Lübnan: Fetih liderine suikast sonrası Sayda’da çatışmalar çıktı

Lübnan: Fetih yetkilisinin öldürülmesi Ayn el-Hilve mülteci kampında tansiyonu yükseltti

Ayn el-Hilve kampında akşam saatlerinde yükselen dumanlar (Reuters)
Ayn el-Hilve kampında akşam saatlerinde yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Lübnan: Fetih liderine suikast sonrası Sayda’da çatışmalar çıktı

Ayn el-Hilve kampında akşam saatlerinde yükselen dumanlar (Reuters)
Ayn el-Hilve kampında akşam saatlerinde yükselen dumanlar (Reuters)

Fetih lideri Ebu Eşref el-Armuşi ve beraberindeki üç arkadaşının silahlı pusuda öldürülmesinin ardından Lübnan'ın güneyinde yer alan Sayda Ayn el-Hilve Mülteci Kampı’nda silahlı çatışmalar patlak verdi. Güney Beyrut otoyolunun kapanmasına neden olan çatışmalar, kurşunların isabet etmesi üzerine Sayda sokakları boşaldı. Bu gelişmeler, Filistinli örgütlerin mülteci kamplarındaki silahlı yapıları ile ilgili Lübnan siyasi tartışmasını yeniden gündeme getirdi.

Armuşi, kamptaki Basatin mahallesinde arkadaşlarıyla birlikte olduğu sırada silahlı bir pusuya düşürülmüştü. Cumartesi gününden bu yana kampta devam eden gerginlik, altı kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Lübnan ordusu, mülteci kampında silahlı Filistinliler arasında patlak veren çatışmada merkez ve gözlem noktalarına ateş açılması neticesinde çok sayıda askerin yaralandığını duyurdu. Her ne sebeple olursa olsun askeri merkezlerin ve personelinin tehlikeye atılmaması uyarısında bulunan ordu, açılan yangınlara aynı şekilde yanıt verileceğine değindi.

Pazar gecesi (30 Temmuz) Fetih Hareketi üyeleri ile kamptaki İslamcı örgütlerin çatışması neticesinde Müslüman Gençlik grubundan bir genç hayatını kaybetti. Fetih Hareketi, İslami gruplar ve sivillerden 6 kişi yaralandı.

Pazar sabahı Fetih Hareketi ile İslami gruplar arasında roket güdümlü el bombaları ile hafif ve orta makineli tüfeklerin kullanıldığı şiddetli çatışmalar çıktı. Şarku'l Avsat'a açıklamada bulunan kamptaki kaynakların verdiği bilgiye göre çatışmalar doğu mahallelerinden batı mahallelerine doğru genişledi. Bölge sakinlerinin evlerinde kaldığı, sokakların silahlı adamlar tarafından tamamen kapatıldığı belirtildi.

Çatışmalarda RPG ve B10 mermilerinin yanı sıra keskin nişancı mermilerinin de her iki yöne doğru kullanıldığından bahseden kaynaklar, güvenlik durumunun tamamen kötüleştiğine, gerginliği kontrol altına almak için Lübnan ve Filistin arasında temasların kurulduğuna işaret etti. Ancak ortaya çıkan krizi sona erdirmek için yürütülen çabalar başarılı olamadı.

Kamptaki çeşitli Filistinli örgütleri içeren Filistin Ortak Eylem Komitesi tarafından yeni güvenlik durumunun incelenmesi, arananların teslim edilmesi ve gerginliğin sona erdirilmesi amacıyla bir toplantı düzenlendi. Toplantının bitimi ardından katılımcılara Fetih Hareketi’nin Ayn el-Hilve'deki askeri yetkilisi Tuğgeneral Ebu Eşref el-Armuşi ve beraberindekilerin Basatin mahallesinde düzenlenen silahlı pusuda vurulduğu söylendi. Resmi Ulusal Haber Ajansı’nın aktardığına göre daha sonra ise ölümleri duyuruldu.

Fetih Hareketi lideri Tümgeneral Münir el-Makde, Armuşi’nin Cumartesi günü ateş eden kişiyi teslim etmeye gittiği sırada silahlı kişilerce pusuya düşürülmesi üzerine çatışmaların yeniden alevlendiğini, iki arkadaşının hayatını kaybettiğini aktardı.

Çıkan çatışmalar sonucunda kadın ve çocuklar Ayn el-Hilve kampından Sayda’ya kaçtı (Reuters)
Çıkan çatışmalar sonucunda kadın ve çocuklar Ayn el-Hilve kampından Sayda’ya kaçtı (Reuters)

Çatışmalara dahil olmadığını bildiren Usbetü'l Ensar, “Lübnanlı ve Filistinli yetkililerle kurduğumuz temaslarla olayın ateşkese ulaşması ve kamptaki durumun sakinleşmesi için ilk andan itibaren çalışıyoruz. Kampın ve mahallenin güvenliği ve istikrarı için endişeli olduğumuzu vurguluyoruz. Derhal ateşkes düzenlenmesi, her şeyin eski haline getirilmesi için temaslar ve diyalog alanı çağrısında bulunuyoruz” açıklamalarında bulundu.

Lübnan güvenlik güçleri, keskin nişancı ateşine maruz kalan güney yolunu trafiğe kapattı. Lübnan ordusu ise yakınlardaki bir askeri bölgede bir mevziine isabet eden havan mermisi neticesinde bir mensubunun yaralandığını duyurdu.

Ayn el-Hilve Kampı girişindeki Lübnan askerleri (AFP)
Ayn el-Hilve Kampı girişindeki Lübnan askerleri (AFP)

Lübnanlı bir aile, doğu karayolundan Sayda'da geçerken araçlarına isabet eden kurşunlar sonucu ölümden döndü. Otomobilin arka camını paramparça eden mermi, sürücünün ön koltuk sırtlığına saplandı.

Şehre kurşunların isabet etmesi üzerine Sayda sokakları trafiğe kapatıldı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı haberee göre es-Sabbag ve el-Berad mahallelerine ve İlya kavşağındaki bir alışveriş merkezine ulaşan başıboş mermilerin dükkanlara ve evlere isabet ettiğini bildirdi. Sayda'daki Şehitler Meydanı'na da bir top mermisi düştü.

Çevreye isabet eden kurşunların ardından kampın bitişiğindeki Sayda Devlet Hastanesi hastaları tahliye edildi. Hastaların Jezzine Hastanesi'ne sevki başladı. İç Güvenlik Güçleri unsurları bisikletliler, vatandaşların güvenliği için güneydoğu ve el-Gaziye otoyolunda trafiği kesti.

Lübnanlı yetkililer, Sayda'daki halkı dikkatli olmaya ve başıboş mermilerin düşmesi nedeniyle kampın çevresindeki alanlarda dolaşmamaya çağırdı. Kampta devam eden çatışmalar nedeniyle kentte roket sesleri yankılandı.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.