Trablus hükümeti, Libya’nın doğusundaki İHA’larla ilgisi olmadığını açıkladı

Açıklamada bu tür iddiaların, ‘savaşı ateşlemeyi ve ülkeyi bölgesel bir çatışmaya sokmayı amaçladığı’ vurgulandı.

Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti Başkanıı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)
Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti Başkanıı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)
TT

Trablus hükümeti, Libya’nın doğusundaki İHA’larla ilgisi olmadığını açıkladı

Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti Başkanıı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)
Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti Başkanıı Abdulhamid Dibeybe. (Birlik Hükümeti)

Trablus merkezli Libya hükümeti 30 Haziran’da, Rus Wagner grubu tarafından kullanılan bir üsse yapılan insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla herhangi bir ilgisi olmadığını açıkladı.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir ordu kaynağı AFP’ye yaptığı açıklamada, perşembe akşamı Bingazi’nin 150 km güneydoğusunda bulunan el-Haruba Hava Üssü’nün İHA’lar tarafından gerçekleştirilen, ‘amacı bilinmeyen’ saldırılarla hedef alındığını belirtti. Söz konusu üste, Wagner grubunun unsurları yer alıyor. Haber siteleri, saldırının, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan ve doğu Libya makamlarının meşruiyetini sorguladığı Trablus hükümetinin silahlı kuvvetlerinden kaynaklandığını belirtti.

Özel ‘el-Masar’ kanalının haberine göre Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı Savunma Bakanlığı, geçen cuma yaptığı açıklamada “Uçağımızın Libya’nın doğusundaki bir üsse düzenlediği saldırılara ilişkin yayınlananlar bizi şaşırttı” diyerek, Ekim 2020’de imzalanan ateşkese saygı duyduklarını vurguladı.

Diğer yandan Libya merkezli ‘Address’ gazetesinin haberine göre ise Batı Libya’daki Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed el-Haddad, “Birimlerimizden hiçbiri doğu bölgesindeki herhangi bir alanı hedef almadı” diyerek, benzer bilgilerin Libyalı kardeşler arasında savaşı ateşlemeyi ve Libya’yı bölgesel bir çatışmaya sokmayı’ amaçladığına dikkat çekti.

Libya 2011’den, Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana büyük bir siyasi krize tanık oluyor. Nisan 2019 ile Haziran 2020 arasında Libya’nın doğusundaki en güçlü isim olan Halife Hafter, Trablus’un kontrolünü ele geçirmek için başarısız bir askeri girişimde Çadlı, Sudanlı, Nijeryalı ve Suriyeli savaşçıların yanı sıra Wagner grubundan savaşçıları kullandı. Bu başarısızlığı Ekim 2020’de, batı ve doğu kamplarının her birinden beş subaydan oluşmuş bir askeri komite tarafından gözlemlenen bir ateşkes anlaşmasının ilanı izledi.

O günden bu yana bir kısmı Rus ordusuyla birlikte savaşmak için Mali veya Ukrayna’ya gittikten sonra Libya’nın doğusundaki yüzlerce Wagner savaşçısı, başta petrol limanı bölgesinde olmak üzere güneyde aktifti.

Görsel kaldırıldı.
Mareşal Halife Hafter (Ulusal Ordu)

Libya Parlamentosu üyesi Muhammed Amer el-Abani, geçen pazartesi günü yapılan parlamento oturumunu ‘yasa dışı’ olarak niteledi.

Abani, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (ANA) yaptığı açıklamada, Temsilciler Meclisi’nin, geçen pazartesi günü üyelerinin çoğunu davet etmeden bir toplantı düzenlemesinin ‘meşruiyet dışında ve anayasal sisteme aykırı’ olduğunu dile getirdi. Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Bileyhik, meclisin, ikinci başkan yardımcısı Musbah Duma başkanlığında resmi bir kapalı oturum düzenlediğini açıkladığına dikkat çekti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre toplantıda konsey, 2023 tarihli ve 05 sayılı kanun uyarınca Anayasa Mahkemesi başkanı ve üyelerini seçmek için oybirliğiyle bir karar aldı.

Görsel kaldırıldı.
Temsilciler Meclisi toplantısının öncesinde oturum düzenlendi. (Temsilciler Meclisi)

Muhammed Amer el-Abani konuya dair şunları söyledi:

Geçtiğimiz pazartesi günü meclis oturumunda yaşananlar ve bunun sonucunda alınan kararlar hukuka aykırıdır. Çünkü toplantı tarihini, yeter sayısını ve yerini belirlemede oturumun yapılma esaslarını dikkate almamaktadır. Bingazi’de Temsilciler Meclisi’nin yakında toplanacak istişare oturumu öncesinde verilen kararların iptalini talep etmek, son parlamento oturumuna karşı yapılan protesto çerçevesinde geliyor.

‘Libya Al Ahrar’ sitesinin haberine göre milletvekilleri tarafından yapılan bir açıklamada, oturumun ‘geçersiz olduğu ve yasama veya meclis kararı düzeyine çıkmadığı’ ifadelerine yer verilirken, oturumda yaşananlar ise ‘Temsilciler Meclisi’ni zayıflatma girişimi’ olarak nitelendirildi.

Temsilciler Meclisi’nin kapalı oturumunun yapılması amacı hakkında ise Libyalı milletvekilleri “Bazı kararlar alma arzusu nedeniyle üyeleri davet etmeden bir oturum düzenlemenin belirli bir amacı vardır. Tüm milletvekilleri oturuma katılmaya davet edilmiş olsaydı, bu kararlar alınamazdı” açıklamasında bulundular.

‘Libya Al Ahrar’ internet sitesinde ise yaklaşık 40 milletvekilinin, meclis oturumlarını boykot etmekle tehdit ettiği ve Kurban Bayramı’nın ardından Trablus’ta parlamentonun son kapalı oturumunu protesto etmek için bir istişare toplantısı düzenlendiği bildirildi.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz