Gine, Fas'ın toprak bütünlüğüne desteğini yineledi
Fas ve Gine dışişleri bakanları görüşmeleri sırasında (Fas Dışişleri Bakanlığı)
Gine Cumhuriyeti, Fas Krallığı'nın toprak bütünlüğüne desteğini yineledi. Aynı zamanda Batı Sahra ihtilafını çözmek için tek güvenilir ve gerçekçi çözüm olarak nitelediği, Krallık tarafından sunulan özerklik planı girişimine verdiği desteği yeniden teyit etti.
Afrika İşbirliği ve Yurtdışında Yaşayan Faslılar Bakanı Nasır Burita ve Gine Dışişleri, Uluslararası İşbirliği, Afrika Entegrasyonu ve Yurt Dışındaki Gineliler Bakanı Morrisanda Kouyate başkanlığında Fas-Gine Ortak İşbirliği Komitesi’nin yedinci oturumu düzenlendi. Toplantının ardından yapılan ortak basın toplantısında, Kouyate Birleşmiş Milletler'in (BMG) Batı Sahra hususundaki çatışmada gerçekçi, pratik ve kalıcı bir çözüme ulaşmak için özel ve uzlaşıya dayalı bir çerçeve olarak gösterdiği çabalara övgüde bulundu. Bakan Kouyate aynı zamanda Gine Cumhuriyeti'nin Ocak 2020'de Dahla'da bir başkonsolosluk açmasının tarihi konumu bağlamında kaydedildiğini vurguladı.
Ortaklık ilişkilerini Afrika iş birliği için bir model haline getirmeye yönelik ortak iradelerini teyit eden Rabat ve Konakri, iki ülkenin liderleri Kral 6. Muhammed ve Albay Mamady Doumbouya'nın yeni bir ortaklık stratejisi çerçevesinde iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine gösterdiği ilgiyi vurguladı. Her iki ülkenin de yararına olacak şekilde verimli ve sürekli ikili işbirliğinin artış hızına övgüde bulunan ikili; eğitim, tarım, gıda güvenliği, balıkçılık, su, sağlık, enerji, limanların ve madenlerin işletimi gibi gelecek vaat eden sektörlerde ikili ortaklığı çeşitlendirme ve pekiştirme olasılıklarını takdir etti.
Burita, Fas'ın bilhassa güvenlik, balıkçılık, sağlık, sosyal kalkınma, tarım, mesleki eğitim, su ve enerji gibi öncelikli sektörlerde Gine Cumhuriyeti'nin ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına katkıda bulunma arzusunu dile getirdi. Fas Krallığı ile Gine Cumhuriyeti'nin her iki ülkeye de fayda sağlayacak ve kıtada işbirliği için bir model oluşturacak iddialı bir kamusal-özel ortaklığı geliştirme iradesini yeniden teyit eden iki bakan, Fas-Gine Ortak İşbirliği Komitesi’nin yedinci oturumunun samimiyet ve karşılıklı anlayış içerisinde gerçekleştiğini vurguladı. İki ülke arasındaki derin dostluk ve dayanışma ilişkilerinin düzeyinden duydukları memnuniyeti dile getiren iki bakan, Kral 6. Muhammed ile Albay Doumbouya arasındaki ilişkiyi karakterize eden takdir ve saygıya değindi.
Bakan Kouyate’nin 9 Mayıs'ta gerçekleştirdiği Rabat ziyaretinin yarattığı olumlu dinamiğe atıfta bulunan Burita, Fas Krallığı'nın bu işbirliği ve dayanışma seviyesine yeni bir ivme kazandırmak için çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu ifade etti. Ayrıca Fas hükümetinin Gine Cumhuriyeti'nin Fas Krallığına daima sağladığı koşulsuz destek için teşekkürlerini sunduğunu aktardı.
Söz konusu ortak açıklamaya göre, ortaklaşa uygulanacak çeşitli işbirliği projelerini ve prosedürlerini incelemeyi ve tanımlamayı mümkün kılan bu önemli toplantının sonuçlarını not eden iki taraf, bu toplantıya damgasını vuran kardeşlik ruhuna ve karşılıklı anlayışa övgüde bulundu.
Ortak açıklama, Fas-Gine Ortak İşbirliği Komitesi’nin sekizinci oturumunun diplomatik kanallar aracılığıyla karşılıklı mutabakatla belirlenecek bir tarihte Konakri’de düzenlenmesi konusunda anlaşılması ile sona erdi.
Batı Şeria’da tansiyon yükseliyor: Trump yerleşimleri tanıyabilir
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu çocuk ve kadın 65 binden fazla kişiyi katletti (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail'in Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimleri tanıyabileceği iddia ediliyor.
Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla Guardian'a konuşan Britanyalı yetkililer, Trump'ın bu hamleyi Batılı ülkelerin Filistin'i tanımasına "misilleme amacıyla" yapmayı planladığını savunuyor.
Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada ve Portekiz pazar günü; Fransa, Belçika, Lüksemburg, Malta, Monako ve Andorra ise pazartesi günü Filistin Devleti'ni resmen tanımıştı.
Bu hamlelerle "Hamas'ın ödüllendirildiğini" öne süren İsrail yönetimiyse Batı Şeria'yı ilhak etme tehdidinde bulunuyor. Times of Israel'in bugünkü haberinde Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump'la yapacağı görüşmede ilhak planını gündeme getireceği belirtildi. Diğer yandan Trump yönetiminin böyle bir adım atılmaması hakkında İsrail'i "özel olarak" uyardığı iddia edildi.
Ancak Guardian'ın haberinde, Trump'ın Tel Aviv yönetiminin gasp ettiği Filistin topraklarında kurduğu yerleşim bölgelerini tanıyarak iki devletli çözümü zora sokabileceği yazılıyor.
Kaynaklar, Arap ve Batılı liderlerin bunun gerçekleşmemesi için yoğun diplomatik çaba yürütmesine rağmen Trump'ın bugün Birleşmiş Milletler'de yapacağı konuşmada bu olasılığı gündeme getirebileceğini savunuyor.
Britanyalı yetkililer, ABD Başkanı'na yakın bazı isimlerin Batı Şeria'daki yasadışı İsrail yerleşimlerini tanıması için Trump'a baskı uyguladığını söylüyor. Kaynaklardan biri, "Her zamanki gibi Trump'ın ne yapacağını kestirmek güç ancak olabileceklerden endişeliyiz" diyor.
Beyaz Saray, Guardian'ın yorum talebine yanıt vermedi. Ancak ABD'li bir yetkili, Trump'ın "Ortadoğu'da tek bir çözüme bağlı olmadığını" söyledi. Trump'ın seçeneklerini geçmişte başarısız olduğunu düşündüğü çerçevelerle sınırlandırmayacağını sözlerine ekledi.
Radikal sağcı İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, ağustostaki açıklamasında Batı Şeria'yla Doğu Kudüs'ü ayırmayı hedefleyen "E1" projesini duyurmuş, aynı ay plan onaylanmıştı.
Batı Şeria'daki bölgeleri birbirinden koparmayı ve Kudüs'ü dört bir yandan Filistin topraklarından ayrıştırmayı planlayan E1 projesi, iki devletli çözümü de imkansız hale getirmeyi amaçlıyor.
Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel
İsrail, Gazze harekatını genişletiyor: Kamplar hedef alınacakhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5189596-i%CC%87srail-gazze-harekat%C4%B1n%C4%B1-geni%C5%9Fletiyor-kamplar-hedef-al%C4%B1nacak
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
İsrail, Gazze harekatını genişletiyor: Kamplar hedef alınacak
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
Eski İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Yaakov Amidror, Gazze kentindeki operasyon bittikten sonra sivillerin sürüldüğü “merkezi kamplara” harekat başlatılabileceğini söyledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya 2011-2013’te danışmanlık yapan Amidror, Guardian’a şöyle konuştu:
Gazze şehrindeki harekat üç ay sürecek yoğun çatışmaların ardından, Hamas savaşçılarını bölgeden temizlemeyi amaçlayan 6 aylık bir operasyonla devam edecek. Böylece bölgede herhangi bir tehdit kalmayacak, ardından merkezi kamplar hakkında karar verilecek.
Guardian’ın aktardığına göre “merkezi kamplar” ifadesiyle, Gazze’nin merkezindeki Nuseyrat ve Bureyc mülteci kampları kastediliyor.
Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Guardian’a konuşan sağlık görevlileri, İsrailli yetkililerle düzenledikleri son toplantılarda, Tel Aviv yönetiminin sözkonusu kamplara büyük yatırım yapılmaması uyarısında bulunduğunu söylüyor. Bir sağlık görevlisi şu ifadeleri kullanıyor:
Bu görüşmelerden anladığımız kadarıyla, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) bu bölgelere girecek ancak bunun şimdi mi yoksa Gazze şehrindeki operasyonlar bittikten sonra mı olacağı belli değil.
IDF’nin harekatı genişletmesinin, halihazırda insani krizle boğuşan Gazze Şeridi’nde durumu daha da kötüleştirmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre geçen ay Gazze şehrinden en az 300 bin Filistinli sürüldü.
IDF, tüm Filistinlilere Gazze şehrini boşaltma talimatı göndermişti. Haberde, İsrail ordusunun hastaneler hariç tüm insani yardım bölgelerinin boşaltılmasını istediği de aktarılıyor.
Gazze şehri sakinlerinden 26 yaşındaki Seca Harubi, büyük zorluk yaşadıklarını söylüyor:
Savaş uçakları, tanklar ve drone’lar sürekli ateş ediyor. Kaçmak zorundayız ama nereye gidebiliriz ki? Ulaşım için bile paramız yok. Her yer tehlikeli.
ABD'den UCM'ye yaptırım hazırlığı
Diğer yandan ABD’nin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) yaptırım uygulamaya hazırlandığı belirtiliyor. Reuters’ın haberinde, Washington yönetiminin yaptırım kararını bu hafta içinde açıklayabileceği aktarılıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, UCM’nin Gazze savaşında İsrail’in işlediği savaş suçlarına yönelik soruşturmalarına “misilleme olarak” böyle bir paket hazırladığı yazılıyor. ABD, UCM yargıçlarını önceden yaptırım listesine almıştı fakat mahkemenin kendisine yaptırım uygulamanın “gerginliği tırmandıracak büyük bir hamle olduğuna” dikkat çekiliyor.
Kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan bir kaynak, UCM’ye yaptırımın değerlendirildiğini doğrularken, zamanlamaya dair bilgi paylaşmadı.
Mahkemeye yaptırım uygulanması halinde, personele maaş ödemelerinde sorun yaşanabileceği aktarılıyor. Ayrıca banka hesaplarına ve bilgisayarda kullanılan ofis yazılımlarına erişimlerin sınırlandırılabileceği belirtiliyor. Muhtemel zararın hafifletilmesi amacıyla UCM personelinin bu ay, yılın geri kalanında ödenecek maaşları peşin aldığı aktarılıyor. Ayrıca mahkemenin bankacılık hizmetleri ve yazılım için alternatif şirketler aradığı da ifade ediliyor.
UCM, Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle geçen yıl tutuklama emri çıkarmıştı.
Independent Türkçe, Guardian, Reuters, RT
Ürdün, Filistin'in uluslararası alanda tanınması karşısında İsrail'in Batı Şeria'yı tehdit eden tepkileri konusunda endişelihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5189565-%C3%BCrd%C3%BCn-filistinin-uluslararas%C4%B1-alanda-tan%C4%B1nmas%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1s%C4%B1nda-i%CC%87srailin-bat%C4%B1
Ürdün, Filistin'in uluslararası alanda tanınması karşısında İsrail'in Batı Şeria'yı tehdit eden tepkileri konusunda endişeli
Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki el-Emari Mülteci Kampı’nın girişinde konuşlanan İsrail askerleri (Arşiv – AFP)
Ürdün resmi makamları, İsrail’in Filistin devletinin uluslararası alanda tanınmasına vereceği tepkiden endişe duyuyor. Zira Filistin devletinin tanınması, İsrail varlığını sarstı ve bazı aşırı sağcıların Batı Şeria topraklarını ilhak etmekle tehdit etmesine neden oldu.
Ürdünlü yetkililer, İsrail'in devam eden ihlalleri, saldırıları ve Batı Şeria’da daha fazla toprağa el konulması karşısında Batı Şeria ve Kudüs'teki ‘statükonun’ bozulmaması konusunda uyarıda bulunuyor. Ancak aşırı sağcı hükümetin resmi bir açıklaması, Filistin halkının meşru haklarının iadesini garanti eden iki devletli çözüme ulaşma çabalarının dondurulması anlamına gelecektir.
Ürdün, Tel Aviv'deki aşırı sağcı hükümetin Filistin Yönetimi'nin geleceğini tehdit eden politikalarının sonuçları konusunda uyarılarını sürdürüyor. Bu uyarılar, İsrail savaş makinesinin gerçekleştirdiği katliamların aşırı sağcı hükümeti uluslararası izolasyona sürüklediği bir dönemde geliyor.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, bugün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 80. oturumuna katılarak, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve Filistin davasını desteklemek için ülkesinin diplomatik çabalarını yoğunlaştırmayı amaçlıyor.
Batı Şeria ile Kudüs arasındaki Kalandiya kontrol noktasında bekleyen Filistinlileri izleyen İsrail askerleri (EPA)
Karar alma çevrelerine yakın kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, ‘uluslararası örgütün kurulduğu değer ve ilkeleri’ hatırlatacağı ve tarihi sorumluluklarını yerine getirmesini isteyeceği, ‘tüm dünyanın reddettiği İsrail hükümetinin devam eden ihlallerine’ son verilmesi gerektiğini vurgulayacağını açıkladı. Aynı kaynaklara göre bu durum, Ürdün'ün, Filistin devletinin artan tanınmasının İsrail tarafından ‘Batı Şeria'daki daha fazla toprağa el konulması, ilhak politikalarının genişletilmesi ve sivillere karşı daha fazla ihlal’ ile karşılanacağını fark ettiği bir dönemde ortaya çıkıyor. Ürdün, söz konusu duruma karşı çıkılmasını ve İsrail'in eylemlerini caydırmak amacıyla kararlı bir küresel eylem için tanıma adımı atılmasını istiyor.
Batı Şeria ile Ürdün arasındaki ana sınır geçişine giden yol (AFP)
Kaynaklar, Ürdün'ün İsrail hükümetinin Batı Şeria ve Kudüs'teki plan ve politikalarının farkında olduğunu, bunların arasında ‘yerinden etme girişimleri, yerleşim yerlerinin genişletilmesi ve yerleşimcilerin Filistin halkına karşı ihlallerde bulunmasına izin verilmesinin’ de bulunduğunu ve bunların hepsinin Ürdün'ün çıkarlarını tehdit ettiğini ve resmi pozisyonuna baskı uyguladığını belirtti.
Bu nedenle Ürdün, Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanmasına, İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü yok etme savaşının sona erdirilmesine ve uluslararası basında da yer aldığı üzere, Gazze'deki hastanelerin sağlık koşullarının ciddi şekilde bozulması ve kıtlığa yol açan abluka nedeniyle halkın temel insani yardımlara erişiminin sağlanmasına öncelik veriyor.
Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, “Bu, Ürdün Kralı’nın New York'ta yaptığı konuşmanın özüdür. Kral 2. Abdullah, hem pazar gününden bu yana yaptığı ikili görüşmelerde hem de iki devletli çözüm konferansındaki konuşmasında bu konu üzerinde durdu” ifadelerini kullandı.
Ürdün Kralı’nın diplomatik faaliyetleri
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinden bu yana diplomatik çabaları yönlendirerek devlet başkanları ve siyasi liderlerle 250'den fazla toplantı gerçekleştirdi. Tüm bu toplantılarda, savaşı sona erdirmenin ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılmasını sağlamanın acil bir öncelik olduğunu vurguladı.
Kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Kral 2. Abdullah'ın savaşın sona erdirilmesi önceliği konusunda uluslararası tutumu birleştirmek amacıyla bir dizi başkent ve uluslararası karar alma merkezine 55 çalışma ziyareti gerçekleştirdiğini bildirdi. Kral 2. Abdullah, uluslararası destek toplamak ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için çabaları koordine etmek amacıyla devlet başkanları ve liderlerle 140'tan fazla telefon görüşmesi yaptı.
Ürdün Kralı 2. Abdullah geçtiğimiz pazar günü New York'a bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Üç gün boyunca devlet başkanları, heyet başkanları ve uluslararası kuruluşların temsilcileriyle bir dizi toplantı yaptı ve bugün de BM Genel Kurulu'nun 80. oturumunda bir konuşma yapacak.
Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, Ürdün'ün resmi tutumunun Filistin halkının meşru haklarına yönelik İsrail saldırılarına karşı açık olmaya devam edeceğini bildirdi. Öte yandan gözlemciler, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi'nin barış antlaşması ve Amman ile Tel Aviv arasındaki anlaşmaların kaderi hakkında daha önce yaptığı açıklamaları hatırlattı. Es-Safadi, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın ilk günlerinde, Ürdün-İsrail barış anlaşmasını ‘rafa kaldırılmış ve tozla kaplı’ olarak nitelendirmişti.
Batı Şeria ve yerinden edilme
Ürdün, Batı Şeria ve Kudüs'teki gelişmeleri yakından takip ediyor. Resmi veriler, yaklaşık 500 çocuk dahil 19 binden fazla Filistinlinin işgal hapishanelerinde tutuklu olduğunu ve 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü gösteriyor. Batı Şeria halkının günlük çilesi, halkın günlük hareketlerini kısıtlayan yol engelleri ve kontrol noktalarının sayısını artıran işgal makamlarının günlük uygulamalarıyla daha da ağırlaşıyor.
Ürdün ayrıca, 2022'den bu yana endişe verici bir artış gösteren Batı Şeria topraklarındaki yerleşimlerin genişlemesini de takip ediyor. Rakamlar, 2022'de 49 yeni yerleşim, 2023'te dokuz yeni yerleşim ve 2024'te beş yeni yerleşim inşa edildiğini gösteriyor. Bu yıl ise Mart ayında 13, Mayıs ayında 22 yerleşim yeri inşa edilmiş. Ayrıca yaklaşık 25 bin dönüm arazi ele geçirilmiş.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, New York'ta Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile yaptığı görüşmede, Avustralya'nın Filistin devletini tanımasını övdü. (Ürdün Kraliyet Divanı)
Ürdün, işgal makamlarının Ürdün vatandaşı olan yaklaşık 400 bin Filistinliyi Ürdün’e göndereceği endişesini taşıyor. Bu, Kudüs ve Batı Şeria'nın demografik haritasını tehdit eden ve Ürdün'ün iç dengesini bozan ciddi bir sorun oluşturuyor. Ayrıca, zaten zor durumda olan Ürdün ekonomisi üzerinde de olumsuz etkilere neden olacaktır. Amman, İsrail hükümeti bakanlarının ‘Batı Şeria'da hoş karşılanmayan Ürdünlüler’ olarak nitelendirdiği kişilere yönelik bu politikalara tepkisini artırmaya hazırlanıyor.
Ancak iki taraf arasında bulunan geçiş noktalarındaki hareketlere ilişkin rakamlar, Batı Şeria'dan ayrılan ve geri dönmeyenlerin sayısında veya Filistinlilerin Ürdün'de kalış sürelerinde önemli bir artış kaydetmedi. Bilgi sahibi kaynaklar Şarku’l Avsat'a, İsrail'in Filistinlileri kısıtlamak ve geri dönmelerini engellemek amacıyla uyguladığı politikalara rağmen, son iki yılda sınır geçişlerinden Batı Şeria'ya giren ve çıkan kişi sayısında artış olmadığını doğruladı. Bu arada Tel Aviv, gönüllü göçü kolaylaştıran politikalar uyguluyor.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة