Microsoft'tan atılım açıklaması: "Kuantum bilgisayarlar iki yıl içinde sıradan bilgisayarların yerini alacak"

Microsoft'un "kuantum süper bilgisayarı" yüzlerce yıllık bilimsel keşifleri sadece birkaç yıla sıkıştırmayı hedefliyor

Bir Microsoft kuantum bilgisayarındaki kübit test çipi (mavi) (Microsoft)
Bir Microsoft kuantum bilgisayarındaki kübit test çipi (mavi) (Microsoft)
TT

Microsoft'tan atılım açıklaması: "Kuantum bilgisayarlar iki yıl içinde sıradan bilgisayarların yerini alacak"

Bir Microsoft kuantum bilgisayarındaki kübit test çipi (mavi) (Microsoft)
Bir Microsoft kuantum bilgisayarındaki kübit test çipi (mavi) (Microsoft)

Araştırmacıların yeni nesil makinelerin gelecek iki yıl içinde standart bilgisayarlardan daha iyi performans gösterebileceğini söylemesinin ardından Microsoft, bir kuantum süper bilgisayar üretmeyi planladığını açıkladı.

Kuantum bilgisayarlar günümüzün önde gelen süper bilgisayarlarından onlarca kat daha güçlü olma potansiyeline sahip fakat pratik görevlerde rekabet etmekte bugüne kadar başarısızlığa uğradılar.

IBM'deki kuantum bilişim araştırmacılarının yakın zamanda gerçekleştirdiği bir performans karşılaştırma deneyi bu makinelerin yakında "klasik bilgisayarların zorlanacağı ölçekte" işe yarar hesaplamalar yaparak muazzam sayıda uygulamanın önünü açacağını gösteriyor.

Kuantum bilişim girişimi Algorithmiq'in CEO'su Sabrina Maniscalco, bu ay araştırmayı yayımlayan bilimsel dergi Nature'a şöyle dedi:

Bu makineler yolda.

Microsoft, birkaç yıllık araştırma ve yüz milyonlarca dolarlık kuantum bilgisayar teknolojisi yatırımının ardından çarşamba günü ilk "kuantum süper bilgisayarını" üretmeye yönelik yol haritasını açıkladı.

Kuantum bilgisayarlar, dijital verileri depolamak ve aktarmak için kullanılan geleneksel bitleri ("birler" ve "sıfırlar"), aynı anda iki durumda var olmayı sağlayan ve süperpozisyon diye bilinen bir kuantum fenomenini kullanan, kübit adı verilen kuantum bitleriyle değiştirerek çalışıyor.

Bu, aynı anda hem "bir" hem de "sıfır" işlevi görebilecekleri ve böylece eklenen her kübitin onları geleneksel benzerlerinden katlanarak daha güçlü hale getireceği anlamına geliyor.

Microsoft, çarşamba günü Physical Review B adlı bilimsel dergide anlatılan ve bir kuantum süper bilgisayarda büyük ölçekte çalışabilecek kadar istikrarlı olan yeni bir kübit türü tasarlayarak kendi atılımını gerçekleştirdiğini açıkladı.

Kuantum süper bilgisayarı, saniyede bir milyon kuantum işlemi gerçekleştirebilen bilgisayar diye tanımlayan Microsoft, yapımının gelecek 10 yıl içinde tamamlanacağını iddia ediyor.

Şirket, yol haritasını detaylarının paylaşıldığı bir blog yazısında "Microsoft, güvenilir ve pratik bir kuantum süper bilgisayar üretme yolunda ilk dönüm noktasına ulaştı" diye yazdı.

Bugün, kuantum süper bilgisayar tasarlama ve nihayetinde, gezegenimizin karşı karşıya kaldığı en zor sorunların çoğunu çözmeleri yönünde bilim insanlarını güçlendirme yolculuğumuzda önemli bir ana işaret ediyor.

Microsoft CEO'su Satya Nadella, şirketin "kimya ve malzeme biliminin gelecek 250 yılını gelecek 25 yıla sıkıştırmayı" amaçladığını söyledi.

IBM ve Microsoft'un bu duyuruları, kuantum bilişim alanında son yıllarda yapılan birkaç büyük atılımı takip ediyor.

2019'da Google'daki bilim insanları, dünyanın en güçlü süper bilgisayarının 10 bin yılda çözebileceği bir problemi, şirketin Sycamore kuantum bilgisayarının 200 saniyede çözebilmesiyle kuantum üstünlüğü diye bilinen şeyi başardıklarını duyurmuştu.

Daha sonra bu dönüm noktasına, kuantum bilgisayarları dünyanın en güçlü süper bilgisayarından yaklaşık 100 trilyon kat daha hızlı hesaplama yapabilen Çin'deki araştırmacılar da ulaşmıştı.

Etkileyici olsa da ne Çin'in makinesinin ne de Google'ın Sycamore'unun pratik kullanımı yoktu.

Google'ın 2019'daki dönüm noktasının arkasındaki araştırmacılardan biri olan John Martinis, son haberlerin kendisini "bunun diğer sistemlerde ve daha karmaşık algoritmalarda çalışacağına dair iyimser" hissettirdiğini söylüyor.

Independent Türkçe



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour