Uluslararası raporlara göre Yemen ruh sağlığı sıralamasında çok gerilerde

Yemen'in batısındaki Hudeyde’de yer alan el-Huha bölgesindeki çocuklara sağlık hizmeti verilmeye devam ediliyor. (AFP)
Yemen'in batısındaki Hudeyde’de yer alan el-Huha bölgesindeki çocuklara sağlık hizmeti verilmeye devam ediliyor. (AFP)
TT

Uluslararası raporlara göre Yemen ruh sağlığı sıralamasında çok gerilerde

Yemen'in batısındaki Hudeyde’de yer alan el-Huha bölgesindeki çocuklara sağlık hizmeti verilmeye devam ediliyor. (AFP)
Yemen'in batısındaki Hudeyde’de yer alan el-Huha bölgesindeki çocuklara sağlık hizmeti verilmeye devam ediliyor. (AFP)

Husi darbecilerin uygulamaları ve sekiz yıldır devam eden savaş nedeniyle yaşam koşullarının kötüleştiği, ekonominin çöktüğü, sağlık sektörünün gerilediği Yemen'de psikolojik ve ruhsal rahatsızlıklar da artış gösteriyor. Ruh sağlığı durumunu anlamak için her yıl çevrimiçi araştırmalar yapan ABD merkezli Sapien Labs kuruluşunun 2022’de yayınladığı rapora göre Yemen, ruh sağlığı açısından çok gerilerde.
Başkent Sana ve büyük şehirlerin sokaklarının evsiz ve akli dengesi yerinde olmayan insanlarla dolu olduğu görülürken Yemen, 2022’de dünyanın zihinsel durumuna ilişkin yayınlanan söz konusu raporda 57 ülke arasında 46’ıncı sırada yer aldı. Söz konusu rapor, yaklaşık 500 bin kişi üzerinde dokuz dilde toplanan verilere dayanıyor.
Mart ayı başlarında yayınlanan rapora göre, ankete katılan Yemenlilerin yüzde 24,4'ü günlük hayatın baskılarıyla başa çıkmakta zorlandıklarını aktardı.
Aralarında Yemen'in de bulunduğu birçok ülkede kaydedilen ruhsal bozukluklar ve zorlu yaşam koşulları ile savaş arasındaki ilişkiye değinmeyen rapor, koronavirüs salgını, ailelerdeki istikrarı, sorunlar ve çocukluk döneminde görülen sevgi ve duygusal sıcaklık eksikliği gibi diğer faktörlerin etkisine odaklanıyor.
Yemen’deki insanların ruh sağlığı, darbe ve savaş dolayısıyla hükümetin ve uluslararası toplumun ilgisindeki eksiklikten, fon ve uzman tıbbi personel eksikliğinden, ihmalkarlıklardan, büyücülük gibi bilim dışı alışkanlıkların yaygınlaşmasından da etkileniyor.
Sana Üniversitesi’nden bir araştırmacı, Sapien Labs raporunun sonuçlarının doğru olmadığını, objektiflikten uzak olduğunu söyledi. Zira araştırmanın saha araştırması yoluyla değil, elektronik iletişim kanalları üzerinden yürütüldüğünü, toplumun yalnızca belli bir yüzdeliğini temsil eden bir kesim internet kullanıcılarının cevaplarının dikkate alındığını vurguladı.
Husilerin yönettiği üniversitedeki görevi dolayısıyla kimliğinin açıklanmamasını isteyen araştırmacı, Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu:
“Savaş kurbanlarının görüşleri nerede? Bombalamalara, mayınlara, şehirlerin kuşatılmasına, yakınlarının ve arkadaşlarının gözleri önünde katledilmelerine tanıklık edip dehşete düşenler var. Keyfi tutuklamaların ve işkencenin yanı sıra işsizliğin, maaş kesintilerinin ve yüksek yaşam maliyetinin mağdur ettiği insanlar bulunuyor. Araştırmada genelleme yapılıyor. Husi milislerin zorla götürdüğü cephelerden dönen çocukları ve yetişkinleri ve daha birçoğunu dikkate almıyor. Milislerin medyasının, sürdürdükleri mezhep propagandasının etkisinde kalan insanlar var. Rapor, bunların psikolojik ve toplumsal yapıyı bozduğuna değinmiyor.”
Aştırmacı aynı zamanda kendi gözlemlerinden ve topladığı verilerden yola çıkarak, Husilerin kontrolündeki bölgelerde nüfusun üçte birinin ruh sağlığı bozukluklarından muzdarip olduğu tahmininde bulundu.
Geçtiğimiz ekim ayında, sekiz yıl süren savaş nedeniyle seiz milyon Yemenlinin psikolojik sorun yaşadığı tahmininde bulunan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) akıl hastalığının Yemen'deki en yaygın sağlık sorunlarından biri olduğunu bildirmişti.
Savaşın ve ekonominin çöküşün sağlık tesislerinin felcine, toplumun her kesimini etkileyen ruhsal hastalıkların artmasına yol açtığına dikkat çeken WHO, açıklamasında “Akıl sağlığı ve psikososyal hizmetler sunan zaten az sayıdaki mevcut tesisler, acil ihtiyaçla karşılaştırıldığında ciddi şekilde yetersiz bir şekilde finanse ediliyor” ifadelerine yer vermişti.
Husi milislerinin kontrolündeki bir devlet hastanesinden sağlık kaynağı, devlette ve özel hastanelerde, hatta kliniklerde psikiyatri hastalıkları konusunda uzman bölümlere günde en az 20 ruhsal bozukluk vakası geldiğini aktardı.
Ancak tedavi masraflarının yüksekliği ve uzman sağlık personel eksikliğinin tıbbi hizmetlere erişimi engellediğine, tedavinin durmasına ve birçok ailenin bilim dışı tedavilere başvurmasına neden olduğunu da ekliyor. Ayrıca Husi milis medyasının kendi politikaları ve düşünceleri dolayısıyla hastalıkları ve ruhsal bozuklukları hafife aldığı uyarısında bulunuyor.
Husi grubunun darbesi, ruh sağlığı sektörüne verilen desteğin kesilmesine neden oldu. Hastaneler ve psikiyatri kliniklerine sağlanan fonların azalmasıyla bu yöndeki çabalar düşüşe geçti. Uluslararası kuruluşlar gıda ve ilaç yardımlarını ön sıraya alırken psikiyatrik destek ise geride kaldı.
Söz konusu kaynak, Husi milisleri tüm sağlık kurumlarını kontrol altına almak, etkisini tüm gelirler ve finans kaynakları üzerinde genişletmek, bu sektöre yapılan bağışlara el koymak, bu bağışları kendi savaşçılarının aileleri için çalışan kuruluşlar gibi gruba bağlı kuruluşlara yönlendirmekle suçluyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.