Dünya Bankası: Yemen'de barış ekonomide büyümeyi sağlayacak

Yemen’de Petrol ihracatına getirilen kısıtlamalar nedeniyle bu yıl ülke ekonomisinde daralma bekleniyor.

Husilerin kontrolündeki Yemen'in başkenti Sana'da yaya köprüsünden bir adam iniyor. (AFP)
Husilerin kontrolündeki Yemen'in başkenti Sana'da yaya köprüsünden bir adam iniyor. (AFP)
TT

Dünya Bankası: Yemen'de barış ekonomide büyümeyi sağlayacak

Husilerin kontrolündeki Yemen'in başkenti Sana'da yaya köprüsünden bir adam iniyor. (AFP)
Husilerin kontrolündeki Yemen'in başkenti Sana'da yaya köprüsünden bir adam iniyor. (AFP)

Dünya Bankası, petrol ihracatına getirilen kısıtlamalar ve devam eden ateşkes müzakereleri göz önüne alındığında, bu yıl için Yemen'deki makroekonomik beklentilerin oldukça belirsiz olduğunu vurguladı. Ancak kalıcı bir ateşkes veya barış sağlanması durumunda, ulaşım, ticaret, mali akışlar ve yeniden yapılanma finansmanında beklenen hızlı toparlanma ile Yemen ekonomisinin bu anlaşmadan sonraki aylar içinde daha sürdürülebilir bir büyüme kaydedebileceğini belirtti.
Dünya Bankası’nın Yemen'deki ekonomik duruma ilişkin yakın tarihli bir raporunda, bu yılın ikinci yarısında petrol ihracatının geçen yılın ilk yarısındaki seviyesinde yeniden başlayacağı varsayılsa bile, reel ekonomik faaliyetin 2023 yılı boyunca 0,5 puan daralması bekleniyor.
Dünya Bankası, kalıcı bir ateşkes veya barış sağlanması durumunda, “Ulaşım, ticaret, mali akışlar ve yeniden yapılanma finansmanında beklenen hızlı toparlanma ile Yemen ekonomisinin böyle bir anlaşmadan sonraki aylar içinde daha sürdürülebilir bir büyüme kaydedebileceğini ve orta vadede büyümenin bir barış anlaşmasına ve yeniden yapılanma için uluslararası finansmanla desteklenen güçlü reform ve toparlanma çabalarına bağlı olması beklentisinde olduğunu” belirtti.
Rapora göre Rusya'nın Ukrayna'yı işgali de dahil olmak üzere ağırlaşan krizlerin ekonomik etkileri nedeniyle insani ihtiyaçlar kötüleşirken, Yemen'deki koşullar hem iç hem de dış faktörler nedeniyle son bir yılda oldukça değişkenlik gösterdi. Ülke çapında gerçekleşen geçici ateşkes, dış yardım, yüksek petrol fiyatları ve bazı ekonomik reformların büyümeyi hızlandırdığını belirterek, ateşkesin sona ermesinin ekonominin istikrarı üzerindeki baskıyı yenilediği konusunda uyardı.
Dünya Bankası raporunda, Yemen ekonomisinin karşı karşıya olduğu risklere dikkat çekilerek bunların çeşitli tarafların siyasi çıkmazına ek olarak terör faaliyetlerin dönüşü, ticaret hadlerindeki şoklar ve doğal afetlerle bağlantılı olduğu ve tüm bunların Yemen'in geleceği için büyük bir tehlike oluşturduğu belirtildi. Raporda, hükümetin parasal ve makroekonomik istikrara odaklanmaya devam etmesinin ve politika ile kurumsal kapasitenin güçlendirilmesinin acil ekonomik görünümü iyileştirmeye yardımcı olabileceği ifade edildi.
Raporda belirtilenlere göre, Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde sağlanan geçici ateşkes, yönetimin Başkanlık Konseyi’ne devri, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) 3,3 milyar dolarlık finansman yardım paketini açıklaması, Aden'de bulunan Yemen Merkez Bankası'ndaki 2 milyar dolarlık mevduat, maliye ve para politikası reformları da dahil olmak üzere, sayılanların tümü geçtiğimiz yıl boyunca ekonomik faaliyetlerde gelişmelere yol açtı.
Raporda, ateşkes süresinin uzatılmadan sona ermesinin ve Husilerin hükümetin petrol ihracat tesislerine yönelik bir dizi saldırı gerçekleştirmesinin, hükümetin mali gelirlerinde ve Aden'deki Yemen Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinde azalmaya neden olduğu belirtildi. Söz konusu gelişmeler kamu harcamalarında da azalmaya neden oldu. Zira Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin düşük seviyede olması, memur maaş ödemelerini, artan cari açığı, ödemeler dengesini ve kur üzerinde yeniden baskı oluşturulmasını etkiledi.
Raporda, kısa ve orta vadede ekonomik istikrarın ek ve sürdürülebilir dış finansmanın harekete geçirilmesine bağlı olmaya devam edeceği belirtildi. Çünkü ülkede süregelen çatışmalar, petrol sektörünü büyük ölçüde tehlikeye attı. Aynı zamanda (Yemen'deki iki mali makam tarafından) çifte vergilendirmeye, yaygın yolsuzluğa, koordinasyonsuz politikalara ve kurumların çokluğuna ek olarak ülkenin yabancı yatırımı çekme yeteneğini de etkiledi.
Rapor, sivil maaş ödemelerindeki düşüşün ve değişken insani yardımın, zaten istikrarsız yaşam koşullarında yaşayan Yemenli aileler üzerinde ağır etkiler yarattığı ve sonuç olarak, yoksulluk ve gıda güvensizliğinin yaygınlaştığına dikkat çekiyor. Artan gıda fiyatları da ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırırken, birincil geçim kaynağı olan tarım, çalkantılı iklim, çevre ve haşere kaynaklı olaylara karşı oldukça savunmasız kalmaya devam ediyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Grubu'nun tahminlerine göre, reel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) 2022 yılında yüzde 1,5 oranında ılımlı bir büyüme kaydetti. Ancak bu ılımlı büyüme hızı, art arda iki yıllık daralmanın ardından belirgin bir iyileşme oldu. Büyüme, özel tüketimden kaynaklandı ve esas olarak para transferleri ve resmi kalkınma yardımı ile finanse edildi.
Rapor, geçtiğimiz yaz boyunca eşi benzeri görülmemiş şiddetli yağmurların üretimi etkilediğini, bunun da mali koşullar açısından ekonomik büyümenin kısılmasına neden olduğunu açıkladı. Geçen yılın ilk üç çeyreğinde hükümetin denk bütçe sağlama yolunda ilerlediği, ancak ateşkesin sona ermesi ve bunu takiben petrol ihracatı kısıtlamalarıyla gelirlerin önemli ölçüde azaldığı ve sonuç olarak da mali açığın 2021 yılına kıyasla GSYİH'nın yüzde 2,2'sinde değişmeden sabit kaldığı belirtildi. Açık, 2022 yılının son çeyreğinde enflasyon baskısına katkıda bulunan nakit kaynaklar aracılığıyla finanse edildi.
Ekonomik beklentiler
Dünya Bankası, iç ve dış faktörlerin bir araya gelmesiyle ülkenin ithalat faturasının 2021 yılında GSYİH’nin yüzde 46,4'ünden geçen yıl yüzde 59,7'ye çıkmasına neden olduğunu ve ihracatın, transferlerin ve bağış yardımlarının ithalattan çok daha düşük olduğunu belirtti. Bu, 2022 yılında önemli ölçüde daha büyük bir cari açığa (GSYİH'nın yüzde 14’ü) yol açtı. (Aden'deki Yemen Merkez Bankası verileri)
Açık, Yemen Merkez Bankası'ndaki döviz rezerv hesaplarının yurtdışında yatırılması ve Yemen'in IMF'nin özel çekme haklarındaki yüzde 50'sinin tasfiyesi de dahil olmak üzere tek seferlik mali girişlerle finanse edildi.
Rapora göre, küresel emtia fiyatlarındaki keskin artış, meşru hükümet ile Husi bölgeleri arasındaki eşitsizliğe rağmen Yemen'in 2022 yılında yaklaşık yüzde 30'a yükselen enflasyon oranını etkiledi (Ortak Piyasa İzleme Girişimi verileri). Ayrıca başta gıda fiyatları olmak üzere emtia fiyatlarındaki artış, enerji ve tüketim arayan haneleri olumsuz etkiledi. Bu da gıda güvensizliği ve yoksulluğun artmasına neden oluyor.
Rapora göre, petrol ihracatına getirilen kısıtlamalar ve devam eden ateşkes müzakereleri dikkate alındığında, 2023 yılı için makroekonomik beklentiler halen oldukça belirsiz. Raporda, kısa vadede ekonomik istikrarın büyük ölçüde öngörülebilir ve sürdürülebilir döviz akışlarına ve siyasi-askeri gelişmelere bağlı olduğu vurgulandı.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.