Karadeniz gazıyla mayıs ayında hanelerin yaklaşık 5,9 milyar liralık faturası karşılanacak

GAZBİR Başkanı Arslan, yerli doğal gazın en kısa sürede hanelerde kullanılmaya başlanacağını belirterek, "Karadeniz gazıyla yaklaşık 19 milyon 200 bin abonenin toplamda 5,9 milyar liralık faturası devlet tarafından karşılanabilir." dedi.

AA
AA
TT

Karadeniz gazıyla mayıs ayında hanelerin yaklaşık 5,9 milyar liralık faturası karşılanacak

AA
AA

Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan, AA muhabirine, yaklaşık 10 bin personelin gayretli çalışmasıyla yerli doğal gazın kısa süre içinde tüketicilerle buluşturulacağını ve Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi'nde işlenerek kullanıma hazır hale getirileceğini söyledi.
Türkiye'de son 10 yılda yapılan yatırımlarla iletim ve dağıtım şebekesinin fiili kapasitesinin maksimum doğal gaz talebini karşılayacak düzeye ulaştığına işaret eden Arslan, 2022 sonu itibarıyla Türkiye'de doğal gaz dağıtım şebeke uzunluğunun 180 bin kilometrenin üzerinde olduğunu dile getirdi.
Arslan, yerli doğal gazın sisteme verildikten sonra mevcut dağıtım şebekesi vasıtasıyla tüketicilere ulaştırılacağını belirterek, "Yerli doğal gaz en kısa sürede hanelerde kullanılmaya başlanacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ilk planlamasına göre yerli doğal gaz mayıs ayında tüketicilerle buluşacak. Bu gelişme ülkemiz enerji piyasası için bir milat niteliği taşıyor." dedi.
Doğal gazın hem ısınmada hem de sıcak su ve pişirme amaçlı kullanımda kömür, LPG gibi alternatif yakıtlara kıyasla yaklaşık 2-3 kat daha ucuz olduğunu vurgulayan Arslan, 2022 yılında bir hanenin yıllık doğal gaz giderinin 6 bin lira civarında olduğunu söyledi.
Arslan, yerli doğal gazın maliyetinin piyasa fiyatlarına kıyasla düşük olacağı öngörüsüyle bu tutarın daha aşağılara inmesinin mümkün göründüğünü belirterek, "Mayıs ayı doğal gaz tüketiminin hane başı ortalama 50 metreküp seviyesinde gerçekleşeceği ve doğal gazın ortalama konut fiyatının mayıs ayında 6,15 lira olacağını düşünüldüğünde, Karadeniz gazıyla yaklaşık 19 milyon 200 bin abonenin toplamda 5,9 milyar liralık faturası devlet tarafından karşılanabilir." diye konuştu.

"Yıllık doğal gaz ithalat faturası bugünün fiyatlarıyla 8-9 milyar dolar azalabilir"
Keşfedilen 710 milyar metreküp doğal gazın piyasa değerinin 500 milyar doların üzerinde olduğuna dikkati çeken Arslan, doğal gaz fiyatlarının uluslararası piyasalarda oldukça değişken olması sebebiyle keşfedilen gazın ekonomik değerinin de değişmekle birlikte her halükarda Türkiye'nin uzun yıllar ithalat faturasına olumlu olarak yansıyacağını vurguladı.
Arslan, küresel piyasalardaki doğal gaz fiyat hareketleri incelendiğinde Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF fiyatının 19 Nisan'da 1000 metreküp başına ortalama 500 dolar civarında olduğunu ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Açık kaynak verilerine göre Türkiye'nin ithalat maliyetinin geçtiğimiz yılın ikinci yarısında 1000 metreküp başına 1000 ila 1200 dolar iken 2023 yılının ilk iki ayında ortalama 500 ila 600 dolar aralığında olduğu görülmektedir. Önümüzdeki dönemde Karadeniz doğal gazının üretim kapasitesinin artmasıyla Türkiye'nin yıllık doğal gaz ithalat faturasının bugünün fiyatlarıyla 8-9 milyar dolar civarında azalacağı öngörülmektedir. Üretim maliyeti açısından yerli doğal gazın çıkarıldığı kaynakların jeolojik özellikleri, saha altyapısı, sondaj ve üretim teknolojileri gibi birçok faktör maliyetleri etkilediği için maliyet hesabını yapmak oldukça güç. Şu an için kesin veriler paylaşmak mümkün değil, ancak genel olarak yerli doğal gazın üretim maliyeti, mevcut şartlarda ithal doğal gaza kıyasla daha düşük olacaktır. Keşfedilen doğal gazın miktarının yüksek olması ve maliyetinin ithal edilen doğal gaza göre düşük olması enerji stratejisi anlamında ülkemizi güçlü hale getirmektedir."

"Doğal gaz ticaret merkezi olma hedefine büyük katkı sağlayacak"
Doğal gaz piyasası paydaşlarının Türkiye'de bir ticaret merkezi kurulması amacıyla altyapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Arslan, "Sakarya Doğal Gaz Sahası rezerv büyüklüğü ve öngörülen üretim kapasitesiyle Türkiye'nin doğal gaz ticaret merkezi olma hedefine büyük katkı sağlayacaktır." ifadesini kullandı.
Arslan, ilk fazda 2023 yılında sondajı tamamlanan 10 kuyuyla günde 10 milyon metreküp, sonraki süreçte plato değerde 2026-2027 yıllarında 40 kuyuda sondajın tamamlanmasıyla günlük 40 milyon metreküp doğal gaz üretilmesinin öngörüldüğünü dile getirerek şunları kaydetti:
"Talebin en yoğun olduğu günlerde 300 milyon metreküp civarı doğal gaz tüketimi gerçekleştiği düşünüldüğünde, üretim gazının kullanılmasıyla birlikte günlük doğal gaz ihtiyacının kısa vadede yüzde 5'inin, orta-uzun vadede ise yüzde 10 ila 15'inin yerli doğal gazdan karşılanabileceği görülmektedir. Üretim miktarının 40 milyon metreküpe ulaşacağı plato dönemde Türkiye'nin yıllık doğal gaz talebinin yaklaşık yüzde 30'u, konut abonesinin yıllık ısınma, sıcak su ve pişirme ihtiyacının önemli bir kısmının karşılanması mümkün olacaktır."

"Dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltacak"
Geçen yıl Türkiye'de 53,3 milyar metreküp doğal gaz tüketildiğini, ilerleyen yıllarda bu rakamın 50-60 milyar metreküp civarında olmasının beklendiğini belirten Arslan, şöyle dedi:
"Ülkemiz 100 milyar metreküp kadar doğal gazı işleyip sisteme verebilecek altyapıya ve imkana sahiptir. Doğru bir planlama ve verimli bir kullanımla ilerleyen yıllarda komşu ülkelere doğal gaz ihracatı yapabilecek konuma gelebiliriz. Bu durum gelecek hedeflerimiz arasında yer alan doğal gaz ticaret merkezi olma hedefimize ulaşmamız için de ülkemize oldukça faydalı olacaktır. Sakarya sahasındaki doğal gaz keşfi 710 milyar metreküp seviyesinde. 35 yıl süreyle tüm konutların doğal gazını karşılayacak, sanayiyi de dahil ettiğimizde 15-20 yıl boyunca toplam doğal gaz ihtiyacını karşılayacak miktarda bir keşif söz konusu. Sonuç olarak, Sakarya Doğal Gaz Sahası Geliştirme Projesi gibi büyük ölçekli doğal gaz yatırımları, Türkiye'nin dışa bağımlılığını büyük ölçüde azaltacaktır."



ABD Enerji Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz tarihi nitelikte

ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında (Reuters)
ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında (Reuters)
TT

ABD Enerji Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz tarihi nitelikte

ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında (Reuters)
ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında (Reuters)

Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulunan ABD Enerji Bakanı Chris Wright, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkinin 90 yıl önce başlayan tarihi bir ilişki olduğunu belirterek, bölgedeki liderlere verdiği mesajın ‘enerji bolluğu ve ekonomik büyümenin el ele gitmesi’ olduğunu söyledi.

Wright, Katar'ı da kapsayan dört günlük turun bir parçası olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) Suudi Arabistan’a geldi. Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ile yaptığı görüşmelerde, iki ülke arasında enerji sektörünün çeşitli alanlarında ikili iş birliğinin geliştirilmesine yönelik beklentiler ele alındı. Wright ayrıca, Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST), Saudi Aramco'nun Zahran'daki merkezi, Kral Fahd Petrol ve Mineraller Üniversitesi ve Kral Abdullah Petrol Çalışmaları ve Araştırma Merkezi'ni (KAPSARC) de ziyaret etti.

Ziyaret sırasında Wright, iki ülkenin madencilik, sivil nükleer teknoloji ve enerji üretimi alanlarında enerji kaynaklarını ve enerji altyapısını geliştirmek için iş birliği yapacağı çeşitli alanları kapsayan ve henüz imzalanmamış bir anlaşmayı duyurdu.

Wright Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, “ABD ve Suudi Arabistan, küresel enerji talebinin önemli ölçüde artmasının beklendiği bir dönemde daha uygun fiyatlı enerji sağlamak için ortak bir vizyonu paylaşıyor” dedi.

dfergty
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ve ABD’li mevkidaşı Chris Wright, Kral Abdullah Petrol Çalışmaları ve Araştırma Merkezi'ni (KAPSARC) ziyaret etti. (Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı)

Wright, “ABD, bir yandan istikrar ve güvenliği korurken diğer yandan da enerji üretimini arttırmak suretiyle maliyetleri düşürmek için bu yönetimin çabalarına katılan dünyanın dört bir yanındaki enerji üreticilerini memnuniyetle karşılamaktadır” ifadesini kullandı.

Wright, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminin, geçen hafta ziyaret ettiği ülkeleri sadece büyük enerji üreticileri olarak değil, aynı zamanda geleceğin enerji sistemlerinin inşasında kilit ortaklar olarak gördüğünü açıkladı.

Wright sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Trump, dünyanın dört bir yanındaki insanların yaşamlarını iyileştirecek olan enerjiyi arttırmaya odaklanan bir gündem yürütüyor. ABD şu anda rekor düzeyde petrol ve doğal gaz üreterek üzerine düşeni yapıyor. Ortadoğu'daki müttefiklerimizi artan talebi karşılamaya, arz kaynaklarını çeşitlendirmeye ve herkes için güvenilir ve uygun fiyatlı enerji sağlamaya yardımcı olmaya devam etmeye teşvik ediyoruz.”


Elektronik savaş riski, havacılık sektörünü endişelendiriyor

Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)
Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Elektronik savaş riski, havacılık sektörünü endişelendiriyor

Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)
Pilotlar, manuel navigasyon eğitimi alsa bile sahte GPS sinyalleri uçuş sırasında panik yaratabiliyor (Unsplash)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), elektronik savaş riskinin havacılık sektörünü endişelendirdiğini yazıyor. 

Haberde, "GPS sahteciliğinin" dünya çapında her gün yapılan yüzlerce uçuşta, pilotlar ve yolcular için yeni riskler oluşturduğuna işaret ediliyor. 

Pilotlar ve havacılık sektörü yetkilileri, Rusya-Ukrayna cephe hattı ve Ortadoğu'daki aktif çatışma bölgelerinden yayılan sahte GPS sinyallerinin, kokpitlerdeki navigasyon ve güvenlik sistemlerinde bazen birkaç dakika bazen de tüm uçuş boyunca arızaya yol açtığını belirtiyor. 

Bu sinyaller, pilotların kokpitte kullandığı saatlerin sıfırlanmasına, navigasyon cihazlarının yanlış alarm vermesine ve uçuş yönlendirmelerinde hata yapılmasına neden olabiliyor.

Pilotlar ve havacılık uzmanları, saldırıların yaklaşık bir yıl önce başladığını belirtiyor. Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nin SkAI Data Services'la ortak analizine göre, sahte GPS sinyalleri nedeniyle olumsuz etkilenen günlük uçuş sayısı şubatta birkaç düzineyken, ağustosta 1100'ün üstüne çıktı.

Teksas Austin Üniversitesi'nden Todd Humphreys de sahte GPS sinyallerinin sayısının son 6 ayda arttığını söylüyor. Akademisyen, özellikle bu saldırıların Rusya, Ukrayna ve İsrail'deki elektronik savaş vericilerinden geldiğine işaret ediyor. 

Federal Havacılık İdaresi (FAA), ABD'de herhangi bir sahte GPS olayı yaşanmadığını bildiriyor. Fakat uzmanlar, Ekim 2022'de Dallas Fort Worth Uluslararası Havalimanı'ndaki hava trafiğinin aksamasında sahte GPS verilerinin rol oynamış olabileceğini düşünüyor. 

Kimliğinin açıklanmamasını isteyen bir FAA yetkilisi, bazı uçakların rotadan çıktığını ve pilotların iki gün boyunca piste iniş için elektronik navigasyon cihazlarını kullanamadığını belirtiyor. FAA ise kasıtlı müdahale olduğuna dair bir kanıt bulunmadığını, olayın nedenini anlamak için incelemelerin sürdüğünü açıklamıştı. 

Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) Genel Müdürü Florian Guillermet, sahte GPS sinyallerinin Avrupa'daki bazı havacılık faaliyetlerini aksattığını fakat şimdiye dek ciddi bir tehlike yaşanmadığını söylüyor. Guillermet, risk yaratan durumların her geçen gün arttığına da dikkat çekiyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Inside GNSS


Türkiye'nin güneş enerjisi atılımı Avrupa basınında: "Hedef ABD pazarı"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Türkiye'nin güneş enerjisi atılımı Avrupa basınında: "Hedef ABD pazarı"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Güneş enerjisi endüstrisiyle ilgili gelişmeleri takip eden Almanya merkezli Pv magazine dergisi, Türkiye'nin bu sektördeki faaliyetlerini mercek altına aldı.

Yazıda, Türkiye'de yılın ilk iki ayında yıllık 1,1 gigawatlık yeni üretim kapasitesi oluşturulduğuna dikkat çekilerek "Türkiye'de güneş enerjisi için çok önemli bir dönem" ifadelerine yer verildi. 

Dergi, Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santralinin, Konya'nın Karapınar ilçesindeki Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali olduğunu da hatırlattı. Santralde halihazırda 2 gigavatlık enerji üretildiği fakat modül ve panel sayısının artırılmasıyla bunun 10 yıl içinde yıllık 10 gigavata çıkabileceği belirtildi.

Yazıda, İstanbul'da 4-6 Nisan'da düzenlenen SolarEx fuarına, güneş enerjisi modülleri üreten 80 ila 90 Türk firmasının katıldığına işaret edildi. 

Haberde, Türkiye'nin özellikle Çinli güneş paneli üreticileriyle ithalatta dampingi önlemek için sıkı adımlar attığı belirtildi. 

İhracatçı firmanın malını dış piyasada, iç piyasada sattığından daha düşük fiyatla satmasına damping adı veriliyor.  

Ticaret Bakanlığı, 1 Nisan 2017'de uygulamaya koyduğu anti-damping politikasını sürdürüyor. Buna göre Çin merkezli 16 güneş paneli üreticisinin Türkiye’ye yaptığı ihracata metrekare başına 20 dolar, diğer üreticilerin ihracatlarınaysa 25 dolar anti-damping vergisi uygulanıyor. 

Yazıda, Türkiye Yeşil Fonu'yla yerli güneş enerjisi paneli üreticilerine finansman sağlanacağına da dikkat çekildi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeşil enerjiye yatırımın artırılması amacıyla, Dünya Bankası'yla 155 milyon dolarlık kredi için anlaşıldığını geçen yıl kasımda duyurmuştu. 

Pv magazine, Türk firmaların özellikle ABD pazarına girmek istediğine de işaret etti. Kalyon Holding'ten bir sözcü, dergiye şunları söyledi: 

Türkiye pazarının kapasitesinin, genişlememize paralel şekilde artacağına inanıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde Türk yatırımcıların yeterli finansal kapasiteye sahip olacağını düşünüyoruz. Ana pazarımızı ABD'de kurmayı planlıyoruz.

Diğer yandan Ankara merkezli Elin Enerji firmasının, ABD'nin Teksas eyaletindeki bir tesiste güneş enerjisi modülü üretimine nisanda başladığına dikkat çekildi. 

Ayrıca Kayseri merkezli Energate Solar şirketinin de ABD'de geçen yıl ekimden beri panel üretimi yaptığı aktarıldı.

Independent Türkçe