Lübnan güney sınırında İsrail'in kapattığı yolu açıyor

İsrail güçlerinin kapattığı yol buldozer ile açılıyor (AFP)
İsrail güçlerinin kapattığı yol buldozer ile açılıyor (AFP)
TT

Lübnan güney sınırında İsrail'in kapattığı yolu açıyor

İsrail güçlerinin kapattığı yol buldozer ile açılıyor (AFP)
İsrail güçlerinin kapattığı yol buldozer ile açılıyor (AFP)

Lübnan, 1978'den bu yana ilk kez İsrail sınırındaki iki belde arasında yol açtı. Bu adım İsrail'in Lübnan ve İsrail ordularının alarma geçtiği güneydoğu Lübnan'daki tartışmalı bölgeye beton duvarlar örme kararına doğrudan yanıt olarak geldi.

Perşembe sabahı bir Lübnan buldozeri, İsrail'in yıllar önce kurduğu beton blokları ve engelleri kaldırmaya başladı. Bu engeller, Lübnan topraklarındaki iki Lübnan beldesi arasındaki yolun kesilmesine neden olmuştu. Saha kaynakları, söz konusu buldozerin Keferşuba Belediyesi’ne ait olduğunu söyledi.

İsrail ordusunun Çarşamba gecesi, Lübnan'ın işgal edilmiş saydığı bölgede geri çekilme hattının arkasında, Kefer Şeba tepelerinde yeni bir duvar örmesi, gerilimi doruğa çıkardı. İsrail güçleri, yeni duvarları incelemek için bölgeye gelen Lübnan ordusu istihbarat devriyesini sis bombaları ile hedef aldı. Ancak devriyeler Lübnan topraklarındaydı.

Suriye, Lübnan ve İsrail'i birbirine bağlayan sınır üçgeninde bir tepede yer alan Keferşuba bölgesinin uzun süredir bir sınır anlaşmazlığı noktası olduğu biliniyor. Lübnan, çiftliklerin Lübnan’a ait olduğunu ve İsrail güçlerinin sınırı aşan bölgede ikamet ettiğini, Güney Lübnan'dan çekilmesi ardından 2000 yılından bu yana buradan çekilmediğini belirtiyor.

Kefer Şeba bölgesi ve tepeleri, Hermon Dağı'nın batı yamaçlarında yer alması, Hula Ovası'na, Yukarı Celile'ye, Cebel Amul'un zirvelerine bakması dolayısıyla önemli bir stratejik konuma sahip.

Söz konusu duvarın 18 metre uzunluğunda olduğunu, Lübnan topraklarına girerek Lübnan'ın derinliklerine kadar ilerlediğini söyleyen Lübnan güvenlik kaynakları, duvarın İsrail güçlerinin yıllar önce aynı noktaya sabitlediği dikenli telin yerini aldığını, buraya es-Semaka adlı askeri bir site inşa edildiğini belirtiyor.

İsrail'in Lübnan sınırına koyduğu metal çit (AFP)
İsrail'in Lübnan sınırına koyduğu metal çit (AFP)

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Duvar, Lübnan topraklarının 2,7 metre derinliğinde inşa edildi. Lübnan ordusu, güneydeki Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) bu ihlalleri bildirdi. UNIFIL liderliği ile sürekli iletişim halindedir” ifadelerini kullandı.

İsrail güçlerinin metal çit boyunca yerleştirdiği yığıntıları ve beton blokları temizleyen bir buldozer getiren Kefer Şeba Belediyesi İsrail'in 1978'de güney Lübnan’ı işgalinden bu yana kapatılan iki Lübnan beldesi arasındaki karayolunu yeniden açtı.

Bu adımın cesur olduğunu söyleyen güvenlik kaynakları, tüm çalışmaların Lübnan topraklarında geri çekilme hattının gerisinde yürütüldüğünü vurguladı. Perşembe günü açılan yolun, Lübnan topraklarındaki Hermon Dağı'nın batı yamacında yer alan Halta çiftliğini Kefer Şeba beldesine bağlayan asfalt yolu toprak yolla birleştirdiği söylendi.

Lübnan medyası, Güney ve batı Beka'nın 2000 yılında işgalden kurtarılması ardından söz konusu buldozerle yıkma meselesinin bir örneği olmadığını vurguladı.

Sınır gerilimi geçtiğimiz ay yükselmişti. İsrail el-Gacar kasabasında, 700 bin metrekareden fazla bir alandaki şehrin işgal altındaki kuzey kısmının tamamen ilhak edilmesi niyetiyle yüksek metal yapılar inşa etmişti. Diğer yandan Hizbullah ise biri Lübnan topraklarında, ikincisi de Lübnan'ın Lübnan toprağı olarak gördüğü geri çekilme hattında olmak üzere Kefer Şeba çiftlikleri bölgesinde iki çadır kurdu.

Kaynaklar, Perşembe günü Kefer Şeba bölgesinde gerçekleştirilen çalışmaların Hizbullah'ın geçen ay Kefer Şeba’daki çiftliklerde kurduğu çadırlardan en az bir kilometre uzakta olduğunu doğruladı.

İsrail güçlerinin sınır hattına yaklaşmaya çalışan bazı belde sakinlerine çok sayıda sis bombası atmasının ardından ise Lübnan ve İsrail orduları arasında Kefer Şeba ekseninde yüksek gerilim yaşandı. Öte yandan Lübnan ordusu ise prosedürlerini pekiştirdi. 

Yerel basında çıkan haberlere göre İsrail ordusu, Lübnan ordusuna bağlı bir güç ve çok sayıda gazetecinin yeni duvarın inşa edildiği alana yaklaşması ardından Kefer Şeba tepelerine bir sis bombası attı.

Bu gelişmeler, sınır anlaşmazlıklarının ele alınması konusundaki karmaşıklığı artırıyor. Geçen Pazartesi İsrail ordusu, UNIFIL güçlerinin Nakura’daki BM karargahında ev sahipliği yaptığı, sınırdaki gelişmelerin konuşulacağı üçlü bir toplantıya katılmayı reddetmişti.

Çarşamba günü Tel Aviv, Fransa'dan Lübnan sınırındaki gerilimin önlenmesine yardımcı olmasını istedi.



Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor

Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor
TT

Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor

Lübnan, Barrack ve Ortagus'un ziyaretini bekliyor

Lübnan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus’un Beyrut'a gelmesini bekliyor. Barrack ve Ortagus, Tel Aviv'de yetkililerle yaptıkları görüşmelerin ardından Lübnan'ın ‘ABD tarafından sunulan belgeye’ verdiği cevaba ilişkin İsrail'in yanıtını iletecekler.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre ABD merkezli haber sitesi Axios, İsrailli ve ABD’li üç kaynaktan, Barrack'ın İsrail'e geldiğini ve dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelerek ABD'nin İsrail'den Lübnan'a yönelik saldırılarını sınırlaması ve Suriye ile müzakereleri sürdürmesi talebini görüştüğünü aktardı. Axios, Barrack'ın ayrıca İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ve Savunma Bakanı Yisrael Katz ile de görüştüğünü ekledi.

Bu gelişme, kaynaklara göre Lübnan Cumhurbaşkanlığı ile Hizbullah arasında silahların devletle sınırlandırılması konusunda yürütülen müzakerelerin herhangi bir sonuç vermemesi üzerine gerçekleşti.


UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi sakinlerinin "her türlü cehennemi" yaşadığını söyledi.

Lazzarini, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin farklı bir anlatıyı yaymayı bırakıp, insani yardım kuruluşlarının Gazze Şeridi halkına kısıtlama olmaksızın yardım sağlamasına izin vermesinin zamanının geldiğini belirtti.

BM Yüksek Komiseri ayrıca İsrail hükümetine, uluslararası gazetecilerin Gazze'deki durum hakkında serbestçe haber yapmalarına izin vermesi çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler'in de katıldığı uluslararası bir gıda güvensizliği değerlendirmesi, cuma günü Gazze Şeridi'nde resmen kıtlık ilan etti ve kıtlığın eylül ayı sonuna kadar Deyr el-Belah ve Han Yunus vilayetlerine yayılacağını öngördü.

BM Haber Merkezi'ne göre, Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması'na (GGK) göre Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan, aşırı açlık, ölüm, yoksulluk ve akut yetersiz beslenmenin son derece kritik seviyelere ulaştığı 5. Faz olarak adlandırılan felaket koşullarıyla karşı karşıya.


İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
TT

İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları, soykırım ve açlık suçları ile Gazze halkını yerinden etme girişimlerini görüşecek.

İİT, Tel Aviv'in Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol kurma girişimleri ışığında, toplantının çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini ve ‘soykırım, açlık, yerinden edilme ve İsrail ablukası’ olarak nitelendirdiği konularda İslam dünyasının ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. İİT, siyasi ve bölgesel koşullardaki değişikliklere bakılmaksızın Filistin meselesinin gündemindeki ‘merkezi mesele’ olmaya devam edeceğini belirtti.

Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

İİT yaptığı açıklamada, ‘uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze Şeridi'nde yayılan kıtlık hakkındaki değerlendirmesine yanıt olarak yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini’ ifade etti. Ayrıca, işgalci güç olan İsrail'i ‘bu suç ve sonuçlarından tamamen sorumlu’ tutarak, bunu ‘açlık politikalarının, yasadışı ablukanın, sistematik yıkımın ve yardım erişimini engellemenin doğrudan bir sonucu’ olarak nitelendirdi. İİT, bu uygulamaların savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydetti.

İİT, kıtlık ilanının ‘insani, siyasi ve hukuki bir suçun küresel uyarısı’ olduğunu ve acil uluslararası eylem gerektirdiğini vurgulayarak, kuşatma altındaki sivillerin hayatlarını kurtarmak için insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere acil durum mekanizmalarının devreye sokulmasını talep etti. Ayrıca, kuşatma ve kasıtlı aç bırakma suçlarıyla ilgili dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini vurguladı ve tüm ülkeleri, İsrail'e yaptırımlar uygulamak, silah tedarikini yasaklamak ve suçlarından sorumlu tutulması için uluslararası adalet mekanizmalarını desteklemek dahil olmak üzere, hukuki, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

Suudi Arabistan'ın çabaları önemli sonuçlar verdi

Siyasi analist Dr. Nayef el-Vaka, ‘Suudi Arabistan'ın Arap ve İslam çerçevelerinde yürüttüğü çabaların önemli siyasi sonuçlar verdiğini’ belirtti. El-Vaka, “Arap Birliği ve İİT zirvelerinin sonuçları ve Filistin'i tanıyan veya tanımak üzere olan bazı Avrupa ülkeleriyle uluslararası ilişkilerde yapılan yatırımların tümü, kabul edilebilir bir siyasi performansı yansıtmaktadır” dedi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in politikalarını sürdürmeye devam etmesinin uluslararası dokunulmazlığı ve çifte standartları yansıttığını’ vurgulayan el-Vaka, “Tepkiyi siyasi ve medya çerçevesine sınırlamak, Tel Aviv'e saldırganlığını bedelsiz sürdürmesi için yeşil ışık yakacaktır” uyarısında bulundu.

Tutumların koordinasyonu

Yazar ve siyasi araştırmacı Mubarek Al Ati ise toplantının ‘tutumların koordinasyonu, safların sıkılaştırılması ve ortak çabaların birleştirilmesi çerçevesinde, İsrail'in işgali zorla pekiştirmeyi ve İsrail savaş makinesi tarafından tahrip edilen Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol sağlamayı amaçlayan karar ve planlarına karşı koymak için yapıldığını’ söyledi.

Al Ati'ye göre, soykırım, açlık, yerinden edilme, İsrail kuşatması ve Gazze Şeridi'ndeki eşi görülmemiş insani kriz suçları, İİT dışişleri bakanlarının, İsrail'in oldubitti politikasıyla dayatmaya çalıştığı ve tüm Filistin davasını baltalamaya çalıştığı durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmelerini zorunlu kılıyor.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Al Ati, ‘İİT çatısı altında düzenlenen toplantının, Filistin davasının tüm İslam ülkelerinin öncelikli meselesi olmaya devam ettiğini ve bu davayı desteklemenin İslam'ın ayrılmaz bir sorumluluğu olduğunu teyit ettiğini’ düşünüyor.

Toplantının sonuçlarına ilişkin olarak Al Ati, toplantının ‘Gazze Şeridi'nde derhal ve koşulsuz ateşkes, insani yardım malzemelerinin sağlanması, su ve elektrik tedariki ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda acil yardım ulaştırmak için insani koridorların açılması’ çağrısında bulunmasını bekliyor. Al Ati ayrıca toplantının, açlık, su ve yakıtın kesilmesi dahil olmak üzere soykırım ve etnik temizlik suçlarının devam etmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunacağını tahmin ediyor.

Al Ati'ye göre toplantı, Filistin halkını topraklarından sürmek, yerinden etmek veya zorla nakletmek için yapılan her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini ve her türlü yolla karşı çıktığını teyit edecektir.