Mısır'da cumhurbaşkanı adaylarına ilişkin tartışmalar artıyor

Sisi’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptırdığı afiş. (Özgür Mısırlılar Partisi)
Sisi’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptırdığı afiş. (Özgür Mısırlılar Partisi)
TT

Mısır'da cumhurbaşkanı adaylarına ilişkin tartışmalar artıyor

Sisi’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptırdığı afiş. (Özgür Mısırlılar Partisi)
Sisi’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptırdığı afiş. (Özgür Mısırlılar Partisi)

Mısırlılar, Ulusal Seçim Kurumu'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ne zaman düzenleneceğini duyurmasını bekliyor. Yeni isimlerin cumhurbaşkanlığı yarışına gireceği belirtilirken adaylar konusunda tartışma patlak verdi. Vefd Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı konusundaki kriz ise derinleşti.

Eski Mısır Savunma Bakan Yardımcısı Tümgeneral Fuad Abdulhalim’in Basın Bürosu adlı X (eski adıyla Twitter) ve Facebook hesabında Abdulhalim’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayı planladığı bilgisi paylaşıldı. Yerel basına göre Abdulhalim ise bu hesapların kişisel hesapları olmadığını belirtti. Abdulhalim’e atfedilen bu sayfalar, Tümgeneral Fuad Abdulhalim’in herhangi bir medya kuruluşuna konuşmadığını belirten kısa bir yazı yayınladı.

Yerel basında yer alan haberlere göre Abdulhalim, sosyal medyada kendisini taklit eden ve adına hesap açanlar hakkında resmi makamlara suç duyurusunda bulunacak. Ancak bu yazılarda eski yetkilinin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin belirli bir tutumuna atıfta bulunulmadı.

Mısır Anayasası'nın 2014'te yayınlanan mükerrer 241’inci maddesine ve 2019'da Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi yönetiminde yapılan değişikliklere göre mevcut cumhurbaşkanının görev süresi, 2018 yılında cumhurbaşkanı seçildiğini ilan ettiği tarihten itibaren altı yılın dolması ile sona eriyor. Sisi, bir daha seçilebiliyor. Aynı anayasanın 140’ıncı maddesine göre seçim işlemleri, cumhurbaşkanlığı süresinin bitiminden en az yüz yirmi gün önce başlıyor. Bu sürenin bitiminden en az 30 gün önce yeni cumhurbaşkanının ilan edilmesi gerekiyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Vefd Partisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak adayını belirleme konusunda halen karışıklık yaşıyor. Vefd Partisi Başkanı Abdussened Yemame ve partinin yüksek heyeti üyesi Fuad Bedravi, partinin adaylık biletini kazanmak için yarışıyor.

Vefd Partisi Yönetim Kurulu üyesi Yasir Hassan, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi:

“Bölünmeyi sona erdirmek için uzlaşmaya yönelik girişimler başarılı olmadı. İki taraf da kendi tutumuna bağlı kalırken, bu durum partinin seçime katılımını tehdit ediyor. Yemame, partinin genel kurulunda adını oylamaya sunmadan aday olma hakkını elinde tutuyor. Bedravi ise buna şiddetle karşı çıkıyor.”

Muhalefet partilerini de kapsayan Sivil Hareket, şu an cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki tutumunu inceliyor. Ancak hareketin kaynaklarına göre henüz belirli seçenekler üzerinde anlaşmaya varılmış değil. Muhafazakar Parti Başkanlık Konseyi üyesi Talat Halil, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Cumhurbaşkanlığı seçimleri dosyasının sivil hareketin partileri arasında görüşülmek üzere masada olduğunu vurguladı. “Hareketin adaylardan birinin mi yoksa birden fazla adayın mı desteklendiğini ciddi olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa'nın cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olma konusundaki tutumu hakkında sorular da gündemdeki yerini koruyor. Ancak Mısır'ın eski Ticaret ve Sanayi Bakanı Munir Fahri Abdunnur, yerel basına verdiği demeçte, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayı düşünmediğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylar listesinde eski milletvekili Ahmed Tantavi, Demokratik Barış Partisi lideri Ahmed el-Fadali ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazim Ömer yer alıyor.



İsrail: Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'ı desteklemeye hazırız

Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
TT

İsrail: Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'ı desteklemeye hazırız

Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail'in Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'a destek vermeye hazır olduğu belirtildi.

Netanyahu'nun ofisi açıklamasında, "Hem İsrail hem de Lübnan için iş birliği ruhuyla ilerleme ve Hizbullah'ı silahsızlandırma ortak hedefine odaklanma zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Lübnan kabinesi, bu ayın başlarında ABD'nin İran bağlantılı grubu silahsızlandırma planının hedeflerini onayladı.

Açıklamada, "Lübnan Silahlı Kuvvetleri Hizbullah'ı silahsızlandırmak için gerekli adımları atarsa, İsrail de ABD öncülüğündeki güvenlik mekanizmasıyla eşgüdüm halinde İsrail askeri varlığının kademeli olarak azaltılması da dahil olmak üzere karşılıklı önlemler alacak" ifadeleri yer aldı.

Hizbullah ve Emel Hareketi protesto çağrısında bulundu

Bu arada, Lübnan Emel Hareketi Merkezi Çalışma Ofisi ve Hizbullah Merkez Birliği ve İşçi Birimi bugün yaptıkları açıklamada, hükümetin silah edinmeyi devletle sınırlama kararını protesto etmek için çarşamba öğleden sonra Beyrut şehir merkezinde bir miting yapılması çağrısında bulundu.

İki grup da hükümetin kararlarını ulusal çıkarlara aykırı olarak nitelendirerek, "Ülkemizin karşı karşıya olduğu zorluklara uzun süredir sabrettik ve artık birleşik ulusal duruşumuzu ifade etmenin zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Emel Hareketi ve Hizbullah, yaptıkları açıklamada, protestonun "düşmanın gücünü kırma yeteneğini kanıtlamış silahlarımızı koruma hakkımızı ve topraklarımızı ihlal eden İsrail düşmanına direnme hakkımızı teyit ettiğini" belirtti.

Lübnan hükümeti, bu ayın başlarında orduya yıl sonuna kadar silahları devlet kontrolüne alma görevini verme kararı aldı.

Hizbullah'ın geçen yıl İsrail ile girdiği savaşta ağır bir darbe alması üzerine, Genel Sekreter Hasan Nasrallah da dahil olmak üzere örgütün önde gelen liderlerinden birkaçı öldürülmüş ve geçen kasım ayında ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı.

Ateşkes anlaşması Lübnan'ı silahların sadece altı devlet güvenlik kurumunda bulundurulmasını zorunlu kıldı ve sivil grupların yeniden silahlanmasını yasakladı.

İsrail, ateşkese rağmen Lübnan'ın güney ve doğusunda “Hizbullah'a ait silah depoları ve savaşçılar” olduğunu iddia ettiği yerlere hava saldırılarını sürdürdü.


El-Burhan'ın yardımcısı: Savaş uzlaşmayla sona erecek

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)
TT

El-Burhan'ın yardımcısı: Savaş uzlaşmayla sona erecek

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar, ülkedeki savaşın sona erdiğini belirterek, "Keleş (silah) dilinde savaş bitmek üzere, ancak etkileri yıllarca sürebilir" dedi.

Malik Agar ve Sudan Ordusu Komutan Yardımcısı Korgeneral Şemseddin el-Kebaşi, dün Hartum'a geldi. Omdurman'daki Toplum Önderleri Girişimi'ne hitap eden Agar, “Savaşın sonu, Sudan'ı daha iyi bir şekilde inşa etmek için uzlaşma ile sonuçlanacak” dedi. Agar, savaşın büyük etkileri olduğunu, bunların arasında vatandaşların elinde bulunan silahların bulunduğunu belirtti. Bu silahlar, ordu, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ve ülkedeki tüm silahlı hareketler tarafından dağıtıldı. Ayrıca vatandaşlar da kendilerini korumak için silah satın aldı.

Agar, "Savaşa giren Sudanlıları dışlamanın" önemini vurguladı. "Düşüncelerimiz, davranışlarımız ve politikalarımız değişmeli. Fabrikalar ve üniversiteler başkent Hartum'da olmamalı, yoksa bir günde yok olurlar. Kırsal kesim ihmal edilmeyecek şekilde çeşitli eyaletlere dağıtılmalılar" dedi. Hartum'daki hizmet yoğunluğunun büyük bir hata olduğunu ve vatandaşları kırsal kesimden başkente göç etmeye zorladığını göz önünde bulundurarak, "Bu durum değişmeli" ifadelerini kullandı.

Agar, başkente dönüş hazırlıkları için Egemenlik Konseyi üyesi İbrahim Cabir başkanlığında üst düzey bir komite oluşturdu. Bu arada yetkililer, Hartum'un her gün binlerce vatandaşın dönüşüne tanıklık ettiğini belirtti.


Süveyda'da Ulusal Muhafızlar’a katılmaya isteksiz olan gruplar... Esed'in subayları da bu grupların saflarında

 Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)
Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)
TT

Süveyda'da Ulusal Muhafızlar’a katılmaya isteksiz olan gruplar... Esed'in subayları da bu grupların saflarında

 Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)
Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)

Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetindeki silahlı gruplar arasında, Suriye'deki Dürzi topluluğunun ruhani liderlerinden Hikmet el-Hicri'nin oğlu Süleyman el-Hicri'nin liderliğinde bir Ulusal Muhafızlar oluşumunun duyurulması üzerine bölünme yaşanıyor. Bazıları bunu ‘İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bir kopyası’ ve ‘daha fazla yıkım ve tahribat getiren bir mesaj’ olarak eleştirirken, bazıları da katılmaya isteksiz davranıyor. Bazı gruplar ise katılımlarını açıklamadan bunu memnuniyetle karşıladı.

Suriye meselelerini takip eden gözlemciler, Ulusal Muhafızlar’a katılan 30 grubun küçük gruplar olduğunu ve büyük grupların halen katılmaya isteksiz olduğunu göz önünde bulundurarak, söz konusu grupların Ulusal Muhafızlar’a katılmasının önemini küçümsedi.

30 grubun yeni askeri yapıya katıldığını duyurmasından birkaç saat önce oluşturulan Ulusal Muhafızlar Medya Ofisi adlı Facebook sayfası, dün 164. Tugay’ın Ulusal Muhafızlar’a katıldığını duyurdu.

Ulusal Muhafızlar Medya Ofisi’nin Facebook sayfasında yayınlanan açıklamada, Esed rejiminin devrilmesinden sonra eski rejim ordusunun subayları ile bazı siviller tarafından kurulan gruplardan biri olan 164. Tugay’ın dün Ulusal Muhafızlar’a katılmak için Şeyh el-Hicri'yi ziyaret ettiği belirtildi. Açıklamada, 164. Tugay’ın el-Hicri'nin kanatları altındaki Ulusal Muhafızlar’a katıldığı ifade edildi.

Süveyda'daki Ulusal Muhafızlar’ın liderleri, Şeyh Hikmet el-Hicri ile birlikte (Facebook)Süveyda'daki Ulusal Muhafızlar’ın liderleri, Şeyh Hikmet el-Hicri ile birlikte (Facebook)

30 grup, cumartesi günü Ulusal Muhafızlar Medya Ofisi sayfasında yayınlanan bir açıklamada, Ulusal Muhafızlar'a tam olarak entegre olduklarını duyurdu. Ulusal Muhafızlar'ı ‘Dürzi topluluğunu temsil eden resmi askeri kurum’ olarak nitelendiren gruplar, ‘tüm müttefik güçlerle iş birliği içinde kendilerine verilen savunma görevlerine mutlak bağlılıklarını’ vurguladılar.

Sosyal medyada aktif olan aktivistler, Ulusal Muhafızlar’a katılan grupların liderlerinin el-Hicri ile birlikte çekilmiş fotoğrafını paylaştı. Bu fotoğrafta, eski rejimin tuğgenerali Cihad Necm el-Gutani de yer aldı. Süveyda doğumlu olan Necm el-Gutani, Şam ve İdlib kırsalında Suriyeli sivillere karşı askeri operasyonlara katılmış ve Esed rejiminin devrilmesinden sonra Süveyda'ya sığınmadan önce yıllarca kurtarılmış bölgelerin bombalanmasına öncülük etmişti.

Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr (Facebook)Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr (Facebook)

Süveyda vilayetindeki haberleri aktaran er-Rasid internet sitesinin bildirdiğine göre bu birleşme, eski rejimin devrilmesi ve silahların yaygınlaşmasıyla birlikte vilayette ortaya çıkan önemli güvenlik boşluğu ile karakterize edilen yeni güvenlik durumuna pratik bir yanıt niteliğinde. Bölgenin tam bir kaosa sürüklenebileceği veya çevredeki kırsal bölgelere dağılmış aşırıcı grupların hedefi haline gelebileceği yönündeki endişeler de giderek artıyor.

Şarku’l Avsat’ın er-Rasid internet sitesinden aktardığına göre Ulusal Muhafızlar’ın ana görevleri, şehirlerde ve köylerde iç güvenlik ve istikrarı sağlamak, güvenlik kaosunu önlemek, suç faaliyetlerine karşı koymak ve sınırları ve çöl ile çevredeki kırsal alanları korumak, böylece silahlı unsurların sızmasını ve silah ve uyuşturucu kaçakçılığını önlemek.

Süveyda'daki en büyük silahlı grup olan Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi, yerel grupların organize bir askeri yapı altında birleşmesi çağrısında bulunan açıklamayı memnuniyetle karşıladı. Hareket tarafından yapılan açıklamada, “Mevcut durumun gerektirdiği şey budur. Bu hassas aşamada, sizlerin bizden beklediği gibi, birliğin öncüleri olacağız” ifadeleri yer aldı. Ancak Hareket, açıklamasında Ulusal Muhafızlar’a katıldığını duyurmadı.

 Şeyh Leys el-Belus (SANA)Şeyh Leys el-Belus (SANA)

Öte yandan, Suriye'nin güneyindeki Süveyda vilayetinin ruhani liderlerinden biri olan ve Mudafetu’l Kerame olarak bilinen silahlı grupları yöneten Şeyh Leys el-Belus, vilayette Ulusal Muhafızlar’ın kurulduğunun duyurulmasını eleştirdi. El-Belus Facebook hesabında yayınladığı açıklamada şunları söyledi: “Bölge halkı, bazılarının otorite olarak gördüğü Şeyh Hikmet el-Hicri'nin, çözümler sunan ve halkı güvenliğe götüren kapsamlı bir tutum sergilemesini bekliyordu. Ancak bugün, her zamanki gibi, daha önce kadınları kaçırma, hırsızlık, yağma ve gasp ile tanınan Seyfu’l Hak Güçleri ve el-Fahd Güçleri gibi grupların liderleriyle çevrili bir videoda göründü. Bu güçler, Ulusal Muhafızlar adını verdikleri bir oluşumun kurulduğunu duyurdu.”

Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetinin merkezindeki Onur Meydanı’nda toplanan Hikmet el-Hicri destekçileri (AP)Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetinin merkezindeki Onur Meydanı’nda toplanan Hikmet el-Hicri destekçileri (AP)

El-Belus, bu görüntünün verdiği mesajın ‘barış ve onurlu bir yaşam arzulayan insanlar için umut ışığı olmaktan uzak bir mesaj’ olduğunu düşünüyor. El-Belus, Ulusal Muhafızlar’ı oluşturan gruplar arasında yer almayan Onurlu Adamlar Hareketi’nin tutumunu överek, “Bu, iyimser olabileceğimiz iyi bir işaret” değerlendirmesinde bulundu.

Dağ Tugayı'nın Ulusal Muhafızlar'a katılma kararının ardından Dürzi Koruma Kuvvetleri de Ulusal Muhafızlar'la birleştiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat cuma günü, Süveyda'daki silahlı grupları ortak bir orduya entegre etme projesinin başladığını belirten bir haber yayınladı ve yeni oluşuma katılma sürecinin büyük gruplar tarafından coşkuyla karşılanmadığını belirtti. Öte yandan, Onurlu Adamlar Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr, bu ordunun ne olduğu konusunda netlik olmadığı için oluşuma katılmanın ‘şu anda söz konusu olmadığını’ açıkladı. Bu adımı eleştirenler, yeni oluşumun Dürzi mezhebinin üyeleriyle sınırlı olacağı için muhtemelen bir geleceği olmayacağını ifade ettiler.

El-Hicri'ye karşı çıkan kaynaklar Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Birleşik orduya katılan bazı gruplar Esed rejiminin askeri güvenlik aygıtıyla bağlantılıydı. Bu grupların savaşçıları Süveyda'da saldırı, hırsızlık suçlamalarıyla ve kaçırma olaylarına karışmakla suçlanıyor.”

Şeyh Hikmet el-Hicri'ye sadık Dürzi milisler Süveyda'da devriye gezerken (AFP)Şeyh Hikmet el-Hicri'ye sadık Dürzi milisler Süveyda'da devriye gezerken (AFP)

Süveyda vilayetinde birleşik orduya katılan gruplarla bağlantılı kaynaklar, bu yeni oluşumdaki savaşçı sayısının 4 bin ila 5 bin arasında olduğunu tahmin ederken, diğer kaynaklar Şarku’l Avsat'a bu rakamın abartılı olduğunu ifade etti.

2013 yılında kurulan ve şu anda Şeyh Yahya el-Haccar tarafından yönetilen Onurlu Adamlar Hareketi, 5 bin- 8 bin savaşçı ile Süveyda'daki en büyük grup. Onu, 5 bin ila 6 bin savaşçıya sahip olduğu bildirilen ve kaçak Albay Tarık eş-Şufi tarafından yönetilen Süveyda Askeri Konseyi izliyor. Eş-Şufi daha önce el-Hicri'nin politikalarını desteklemişti. Ancak son zamanlarda iki taraf arasında anlaşmazlıklar çıktı ve eş-Şufi silahlı kişiler tarafından kaçırıldı, ardından sürece diğer gruplar müdahil olarak onun serbest bırakılmasını sağladı. Üçüncü sırada ise Şekib Azzam'ın liderliğindeki ve 5 bin savaşçıya sahip olduğu bildirilen Dağ Tugayı yer alıyor.