Çocuk firavun Tutankamon'un "laneti" şaşırtıcı derecede basit bir şekilde açıklandı

MÖ 1332 ve 1323 arasında hüküm süren çocuk firavunun saltanatına 8-9 yaşlarında başladığı düşünülüyor. Firavun 18 yaşında ölmüştü (Wikimedia Commons)
MÖ 1332 ve 1323 arasında hüküm süren çocuk firavunun saltanatına 8-9 yaşlarında başladığı düşünülüyor. Firavun 18 yaşında ölmüştü (Wikimedia Commons)
TT

Çocuk firavun Tutankamon'un "laneti" şaşırtıcı derecede basit bir şekilde açıklandı

MÖ 1332 ve 1323 arasında hüküm süren çocuk firavunun saltanatına 8-9 yaşlarında başladığı düşünülüyor. Firavun 18 yaşında ölmüştü (Wikimedia Commons)
MÖ 1332 ve 1323 arasında hüküm süren çocuk firavunun saltanatına 8-9 yaşlarında başladığı düşünülüyor. Firavun 18 yaşında ölmüştü (Wikimedia Commons)

1922'de Britanyalı arkeolog Howard Carter, son 6 yılını adadığı keşfi sonunda yapmıştı: Çocuk Firavun Tutankamon'un mezarı.

Mısır'ın Luksor kenti yakınlarındaki Krallar Vadisi'nde bulunan mezar ve hazineleri halen arkeolojinin en efsanevi buluntularından biri olarak kabul ediliyor.

Ancak Carter'ın mezarı açtığı gün kanaryasını bir yılan yemişti. Mısırlı çalışanlardan bazıları bu olayı firavunun ruhundan gelen bir olay diye yorumlamıştı.

Kazıda çalışmış insanlar da ölmeye başladığında Carter'ın mumyanın lanetini serbest bıraktığına dair söylentiler dönmeye başlamıştı.

Öte yandan onlarca yıl geçtikçe Carter'ın ekibinden daha fazla üye ölmüş ve bilim insanları ölümlerin çok daha sıradan bir nedeni olup olmadığını merak etmeye başlamıştı.

Lanetle ilişkilendirilen ölümler

Gazetelerin "lanete" atfettiği ölüm sayısı 9 ve 20 arasında değişiyordu. Bazıları mezarı ziyaret edenleri ve kazıcıların akrabalarını da dahil ettiği için 20 sayısını kabul ederken, bazıları da sadece kazıda çalışanları sayıyordu.

Lanete atfedilen çeşitli ölüm nedenleri arasında araba kazaları, silahlı çatışmalar, ev yangını ve kendi canına kıyma da vardı.

Batı medyasının bu mumya laneti kavramına yönelik doymak bilmez iştahına rağmen, Mısırlıların ölümlerini lanet haberlerine nadiren dahil ediyorlardı.

Ancak aslında kazıda onlarca Mısırlı işçi çalışmıştı. Carter, notlarında bu kişilerin çoğunun adını vermemişti. Basında nadiren bahsedildiği için bin yıllık toz ve döküntüleri temizlemenin bu insanların sağlığını nasıl etkilediği de bilinmiyor.

Bu yüzden lanetin belki de en sıradan açıklaması, kazıda görev almış hastalardan birini tedavi eden doktor Frank McClanahan'dan geliyor. 

McClanahan, "Ölümler, aslında mezarı ziyaret edenlerin küçük bir kısmı" diyor.

1972'de verdiği bir röportajda doktor, "Burada dünyanın her yerinden sürekli gelen ve giden arkeologlar vardı" diye konuşmuştu:

Herhangi bir büyük insan kalabalığını alıp daha sonra tekrar kontrol ederseniz, aralarında belirli bir ölüm oranı bulursunuz.

McClanahan, bu ifadeyle istatistiklerin bölgedeki ölümlere dair sıradışı bir tablo çizmediğini ve lanet söylentileri yüzünden rakamların yanlış yorumlandığını vurguluyor.

Independent Türkçe, Business Insider, Proquest



Evrimin faturası: İnsan beyni büyüdükçe daha hızlı yaşlanıyor

Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
TT

Evrimin faturası: İnsan beyni büyüdükçe daha hızlı yaşlanıyor

Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)

İnsan beyninin daha fazla büyüyen bölgelerinin daha hızlı yaşlandığı saptandı. 

6 ila 7 milyon yıl önce ortaya çıkan insanları, yakın akrabaları olan diğer primatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri büyük bir beyne sahip olması. 

Milyonlarca yıllık evrim sürecinde büyümekle kalmayıp karmaşık bir yapıya da bürünen insan beyni, dille iletişim kurmaktan geleceği planlamaya kadar pek çok avantaj sağlıyor.

Öte yandan hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, bütün bunların bir bedeli de var. 

İnsan ve diğer primatların beyninin nasıl yaşlandığını gözlemlemek isteyen araştırmacılar, 480 insan ve 189 şempanzenin beyin taramalarını inceledi. 

Şempanzeler, insanların atası değil fakat iki tür de ortak bir atadan evrimleşti. İnsan beyni ise, şempanzelerinkinin üç katı büyüklükte.

Bilim insanları iki beyinde de 17 ayrı bölge olduğunu kaydetti. Bunların bazıları eşit boyuttayken, bir kısmı insanlarda daha geniş bir alana yayılmıştı. 

Bunlardan biri de gözlerin hemen arkasında yer alan ve karar vermede kritik rol oynayan orbitofrontal korteksti. 

Ardından yaşlanma sürecini inceleyen ekip, iki türün beyninin de zaman içinde küçüldüğünü gözlemledi. 

Ancak bazı kısımlar daha hızlı küçülürken, insan beynindeki en hızlı yaşlanmanın, orbitofrontal korteks ve evrimsel süreçte daha fazla büyümenin görüldüğü diğer bölgelerde gerçekleştiği bulundu.

Araştırmacılar ayrıca babun ve Hint şebeğinin beynini de şempanzelerle karşılaştırdı. Öte yandan bu kıyaslarda, beyin genişlemesi ve yaşa bağlı gerileme arasında bir ilişki saptanmadı. 

Heinrich Heine Düsseldorf Üniversitesi'nden ve çalışmanın yazarlarından Dr. Sam Vickery, beynin en hızlı genişleyen bölümlerinin, en karmaşık işlerden sorumlu olduğunu söylüyor. Bu durum, sözkonusu bölgelerin daha çabuk yıpranıp küçülmesini açıklayabilir.

Ancak insan beynindeki daha büyük kısımların neden daha hızlı küçüldüğünü açıklamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. 

Çalışmada yer almayan bazı uzmanlar da bulguların daha fazla katılımcıyla desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. University College London'dan antropolog Dr. Aida Gomez-Robles "İnsanlardaki yaşlanmaya ilişkin benzer çalışmalar genellikle binlerce kişiyi içeriyor" diyerek ekliyor:

Bulgular, bu bölgelerin bazıları için geçerli ancak hepsi için geçerli olup olmadığını bilmiyoruz.

Bulguların kesin bir şekilde doğrulanması halinde ilginç bir durum da ortaya çıkıyor: İnsanların hayatta kalma şansını artırarak şempanzelerden daha uzun ömürlü olmasını sağlayan bölgeler, aynı zamanda ilk yaşlanan kısımlar.

Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan bazı sorunlar, evrimin bir avantajla beraber bir dezavantaj da getirmesinin sonucu olabilir. Dr. Vickery şu ifadeleri kullanıyor:

Böyle muhteşem bir beynimiz var ama bunun bir bedeli de var.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Science Advances