Mali'de Rus askerlerinin kaldığı üsse bomba yüklü araçla saldırı: 28 terörist öldürüldü

Geçiş hükümeti saldırıyı püskürttüğünü ve 28 teröristin ortadan kaldırıldığını duyurdu.

Mali'nin merkezindeki saldırının ardından yerel gazetelerde yayınlanan bir fotoğraf
Mali'nin merkezindeki saldırının ardından yerel gazetelerde yayınlanan bir fotoğraf
TT

Mali'de Rus askerlerinin kaldığı üsse bomba yüklü araçla saldırı: 28 terörist öldürüldü

Mali'nin merkezindeki saldırının ardından yerel gazetelerde yayınlanan bir fotoğraf
Mali'nin merkezindeki saldırının ardından yerel gazetelerde yayınlanan bir fotoğraf

Mali'nin merkezindeki Sevare şehrinde, Rus paralı asker grubu Wagner mensuplarından olduğuna inanılan Rus birliklerinin konuşlandırıldığı bir askeri üsse düzenlenen şiddetli saldırıda en az on sivil hayatını kaybederken, 28 terörist öldürüldü.
Şarku’l Avsat'a konuşan yerel kaynaklar, intihar bombacıları tarafından kullanılan bomba yüklü üç aracın cumartesi sabahı Mali ordusuna ait bir askeri üssün bulunduğu ve çok sayıda Rus askerinin konuşlandığı Sevare Havaalanı’nı hedef aldığını söyledi. Aynı kaynaklar, içinde intihar bombacılarının bulunduğu araçların, silahlı çatışma çıkmadan önce havalimanının dışında patlayarak amacına ulaşamadığını bildirdi.
Kaynaklar, askeri üsteki Rus Wagner unsurlarının Mali ordusuyla birlikte çatışmaya katılarak saldırının faillerini püskürttüğünü belirtti. Çatışmaya Birleşmiş Milletler Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu’na (MINUSMA) bağlı kuvvetler de katıldı. Kaynaklar, insansız hava araçlarının (İHA) da bomba yüklü araçlara müdahale ederek havalimanına girmeden onları patlattığından söz etti.
Mali'deki geçiş hükümeti tarafından yapılan basın açıklamasında ise saldırının “yalnızca kendi imkanlarıyla hareket eden cesur silahlı kuvvetlerin efsanevi kararlılığı sayesinde başarısız olduğu” ifade edildi. Açıklamada “Saldırganlar yenildi ve 28 terörist etkisiz hale getirildi” ifadeleri yer aldı.
Hükümet, saldırının 61 yaralıya ek olarak tamamı sivil olmak üzere en az 10 ölümle sonuçlandığını açıkladı. Konuyla ilgili olarak yerel bir kaynak, “Şehrin hastaneleri yaralılarla dolu. Bazılarının durumu ise ağır” ifadelerini kullandı.
Kent sakinlerinden görgü tanıklarına göre saldırı havaalanı çevresinde büyük maddi hasara neden oldu. Patlamanın şiddetiyle dev bir krater oluştu ve çevredeki evlerde tahribat meydana geldi. Görgü tanıklarının ifadeleri, sosyal medyadaki videolarla da doğrulandı. Saldırının verdiği hasarın büyük oluşunun nedeni, Mali'deki silahlı grupların, özellikle de saldırının arkasında olduğuna inanılan El Kaide bağlantılı Cemaati Nusratu’l-İslam ve’l-Muslimin’in (CNIM) tipik olmayan bir terör operasyonu modeli olan bomba yüklü araçları kullanmasıdır.
Sevare şehrinin El Kaide tarafından hedef alınması, şehrin havaalanının büyük bir stratejik konuma sahip olması ve Mali'deki en korunaklı yerlerden biri olması nedeniyle önemli bir gelişme olarak görülüyor. Çünkü kent 2013 yılından itibaren terörle mücadelede önemli bir merkez konumunda. Ülkenin kuzeyindeki El Kaide savaşçılarına karşı askeri operasyonlarını yönetmek için orada konuşlanan Fransızların geçen yıl geri çekilmesiyle yerlerini Ruslar aldı.
2020 darbesinden beri Mali'yi yöneten ordu, Fransa yerine Rusya ile askeri iş birliğine yöneldi. Bir yıl önce Rus eğitmenler Mali ordusunda aktif görev yapmaya başladı. Ancak birçok rapor, Rus Wagner Grubu’na ait paralı askerlerin ülkedeki varlığından bahsediyor.
Mali, Rusya ile yaptığı iş birliği kapsamında, çoğu savaş uçağı ve bazı İHA’lardan oluşan askeri teçhizat elde etti. Bu ise ordunun karada bazı zaferler elde etmesini sağladı. Söz konusu zaferlerin sonuncusu, hükümetin dün (Pazar) yaptığı açıklamaya göre cumartesi günü meydana gelen iki ayrı olayda, Mardia'daki bir terör sığınağının yıkılması ve Pune'de yaklaşık 60 teröristin etkisiz hale getirilmesiydi.
Nara bölge yönetimi cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Mali Silahlı Kuvvetleri’ne ikmal amaçlı bir misyonun, Nara'ya giden yolda Mardia'dan sadece 10 kilometre uzakta pusuya düştüğünü” bildirdi. Salı günü Nara'yı çevreleyen bölge, Mali'nin geçici devlet başkanının ofis müdürü ve en az iki kişinin daha öldürüldüğü resmi bir heyetin pusuya düşürülmesine tanık oldu. Saldırılar El Kaide bağlantılı CNIM tarafından üstlenildi.
Diğer yandan hükümet, başkent Bamako'da hava kuvvetlerine ait bir helikopterin bir yerleşim bölgesine düştüğünü, üç askeri mürettebatın hayatını kaybettiğini ve altı sivilin yaralandığını duyurdu. Hükümet tarafından yapılan açıklamada, kazanın “olağan hava keşif operasyonundan sonra” meydana geldiği ifade edildi. Ancak kimliğinin açıklanmasını istemeyen askeri bir kaynak AFP'ye, helikopterin “Cihatçılara müdahale ettiği Moritanya sınırından” döndüğünü söyledi.
Mali hükümeti, ülkenin Ramazan Bayramı kutlamalarına denk gelen son gelişmeleri ‘şeytani bir plan’ olarak nitelendirdi. Hükümet tarafından yapılan açıklamada, “Birkaç gün önce hain terör olayları gerçekleşti. Son gerçekleşen eşzamanlı terör olayları, geçiş makamlarının Mali'yi yeniden kurma ve güvence altına alma iradesini ortadan kaldırmayı amaçlayan aynı şeytani planın parçasıdır.” ifadeleri yer aldı.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.