Mükemmel havaalanı güvenliği için gelecek vaat eden kontrol sistemi

Yeni kontrol sistemi nesneleri ölçüyor, görüntüsünü parçalara ayırıyor ve sanal olarak yeniden oluşturuyor.

Yeni kontrol sistemi nesneleri ölçüyor, görüntüsünü parçalara ayırıyor ve sanal olarak yeniden oluşturuyor.
Yeni kontrol sistemi nesneleri ölçüyor, görüntüsünü parçalara ayırıyor ve sanal olarak yeniden oluşturuyor.
TT

Mükemmel havaalanı güvenliği için gelecek vaat eden kontrol sistemi

Yeni kontrol sistemi nesneleri ölçüyor, görüntüsünü parçalara ayırıyor ve sanal olarak yeniden oluşturuyor.
Yeni kontrol sistemi nesneleri ölçüyor, görüntüsünü parçalara ayırıyor ve sanal olarak yeniden oluşturuyor.

Mitsubishi Şirketi tarafından geliştirilen ve henüz test sürecinde olan yeni bir kontrol sistemi, havalimanlarında gizli nesnelerin tespitini hızlandırmayı ve kusursuz güvenlik sağlamayı amaçlıyor. Şirket, havalimanları ve diğer bu tür lokasyonlardaki güvenlik kapılarını izlemek için ‘300 GHz frekansında’ tomografi teknolojisi geliştirdi.

Bu yeni sistem, maliyet ve hız zorluklarını aşmayı başarırsa uçağa binmeden önce yapılan X-ray taraması sırasında son sıralara kadar taşınan nesnelerin ne olduğu tahmin edebilecek. Çünkü yeni teknoloji, gizliyken bile her şeyin anlaşılmasına olanak sağlayacak.

Görüntüleme sistemi test aşamasında

Mitsubishi araştırmacıları, sistemi test etmek için milimetre ölçeğinde radar sinyalleri göndermek amacıyla 25 GHz numuneler üreten bir dalga biçimi üreteci gibi bileşenler ve cihazların yanı sıra terahertz altı sinyaller (100 ile 300 GHz arasında) üretmek için frekans dönüştürücüler kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre hedef nesneden yansıyan ‘düşük terahertz’ sinyalleri, iletilen sinyalle karıştırılarak bir ara frekans sinyaline ve dalga biçimi üretecinin yerel osilatörü tarafından sayısallaştırılan 30 MHz bant genişliğine dönüştürülüyor. Bu veriler de bir bilgisayarda analogdan dijitale çevriliyor. Ardından bir dijital sinyal işlemcisi tarafından çevrimdışı işlenmek üzere bir depolama aygıtında, 11 terabaytlık bağımsız bir yedek diske yazılıyor ve sonra sanal bir 3D tomografi görüntüsü elde ediliyor.

Tokyo'nun 45 km güneyindeki Ofuna'daki Mitsubishi Electric'in İletişim Teknolojileri Departmanında baş araştırmacı olan Akinori Taira, Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE) internet sitesinde yer alan açıklamasında, 300 GHz frekansının test edilmesinden sonra sistemin etkili olduğunu kanıtladıklarını söyledi.

Taira, elde edilen görüntüde bir bıçak ya da tabanca gibi gizli bir nesneyi belirlenmesine dair ekibinin günümüzde optik güvenlik kamera sistemlerinde kullanılan yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojisini araştırdığını belirterek, “Bu teknoloji, aradığımız şeye benziyor, ancak değiştirilmesi gerekecek” dedi. Sistemin operatöre otomatik olarak sesli veya görsel uyarı sistemi ile bildirimde bulunacağını da sözlerine ekledi.

Mitsubishi'nin hareketli nesneler için tek kanaldan tek sinyal göndererek sanal odak görüntüleme teknolojisi kullanması ise sistemi daha da ilginç kılıyor. Oysa geleneksel X-Ray cihazları nesnelere defalarca ve birçok açıdan sinyal gönderiyorlar.

Fotoğraf Altı: Yeni sistemle havaalanınaki güvenlik prosedürleri daha sıkı hale getiriliyor.
Yeni sistemle havaalanınaki güvenlik prosedürleri daha sıkı hale getiriliyor.

Tek kanaldan tek sinyal yöntemi, iki adımlı bir yaklaşımı benimsiyor. Önce nesneyi ölçüyor, görüntüsünü ayırıyor ve sanal olarak yeniden oluşturuyor. Öncelikle çok çıkışlı giriş radar sinyalleri birkaç antenden nesneye yeniden yönlendiriliyor. Böylece geri dönen sinyaller çok sayıda alıcıya ulaşabiliyor. Taira konuya ilişkin yaptığı açıklamada ‘bu yüzden çoklu giriş ve çıkış kanallarının durum bilgilerini almak amacıyla önce ara frekans sinyalini çektiklerini’ söyledi.

Görüntünü şekillenmesi

İkinci olarak taranan alanla ilgili güçlü tahminde bulunabilen bir yansıma ‘voksel’ adı verilen uzamsal konumlara bölen bir dijital iletim işlemcisi kullanılarak bilgisayarda şekilleniyor. 2B verilerden nesnenin milimetre hassasiyetinde 3B görüntüsünü oluşturmak için parça parça dikey ve yatay voksel tarama verilerinden oluşan sanal bir sinyal üretiliyor ve ardından bu sinyal işleniyor.

Bu işlemin çok sayıda aritmetik işlem gerektirdiğini belirten Taira açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Ancak Fourier Dönüşümü teorisine dayalı hızlı ve değiştirilmiş bir hesaplama yöntemi geliştirdik ve sayıyı birkaç yüz kat azaltmayı başardık. İşlem şu anda yaklaşık 20 saniye sürüyor. Yine de gelecekte algoritmayı geliştirerek ve programlanabilir alan geçidi formatları ve grafik işlemci üniteleri (GPU) kullanarak bunu bir saniyeye düşürmeye çalışacağız.”

Sistemin onaylanması halinde, insan bedeninin farklı açılardan birkaç kez fotoğrafını çekmek için kalitatif (nitel) noktalara dört hava sensörü takılacak. Taira ile aynı departmandan olan Akihiro Okazaki, “Bu sistem, yolcu geçerken kör noktaları ortadan kaldıracak. Bu işlemin 1,5 saniye süreceğin tahmin ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Brown Üniversitesi Mühendislik Bölümü Profesörü Daniel Mittleman da açıklamasında “Teknoloji halen gelişiminin ilk aşamalarında olabilir. Dünya genelinde birçok ekip benzer teknolojiler üzerinde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Bu tür radyasyona maruz kalmanın sağlık bakımından ne tür riskler doğurabileceği konusu ise halen tartışılıyor. Ancak düşük güç seviyelerinde güvenli olan cep telefonlarında, baz istasyonlarında ve Wi-Fi bağlantı noktalarında kullanılanlar gibi düşük frekanslı elektromanyetik dalgalara maruz kalmaktan daha güvenli olduğu ifade vurgulanıyor. Yapılan açıklamalar bunun yanı sıra canlı dokuya temas derinliğinin söz konusu frekanslardan çok daha düşük olduğu yönünde.



Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD merkezli bir girişim, Elon Musk devralmadan önceki Twitter'ın orijinal işlevlerini ve markasını hayata döndüren yeni bir sosyal ağ kurmaya çalışıyor.

Operation Bluebird adlı Virginia merkezli girişim, "terk edilmiş" Twitter ticari markalarını geri almasına izin verilmesi için ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne (USPTO) çoktan dilekçe sundu.

Musk'ın platformu 44 milyar dolarlık bir anlaşmayla devralmasından 9 ay sonra, Temmuz 2023'te Twitter'ın adı X olarak değiştirilmişti.

Şirket, X.com'a yönlendiren Twitter.com internet sitesinin hâlâ sahibi ancak eski kuruluşa ait tüm logoları veya referansları çevrimiçi ortamdan kaldırdı.

X ayrıca kuş odaklı terminolojiye gönderme yapan özellikleri de yeniden adlandırdı; örneğin "Birdwatch" (kuş gözlemi) adlı doğrulama programı artık "Topluluk Notları" diye biliniyor.

Operation Bluebird'ün twitter.new alan adına halihazırda sahip olması, ilgili kişilerin platformun muhtemel açılışından önce kullanıcı adı ayırtmasına olanak tanıyor.

İki tescilli marka avukatı Michael Peroff ve Stephen Coates bu girişimi yönetiyor. Coates daha önce 2014-2016'da Twitter'ın ticari marka, alan adı ve pazarlama müdür yardımcısı olarak görev yapmıştı.

Operation Bluebird'ün USPTO'ya yaptığı başvuruda "Twitter ve Tweet markaları, X Corp.'un ürünlerinden, hizmetlerinden ve pazarlamasından tamamen silindi, efsanevi kuş logosu fiilen terk edildi ve markayı kullanmaya devam etme niyeti sözkonusu değil" ifadeleri yer alıyor.

Bluebird işbu dilekçede, X Corp.'un Twitter markasındaki haklarından yasal olarak vazgeçtiği, tartışmalı markaların yeniden kullanılmasına dair hiçbir niyeti olmadığı, USPTO'ya yanlış beyan ve bildirimlerde bulunarak sahtekarlık yapmayı sürdürdüğü gerekçesiyle, tüm tartışmalı markaların iptalini talep etmektedir.

