için AB’ye bağlı Cezai Adli İşbirliği Birimi ve Avrupa Polisi ile müzakerelerin hızlandırıldığını duyurdu. “Orada, Cezayir'in yağmalanan fonları ve varlıkları kurtarmasına yardım etmek amacıyla Avrupa Polis Teşkilatıyla birlikte çalıştılar” diyen Borrell, bu çabanın ‘ülkede yolsuzlukla mücadele için devam eden çalışmalar’ çerçevesine girdiğini vurguladı.
Borrell, Cezayir’deyken yolsuzluk ve kara para aklamayla mücadelenin ‘hem AB hem de Cezayir için önemli bir öncelik olduğunu’ açıkladı. Cumhurbaşkanı Tebbun ile yasadışı yollarla elde edilen fonlar ve yasa dışı mali transferler hakkında görüştüğünü söyleyen Avrupalı yetkili, AB ülkelerinin ‘Cezayir hükümeti ile bu alanlardaki işbirliğini güçlendirme gerekliliğine tamamen ikna olduklarına’ dikkati çekti.
Avrupalı diplomat, Cezayir’deki sivil toplum aktivistleri ve gazetecilerle yaptığı görüşmelere de değinirken, “2019 hareketinin ardından ülkede kamusal tartışma alanında önemli bir daralmaya tanık olduk. AB, ifade, basın ve toplanma özgürlüğüne saygı gösterilmesine büyük önem veriyor ve bu, tüm dünyada olduğu gibi Cezayir’de de mevcut” dedi. Josep Borrell ayrıca, “Bizim için büyük endişe kaynağı olan bu durumu Cezayirli yetkililerle ele aldım” ifadelerini kullandı.



Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
TT

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Massad Fares Boulos, Sudan'daki savaşı ‘dünyanın en büyük insani krizi’ olarak tanımladı. Boulus, Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada diplomatik çabaların barışa doğru ilerleme sağlamasını umduğunu söyledi.

Sudan’da 2023 yılının nisan ayında Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi.

HDK, geçtiğimiz ekim ayı sonlarında, Sudan’ın Darfur bölgesinin batısında yer alan stratejik öneme sahip olan Faşir şehrini 18 ay süren kuşatmanın ardından ele geçirdi. Bu süreçte toplu katliamlar ve cinsel şiddet olayları yaşandığına dair haberler basına yansıdı.

dsfrg
Faşir’deki çatışmalardan kaçarak Tavile’deki bir mülteci kampına sığınan çocuklar, 3 Kasım 2025 (AP)

Boulos, Katar’ın başkenti Doha'da AFP’ye, Sudan'daki çatışmanın ‘günümüz dünyasındaki en büyük insani kriz ve en büyük insani felaket’ olduğunu söyledi.

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faşir’de özellikle son iki-üç hafta içinde yaşananları ve o videoları hepimiz gördük. O haberleri gördük. Bu zulümler kesinlikle kabul edilemez. Bu durum bir an önce sona ermeli.”

Washington, savaşan tarafları Sudan'da ateşkes ilan etmeye çağırdı.

Ordu yanlısı Sudan hükümeti, ABD'nin ateşkes önerisiyle ilgili toplantının ardından savaşa devam edeceğini açıkladı.

HDK ise arabulucuların insani ateşkes önerisini kabul ettiğini duyururken, savaşmaya devam ediyor.

ABD'nin Sudan'daki arabulucu ortaklarıyla birlikte her iki tarafı da ‘üç aylık insani ateşkes’ üzerinde anlaşmaya çağırdığını söyleyen Boulos, ‘ateşkesin tartışıldığı ve müzakere edilmek üzere olduğunu’ belirterek, Tarafları bu öneriyi kabul etmeye ve gecikmeksizin derhal uygulamaya koymaya çağırdıklarını söyledi.

xssadf
Faşir’deki HDK üyeleri (AFP)

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, geçtiğimiz eylül ayında, önce insani yardım için ateşkes, ardından kalıcı ateşkes ve sivil yönetime geçiş için ortak bir bildiri yayınladı. Ancak bildiride savaşan tarafların hiçbirinin geçiş sürecine katılmayacağı belirtildi.

Boulos, ABD’nin ortaklarıyla birlikte, sivil yönetime geçiş de dahil olmak üzere daha geniş kapsamlı plan konusunda ‘önümüzdeki haftalarda bazı ilerlemeler kaydetmeyi’ umduğunu belirtti.

ABD’li yetkili, ‘en büyük önceliğin insani boyut ve insani ateşkes olmaya devam ettiğini’ vurguladı.


Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
TT

Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)

Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan genel seçimlerde sadece Basra'daki Fav-Zaho İttifakı adayının bir sandalye kazandığı muhalefet kanadındaki üç ittifakın ezici bir yenilgiye uğramasıyla yeni parlamentoda sivil güçlerin temsiliyeti tamamen ortadan kalktı.

Sivil ittifaklar arasında Bedil, Sivil Demokratik Hareket, Fav-Zako ve Medeniyyun yer alıyordu ve yaklaşık 389 aday vardı. Ancak bu adayların çoğu, ittifak liderlerinin ‘sıfır’ olarak nitelendirdiği sonuçlar aldı.

Adaylar, geleneksel partilerin sahip olduğu etki ve finansman ağlarının belirleyici bir rol oynadığını, sivil güçlerin ise iç çekişmelerden ve zayıf organizasyon ve finansmandan şikayet ettiğini söylediler. Ayrıca, destekçileri arasındaki güven eksikliği ve katılımın azalmasının kazanma şanslarını düşürdüğünü de eklediler.

Adaylar, yenilgilerinin ‘seçimler adaletsizliğin olması’, siyasi finansmanın denetlenmemesi ve nüfuzlu grupların seçmenler üzerinde baskı kurmasından kaynaklandığını söylediler.


SDG: Şam'a bağlı grupların saldırısını engelledik. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız

SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

SDG: Şam'a bağlı grupların saldırısını engelledik. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız

SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)
SDG üyeleri (arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından dün yapılan açıklamada Rakka’nın doğusunda Suriye hükümetine bağlı grupların saldırısının engellendiği belirtildi. Açıklamada SDG’nin Şam hükümetine bağlı bazı grupların yarattığı kaos ve sonuçsuz çabaları yansıtan her türlü yeni saldırıya yanıt vermeye hazır olduğu vurgulandı. SDG ayrıca gerilimin tırmanmasını önlemek için orantılı bir yanıt verdiğini de ifade etti.

SDG, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Şam hükümetine bağlı bazı grupların yarattığı kaos ve sonuçsuz çabaları yansıtan yeni bir saldırıda, güçlerimiz Rakka'nın doğu kırsalındaki Ganim el-Ali köyü çevresinde hain bir saldırıya maruz kaldı. Bu saldırıda söz konusu gruplar, sivillerin güvenliğini ve bölgenin istikrarını hiçe sayarak kamikaze insansız hava araçları (İHA) ve ağır silahlar kullandı.”

cdf
Kamışlı kentinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG üyeleri (Reuters)

SDG, güçlerinin saldırıyı ‘tüm sorumluluğuyla’ püskürttüğünü ve çatışmalarda üç üyesinin hafif şekilde yaralandığını, ayrıca ‘saldıran gruplar arasında da kayıpların olduğu doğrulandığını’ belirtti.

Açıklamada bu ‘pervasız’ davranışın, bölgede gerginliği tırmandırmak ve istikrarı korumaya yönelik tüm çabaları baltalamak isteyen tarafların bu yöndeki çabalarını teyit ettiği vurgulandı.

Müdahalesinin ‘saldırının niteliğine orantılı olduğunu, itidal göstermeye ve çatışmanın tırmanmasını önlemeye tam olarak kararlı olduğunu’ belirten SDG’nin açıklamasında “Tekrarlanan saldırılar ve provokasyonlar karşısında seyirci kalmayacağımızı ve bölgelerimizi, güçlerimizi ve halkımızı her türlü tehditten korumak için uygun önlemleri alacağımızı teyit ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın sonunda ise şöyle denildi:

“Bu grupların destekçilerini, tüm bölgenin güvenliği ve istikrarına doğrudan tehdit oluşturan sorumsuz uygulamalarına son vermeleri ve onları kontrol altına almaları için çağırıyoruz.”