Flört araştırması şaşırttı: "Bireylerin birbirini seçmesini sağlayan bir özellik var"

İnsanlar bu kişileri "nazik ve anlayışlı" diye değerlendiriyor

Çalışma yalnızca heteroseksüel katılımcıları içeriyor (Unsplash)
Çalışma yalnızca heteroseksüel katılımcıları içeriyor (Unsplash)
TT

Flört araştırması şaşırttı: "Bireylerin birbirini seçmesini sağlayan bir özellik var"

Çalışma yalnızca heteroseksüel katılımcıları içeriyor (Unsplash)
Çalışma yalnızca heteroseksüel katılımcıları içeriyor (Unsplash)

Avustralya ve Britanyalı araştırmacıların yürüttüğü yeni bir çalışmaya göre flört aşamasında birçok bireyin partner seçmesini sağlayan önemli bir özellik var.

Buna göre olası partnerleriyle yeni tanışan bireyler, fiziksel açıdan ve özellikle yüz özellikleri bakımından kendilerine daha çok benzeyen kişilere ilgi duyuyor.

Queensland ve Stirling üniversitelerinde yürütülen araştırma benzer yüzlere sahip kişilerin flört aşamasında birbirlerini daha çekici bulma eğilimi sergilediklerini ortaya koydu.

Çalışmada, önceden tanışmayan 682 katılımcının birbiriyle üçer dakika etkileşim kurması sağlandı. Araştırmacılar bu şekilde kişilerin gündelik hayatlarında yaşadığı yüzde yüze hızlı flört deneyimini canlandırmaya çalıştı.

Bu kısa etkileşimlerin ardından katılımcılar, birbirlerinin yüzlerini çekici bulup bulmadıklarına ve tanıştıkları kişileri "nazik ve anlayışlı" diye değerlendirip değerlendirmediklerine dair soruları yanıtladı.

Ayrıca daha sonra cevapların ayrıntılı değerlendirilebilmesi için katılımcıların tek tek fotoğrafları çekildi.

Queensland Üniversitesi'nde görev alan ve çalışmaya liderlik eden Amy Zhao, "Katılımcıların, geometrik açıdan ortalama yüzlere sahip olan kişileri ve kendi yüzlerine daha çok benzeyen yüzleri çekici bulduklarını gördük" ifadelerini kullandı.

IFL Science'a konuşan Zhao, "Katılımcılar ayrıca aynı etnik kökene sahip kişilerden daha yüksek puanlar aldılar" diye ekledi:

Aynı kökenden insanlar birbirlerinin yüzlerini daha çekici buldu.

Öte yandan benzer yüz özelliklerine sahip kişilerin, etnik kökene bakılmaksızın birbirlerini daha nazik bulduğu da tespit edildi.

Hakemli bilimsel dergi  Evolution and Human Behavior'da yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Dr. Anthony Lee ise "Başkalarıyla anlamlı ilişkiler kurmak temel bir insani güdüdür" dedi ve ekledi:

Çekim mekanizmasını anlamak, romantik ve cinsel ilişkileri kolaylaştırmaya veya sürdürmeye yardımcı olabilir.

 

Independent Türkçe, IFL Science, Queensland Üniversitesi



Zayıflamak için Akdeniz diyetinden daha etkili bir beslenme biçimi bulundu

Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)
Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)
TT

Zayıflamak için Akdeniz diyetinden daha etkili bir beslenme biçimi bulundu

Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)
Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)

Yeni bir çalışmaya göre vegan beslenmeye geçmek, iltihaplanmayı azaltarak zayıflamaya katkı sağlayabilir.

Bilim insanları bitkisel beslenmeyle, "Akdeniz diyeti" adı verilen ve orta düzeyde balık, kümes hayvanları, süt ürünleri ve yumurta içeren bir beslenmeyi karşılaştırarak bunları tüketmeyi tamamen bırakmanın vücudun asit üretiminde net bir azalmaya yol açtığını tespit etti.

Hakemli dergi Frontiers in Nutrition'da yayımlanan 4 aylık çalışmadaki araştırmacılar, az yağlı vegan diyete geçmenin vücudun genel asit seviyesini düşürebileceğini saptadı. Bu değişiklik kilo kaybıyla ilişkilendiriliyor. 

Araştırmanın yazarlarından Hana Kahleova, "Et, yumurta ve süt ürünleri gibi asit üreten gıdalar tüketmek, diyet asit yükünü ya da tüketilen asit miktarını artırarak kilo alımıyla bağlantılı iltihaplanmaya neden olabilir" diyor.

Dr. Kahleova "Ancak hayvansal ürünleri yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı orman meyveleri ve baklagiller gibi bitkisel gıdalarla değiştirmek kilo kaybını desteklemeye ve sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu oluşturmaya katkı sağlayabilir" diye açıklıyor.

Çalışmada aşırı kilolu 62 yetişkin 16 hafta boyunca Akdeniz diyeti veya düşük yağlı vegan diyet yapmak üzere rasgele bir şekilde iki gruba ayrıldı. Daha sonra 4 haftalık arınma süresinin ardından her grup 16 hafta boyunca diğer diyeti uyguladı.

Araştırmacılar katılımcıların beslenme kayıtlarını yakından izleyerek yediğimiz gıdalardan vücutta oluşan net asit üretiminin ölçüsü olan asit yükünü hesapladı.

Örneğin bilim insanları et, balık, yumurta ve peynir gibi gıdaların vücudun daha fazla asit üretmesine neden olduğunu, bunun da kronik enflamasyonla bağlantılı bir değişiklik olduğunu ve vücut ağırlığının artmasına yol açabileceğini söylüyor.

Buna karşılık bitkisel beslenme biçimlerinin daha alkali olduğunu ve kilo kaybı, gelişmiş insülin duyarlılığı ve daha düşük kan basıncıyla ilişkili olduğunu söylüyorlar.

Araştırmacılar asit yükü vegan beslenme biçiminde önemli ölçüde azalırken, Akdeniz diyetinde kayda değer bir değişiklik yaşanmadığını tespit etti.

Bilim insanları bu azalmanın, önemli derecede kilo kaybıyla ilişkili olduğunu ve kalori alımındaki değişiklikler hesaba katıldıktan sonra bile devam ettiğini belirtiyor.

Çalışmaya katılanlar vegan beslenmede 5 kilograma kadar kilo kaybı yaşarken, Akdeniz diyetinde herhangi bir değişiklik olmadı.

Bilim insanları yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, pancar, kuşkonmaz, sarımsak, havuç ve lahana gibi alkalileştirici gıdaların yanı sıra kırmızı orman meyveleri, elma, kiraz, kayısı veya kavun gibi meyvelerin daha fazla tüketilmesini öneriyor.

Mercimek, nohut, bezelye, fasulye veya soya gibi baklagillerin ve kinoa veya darı gibi tahılların da alkalize edici bir etki yaratabileceğini söylüyorlar.

Araştırmacılar şu sonuca varıyor: 

Vegan beslenmenin alkalileştirici etkisi, vegan beslenmenin kilo kaybını teşvik ettiği bağımsız bir mekanizma olabilir.

Independent Türkçe