Dilekçede ayrıca şirketin isminin Twitter'dan X'e çevrilmesinden kısa süre önce Musk'ın yaptığı bir paylaşıma da değiniliyor.

Musk, 23 Temmuz 2023'te "Ve yakında Twitter markasına ve yavaş yavaş tüm kuşlara veda edeceğiz" diye yazmıştı.

Musk ve X'in USPTO dilekçesine yanıt vermek için şubata kadar vakti var. The Independent cevap hakkı için X'le temasa geçti.

Independent Türkçe


En zararlı" yapay zekalar listelendi

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

En zararlı" yapay zekalar listelendi

(Unsplash)
(Unsplash)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

Yeni bir araştırmaya göre yapay zeka şirketlerinin büyük çoğunluğu, teknolojinin getirdiği felaket risklerini yönetmekte başarısız.

Kâr amacı gütmeyen Future of Life Institute'teki yapay zeka güvenliği uzmanlarının değerlendirmesi, önde gelen 8 yapay zeka şirketinin "bu kadar güçlü sistemlerin gerektirdiği somut güvenlik önlemlerinden, bağımsız denetimden ve güvenilir uzun vadeli risk yönetimi stratejilerinden yoksun olduğunu" ortaya koydu.

Yapay Zeka Güvenlik Endeksi'nde en iyi puanları ABD şirketleri alırken, Anthropic, ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve Google DeepMind'ı geride bıraktı. Çin şirketleriyse genel olarak en düşük notları alırken, Alibaba Cloud, DeepSeek'in hemen arkasında yer aldı.

Varoluşsal risk değerlendirmesinde hiçbir şirket D'nin üzerinde not almazken, Alibaba Cloud, DeepSeek, Meta, xAI ve Z.ai, F notu aldı.

Araştırmada, "Varoluşsal güvenlik, sektörün temel yapısal başarısızlığı olmaya devam ediyor ve hızlanan yapay genel zeka/süper zeka hedefleriyle güvenilir kontrol planlarının yokluğu arasındaki giderek genişleyen uçurum her gün daha endişe verici hale geliyor" dendi.

Şirketler yapay genel zeka ve süper zeka hedeflerini hızlandırırken, hiçbiri felaket niteliğindeki kötüye kullanımı veya kontrol kaybını önlemek için güvenilir bir plan ortaya koyamıyor.

Önde gelen yapay zeka şirketlerine temel güvenlik konularında verilen puanlar (Future of Life Institute)Önde gelen yapay zeka şirketlerine temel güvenlik konularında verilen puanlar (Future of Life Institute)

Raporun yazarları, yapay zeka şirketlerinin kendi güvenlik değerlendirmelerinde daha şeffaf olmaları ve yapay zeka psikozu gibi daha acil zararlardan kullanıcıları korumak için daha fazla çaba göstermeleri çağrısında bulundu.

UC Berkeley'den bilgisayar bilimleri profesörü Stuart Russell, "Yapay zeka CEO'ları insanüstü yapay zekanın nasıl inşa edileceğini bildiklerini öne sürüyor ancak hiçbiri kontrolü kaybetmemizi nasıl önleyeceklerini gösteremiyor. Bu gelişmeden sonra insanlığın hayatta kalması artık bizim elimizde değil" dedi.

Nükleer reaktör gereksinimlerine uygun olarak, yıllık kontrol kaybı riskini yüz milyonda bire indirebileceklerine dair kanıt arıyorum. Bunun yerine, riskin onda bir, beşte bir, hatta üçte bir olabileceğini kabul ediyorlar ve bu sayıları ne haklı çıkarabiliyorlar ne de iyileştirebiliyorlar.

OpenAI temsilcisi, şirketin "sistemlere güçlü güvenlik önlemleri eklemek ve modelleri titizlikle test etmek" için bağımsız uzmanlarla çalıştığını belirtti.

Google sözcüsüyse şunları söyledi:

Sınır Güvenlik Çerçevemiz, güçlü sınır yapay zeka modellerinden kaynaklanan ciddi riskleri ortaya çıkmadan önce belirlemek ve azaltmak için özel protokoller sunuyor.

Modellerimiz daha gelişmiş hale geldikçe, kabiliyetlerimizle aynı hızda güvenlik ve yönetim konusunda yenilik yapmaya devam ediyoruz.

Independent, yorum için Alibaba Cloud, Anthropic, DeepSeek, xAI ve Z.ai'yla iletişime geçti.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech


NASA ve ESA'dan yeni 3I/ATLAS görüntüleri: İki kuyruğu var

Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
TT

NASA ve ESA'dan yeni 3I/ATLAS görüntüleri: İki kuyruğu var

Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)

3I/ATLAS'ın yeni yayımlanan görüntüleri, yıldızlararası cismin aktivitesinin arttığını ve iki kuyruğu olduğunu ortaya çıkardı.

Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde görülen ilk yıldızlararası cisim olan 3I/ATLAS, son aylarını sistemin iç kısımlarında ilerleyerek geçirdi.

Kuyrukluyıldız, Mars'a ve Güneş'e en yakın konumuna ekimde ulaştı.

Gökbilimcilerin çeşitli teleskoplarla aylardır takip ettiği cisim Dünya'ya en yakın konumuna yaklaşırken, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yeni görüntülerini paylaştı.

Görüntüler, 3I/ATLAS'ın Güneş'e yaklaştığında çok parlak ve aktif hale gelerek uzaya büyük miktarda süblimleşmiş gaz ve toz püskürttüğünü ortaya koydu.

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, 3I/ATLAS'ı keşfinden kısa bir süre sonra temmuzda gözlemleyen ilk araçlardan biriydi. 

Bilim insanları emektar teleskobu bir kez daha kuyrukluyıldızın gizemlerini açığa çıkarmak için kullandı. 

30 Kasım'da Hubble, gökcismini Dünya'dan 286 milyon kilometre uzaktayken görüntülemeyi başardı. 

Fotoğrafın merkezindeki parlak beyaz nokta, kuyrukluyıldızın çekirdeğini (ana gövdesi) ve etrafını saran parlak gaz ve toz atmosferi olan komayı gösteriyor.

Kuyrukluyıldızlar genellikle Güneş'e yaklaştıkça içlerindeki buzun ısınıp süblimleşmesiyle parlaklaşıyor. Yıldızın enerjisi bu gazı Güneş'ten uzağa doğru uzanan bir kuyruk haline getiriyor. Cismin Güneş'e bakan en sıcak tarafındaysa, yıldıza doğru eğimli gaz ve toz püskürmeleri meydana gelebiliyor.

Hubble'ın yeni görüntüsünde bu olguların ikisi de belli belirsiz görülebiliyor.

zxscdfrg
Juice aracı, 3I/ATLAS'ın iki kuyruğunu gözler önüne serdi (ESA)

NASA'nın yanı sıra ESA da Jüpiter'e doğru yol alan Juice aracının çektiği 3I/ATLAS görüntüsünü yayımladı.

Nisan 2023'te fırlatılan Juice, Jüpiter'in en büyük üç uydusu Ganymede, Calliston ve Europa'da yaşam belirtileri arayacak. 

2031'de hedefine ulaşması beklenen araç 2 Kasım'da Hubble'a kıyasla daha yakın bir mesafeden 3I/ATLAS'ın görüntüsünü yakaladı. 

Aslında Juice'un, kuyrukluyıldızın 66 milyon kilometre uzağından edindiği veriler Şubat 2026'dan önce bilim insanlarının eline geçmeyecek.

Ancak araştırmacılar yıldızlararası cisim hakkında daha fazla bilgi edinmek için verinin bir kısmını indirdi.

Yeni yayımlanan görüntüde, kuyrukluyıldızı çevreleyen komanın yanı sıra iki kuyruk seçiliyor: plazma kuyruğu ve toz kuyruğu.

ESA'dan yapılan açıklamada "Kuyrukluyıldızın koma diye bilinen, parlayan gaz halesini açıkça görmekle kalmıyor, aynı zamanda iki kuyruğa dair işaretler de görüyoruz" ifadeleri kullanılıyor: 

Kuyrukluyıldızın elektrik yüklü gazdan oluşan 'plazma kuyruğu' karenin tepesine doğru uzanıyor. Ayrıca çerçevenin sol alt kısmına doğru uzanan, küçük katı parçacıklardan oluşan daha soluk bir 'toz kuyruğu'nu da görebiliyoruz.

Güneş Sistemi'nde ortaya çıkan kuyrukluyıldızlar genellikle komanın yanı sıra bu iki kuyruğa da sahip oluyor. 

Bilim insanları şubat sonlarında daha fazla verinin gelmesiyle 3I/ATLAS hakkında daha net bilgiler edinmeyi umuyor.

Ayrıca Dünya'ya yaklaşan cisim, pek çok aracın yanı sıra James Webb Uzay Teleskobu tarafından da görüntülenecek. 

3I/ATLAS'ın, 19 Aralık'ta 270 milyon kilometre uzaklığa gelerek Dünya'ya en yakın mesafesine ulaşması bekleniyor.

Independent Türkçe, Live Science, CNN, ESA