İran’ın güneyindeki Zahidan polis karakoluna saldırı: 6 ölü

İran, Şiraz’daki bir türbeye saldırmaktan suçlu bulunan iki kişiyi halka açık olarak idam etti

İdam cezasına çarptırılan bir din adamının katilinin yargılamasından (Mizan Haber Ajansı’nın arşiv fotoğrafı)
İdam cezasına çarptırılan bir din adamının katilinin yargılamasından (Mizan Haber Ajansı’nın arşiv fotoğrafı)
TT

İran’ın güneyindeki Zahidan polis karakoluna saldırı: 6 ölü

İdam cezasına çarptırılan bir din adamının katilinin yargılamasından (Mizan Haber Ajansı’nın arşiv fotoğrafı)
İdam cezasına çarptırılan bir din adamının katilinin yargılamasından (Mizan Haber Ajansı’nın arşiv fotoğrafı)

İran devlet televizyonu iki polisin hayatını kaybettiğini, dört saldırganın ise öldürüldüğünü bildirdi. İran’ın güneydoğusundaki çalkantılı bir bölgede bulunan bir polis karakoluna silahlı kişiler ve intihar bombacıları tarafından dün (Cumartesi) düzenlenen saldırı, çoğunluğu Sünnilerin oluşturduğu Sistan-Beluçistan eyaletinin yönetim merkezi Zahidan şehrinde gerçekleşti. Şehir, geçen yıl Ahlak Polisi tarafından gözaltındayken hayatını kaybeden genç Mahsa Amini’nin ölümü ile ülke çapında patlak veren kaos dalgası sırasında en kanlı protestolardan bazılarına tanık olmuştu.

Reuters Haber Ajansı’na göre bölgede faaliyet gösteren Ceyşul Adl (Adalet Ordusu) adlı silahlı grup, sosyal medyada yaptığı paylaşımda saldırının sorumluluğunu üstlendi ve bunun güvenlik güçlerinin 30 Eylül 2022’de protestocuları öldürmesine bir yanıt olduğunu duyurdu. Grup, hedef alınan polis karakolunun “Zahidan’daki kanlı Cuma trajedisinin baş faillerinden biri” olduğunu da belirtti. Devlet televizyonu, saldırı sırasında “dört teröristin dördünün de” öldüğünü bildirdi.

Uluslararası Af Örgütü

Uluslararası Af Örgütü, güvenlik güçlerinin 30 Eylül 2022’deki protestoları bastırmaları sırasında en az 66 kişiyi öldürdüklerini açıkladı.

Bir polis memurunun şehirden bir kıza tecavüz ettiğine dair sosyal medyada dolaşan iddiaların ardından, 30 Eylül’deki baskına giden günlerde Zahidan’da halkın öfkesi her geçen gün artarken yetkililer, olayların ardından Zahidan’ın emniyet müdürünü ve şehrin karakollarından birinin amirini görevden aldı. Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney ise hükümeti eleştiren Sünni Beluç din adamlarıyla müzakerede bulunmak üzere bir heyet göndermişti.

İran polisi
İran’ın polis memurları (EPA)

İran’ın önde gelen Sünni din adamlarından Mevlevi Abdulhamid, karakola düzenlenen saldırıyı kınadı ve Beluçistan halkını güvenliğin bozulmasına yol açacak eylemlerden kaçınmaya çağırdı. Abdulhamid, uzun süredir ülkedeki Şii din adamlarını eleştiriyor.

Pakistan ve Afganistan’a komşu Sistan-Beluçistan, İran’ın en fakir eyaletlerinden biri ve önemli bir uyuşturucu kaçakçılığı rotası sayılıyor.

İnsan hakları örgütleri, sayılarının yaklaşık 2 milyon olduğu tahmin edilen Beluç azınlığının on yıllardır ayrımcılık ve baskıyla boğuştuğunu söylüyor.

safd
İdam cezasına çarptırılan bir din adamının katilinin yargılamasından (Mizan Haber Ajansı’nın arşiv fotoğrafı)

İdamlar

İran devlet medyasına göre Şiraz şehrindeki bir türbeye ekim ayında düzenlenen ve 13 kişinin ölümüne neden olan bir saldırıda yer aldıkları iddiasıyla dün iki kişi idam edildi. İran İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı (IRNA), “Ahmed bin Musa’nın (a.s.) türbesini (Şah Çerağ olarak bilinir) ziyaret edenleri hedef alan terör saldırısının başlıca faillerinden iki kişinin idam cezasının infaz edildiğini” bildirdi. Yerel medyaya göre iki kişi, Fars Eyaleti’nin yönetim merkezi olan Şiraz kentinin bir sokağında türbeye uzak sayılmayacak bir yerde, şafak vakti asılarak idam edildi. 26 Ekim’de, İran’ın güneyindeki en önemli dini ziyaret duraklarından biri olan türbeye düzenlenen saldırıda 13 kişi yaşamını yitirirken, 25 kişi de yaralanmıştı. IRNA haberin devamında “terör olayına karışan başlıca unsurlardan olan Muhammed Ramiz Reşidi ve Seyyid Naim Haşimi, yeryüzünde bozgunculuk ve zulüm yapmak, ülkenin ulusal güvenliğine karşı faaliyetlerde bulunmak eylemlerinden suçlu bulunarak cumartesi günü şafak vaktinde idam edildi” ifadeleri yer aldı. IRNA’ya göre Yüksek Mahkeme, sanıkların savunma avukatının yaptığı temyiz başvurusunu daha önce reddetmişti. Yetkililer daha önce saldırıya Afganistan da dahil olmak üzere başka ülkelerden karışanların olduğunu duyurmuştu. Ancak idam edilen iki kişinin vatandaşlıkları açıklanmadı.

DEAŞ Örgütü

DEAŞ, gerçekleştikten kısa bir süre sonra saldırıyı üstlendiğini açıklamıştı. Mart ayında, bir İran mahkemesi iki kişiyi “devlete ve Allah’a karşı savaş açmak ve yeryüzünde fesat çıkarmak” suçlarından mahkûm ettikten sonra idam cezasına çarptırmıştı. Ayrıca kişilere, örgüt üyesi olmak ve “ülkenin ulusal güvenliğine karşı eylemde bulunmak” suçlamaları yöneltildi. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre İran Yargı Erki’ne bağlı Mizan Haber Ajansı’nın sitesinde, dün idam edilen Reşidi’nin saldırıyı gerçekleştirmek için örgütle iş birliği yaptığını itiraf ettiği belirtildi.

Fars Başsavcılığı geçtiğimiz günlerde Yargıtay’ın kararı onayladığını açıklayarak, “yakında uygulanacağını” bildirmişti. Fars eyaleti Yargı Başkanı Kazım Musevi, iki kişinin “terör saldırısının ana failinin silahlanması, silahların tedarik edilmesi, lojistiğin sağlanması ve failin yönlendirilmesiyle doğrudan ilişkileri” olduğunu söylemişti. Ayrıca üç sanığın daha örgüte üye olmaktan 5, 15 ve 25’er yıl hapis cezalarına çarptırıldığına dikkat çekmişti. Saldırının asıl faili, aldığı yaralar sonucu tutukluyken hayatını kaybetmişti. İran medyası failin Hamid Bedahşan isimli şahıs olduğunu duyurdu.

İran, kasım ayında saldırıyla ilgili olarak Afganistan, Azerbaycan ve Tacikistan’dan 26 “tekfirci teröristin” tutuklandığını duyurdu. İran’da “tekfirciler” terimi genellikle radikal dini örgütlere mensup militanlara atıfta bulunmak için kullanılıyor. 2017’de silahlı kişiler ve intihar bombacıları Şura Meclisi’ni (parlamento) hedef aldığında, DEAŞ ilk kez İran’da yapılan bir saldırıyı üstlenmişti.



Zelenskiy: Trump'ın mevcut temas hattı temelinde müzakere etme önerisi ‘iyi bir uzlaşma’

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)
TT

Zelenskiy: Trump'ın mevcut temas hattı temelinde müzakere etme önerisi ‘iyi bir uzlaşma’

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump'ın mevcut temas hattı temelinde Rusya ile müzakere etme önerisini ‘iyi bir uzlaşma’ olarak nitelendirdi, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bunu kabul edeceğinden şüphe duyduğunu belirtti.

Zelenskiy, Oslo'ya yaptığı kısa ziyaret sırasında gazetecilere verdiği demeçte, “ABD Başkanı, olduğumuz yerde kalıp diyalog başlatmamızı önerdi. Bence bu iyi bir uzlaşma, ancak Putin'in bunu destekleyeceğinden emin değilim. Bunu Başkan Trump'a da söyledim” ifadelerini kullandı.

Bu arada Rusya bugün, Putin ile Trump arasında yapılacak zirve için hazırlıkların ‘devam ettiğini’ bildirdi. Trump ise önceki gün zirvenin süresiz olarak erteleneceğini açıklamıştı.

Öte yandan Trump, Rusya'nın neredeyse dört yıldır süren Ukrayna savaşında ateşkes kabul etmemesinden duyduğu hoşnutsuzluğu giderek daha fazla dile getiriyor.

sdfgr
ABD Başkanı Donald Trump, 17 Ekim'de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'yi Beyaz Saray'da karşıladı. (AFP)

ABD ve Rusya devlet başkanları geçtiğimiz ağustos ayında Alaska'da bir zirve düzenlediler, ancak toplantı herhangi bir barış anlaşmasıyla sonuçlanmadı.

Trump geçen hafta Putin ile Budapeşte'de bir toplantı yapmayı planladığını açıklamıştı, ancak dün ‘sonuçsuz’ görüşmeler yapmak istemediğini belirterek planı iptal etti.

Trump'ın açıklamaları sorulduğunda Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov gazetecilere şöyle cevap verdi: “Ne Başkan Trump ne de Başkan Putin zaman kaybetmek istemiyor.”

Şarku’l Avsat’ın Rusya'nın TASS haber ajansından aktardığına göre, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, “Zirveye yönelik hazırlıkların devam ettiğini teyit ediyoruz” dedi.


Anket: Amerikalıların çoğu, ülkelerinin Filistin devletini tanımasını destekliyor

 Elinde Filistin'i destekleyen bir pankart tutan ABD’li bir protestocu, Pensilvanya, 5 Eylül 2025 (DPA)
Elinde Filistin'i destekleyen bir pankart tutan ABD’li bir protestocu, Pensilvanya, 5 Eylül 2025 (DPA)
TT

Anket: Amerikalıların çoğu, ülkelerinin Filistin devletini tanımasını destekliyor

 Elinde Filistin'i destekleyen bir pankart tutan ABD’li bir protestocu, Pensilvanya, 5 Eylül 2025 (DPA)
Elinde Filistin'i destekleyen bir pankart tutan ABD’li bir protestocu, Pensilvanya, 5 Eylül 2025 (DPA)

Reuters/Ipsos tarafından yapılan bir ankete göre, Demokratların yüzde 80'i ve Cumhuriyetçilerin yüzde 41'i dahil olmak üzere çoğu Amerikalı, ABD'nin Filistin devletini tanıması gerektiğine inanıyor. Bu da Başkan Donald Trump'ın bu karara karşı çıkmasının kamuoyunun görüşüyle uyuşmadığını gösteriyor.

Geçtiğimiz pazartesi gününe kadar altı gün süren ankette, katılımcıların yüzde 59'u ABD'nin Filistin devletini tanımasını desteklerken, yüzde 33'ü buna karşı çıktı. Geri kalanlar ise kararsızdı veya soruya cevap vermedi.

Geçtiğimiz ayın başında, Birleşik Krallık, Fransa, Kanada ve Avustralya dahil olmak üzere bir grup ABD müttefiki, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları öncesinde ve sırasında Filistin devletini tanıdıklarını açıklayarak önemli bir diplomatik dönüşüm gerçekleştirdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, o dönemde ülkesinin diğer ülkelere Filistin devletini tanımanın daha fazla soruna yol açacağını bildirdiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Rubio, “Tüm bu ülkelere, Filistin devletini tanırlarsa bunun gerçek olmayacağını ve bunu yaparlarsa sorunlara yol açacaklarını söyledik” dedi.

Rubio sözlerine şöyle devam etti: “Tepki olacak, ateşkes sağlanmasını zorlaştıracak ve gördüğünüz türden eylemlere, en azından bu tür eylemlere girişmelere yol açabilir.”

Rubio, İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etme tartışması hakkındaki görüşünü açıklamayacağını, ancak bunun nihai olmadığını ifade etti.


Reuters: Türkiye, ABD ve Avrupa’yla savaş jeti pazarlığında

Analizde, Erdoğan'ın son dönemdeki diplomatik başarılarını kullanarak ABD'yle savaş jeti anlaşmalarını tamamlamak istediği yazılıyor (Reuters)
Analizde, Erdoğan'ın son dönemdeki diplomatik başarılarını kullanarak ABD'yle savaş jeti anlaşmalarını tamamlamak istediği yazılıyor (Reuters)
TT

Reuters: Türkiye, ABD ve Avrupa’yla savaş jeti pazarlığında

Analizde, Erdoğan'ın son dönemdeki diplomatik başarılarını kullanarak ABD'yle savaş jeti anlaşmalarını tamamlamak istediği yazılıyor (Reuters)
Analizde, Erdoğan'ın son dönemdeki diplomatik başarılarını kullanarak ABD'yle savaş jeti anlaşmalarını tamamlamak istediği yazılıyor (Reuters)

Türkiye bölgedeki hava gücünü artırmak için Avrupa ve ABD'den savaş jetleri satın alma çalışmalarını hızlandırdı.

Reuters'ın analizinde Ankara yönetiminin, ABD'nin tedarik ettiği F-15, F-16 ve F-35 jetlerine sahip İsrail'in Gazze, İran, Suriye, Lübnan ve Katar'a düzenlediği saldırılar karşısında tedirgin olduğu yazılıyor. Türkiye'nin "potansiyel tehditlere karşı koymak ve savunmasız kalmamak için hava gücünün hızla artırılmasını" istediği ifade ediliyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan bir kaynak, Türkiye'nin acil ihtiyacını karşılamak için Katar ve Umman'dan 12 adet kullanılmış Eurofighter Typhoon jeti satın alacağını söylüyor.

Satışın, Eurofighter konsorsiyumundaki Birleşik Krallık (BK), Almanya, İtalya ve İspanya tarafından onaylanması gerekiyor. Bu süreçte 28 yeni savaş uçağının daha ileri tarihlerde tedarik edilmesi planlanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar ve Umman ziyaretlerinde jet sayısı, fiyatlandırma ve teslim takvimini gündeme getireceği öne sürülüyor.

BK ve Türkiye, temmuzda 40'a yakın Eurofighter uçağı için ön anlaşma imzalamıştı. Londra yönetiminden bir kaynak, "Sözleşmenin son detaylarını yakında belirlemeyi umuyoruz" diyor.

Türkiye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, nihai bir anlaşmaya varılmadığı ve Britanya'yla görüşmelerin olumlu yönde ilerlediği, diğer konsorsiyum üyelerinin de jet tedarikini desteklediği belirtiliyor.

Katar ve Umman ise gelişmelerle ilgili yorum yapmadı.

Türkiye, 2020'de Rus menşeli S-400 hava savunma sistemlerini satın almış, ABD de misilleme olarak CAATSA yaptırımlarını devreye sokup Ankara'yı F-35 programından çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan'ın geçen ay Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmesinde ilerleme sağlanamadığı savunuluyor. Ancak Türkiye'nin, Gazze savaşında Hamas'ı ateşkes anlaşmasını imzalamaya ikna etmekte oynadığı rolle ivme kazandığı, bu sayede CAATSA yaptırımlarını aşmayı istediği aktarılıyor.

Kaynaklar, Trump'ın özel bir "muafiyet" kararı alarak, F-35 tedarikinin önünü açabileceğini söylüyor. Ankara'nın ilerleyen süreçte Washington'a böyle bir hamle teklifiyle gidebileceği öne sürülüyor.

AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Harun Armağan şu yorumları yapıyor:

CAATSA meselesinin çözülmesi gerekiyor. Bunun başkanlık muafiyetiyle mi yoksa Kongre kararıyla mı olacağı ABD'nin inisiyatifinde. Diplomasi ve işbirliği çabaları sürerken, bu CAATSA meselesi biraz tuhaf görünüyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Trump'ın Türkiye'nin stratejik önemini bildiğini ve "tüm bu bekleyen sorunlara yaratıcı çözümler aradığını" söylüyor. Ancak olası planlara dair daha fazla bilgi paylaşmıyor.

Reuters, Türkiye'nin Batılı ülkelerden silah tedarikinde yaşadığı zorlukların ardından kendi beşinci nesil savaş uçağı KAAN'ı geliştirdiğine de dikkat çekiyor. Ancak KAAN'ın, Türk hava gücünün belkemiğini oluşturan F-16'ların yerini almasının yıllar sürebileceği yazılıyor. Ayrıca hava savunma sistemi Çelik Kubbe'nin geliştirme sürecinin de hızlandırıldığı belirtiliyor.

Independent Türkçe, Reuters, Defence News