Araştırmacılar deepfake teknolojisini kullanarak insanların zihnine sahte anılar yerleştirdi

"Deepfake'ler yanlış bilgi yaymak için daha güçlü bir araç olabilir"

Will Smith'in The Matrix'e yerleştirildiği video ilk kez 2019'da paylaşılmıştı (YouTube / Shamook)
Will Smith'in The Matrix'e yerleştirildiği video ilk kez 2019'da paylaşılmıştı (YouTube / Shamook)
TT

Araştırmacılar deepfake teknolojisini kullanarak insanların zihnine sahte anılar yerleştirdi

Will Smith'in The Matrix'e yerleştirildiği video ilk kez 2019'da paylaşılmıştı (YouTube / Shamook)
Will Smith'in The Matrix'e yerleştirildiği video ilk kez 2019'da paylaşılmıştı (YouTube / Shamook)

Araştırmacılar, ünlü filmlerin gerçekte hiç çekilmemiş olan sahte yeniden çevrimleri insanlara izleterek hatalı anılar oluşturabileceklerini tespit etti.

Yakın zamanda hakemli bilimsel dergi Plos One'da yayımlanan araştırmada 436 kişilik bir gruba popüler filmlere deepfake'le başka oyuncuların eklendiği videolar izletildi.

Bunlar arasında Brad ve Pitt ve Angelina Jolie'nin yer aldığı bir The Shining kesiti, Charlize Theron'un yüzünün yerleştirildiği Captain Marvel ve Will Smith'in Neo'yu canlandırmış gibi göründüğü The Matrix videoları vardı.

Tümünde oyuncuların yüzleri film kesitlerine deepfake teknolojisiyle yerleştirilmişti.

Katılımcılara ayrıca gerçekten var olan yeni çevrim filmler de izletildi.

Bulgular, katılımcıların ortalama yüzde 49'unun deepfake videoların gerçek olduğuna inandığını gösterdi. Bu katılımcılar filmleri gerçekten hatırladığını ileri sürüyordu.

Hatta yüzde 41'i Captain Marvel'ın yeniden çevriminin orijinalinden daha iyi olduğunu söylerken, yüzde 12'si de The Matrix'in yeniden çevrimini daha iyi bulduğunu dile getirdi.

İrlanda'daki University College Cork'tan yanlış bilgi araştırmacısı Gillian Murphy, "Gelişmekte olan teknolojilerle ilgili korkularımıza dayanarak distopik gelecek tahminlerine hemen dalmamalıyız" dedi.

Aynı zamanda araştırmanın başyazarı olan Murphy, DailyBeast'e verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:

Evet, deepfake'in neden olduğu çok ciddi zararlar var. Ancak var olabileceğini varsaydığımız sorunları çözmek için acele etmeden önce, her zaman ilk etapta bu zararlara dair kanıt toplamalıyız.

Öte yandan araştırmacılar, deepfake'in ekstra bir tehlike oluşturmayablileceği görüşünde.

Zira deneyin ikinci etabında deepfake'li görüntüler yerine katılımcılara metinler verildi. Bu metinlerde de ünlü filmlerin hiç çekilmemiş yeniden çevrimleri ve bu filmlerde hiç oynamamış oyuncuların isimleri geçiyordu.

Bu yazılı tariflerin de katılımcıların önemli bir kısmında sahte anılar canlandırabildiği görüldü.

Murphy, "Bulgularımız, mevcut yanlış bilgi biçimlerinin ötesinde, benzersiz derecede güçlü bir deepfake tehdidi önermiyor" diye konuştu.

Öte yandan araştırmacı, bu çalışmada yalnızca kısa süreli belleğe odaklandıklarını da sözlerine ekledi:

Deepfake'ler yanlış bilgi yaymak için daha güçlü bir araç olabilir, çünkü örneğin viral olma olasılıkları daha yüksek veya uzun vadede daha akılda kalıcı.

Deepfake nedir?

Türkçedeki birebir sözcük karşılığı "derin sahte" olan deepfake kabaca birinin yüzünü dijital olarak başka birinin vücuduna monte edip elde ettiğiniz görüntüyü istediğiniz gibi kullanmanıza olanak tanıyan bir teknoloji. Kısacası internetten kolayca ulaşılabilen algoritmalar sayesinde A kişisinin yüzü B kişisine montajlanabiliyor.

İnternet kullanıcıları, deepfake içeriğe ilk kez 2017'de maruz kaldı. O yıl anonim bir Reddit kullanıcısı, Scarlett Johansson gibi ünlülerin deepfake'le oluşturulmuş sahte pornografik görüntülerini yayımlamıştı.

Yapay zeka algoritmalarının sağlam bir deepfake örneği oluşturabilmesi için bol miktarda video kaydı gerekiyor. Bu da internet ortamında çok sayıda görüntüsü olan ünlülerle daha gerçekçi deepfake'ler oluşturulmasını sağlıyor.

 

Independent Türkçe, Futurism, DailyBeast



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news