Elektrikli otomobil şarjına eşsiz çözüm: Güneş ağaçları

SolarBotanic Trees, bu tasarımın evlere enerji sağlamak için de kullanılabileceğini belirtiyor

SolarBotanic Trees'in ağaçları, güneş enerjisini toplayan nano fotovoltaik "yaprakların" yanı sıra gövdesinde bir batarya bulunduruyor (SolarBotanic Trees)
SolarBotanic Trees'in ağaçları, güneş enerjisini toplayan nano fotovoltaik "yaprakların" yanı sıra gövdesinde bir batarya bulunduruyor (SolarBotanic Trees)
TT

Elektrikli otomobil şarjına eşsiz çözüm: Güneş ağaçları

SolarBotanic Trees'in ağaçları, güneş enerjisini toplayan nano fotovoltaik "yaprakların" yanı sıra gövdesinde bir batarya bulunduruyor (SolarBotanic Trees)
SolarBotanic Trees'in ağaçları, güneş enerjisini toplayan nano fotovoltaik "yaprakların" yanı sıra gövdesinde bir batarya bulunduruyor (SolarBotanic Trees)

Birleşik Krallık (BK) merkezli bir girişim, şirketin yönetim kurulu başkanına göre elektrikli arabalara temiz enerjili şarj istasyonları sağlayan güneş ağaçlarının geniş çaplı ticari üretimine çok yaklaştı.

Geçen yıl kurulan SolarBotanic Trees, ağacın biri 5,5 metre diğeri 3,5 metre olmak üzere iki farklı boyuttaki versiyonunu geliştirirken, ağaçların ilk kurulumlarının gelecek yılın başlarında Oxford'da yapılması planlanıyor.

SolarBotanic'in CEO'su Chris Shelley, The Independent'a "Buradaki fikir, güneş panellerini ağaç kanopisi gibi kubbeli bir yüzeye yerleştirmek ve ardından gövdenin içine bir batarya depolama sistemi koymak" dedi.

Güneş pilleriyle bataryaları aynı yapıya yerleştirmek çok pratik çünkü bu sayede sadece yedekteki şebeke kaynağına bel bağlamadan fazla enerjiyi depolayabiliyorlar.

BK'deki elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısı, artan talebe ayak uydurma çabaları kapsamında geçen yıl üçte birden daha fazla oranda arttı.

Elektrikli araç haritalama hizmeti Zapmap'e göre Mayıs 2023 itibarıyla 25 binden fazla şarj noktası var fakat bu sayı, BK İklim Değişikliği Komitesi'nin 2032'ye gelindiğinde ihtiyaç duyulacağını iddia ettiği 325 bin şarj noktasının hâlâ çok altında kalıyor.

Shelley, SolarBotanic'in halihazırda BK'deki çeşitli alanlara ağaçlar inşa etmek üzere elektrikli araç altyapısı tedarik eden şirketlerle anlaşmalar yaptığını ve bunların arasında Raw Charging Group'tan 200 ağaçlık bir siparişin de yer aldığını söyledi.

Asıl fikir, ekstra güç üretmek için rüzgarda dalgalanan fotovoltaik yaprakları kullanarak hem güneş hem de rüzgar enerjisini toplayabilen bir yapı tasarlamaktı.

Ön araştırmalar bu yöntemle rüzgar enerjisi toplamanın, henüz ticari açıdan kısa vadede elverişli olacak kadar gelişmediğini ortaya koysa da bu yöntemin gelecekte kullanılma ihtimali devam ediyor.

Halihazırda SolarBotanic, güneş ağaçlarını 2024'ün başında BK'deki müşterilere ulaştırmak adına gelecek aylarda üretime başlamaya odaklanıyor.

Şirket buradan Avrupa ve ABD de dahil diğer pazarlara girmeyi ve diğer uygulamalara uyacak şekilde kişiselleştirilebilir yapılar geliştirmeyi planlıyor.

Bunlar arasında şehir meydanlarında ve bar bahçelerinde kullanılacak büyük ağaçlar da yer alıyor. Ağaçların altına banklar yerleştirilecek, isteyenler telefonlarını şarj edebilecek ve hatta dahili kızılötesi ısıtıcılar sayesinde burada ısınabilecek.

Shelley, "Ana tema üzerinden tasarlanan epey fazla varyasyon var" dedi.

Şebekeden bağımsız olan ve elektrikli araçların elektrik ihtiyacını karşılaması gerekmeyen versiyonlar telefon ve dizüstü bilgisayar şarjı, bank ve çardağıyla, çalışma alanı veya sosyal alanlar olarak şehir meydanlarında hizmet verebilir. Ticari amaçlı ve belediyelere ait kullanımların ötesinde, bu ağaçlar çatılardaki güneş paneli sistemlerini desteklemek üzere evlerin bahçelerine yerleştirilebilir ya da birkaç tanesi orta büyüklükteki bir evin yıllık elektrik ihtiyacını bile karşılayabilir.

Independent Türkçe



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging