Ankara’dan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini hızlandırmak için “Halep'i kalkındırma” adımı

Ankara, Şam ve Moskova arasındaki koordinasyonla Halep’in kalkındırılması için yeni yol haritası hazırlanıyor

Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
TT

Ankara’dan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini hızlandırmak için “Halep'i kalkındırma” adımı

Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)

Türk basınında yer alan bazı haberlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla hükümetin, Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü olarak dönmelerine yönelik çabaları hızlandıracak bir adımla Suriye'nin kuzeybatısındaki Halep ilinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak amacıyla üçlü bir mekanizma kurduğu bildirildi.

Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriyelileri mültecilerin Suriye’nin kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve onunla birlikte hareket eden Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından güvenliğin sağlandığı yerlere gönüllü olarak dönmelerini teşvik etmek amacıyla İçişleri Bakanlığı, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve AK Partili milletvekillerinden oluşan üçlü bir mekanizma oluşturulması talimatı verdiğini aktardı.

hty
Suriye-Türkiye sınırında Halep’e açılan Bab es-Selame (Öncüpınar) Sınır Kapısı (Reuters)

Gazete, üçlü mekanizmanın Suriye’nin kuzeyinde güvenliğin sağlandığı bölgelerde ekonomik ve ticari hayatı canlandırmayı ve aralarında Türklerin de olduğu iş insanlarını, geri dönen mültecilerin istihdam edilmesi için bölgede proje uygulamaya, fabrika ve tesis kurmaya teşvik etmeyi amaçladığını kaydetti.

Halep’in canlandırılması

Gazete, üçlü mekanizmanın üzerinde çalıştığı yol haritasının en önemli ve öne çıkan yönlerinden birinin Suriye'nin ekonomi başkenti olan Halep’i ekonomik ve sosyal yönden canlandırmak olduğunu bildirdi.

Ankara, ülkelerine gönüllü olarak dönmeye teşvik edilecek yüzbinlerce Suriyeli mülteciye iş imkanı sağlamak amacıyla Halep'in yol haritasına dahil edilmesi için Şam ve Moskova ile görüşmelerini sürdürüyor.

Hürriyet gazetesinin hükümete yakınlığıyla bilinen yazarı Abdülkadir Selvi, geçtiğimiz hafta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu ay olası Türkiye’ye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmede, masada Suriye ile ilgili iki konunun olacağını, bunlardan birinin mültecilerin gönüllü olarak ülkelerine dönmeleri, ikincisi ise Ankara ile Şam arasındaki normalleşme ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasında bir görüşme yapılması olduğunu yazdı.

Erdoğan ile Esed görüşmesinin önemine dikkati çeken Selvi, çünkü Türkiye'nin önceliğinin Suriyelilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmesini sağlamak olduğunu belirtti. Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bölümünü Halep’ten gelenlerin oluşturduğuna dikkati çeken Selvi, onların Halep’e güvenli bir şekilde dönüşünün sağlanması gerektiğini vurguladı.

Selvi, bu yüzden Ankara’nın Türk ve Suriye askerinin koordinasyon içinde olacağı güvenlik noktaları oluşturulması gerektiğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

Ankara, geçtiğimiz mayıs ayında Suriye ile ilişkileri normalleştirme müzakereleri kapsamında Rusya'nın himayesinde ve İran'ın da katılımıyla Suriye'de dört ülkenin temsilcilerinin yer aldığı bir askeri koordinasyon merkezi kurulması için anlaşmaya varıldığını açıklamıştı.

Türk askerinin Suriye'nin kuzeyindeki varlığı meselesi, Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleşmesi sürecinde ilerlemenin önünde engel teşkil ediyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarda, ‘Türkiye’nin Suriye topraklarını işgali’ dediği durum sona ermeden ilişkilerin normalleşmesinden ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmekten bahsedilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Öte yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı bir açıklamada, TSK’nın Türkiye sınırlarının ve Türk halkının güvenliğini sağlamadan geri çekilmesinin düşünülemeyeceğini ve Esed'in ‘bu konuda daha aklıselimle hareket edeceğine inandığını’ söyledi.

Türkiye'de geçtiğimiz mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri sırasında en sıcak dosyalardan biri olan Suriyeli mülteciler dosyası 31 Mart'ta yapılması planlanan yerel seçimlere aylar kala yeniden gündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümetinin Suriye'nin kuzeyinde TSK tarafından oluşturulan güvenli bölgelerde bir milyondan fazla Suriyeli mülteciyi güvenli ve insana yakışır bir yaşam sağlayacak koşullarda barındırmayı amaçlayan projeler üzerinde çalıştığını ve yaklaşık 553 bin Suriyelinin Suriye’nin kuzeyinde TSK ve SMO tarafından kontrol edilen bölgelere geri döndüğünü çok kez vurguladı.

ascd
Rusya'nın BMGK’nın Türkiye ile Suriye arasındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden yapılan insani yardımların süresini uzatma kararını reddetmesi üzerine 17 Temmuz’da Suriye'de düzenlenen bir protesto sırasında yere çizilen Rusya bayrağı ve üzerindeki veto yazısı (EPA)

Bunun yanında Ankara, Suriyeli mültecilerin ilerleyen süreçte sadece bahsi geçen güvenli bölgelere değil, Suriye ordusunun kontrolündeki yerlere de dönmelerini sağlamak istiyor.

3 milyon 321 bin Suriyeli mülteci

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye'deki Suriyeli mültecilere ilişkin son verilerinde geçici koruma sağlanan Suriyelilerin sayısının 3 milyon 321 bin 72 olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden sonra hükümet, ülkedeki yabancılar dosyasında katı bir politika izlemeye başladı. Başta İstanbul olmak üzere çeşitli illerde, Suriyeliler de dahil olmak üzere çeşitli milletlerden yasadışı göçmenleri ve ikamet koşullarını ihlal edenlere karşı üç aydır aralıksız devam eden bir güvenlik operasyonu sürdürülüyor.

Türkiye'de Suriyeli mültecilerin bazılarının zorla sınır dışı edildiğine dair haberler sık ​​sık basında yer alsa da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye'de geçici sığınmacı statüsüne sahip Suriyelilerin sınır dışı edilmediklerini açıkladı. Göç İdaresi Başkanlığı, kayıtlı olmadıkları illerde ikamet eden Suriyelilere 24 Eylül'e kadar kayıtlı oldukları illere dönmeleri için süre tanıdı. Türkiye’de 6 Şubat meydana gelen depremden etkilenen 11 ilden İstanbul'a taşınan mültecilerin ise bir sonraki duyuruya kadar İstanbul’da kalmalarına izin verildi.

 



Tel Aviv, Gazze'de ateşkes anlaşmasının başladığını duyurdu

Gazze şehri ve kuzeyindeki evlerine geri dönen Filistinliler (AP)
Gazze şehri ve kuzeyindeki evlerine geri dönen Filistinliler (AP)
TT

Tel Aviv, Gazze'de ateşkes anlaşmasının başladığını duyurdu

Gazze şehri ve kuzeyindeki evlerine geri dönen Filistinliler (AP)
Gazze şehri ve kuzeyindeki evlerine geri dönen Filistinliler (AP)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki tüm rehinelerin serbest bırakılmasını güvence altına almak için Hamas ile varılan anlaşmanın bir parçası olarak, Gazze Şeridi'ndeki güçlerini dün gece ve bu sabah kararlaştırılan konuşlanma hatlarına çekmeye başladı.

Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel’den aktardığına göre, bazı birlikler Gazze Şeridi'nden tamamen çekilirken, diğerleri konuşlanma hatları boyunca konuşlanmış olarak kalacak.

Geri çekilme, bazı bölgelerde topçu bombardımanı ve hava saldırıları altında gerçekleşti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ateşkes anlaşmasının yerel saatle öğlen 12:00'de yürürlüğe girdiğini duyurdu.

Adraee, “İsrail güçleri, ateşkes anlaşması ve rehinelerin geri dönüşü uyarınca saat 12:00 itibarıyla yeni operasyonel konuşlanma hatlarına konuşlandırıldı. Ordu güçleri bölgedeki Güney Komutanlığı’nda konuşlanmış durumda ve herhangi bir yakın tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edecek” dedi.

dfrg
İsrail hükümetinin Hamas ile ateşkes anlaşmasını onaylamasının ardından Gazze şehrinde bulunan bir mahalledeki yıkımı inceleyen Filistinliler, 10 Ekim 2025 (Reuters)

Bu bağlamda, Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'ndeki bazı bölgelerden, özellikle Gazze ve Han Yunus şehirlerinden çekilmeye başladığını duyurdu. Sivil Savunma Müdürlüğü'nün İnsani Yardım ve Uluslararası İş Birliği Direktörü Muhammed el-Muğayyir, AFP'ye şunları söyledi: “İşgal güçleri Gazze şehrindeki bazı bölgelerden çekildi… Han Yunus'un güneyinden ve merkezinden şehrin doğusuna doğru geri çekildiler.”

İsrail ordusunun, İsrail hükümetinin Hamas ile anlaşmayı resmi olarak onaylamasından 24 saat sonra, geri çekilmeyi tamamlaması bekleniyor.

dfrgt
Gazze Şeridi sınırının İsrail tarafında ilerleyen zırhlı personel taşıyıcıları, 10 Ekim 2025 (Reuters)

Çekilme tamamlandıktan sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin yarısından fazlasını, yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol altında tutmaya devam edecek ve bunun çoğu kentsel alanların dışında kalacak.

Bu bölgeler arasında Gazze sınırındaki tampon bölge, Philadelphia Koridoru (Mısır ve Gazze arasındaki sınır) ile Gazze Şeridi’nin en kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya, Gazze şehrinin doğu eteklerindeki tepeler ve Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah ve Han Yunus'un büyük bir kısmı yer alıyor.


Tayvan olası Çin işgaline hazırlanıyor: "T-Kubbe"

Yeni hava savunma sisteminin duyurusu, 10 Ekim'de kutlanan Ulusal Gün töreninde yapıldı (Reuters)
Yeni hava savunma sisteminin duyurusu, 10 Ekim'de kutlanan Ulusal Gün töreninde yapıldı (Reuters)
TT

Tayvan olası Çin işgaline hazırlanıyor: "T-Kubbe"

Yeni hava savunma sisteminin duyurusu, 10 Ekim'de kutlanan Ulusal Gün töreninde yapıldı (Reuters)
Yeni hava savunma sisteminin duyurusu, 10 Ekim'de kutlanan Ulusal Gün töreninde yapıldı (Reuters)

Tayvan olası Çin işgaline karşı "T-Kubbe" adlı bir hava savunma sistemi geliştirme kararı aldı.

Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching Te, bugün yaptığı açıklamada, muhtemel bir Çin saldırısına karşı çok katmanlı bir hava savunma sistemi inşa edeceklerini ve savunma harcamalarını artıracaklarını duyurdu.

Lai, yeni hava savunma sistemine dair şunları söyledi: 

T-Kubbe'nin inşasını hızlandıracağız, çok katmanlı savunma, üst seviye tespit ve önleme özelliklerine sahip kuvvetli bir hava savunma sistemi kuracağız. Vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak için entegre bir savunma ağı kuracağız.

Tayvan lideri, sistemin teknik detaylarını paylaşmadı. Ancak adının açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan bir yetkili, bunun İsrail'in "Demir Kubbe" hava savunma sistemine benzeyeceğini belirtiyor. 

Adanın mevcut hava savunma sistemleri, ABD yapımı Patriot ve Tayvan tarafından geliştirilen Sky Bow füzelerini içeriyor. Bu füzelerin yeni sisteme entegre edilip edilmeyeceği henüz bilinmiyor. 

Tayvan, geçen ay da başkent Taipei'de düzenlenen silah fuarında, orta menzilli balistik füzeleri önleyecek ve Patriot füzelerinden daha yüksek irtifaya ulaşacak şekilde tasarlanan Chiang-Kong füzesini tanıtmıştı.

Taipei yönetiminin "T-Kubbe" adımına Çin'den tepki gecikmedi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun, "güç kullanarak bağımsızlık aramanın" Tayvan'ı sadece çatışmaya sürükleyeceğini savundu. 

Pekin yönetimi, Lai'yi "ayrılıkçı" diye niteliyor ve Tayvan liderinin görüşme tekliflerini reddediyor.

Lai ise hava savunma sistemini tanıttığı konuşmasında, bir kez daha Pekin'e adayı işgal etme planından vazgeçme çağrısı yaptı ve ekledi:  

II. Dünya Savaşı'na bakıldığında, pek çok kişinin savaşın acısını ve işgalin ıstırabını yaşadığını görüyoruz. Bunlardan ders almalı ve tarihin trajedilerinin bir daha tekrarlanmamasını sağlamalıyız.

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı. 

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu. BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Independent Türkçe, BBC, Reuters


Venezuela lideri Maduro, Trump'ı durdurabilecek mi?

Venezuela lideri Maduro, Trump'ı durdurabilecek mi?
Venezuela lideri Maduro, Trump'ı durdurabilecek mi?
TT

Venezuela lideri Maduro, Trump'ı durdurabilecek mi?

Venezuela lideri Maduro, Trump'ı durdurabilecek mi?
Venezuela lideri Maduro, Trump'ı durdurabilecek mi?

ABD, uyuşturucu ve suçla mücadele gerekçesiyle Karayipler'deki askeri nüfuzunu artırırken, Venezuela lideri Nicolas Maduro gerginliği yatıştırmak istiyor.

Maduro, Trump'ın agresif adımlarını önlemek için uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili verileri paylaşmış, ABD'nin sınır dışı ettiği binlerce göçmeni kabul etmişti.

Venezuela lideri, ABD'li Papa XIV. Leo'ya "barış ve istikrarın sağlanması" için devreye girme çağrısı yaptığı bir mektup da göndermişti. 

Ancak Wall Street Journal'ın (WSJ) analizinde, Maduro'nun tansiyonu düşürme çabalarının şimdiye dek ABD Başkanı Donald Trump tarafından yanıtsız bırakıldığına dikkat çekiliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, Beyaz Saray'daki bazı üst düzey isimlerin Maduro'yu devirmek için operasyon yapılmasını istediğini söylüyor. 

Trump, imzaladığı kararnameyle Güney Amerika'daki uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha etkin kullanılması talimatını vermiş, Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti.

Beyaz Saray, 8 Ağustos'ta Maduro'nun tutuklanması veya mahkum edilmesine ilişkin bilgi sağlanması karşılığında daha önce 25 milyon dolar olan ödülü 50 milyon dolara yükselttiğini de duyurmuştu.

Amerikan ordusu, eylülde gerçekleştirdiği 4 saldırıda uyuşturucu taşıdığı öne sürülen tekneleri Venezuela açıklarında vurmuştu. Trump, en az 21 kişinin öldürüldüğü bu operasyonlara devam edebileceklerini de söylemişti.

Diğer yandan analizde, göçmenlerin sınır dışı edilmesi konusunda Washington ve Karakas yönetimlerinin sıkı işbirliği içinde olduğuna dikkat çekiliyor. 

ABD'nin sınır dışı uçuşlarına ilişkin verileri derleyen ICE Flight Monitor grubuna göre Maduro yönetimi, şubattan bu yana ABD'den yapılan 58 uçuşla sınır dışı edilen 10 binden fazla Venezuelalıyı kabul etti. Bu uçuşlardan en az 9'unun, ABD'nin uyuşturucu teknelerine saldırı başlattıktan sonra gerçekleştirildiği de vurgulanıyor.

Bunlara ek olarak Amerikan petrol devi Chevron'un Venezuela'daki faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret ediliyor. 

Washington merkezli düşünce grubu Amerikalararası Diyalog'dan (IAD) Michael Shifter, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Tüm bu gelişmeleri düşünürsek, ABD'nin Venezuela hükümetini fiilen tanıdığını söyleyebiliriz. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bu hükümetin meşru olmadığını ve Maduro'nun uyuşturucu kaçakçısı bir terörist olduğunu söylese de rejimle ilişkiyi sürdürüyorlar.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal