Irak Başbakanı Sudani’den demokrasi vurgusu

Sudanî, Irak'ta demokrasi ve çoğulculuğun korunmasının altını bir kez daha çizdi

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani 1 Mart'ta makamındayken (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani 1 Mart'ta makamındayken (AP)
TT

Irak Başbakanı Sudani’den demokrasi vurgusu

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani 1 Mart'ta makamındayken (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani 1 Mart'ta makamındayken (AP)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudanî, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden yaklaşık 20 yıl sonra altı aydan kısa bir süre önce oylanan hükümetinin bakanlık programında demokrasi, siyasi çoğulculuk ve ifade özgürlüğü ilkelerinin yerleştirilmesine özel önem verdiğini vurguladı.
Sudanî, çevrim içi düzenlenen ‘Demokrasi Zirvesi’ne zirve başkanı ABD Başkanı Joe Biden'ın davetlisi olarak video konferans yöntemiyle katıldığı sırada “Irak'ta halkımızın diktatörlüğün yıllarca baskı ve zulüm parmaklıkları ardında tecrit edildikten sonra özgürlüklerini kazanmak uğruna fedakarlıklar yaptığı uzun mücadele deneyimleri var” ifadelerini kullandı. Sudanî “Aylar önce yapılan oylamadan bu yana, hükümet birçok öncelik belirledi. Belki de bunların en önemlisi, siyasi farklılıkların hükümetin tüm Iraklılara ihtimam göstermesini etkilememesi gibi, siyasi ve toplumsal yaşamda demokrasiyi güçlendirme meselesidir” dedi.
Sudani “Anayasa çoğulculuğu vurgular. Bu, altında buluştuğumuz ve sığındığımız bir çatıdır ve demokrasiyi siyasi ve toplumsal bir kavram olarak benimseyen ülkelerde demokratik eylemin temelini oluşturur” ifadelerini kullandı. Ayrıca ‘hükümetinin, düşünce ve ifade özgürlüğüne yasa çerçevesinde yer açmaya ve bu yıl yapılması kararlaştırılan yerel seçimler için gerekli ortamı sağlamaya özen gösterdiğine’ işaret eden Sudani “Yolsuzlukla mücadele etmek ve vatandaşlara insana yakışır bir yaşam garanti eden kamu hizmetlerini iyileştirmek için bir dizi idari reform ve önemli girişim de başlattık” dedi. Sudani hükümetinin, ‘petrol ve doğalgaz gbi önemli bir zenginlikten gelecek nesillerin mahrum kalmasını engellemek ve enerji santrallerinin işletilmesi ve çevre kirliliğinin azaltılması için önemli bir kaynak elde etmek amacıyla enerji sektörünü geliştirmek ve petrol çıkarımına eşlik eden doğalgaza yatırım yapmak adına çeşitli önlemler aldığını’ kaydetti.
Sudani Irak'ta demokratik eylem ilkelerini güçlendirmenin önemine ilişkin bu açıklamalarda bulunurken, ülke demokratik eylem ve fikir ve ifade özgürlüğü kavramlarına ilişkin siyasi çatışmalara tanık oluyor. Bu konuların çoğu, anayasa üzerindeki anlaşmazlıklar ve onaylandığı 2005 yılından bugüne kadar değiştirilmesi için yapılan tüm girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle üzerinde anlaşılmış kanunlarda yer almıyor.
Iraklılar elde ettikleri en büyük başarının demokrasiyi, seçimleri ve barışçıl iktidar devrini tanımayan totaliter bir rejim olan Saddam Hüseyin rejiminin 2003 yılında devrilmesinden sonrasının olduğunu düşünseler de çoğu 2003'ten sonra ülkeye hakim olan siyasi sınıfın ulusal, etnik ve mezhepsel kotalardan yana olduğunu savunuyor. Bu, başarısızlıkların üst üste yığılmasına ve 2019'un sonlarında büyük toplumsal bir patlamaya yol açmıştı. ‘Vatan istiyoruz’ sloganı öncülüğünde o yıl ‘Ekim ayaklanması’ patlak vermiş, ayaklanma benzeri görülmemiş bir baskıyla sona ermiş ve arkasında 600'den fazla ölü ve yaklaşık 24 bin yaralı bırakmıştı.
2003 yılındaki değişiklikten sonra Irak'ta siyasi parti hayatı yeniden canlandı ve gerek yerel meclis gerekse genel parlamento düzeyinde herkes seçimlere katıldı. Ancak hem partiler hukuku açısından hem de Federasyon Konseyi'nin kurulması ile yasama yapısının tamamlanabilmesi açısından sağlıklı bir hukuki ortamdan yoksun olmanın yanı sıra katılımın sorunsuz olmasını sağlamak için gerekli anayasal değişikliklerin yapılmaması, hala ülkede demokratik yapılanma açısından gerekli düzeye çıkılmasını engelliyor.
Gelişmeyen anayasalardan biri olarak kabul edilen Irak anayasası, ülkedeki demokratik sürecin seyrini değiştirmek için gerekli değişikliklerin yapılmasını zorlaştırıyor. Bu bağlamda hukuk uzmanı Ali et-Temimi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “Irak anayasası gelişmeyen anayasalardan biridir. Anayasanın 142. ve 126. maddelerinde değişiklik öngörülmesine rağmen, değişiklik süreci uzun ve karmaşık prosedürler içeriyor. Değişikliğin doğru şekilde güvence altına alınması için, parlamento tarafından bir komisyon oluşturulması, önerilen herhangi bir değişikliğin üyelerinin salt çoğunluğu tarafından kabul edilmesi ve daha sonra (oy kullananların yarısı artı bir tarafından) onaylanmak üzere genel halk oylamasına sunulması ve üç valilikteki seçmenlerin üçte ikisinin değişikliğe itiraz etmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Temimi “Irak için en iyi başkanlık sistemine geçmeye ihtiyacımız olduğundan Irak anayasasında değiştirilmesi gereken maddeler siyasi rejimin biçimine ilişkin maddelerdir; ihtilaflı bölgelere ilişkin 140. madde ile başkanlık yetkileri ve parlamentonun şekline ilişkin 73. madde. Ayrıca diğer rejimler gibi siyasi rejim karma olabilir” dedi.



Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı

Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
TT

Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı

Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)

İsrail hükümeti, yedek subay ve askerler için 3 milyar şekel (yaklaşık 1 milyar dolar) değerinde büyük bir mali destek planını onayladı.

İsrail medyası bu planın doğru, hayati ve adil olduğunu, ancak iyi niyetle onaylanmadığını, daha ziyade Netanyahu'nun hizmete uymama olgusunu engelleme girişimi olduğunu kaydetti.

Ordu, uyum oranının yüzde 75 olduğunu bildirdi. Ancak gözlemciler bu rakamın hileli olduğunu, ordunun uyum sağlamayacağını bildiği kişileri kasıtlı olarak davet etmediğini ve gerçek uyum oranının yüzde 50'yi geçmediğini iddia etti.

Gözlemciler, Netanyahu'nun bu olgudan korktuğunu ve başlangıçta Genelkurmay Başkanı'na, askerlik hizmetini yerine getirmeyenleri cezalandırması yönünde baskı yaptığını ileri sürdü. Ancak Netanyahu, böyle bir eylemin, sokaklarda kendi politikasına karşı gösteri yapan on binlerce asker ve subayla karşı karşıya gelme tehlikesini doğuracağının farkındaydı.

asdfergt
İsrail askerleri geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nde öldürülen bir meslektaşlarının defni sırasında Kudüs'teki askeri mezarlıkta (EPA)

Böylece Netanyahu, birçoklarının ‘siyasi rüşvet’ olarak gördüğü ‘havuç’ yöntemine başvurdu.

Plan ilk olarak Başbakan Binyamin Netanyahu, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Adalet Bakanı Yariv Levin ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın başkanlık ettiği toplantıda onaylandı. Planın üç ay içinde Mevzuat Bakanlık Komitesi tarafından onaylanması bekleniyor.

Yıllık ödenek

Plan, 60 günden fazla (üniversite öğrencileri için 40 gün) görev yapan her kolordu komutanı için yılda bir kez 22 bin şekel (bir dolar yaklaşık 3,5 şekel), bölük komutanları için 10 bin şekel, tümen komutanları için 6 bin şekel, tatil günlerinde görev yapanlar için 5 bin şekel ve birden fazla çağrılanlar için bin şekel daha ödenek verilmesini içeriyor.

Yedek kuvvetlerde 10 günden fazla görev yapanlara yarım puan, 30 günden fazla görev yapanlara 0,75 puan, yılda 40 günden fazla görev yapanlara tam puan ve ilave her beş gün için çeyrek puan olmak üzere en fazla dört puana kadar gelir vergisi muafiyeti tanınıyor.

Yedek askerlere konut yardımı yapılıyor. Ayrıca, çalışanlarını askere gitmeleri için serbest bırakan ve döndükten sonra işe geri alan işverenlere vergi indirimi sağlanıyor.

xsadfrgt
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri (Reuters)

Katz, bu miktarın şu anda yedek ordudaki asker ve subaylara verilen ödenekler için harcanan 20 milyar şekellik bütçeye eklendiğini söyledi.

Diğer yandan bir grup subay ‘rüşveti’ reddederek, savaşın sona erdirilmesi ve esirlerin serbest bırakılması talebiyle bir medya kampanyası başlattı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth'tan aktardığına göre kampanya, ‘Kaçırılanların hayatları para karşılığında satılamaz’ sloganı altında yürütülecek.