Mısır yönetiminden cumhurbaşkanlığı seçimlerinin zamanında yapılacağı güvencesi

Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan seçimlerin erken yapılacağı iddialarını yalanlarken seçim tarihinin ‘anayasa tarafından belirlendiğini’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2019’da Mısır Anayasası’nda yapılacak değişikliklerle ilgili referandum düzenledi. (Arşiv)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2019’da Mısır Anayasası’nda yapılacak değişikliklerle ilgili referandum düzenledi. (Arşiv)
TT

Mısır yönetiminden cumhurbaşkanlığı seçimlerinin zamanında yapılacağı güvencesi

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2019’da Mısır Anayasası’nda yapılacak değişikliklerle ilgili referandum düzenledi. (Arşiv)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2019’da Mısır Anayasası’nda yapılacak değişikliklerle ilgili referandum düzenledi. (Arşiv)

Mısır’da önümüzdeki yıl gerçekleştirilmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri, şimdiden ülke siyasetinde ve medyada ön plana çıkmaya başladı. Resmi açıklamalardatüm sürecin Mısır siyasi sistemindeki en önemli değerleri düzenleyen anayasal metinlerle yönetildiğine dair güvence verildi.

Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan cumartesi akşamı televizyonda açıklamalarda bulundu ve seçimlerin erken yapılacağına yönelik ‘bazı kişilerce propagandası yapılan iddiaları’ yalanladı. Bununla ilgili prosedürlerin anayasada belirtilen kurallara tabi olduğunu söyledi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre “Mısır anayasasında erken seçim diye bir kelime yok” diyen Raşvan, kazanan cumhurbaşkanının adının mart ayında açıklanması şartıyla, bu yılın ekim veya kasım ayına kadar cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylık kapısının açılabileceğini söyledi.

2019’da değiştirilen 241 sayılı mükerrer maddede şu ifadeler yer alıyor:

 “Mevcut Cumhurbaşkanı’nın görev süresi, 2018 yılında cumhurbaşkanı seçildiğini ilan ettiği tarihten itibaren altı yılın dolmasıyla sona erer ve bir dahaki seçimlerde yeniden seçilebilir.”

Aynı anayasanın 140’ıncı maddesinde ise “Cumhurbaşkanını seçme işlemleri, Cumhurbaşkanlığı süresinin bitiminden en az 120 gün önce başlar ve sonucun bu sürenin bitiminden en fazla 30 gün içinde açıklanması gerekir” ifadelerine yer veriliyor.

Temsilciler Meclisi Anayasa ve Yasama İşleri Komisyonu Temsilcisi İhab et-Tamavi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasının, ‘herhangi bir içtihada yer olmaksızın’ çeşitli anayasal ve yasal referanslarla düzenlenen belirli kontrollere bağlı olduğunu söyledi.

Tamavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, anayasa hükümleri, Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu, Ulusal Seçim Kurumu Kanunu ve Siyasi Hakların Kullanılmasına Dair Kanun hükümleri referanslarına dayalı olduğunu belirterek, cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılmasını belirleyen unsurların da bunlar olduğunu vurguladı.

Muhalefet partilerinin de yer aldığı ‘Sivil Hareket’ bloğunun bir üyesi olan Muhafazakar Parti’nin genel başkan yardımcısı Talat Halil, hareketin geçen ay bir bildiri yayınlayarak yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için özel garantiler verilmesi çağrısında bulunduğunu söyledi.

Halil’e göre istenen garantiler, tüm seçim kampanyası araçlarını cezai kovuşturmaya karşı geçici olarak koruyan yasalar çıkarılması, seçim kampanyası üyelerinin keyfi cezai kovuşturmaya karşı korunması, düşünceleri sebebiyle tutuklananların serbest bırakılması, barışçıl muhaliflerin isimlerini terörist listelerinden çıkarılması, medyada tüm adaylar için eşit fırsatlar verilmesi, devlet kurumlarının tarafsızlığının sağlanması ve tüm adaylara aynı mesafede durulmasını içeriyor. Tüm seçim sürecinin, tarafsızlığı ve nesnelliği ile tanınan yerel ve uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından takibe tabi tutulmasını kapsıyor.

Halil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Gerçek bir rekabetin olmadığı bir cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması uygun değil. Bizi herhangi bir sıkıntıdan kurtaracak olan budur ve Mısır halkı sesinin, doğru ve yerinde bir şekilde duyulduğunu hissetmelidir. Bu da ancak gerçek kontroller ve seçimlerle olur.”

Halil, hareketin bu seçimlerde bir adayı destekleyip desteklemeyeceği sorusuna şu yanıtı verdi:

 “Bu denetimlerin varlığından emin olmadan bu seçimde bir adayımız olup olmadığı konusunda bir fikre sahip olmak için henüz erken olduğunu düşünüyorum.”

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin yanı sıra yakın zamanda cumhurbaşkanlığı yarışına katılma niyetini açıklayan eski milletvekili Ahmed et-Tantavi muhalefet saflarından yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için potansiyel adaylar listesinde ön plana çıkıyor.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.