ABD ve İngiltere’den Zaviye’de tansiyonun düşürülmesi çağrısı

Dibeybe hükümeti eleştirileri görmezden gelirken güvenlik operasyonlarının ikinci aşaması başlıyor.

Salih, istifa eden ikinci yardımcısı ile görüştü. (Temsilciler Meclisi)
Salih, istifa eden ikinci yardımcısı ile görüştü. (Temsilciler Meclisi)
TT

ABD ve İngiltere’den Zaviye’de tansiyonun düşürülmesi çağrısı

Salih, istifa eden ikinci yardımcısı ile görüştü. (Temsilciler Meclisi)
Salih, istifa eden ikinci yardımcısı ile görüştü. (Temsilciler Meclisi)

Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğindeki Libya Geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), başkent Trablus’un batısındaki Zaviye kentindeki bölgelere başlattığı hava saldırılarına yönelik yerel ve uluslararası eleştirileri görmezden gelerek söz konusu güvenlik operasyonunun 'istenen hedeflere ulaşana kadar' devam edeceğini duyurdu.

Diğer yandan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter dün Malta Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanlığı Daimi Sekreteri Christopher Cutajar ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve iş birliği yollarını görüştü.

UBH Savunma Bakanlığı pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, insan ve akaryakıt kaçakçıları, uyuşturucu ve silah tacirleri de dahil olmak üzere suç çetelerine yönelik güvenlik operasyonunun ilk aşamasının belirlenen hedeflere ulaşmasının ardından ikinci aşamasına geçildiğini duyurdu.

Güvenlik operasyonunun başarısı

Açıklamada ‘ilk aşamada bir dizi belirli hedefi tam bir titizlik içinde hedef alarak başlatılan ve Silahlı Hava Kuvvetleri ile istihbarat birimlerinin yüksek liyakatlerini ve yeterliliklerini kanıtladıkları’ güvenlik operasyonunun başarısından övgüyle söz edildi. Operasyonun ilk aşamasında insan kaçakçılığına tahsis edilen yedi tekne, uyuşturucu ve silah tacirlerinin kullandığı altı depo, suç çetelerinin teçhizatları ve yurt dışına akaryakıt kaçakçılığında kullanılan dokuz tankeri imha etme hedeflerine ulaşıldığı kaydedildi.

Bakanlık, ‘operasyonlarda titiz bir şekilde davranıldığını’ ve ‘sivilleri korumak için tüm tedbirlerin alındığını’ vurguladıktan sonra bir kez daha tüm vatandaşları güvenlik güçleriyle tam iş birliği yapmaya ve suç çetelerinin bulunduğu şüpheli yerlerden uzak durmaya çağırdı. İlk aşamadaki hava saldırılarının videolarının ekli olduğu bir açıklama yapıp ayrıntıları uygun bir zamanda kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.

Zaviye Rafinerisi

Dİğer yandan Zaviye şehrinden Temsilciler Meclisi üyesi Ali Ebu Zaribe, sivilleri insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef aldığı için Dibeybe iktidarı bırakana kadar Zaviye rafinerisinin ve akaryakıt nakil hatlarının kapatılmasına devam edileceğini duyurdu. Buna karşılık Elektrik Şirketi Sözcüsü Viam et-Taib dün yaptığı açıklamada, rafineri işlememeye devam ederse elektrik kesintisinin bütün şehirlere ulaşacağı konusunda uyarıda bulunarak Brega Şirketi’ni besleyen istasyonlardan ve Libya kıyısındaki tüm istasyonlardan akaryakıt ikmalinin kesildiğine dikkat çekti. Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre sözcü “Kapatmanın devam etmesi bu istasyonlarda elektrik üretimi kaybına neden olacak” dedi.

Zaviye şehrinin bazı ileri gelenleri ve yöneticileri, sahil yolunun hala kapalı olduğunu teyit etti. Zaviye, Surman ve bölge halkının ileri gelenlerinin yolu açma çabaları, toprak setlerinin yakınlarındaki silahlı kişilerin setleri kaldırıp yolu açmayı reddetmesi üzerine başarısız oldu.

ABD verdiği ilk tepkide, sivil bölgelerde silah kullanıldığına ve daha fazla şiddet olayı yaşanma olasılığına ilişkin haberlerin ortasında Zaviye’deki durumu yakından ve endişeyle takip ettiğini bildirdi.

ABD Büyükelçiliği pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, Libyalı liderlerin durumu yatıştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaları ve sivillerin hayatını korumak için gerekli tüm önlemleri almaları gerektiğini belirtti.

Diğer yandan İngiltere Büyükelçiliği, İngiltere’nin Zaviye kentindeki durumu yakından takip ettiğini ve sivillerin hayatını tehlikeye atacak şekilde silah kullanılmasının kabul edilemez olduğunu bildirdi. İlgili herkesin gerilimi daha fazla tırmandırmaması ve insanların günlük yaşamını daha fazla tehdit eden eylemlerden kaçınması gerektiğini vurguladı.

Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Bileyhik’in Facebook sayfasında yaptığı paylaşıma göre Temsilciler Meclisi, meclisin ikinci başkan yardımcısı El-Hadi es-Sagir’in dün Meclis Başkanı Akile Salih’e sunduğu ani istifayı oybirliğiyle kabul etti ve yerine Sebha’dan milletvekili Misbah Avhida seçildi.

Sagir istifasının gerekçesi olarak, ‘ülkenin meşruiyeti yenileyecek ve tekelleştirecek kapsamlı seçimlere (parlamento ve cumhurbaşkanlığı) ulaşmasını beklerken ulusun haklarını çalışma araçlarıyla uyumlu hale getirmenin ve kendisini seçenlerin oylarını ve temsilini korumanın zorluğunu’ gösterdi.

Libya İstikrar Hükümeti Başkanı Usame Hammad ve yardımcısı Ali el-Katrani, Bingazi’deki Bakanlar Kurulu Başkanlığı’nda Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’i kabul ettiler.

Ofisinin verdiği bilgiye göre Hammad, Salih’e vatandaşın ihtiyaç duyduğu tüm ihtiyaçların karşılanması için hükümetinin uygulamayı planladığı kalkınma planlarının yanı sıra çalışmalarındaki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Hammad, hükümetinin Bingazi’deki kapsamlı bir toplantısında, belediyelerin ihtiyaçlarını destekleme, merkezileşmeyi kırma ve yerel yönetimi etkinleştirme sözü verdi.

Fotoğraf Altı: Hafter, Malta Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanlığı Daimi Sekreteri Christopher Cutajar’ı ağırladı. (Genel Komutanlık)
Hafter, Malta Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanlığı Daimi Sekreteri Christopher Cutajar’ı ağırladı. (Genel Komutanlık)

Önde gelenler ve şeyhler

Salih ile birlikte Hammad, dün Zintan şehrinin ileri gelenleri ve şeyhleriyle bir araya gelerek şehrin ‘tarihi rolünü’ övdü. İstikrarın sağlanmasındaki büyük etkisi nedeniyle, hükümetinin, ülkeyi birleştirmesi ve vatandaşları kapsamlı bir uzlaşmaya yönlendirmesi için şehre güvendiğini belirtti. Meclis Başkanı’nın talimatları uygulanarak Zintan şehrinin taleplerinin hükümetin öncelikleri arasında yer alacağını da vurguladı.

Dibeybe hükümetinin Dışişleri Bakanlığı da dün yaptığı açıklamada, Libya’nın Hartum Büyükelçiliği binasının basılmasını ve içerisinin yağmalanmasını kınayarak Sudan’da çatışan tarafları şiddet ve çatışmadan vazgeçmeye, Sudan’ın birliği için sorumluluk duygusu göstermeye ve diplomatik temsilcilikleri korumaya çağırdı.



‘Parçalanmış demokrasi’... Gazze Savaşı’nda Fransız üniversiteleri ne yaptı?

Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)
Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)
TT

‘Parçalanmış demokrasi’... Gazze Savaşı’nda Fransız üniversiteleri ne yaptı?

Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)
Fransız çevik kuvvet polisi, Pazartesi günü bir öğrenci oturma eylemini dağıtmak için Sorbonne Üniversitesi kampüsüne girmeye hazırlanıyor. (EPA)

Fransa Başbakanı Gabriel Attal, altı ayı aşkın bir süredir devam eden ve en az 34 bin kişinin ölümüne neden olan Gazze Şeridi'ndeki katliamı protesto etmek için ABD'den Fransız üniversitelerine ve enstitülerine ulaşan öğrenci hareketine karşı yetkililerin sert tutumunu somutlaştırmak istiyor.

Endişe verici sayıdaki ölüme ek olarak on binlerce yaralı ve açlıktan ölüm gibi başlıkları olan bu insani kriz, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'i Gazze'yi İkinci Dünya Savaşı'nda tamamen yok edilen Alman şehirlerine benzetmeye sevk etti.

Attal geçtiğimiz Cumartesi günü, Paris'teki Siyasal Bilimler Enstitüsü'nde devam eden öğrenci gösterilerini ‘üzücü ve şok edici bir hareket’ olarak yorumlayarak, “Öğrencilerimize ve öğretim görevlilerimize kendi kurallarını dayatmaya çalışan aktif ve tehlikeli bir azınlığa tolerans gösterilmeyecektir” dedi.

ferth
Fransa Başbakanı Gabriel Attal, geçtiğimiz Cumartesi günü bir dizi yetkiliyle birlikte gerçekleştirdiği tur sırasında (AFP)

Sloganı ‘eğitim sektörüne güç ve prestij kazandırmak’ olan Başbakan, enstitü ve üniversitelerin kapatılmasını ve eğitimin engellenmesini eleştirerek, oklarını ‘siyasi güçlere’, özellikle de ‘çalışmaların devamını engellemeye çalışan azınlığın’ provokatörü olarak gördüğü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi’ne (LFI) yöneltti.

Sorbonne Üniversitesi

Siyasal Bilimler Enstitüsü'nde yaşananlar tarihi Sorbonne Üniversitesi'ne de sıçradı ve onlarca öğrenci üniversitenin avlusunda oturma eylemi yaptı. Üniversite yönetimi güvenlik güçlerini çağırmadan önce oturma eylemini dağıtmak, çadırları kaldırmak ve protestocuları uzaklaştırmak için müdahale etti.

Yaygın olarak dolaşıma sokulan videolar polisin protestoculara karşı uyguladığı şiddeti gözler önüne serdi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, güvenlik güçleri geldiğinde orada bulunan Sorbonne öğrencisi Louis Mazer şunları söyledi: “Birçok Amerikan üniversitesinde olduğu gibi biz de çadırlar kurduk. Filistin'de yaşananlar ve Gazze Şeridi'nde devam eden soykırım hakkında farkındalık yaratmak için elimizden geleni yapıyoruz. Polis hızla geldi, çadırları yıktı, öğrencileri yakalarından tutup yerlerde sürükledi. Bu kabul edilemez. Tamamen şok olduk.”

frgbthyn
Gazze yanlısı öğrenciler Pazartesi günü Paris'teki Sorbonne Üniversitesi önünde protesto gösterisi düzenledi. (EPA)

Üniversite kampüsünde yaşananları protesto etmek amacıyla Sorbonne'un dışında yüzlerce öğrenci, polis müdahalesini ve Gazze Şeridi'nde devam eden katliamı protesto eden spontane bir gösteri düzenlendi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bir polis kaynağı şiddet kullanıldığını reddederek, ‘tahliye işleminin sadece birkaç dakika sürdüğünü ve herhangi bir sorun yaşanmadan barışçıl bir şekilde gerçekleştirildiğini’ doğruladı.

Daha önce, günlerce süren öğrenci protestolarının ardından Siyasal Bilimler Enstitüsü yönetimi, öğrenci temsilcileriyle protestoculara karşı yasal işlemleri geri çekme ve Perşembe gününü Gazze'deki durumla ilgili bir diyaloğa ayırma konusunda anlaşmaya vararak kampüste polis müdahalesini önlemeyi başarmıştı.

Sorbonne Üniversitesi ve Siyasal Bilimler Enstitüsü öğrencileri, İsrail'in kınanması ve İsrail ile bu iki eğitim kurumu arasındaki iş birliğinin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Fransa Ulusal Öğrenci Birliği, geçtiğimiz Pazartesi günü bir bildiri yayınlayarak üniversitelerde ‘yoğunlaştırılmış seferberlik’ çağrısında bulundu. Aşırı solcu LFI da destekçilerini eylemcilere destek vermeye ve katılmaya çağırdı.

Fransa Ulusal Öğrenci Birliği bir açıklama yayınlayarak ‘seferberlik’ çağrısında bulundu ve ‘kendilerini susturma girişimleri’ olarak nitelendirdiği bu durumu kınamak için ‘meşru’ gördükleri tüm yöntemlere başvuracaklarını duyurdu.

Yargıya başvurmak

Öğrencilerin sesini bastırmak ve kampüslerde protestoların genişlemesini önlemek için güvenlik güçlerinin kullanılmasına paralel olarak, Gazze'ye destek açıklamalarını caydırmak için kullanılan bir başka araç daha var: mahkemeye gitmek ve şikâyette bulunmak.

Sayıları onlarca olan bu şikayetler iki ana suçlama etrafında dönüyor: ‘terörizmi yüceltmek ve antisemitizm’. Söz konusu suçlama ve şikayetlere üç kuruluş öncülük ediyor: Avrupa Yahudi Örgütü, Fransa'daki Yahudi Kurumları Temsil Konseyi ve Fransız Yahudi Gençliği.

Davaların boyutunu göstermek için geçtiğimiz Ekim ayından bu yana ‘terörizmi yüceltmek’ ya da ‘antisemitizm’ suçlamasıyla 386 dava açıldığını belirtmek yeterli olacaktır.

LFI parlamento grubu başkanı Mathilde Panot dün (Salı), yaklaşık yedi ay önce, 7 Ekim'de yaptığı ve Hamas'ın yaptıklarını ‘Filistin güçlerinin silahlı saldırısı’ olarak nitelendirdiği bir açıklamaya dayanılarak Avrupa Yahudi Örgütü tarafından ‘terörizmi yüceltme’ suçlamasıyla Paris'teki Kriminal Polis Müdürlüğü merkezine geldi.

gbfthn ht
Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI) parlamento grubu başkanı Mathilde Panot, dün (Salı) ifade vermeden önce açıklamalarda bulunuyor. (AFP)

Aynı gün Filistin asıllı Fransız avukat Rima Hasan, Le Crayon dergisine verdiği ve Hamas'ın yaptıklarını ‘meşru bir eylem’ olarak nitelendirdiği röportaj nedeniyle benzer bir suçlamayla ifade vermeye çağrıldı.

Avrupa Parlamentosu seçimleri için LFI listesinden aday olan Rima Hasan, bu iddiaya yanıt olarak ‘açıklamasının bağlamından koparıldığını’ ve hangi taraftan gelirse gelsin ‘terörizmi’ doğal olarak kınadığını söyledi. Panot ifade vermeye gitmeden önce, yüzlerce protestocu Panot'un ifade vermeye çağrılmasını ve uygulanan siyasi sansürü kınamak üzere toplandı. Panot yaptığı kısa konuşmada, “Hangi demokraside siyasi aktivistlere ve sendikacılara karşı terörle mücadele yöntemleri kullanılır?” diye sordu.

İsrail lobisi

Panot, “Beni ve diğerlerini ‘terörizmi yüceltmek’ ve ‘antisemitizm’ suçlamalarıyla kovalayan İsrail yanlısı kuruluşlara, açtıkları davaların bizi susturamayacağını söylemek istiyorum” dedi.

Rima Hasan da ‘Gazze katliamları’ olarak tanımladığı olaylara atıfta bulundu. Ünlü Fransız-Yahudi avukat Gisele Halimi'nin bir zamanlar söylediği “Dünya Holokost'un barbarlığın mutlak sonu olacağını ummadı mı?” ifadesini aktararak Gazze Şeridi'nde yaşananların da benzer bir Holokost olduğunu ima etti.

fvgtyhn
Filistin asıllı Fransız avukat Rima Hasan, dün (Salı) Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI)  tarafından düzenlenen bir mitingde konuşuyor. (AFP)

Eski cumhurbaşkanı adayı ve LFI lideri Jean-Luc Melenchon, 23 Nisan'da X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, bazı isimlerin ifade vermeye çağrılmasını “Gazze'deki katliamı korumak için tasarlanmış, Fransız demokrasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olay” olarak nitelendirdi.

Melenchon'un kendisine de Rima Hasan'ın katılımıyla Lille kentinde düzenlenmesi planlanan basın toplantısından iki kez menedildiğinde yaptığı açıklamalar nedeniyle Eğitim Bakanı’nın talebi üzerine soruşturma açıldı.

Melenchon dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Rima Hasan’a atıfta bulunarak “Fikirleri nedeniyle polis soruşturması altında olan bir aday var. Fransız demokrasisi paramparça olmuş durumda ve dünya bize hayretle bakıyor” ifadelerini kullandı.

En büyük iki topluluk

LFI, muhalifleri tarafından Gazze savaşını istismar etmek ve ‘seçimlerde oy toplamak amacıyla’ Filistinlilerin yanında yer almakla suçlanıyor. Aşırı sağ ve geleneksel sağ, eski Başbakan Edouard Philippe'in lideri olduğu Ufuklar Partisi ve eski bakan François Bayrou'nun lideri olduğu Demokratik Hareket ile birlikte partiyi en çok eleştirenler arasında yer alıyor.

Her seçim döneminde Melenchon ve partisine yönelik saldırılar yoğunlaşıyor. Sağ kesim, eleştirmenlerin iddia ettiği gibi özellikle büyük şehirlerin banliyölerindeki göçmenlerin, onların çocuklarının ve Müslümanların oylarını çekmeye çalışan LFI’yı ‘solcu-İslamcı ittifak’ olarak adlandırmayı seviyor.

LFI, Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için Gazze'deki Filistinlilerin savunulmasını, kampanyasının ana odağı haline getirdi. Gazze savaşı, Batı Avrupa'daki en büyük Müslüman ve Yahudi topluluklarının yaşadığı Fransa'da son derece bölücü bir nitelik taşıyor.

Savaşın başlangıcında Fransız yetkililer kamu düzenini bozacağı endişesiyle Filistin yanlısı gösterileri yasaklamıştı. Ancak mahkeme kararları hükümetin kararlarını bozdu. O tarihten bu yana her Cumartesi başkent sokaklarında ve birçok Fransız şehrinde gösteriler düzenleniyor.


İsrail, Lübnan'ın güneyindeki Aitaroun kasabasının eteklerine baskın düzenledi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Kfar Shuba köyüne düzenlediği baskının ardından r yükselen dumanla (Arşiv- AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Kfar Shuba köyüne düzenlediği baskının ardından r yükselen dumanla (Arşiv- AFP)
TT

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki Aitaroun kasabasının eteklerine baskın düzenledi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Kfar Shuba köyüne düzenlediği baskının ardından r yükselen dumanla (Arşiv- AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Kfar Shuba köyüne düzenlediği baskının ardından r yükselen dumanla (Arşiv- AFP)

Lübnan Ulusal Haber Ajansı bugün (Çarşamba) yer alan haberde, İsrail savaş uçaklarının dün gece geç saatlerde ülkenin güneyindeki Aitaroun kasabasının eteklerine baskın düzenlediği belirtildi.

Lübnan medyası ise İsrail savaş uçaklarının Kafr Kila, Mays El Cebel kasabalarının eteklerine çok sayıda baskın düzenlediğini bildirdi.


Husi medyası: Hudeyde'deki Ras İsa'ya Amerikan-İngiliz saldırısı

ABD ve İngiltere, grubu zayıflatmak amacıyla Husi bölgelerine hava saldırıları düzenliyor (EPA)
ABD ve İngiltere, grubu zayıflatmak amacıyla Husi bölgelerine hava saldırıları düzenliyor (EPA)
TT

Husi medyası: Hudeyde'deki Ras İsa'ya Amerikan-İngiliz saldırısı

ABD ve İngiltere, grubu zayıflatmak amacıyla Husi bölgelerine hava saldırıları düzenliyor (EPA)
ABD ve İngiltere, grubu zayıflatmak amacıyla Husi bölgelerine hava saldırıları düzenliyor (EPA)

Husilere ait " el-Mesire " televizyonu dün (Salı) Amerikan-İngiliz uçaklarının, Hudeyde kentine bağlı es-Salif ilçesindeki Ras İsa bölgesini bombaladığını bildirdi. Kanal olayla ilgili daha fazla ayrıntı vermedi.

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) göre ABD ve İngiltere, Husilerin seyrüsefer özgürlüğünü tehlikeye atma, küresel ticareti tehdit etme kabiliyetini zayıflatmak amacıyla Husi bölgelerine zaman zaman hava saldırıları düzenliyor.

Husi grubu, 7 Ekim’den bu yana İsrail saldırısı altında olan Gazze Şeridi ile dayanışma amacıyla, Kızıldeniz'de İsrail şirketlerine ait olduğunu ya da İsrail’in işlettiğini söylediği, İsrail'e mal taşıyan veya İsrail'den mal götüren gemileri hedef alıyor


Lübnan'da silahlı grupların çoğalması endişeleri artırıyor

Bir Cemaat-i İslami üyesinin Beyrut'taki cenaze töreninden (AP)
Bir Cemaat-i İslami üyesinin Beyrut'taki cenaze töreninden (AP)
TT

Lübnan'da silahlı grupların çoğalması endişeleri artırıyor

Bir Cemaat-i İslami üyesinin Beyrut'taki cenaze töreninden (AP)
Bir Cemaat-i İslami üyesinin Beyrut'taki cenaze töreninden (AP)

Lübnanlı ve Filistinli beş silahlı grubun güney cephesindeki askeri faaliyetleri Lübnan'ın siyasi gündemini meşgul ediyor. Lübnan’ın ülkenin güneyindeki son savaş sırasında ağır silahlarıyla ortaya çıkan ‘direniş grupları’ tarafından kullanılan silahları toplama sorunuyla karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor.

Lübnanlı yetkililer, iç savaştan bu yana alışılagelmiş bir durum olarak bireysel silahlar Lübnanlıların elindeyken ağır silahların Hizbullah, Emel Hareketi ve Cemaat-i İslami üyelerinin yanı sıra İzzettin el-Kassam Tugayları ve İslami Cihad Hareketi gibi Filistinli grupların eline geçtiğini fısıldadılar.

Silahlı grupların çoğalması ülkede endişe yaratırken, bazılarının onlarca bazılarının yüzlerce üyesi olan grupların savaşçı sayısına ilişkin güvenlik birimleri tam bir tahminde bulunamıyor.

Bu mesele, ilgili ‘endişelere’ ve savaşın sona ermesinden sonra nasıl ele alınacağına ilişkin soru işaretlerine rağmen henüz siyasi partiler ve güçler arasında siyasi düzeyde tartışılmadı. Siyasi güçlerin hiçbiri ‘bu yeni gerçeklikle nasıl başa çıkılacağına’ dair bir vizyona sahipmiş gibi görünmüyor.

Değişim Bloğu’ndan milletvekili İbrahim Muneymine, devletin kontrolü dışındaki silahların kabul edilmesi kültürünün sürdürülmesini ve silahların yeni siyasi denklemler dayatmak için kullanılmasını reddetti.

Eski Meclis Başkan Yardımcısı Elie el-Ferezli ise devletin kontrolü dışındaki silahlar sorununun çözümüne dair tek garantinin cumhurbaşkanının seçilmesinden başlayarak anayasanın uygulanması olduğunu vurguladı.


Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
TT

Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)

Analistler sembolik olmasına rağmen mayıs ayında bazı Avrupa ülkeleri tarafından tanınması beklenen bağımsız Filistin devletinin, Batı’nın Gazze’deki çatışmayı çözmek için savunduğu iki devletli çözüm müzakerelerinin önünü açabileceğini düşünüyorlar.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, pazartesi günü Riyad'da yaptığı açıklamada aralarında Belçika, İrlanda, Malta, Slovenya ve İspanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin mayıs ayında Filistin devletini tanıdıklarını açıklamalarını beklediğini söyledi.

Akdeniz ve Ortadoğu Araştırmaları ve Çalışmaları Enstitüsü'nden (iReMMO) Agnès Levallois, “Her şeyden önce bu, Filistinlilerin hayatını değiştirmeyecek sembolik bir jestten ibaret olsa da İsrail'i bağımsız bir Filistin devletini tanımaya zorlamak için bir baskı aracı olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ve AB ülkelerinin uzun vadeli tek çözüm olarak gördüğü Filistin devletinin tanınmasına karşı çıkıyor.

Merkezi Cenevre'de bulunan Arap Dünyası ve Akdeniz Araştırma Merkezi'nin (CERMAM) Direktörü Hüsnü Abidi, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'in güneyinde gerçekleştirdiği ve daha önce eşi ve benzeri görülmemiş saldırının ardından Netanyahu’nun bağımsız bir Filistin devletinin tanınmasını Hamas’a verilecek bir ödül olarak gördüğünün altını çizdi.

Ancak Avrupalıların Netanyahu’nun aksine bağımsız bir Filistin devletini tanımanın, Filistin Yönetimi’ni güçlendirip Hamas'ın konumunu zayıflatarak Filistinlilerin haklarını tesis etme yolunda atılacak bir adım olduğuna inandıklarını vurgulayan Abidi, “Bu da ne Hamas ne de Netanyahu için güçlü bir nokta olmayan barış dinamiğini güçlendirecek” dedi.

Fransa'nın eski Katar ve Suudi Arabistan Büyükelçisi Bertrand Besancenot ise Filistin devletinin Avrupa ülkeleri tarafından tanınmasının Netanyahu'nun tutumu üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Bunun Netanyahu’yu kızdıracağını, ama fikirlerini değiştireceğini düşünen Besancenot, “Öte yandan Avrupa tarafından bu yönde bir hareketi olduğunu ve bu konu masada değilmiş gibi davranamayacağımızı göstermemiz, Biden yönetiminin Netanyahu üzerindeki baskısını artırmasına yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 10 Nisan’da İspanyol milletvekillerine yaptığı bir konuşmada, bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘Avrupa'nın jeopolitik olarak çıkarına olduğunu’ söyledi.

Sanchez, birkaç gün önce İrlanda, Malta ve Slovenya başbakanlarıyla birlikte, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne ‘olumlu bir katkıda bulunması halinde bağımsız bir Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını’ belirten ortak bir bildiriye imza atmıştı.

İki devletli çözüm stratejisine dahil

Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Riyad'daki toplantılar sırasında mevkidaşlarına bağımsız bir Filistin devletini tanıma meselesinin Fransa için bir tabu olmadığını, ancak bunun iki devletli bir çözüme yönelik küresel bir strateji çerçevesinde faydalı olması gerektiğini söyledi.

Ancak Levallois, başka herhangi bir somut gelişme olmaksızın ‘sadece vicdanları rahatlatmak için’ bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘gerçek bir tuzak olabileceği’ uyarısında bulundu.

Bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 137'si bağımsız bir Filistin devletinin tanınması kararını kabul etti.

New York Times (NYT) gazetesinde aralık ayı ortalarında yayınlanan bir makalede, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın danışmanlarından David Harden ve insani yardım aktivisti Larry Garber, Washington'ı benzer bir adım atamaya çağırdılar. Hamas'ın ‘nehirden denize kadar uzanan bir İslam devleti kurma emellerini baltalamanın bir yolu’ olarak bunun yapılması gerektiğini vurgulayan Harden ve Garber, böylece Filistinlilerin bağımsızlık hayallerini gerçekleştirmek için çalışacak yeni liderler seçmeye teşvik edileceğini belirttiler.


Netanyahu Refah’a kara saldırısıyla ateşkesi birbirinden ayrı tutuyor

ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
TT

Netanyahu Refah’a kara saldırısıyla ateşkesi birbirinden ayrı tutuyor

ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah’a karar saldırısı planını, Hamas Hareketi ile olası ateşkes anlaşmasından ve iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası için Mısır'ın desteklediği müzakerelerin geleceğinden ayrı tutmaya çalıştı.

Uluslararası ve bölgesel çevreler Hamas Hareketi tarafından ateşkes önerisine verilecek yanıtı beklerken Netanyahu, hükümetindeki aşırı sağcıların Refah'a kara saldırısının yapılması çağrılarına destek verdi. Netanyahu, Gazze'de öldürülen İsrail askerlerinin ve Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleriyle bir araya geldiği toplantıda “Refah'a gireceğiz. Anlaşma olsun ya da olmasın Hamas'a asla teslim olmayacağız” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Kahire, Gazze'de ateşkes ilan edilmesi için gayret gösteriyor. Eğer ateşkes sağlanırsa, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki Refah'a geniş çaplı kara saldırısının ‘ertelenme ihtimali’ söz konusu. Müzakerelere dair bilgilerini Şark’ul Avsat’la paylaşan Mısırlı bir kaynak, ateşkes anlaşmasının önündeki zorlukların azaldığını ve önerilerin ayrıntılarında önemli bir sorun olmadığını söyledi. Kaynak, söz konusu zorlukların artık tarafların anlaşmayı sonuçlandırma iradesine ve arzusuna bağlı olduğunu belirtti.

Diğer taraftan Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından görevlendirilen Temas Grubu'nun, pazartesi günü Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılmasına yönelik çabalara destek vurgulandı. Ayrıca uluslararası hukuk ve üzerinde mutabık kalınan ilkeler uyarınca, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için güvenilir ve geri dönülemez yola dair kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesinin önemi ve gerekliliğinin altı çizildi.


Husiler, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nda iki Amerikan destroyeri ve iki geminin hedef alındığını duyurdu

Sanaa'daki bir meydanda sergilenen Husi insansız hava araçları ve füzeleri (AP)
Sanaa'daki bir meydanda sergilenen Husi insansız hava araçları ve füzeleri (AP)
TT

Husiler, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nda iki Amerikan destroyeri ve iki geminin hedef alındığını duyurdu

Sanaa'daki bir meydanda sergilenen Husi insansız hava araçları ve füzeleri (AP)
Sanaa'daki bir meydanda sergilenen Husi insansız hava araçları ve füzeleri (AP)

Husilerin askeri sözcüsü Yahya Saree dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'ndaki iki Amerikan muhribinin ve iki geminin bir dizi insansız hava aracıyla (İHA) hedef alındığını duyurdu.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre İsrail'in Eilat limanına gitmekte olan "Kiklad" gemisinin hedef alındığı ve isabet kaydedildiği açıklandı. "Orion" adlı diğer geminin ise İsrail'e ait olduğu ve Hint Okyanusu'nda İHA’lar tarafından hedef alındığı belirtildi.

İran destekli Husiler, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşına yanıt olarak yapıldığını söyleyerek Kızıldeniz'de birçok gemiye saldırdı.


Temas Grubu: Gazze'de ateşkes sağlanması yönündeki çabaları destekliyoruz

Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak görevlendirilen Temas Grubu toplantısından (SPA)
Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak görevlendirilen Temas Grubu toplantısından (SPA)
TT

Temas Grubu: Gazze'de ateşkes sağlanması yönündeki çabaları destekliyoruz

Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak görevlendirilen Temas Grubu toplantısından (SPA)
Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak görevlendirilen Temas Grubu toplantısından (SPA)

Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından görevlendirilen Temas Grubu'nun, Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılmasına yönelik çabalara destek vurgulandı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Abdullah bin Ferhan ve Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide'nin başkanlık ettiği toplantıya ilişkin yapılan açıklamada, Gazze'deki gelişmelere ilişkin Arap Birliği -İİT Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından görevlendirilen Temas Grubu'nun 29 Nisan'da (dün) Riyad'da Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve temsilcileriyle bir araya gelerek Gazze'deki savaşın acilen sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılması ihtiyacını ele aldığı belirtildi.

Toplantıda derhal ateşkese varılması, esirlerin serbest bırakılması, Gazze'deki savaşın ve Doğu Kudüs de dâhil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarındaki tüm yasadışı tek taraflı eylem ve ihlallerin sona erdirilmesi ve feci boyutlara ulaşan insani krizin ele alınması yönündeki çabalara destek ifade edildi. Aynı zamanda, İsrail-Filistin çatışmasına siyasi bir çözüm bulunması için siyasi bir yola girilmesinin önemi vurgulandı.

Bu çerçevede, iki devletli çözüm bağlamında Filistin devletinin kurulmasına yönelik somut adımlar tartışıldı. Bu tür adımların atılmasının aciliyeti ve pozisyonların koordine edilmesinin önemi vurgulandı. Toplantıda ayrıca Filistin devletinin henüz kendisini tanımamış devletler tarafından tanınması ve bu tanımanın zamanlaması ve bağlamı konusu da ele alındı.

Toplantıda, uluslararası hukuk ve üzerinde mutabık kalınan parametreler uyarınca iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik inandırıcı ve geri dönülemez bir yola doğru bütüncül bir yaklaşım benimsenmesinin önemi ve gerekliliği vurgulandı. Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları, Arap Barış Girişimi ve diğer ilgili girişimler de dâhil olmak üzere, istikrar, güvenlik, barış ve iş birliğinin hâkim olduğu bir bölgede devletler arasında normal ilişkilerin yolunu açacak, Filistin halkının haklarını, İsrail'in ve bölgenin güvenliğini karşılayacak adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için bütüncül bir yaklaşım benimsenmesinin önemi vurgulandı.

Toplantıda ayrıca devlet kurma çabalarına desteğin yoğunlaştırılması gerektiği, yeni Filistin hükümetine destek ve Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi'nde tek bir Filistin hükümetinin önemi vurgulandı.

Toplantıya şu ülkelerin dışişleri bakanları ve temsilcileri katıldı: Bahreyn, Portekiz, Cezayir, Ürdün, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İspanya, İrlanda, İtalya, Belçika, Türkiye, Slovenya, Fransa, Almanya, Mısır, Katar, Filistin, İspanya ve Birleşik Krallık.


İsrail ordusu Mısır sınırı yakınında şüpheli gördüklerini vuruyor

 İsrail'in Gazze Şeridi sınırı yakınındaki İsrail askerleri... İsrail 30 Nisan 2024 (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi sınırı yakınındaki İsrail askerleri... İsrail 30 Nisan 2024 (Reuters)
TT

İsrail ordusu Mısır sınırı yakınında şüpheli gördüklerini vuruyor

 İsrail'in Gazze Şeridi sınırı yakınındaki İsrail askerleri... İsrail 30 Nisan 2024 (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi sınırı yakınındaki İsrail askerleri... İsrail 30 Nisan 2024 (Reuters)

İsrail ordusu bugün (Salı) yaptığı açıklamada, askerlerinin Mısır sınırına yakın Cebel Harif bölgesinde bir grup şüpheliye ateş açarak çok sayıda kişiyi yaraladığını duyurdu.

Yapılan açıklamada olayla ilgili daha fazla ayrıntı verilmedi.


Netanyahu: İsrail, ateşkes anlaşması olsun ya da olmasın Refah'a girecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu: İsrail, ateşkes anlaşması olsun ya da olmasın Refah'a girecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün (Salı) yaptığı açıklamada, esir değişimi ve ateşkes anlaşmasına varılsa da varılmasa da İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde Hamas'a karşı bir operasyon düzenleyeceğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Netanyahu, “Hedeflere ulaşmadan savaşı sona erdirme fikri önümüzdeki bir seçenek değil… Refah'tan sivillerin tahliyesi başladı” dedi.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes müzakereleri ve esir takası konusunda bilgi sahibi bir kaynak bugün yaptığı açıklamada, iki taraf arasında bir anlaşmaya varılmasının yakın olduğunu ve uygulamayı engelleyen bazı sorunların hızla çözülmesi halinde, birkaç gün içinde anlaşmaya varılabileceğini belirtti.

Arabuluculara yakın olan kaynak, AWP’ye yaptığı açıklamada, Mısır'ın önerisinin her iki tarafça da kabul edildiğini, ancak sorunun Hamas'ın hangi nitelikteki (yaş, cinsiyet, sağlık durumu vs.) esirleri serbest bırakacağıyla ilgili olduğunu söyledi.

Hamas daha önce aralarında yaşlı, hasta ve kadınların da bulunduğu 20 esir belirleyebildiğini söylerken, İsrail tarafı 35 ila 40 arasında esirin serbest bırakılmasını talep etmişti.