Çin’den ‘Fukuşima’ yorumu: Deniz ortamını, gıda güvenliğini ve halk sağlığını korumak için gerekli önlemleri alacağızhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4503411-%C3%A7in%E2%80%99den-%E2%80%98fuku%C5%9Fima%E2%80%99-yorumu-deniz-ortam%C4%B1n%C4%B1-g%C4%B1da-g%C3%BCvenli%C4%9Fini-ve-halk-sa%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1
Çin’den ‘Fukuşima’ yorumu: Deniz ortamını, gıda güvenliğini ve halk sağlığını korumak için gerekli önlemleri alacağız
Hong Konglu balıkçılar, Japonya Başkonsolosluğu önünde Fukuşima'daki arıtılmış radyoaktif suyun boşaltılmasını protesto ediyor (EPA)
Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan bugün yapılan açıklamada, Japonya'nın Fukuşima sularını okyanusa boşaltma planına ilişkin bir soruya yanıt olarak Pekin'in deniz ortamını, gıda güvenliğini ve halk sağlığını korumak için gerekli önlemleri alacağını duyurdu.
Bakanlık, prosedürlerin ayrıntılarına veya niteliğine ilişkin bilgi vermedi.
Tesis işletmecisine (Tepco) göre, Pasifik'teki tartışmalı operasyonun başlamasının arifesinde bugün, Fukuşima'daki hasarlı nükleer santralden arıtılmış suyun boşaltılmasına yönelik son hazırlıklar başladı. Tokyo’nun boşaltma sürecine başlayacağını duyurması Çin'in öfkesine yol açtı.
İstasyonu işleten Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi, bir metrekarelik atık suyu yaklaşık bin 200 metreküp deniz suyuyla seyrelttiğini ve yumuşatılmış suyun bir boru hattına akmasına izin verildiğini bildirdi. Açıklamada, suyun analizlere tabi tutularak, daha fazla su aktarılarak seyreltilmesi şartıyla yarından itibaren denize deşarj edileceği belirtildi.
TEPCO'nun hizmet dışı bırakılan Fukuşima Dai-içi Nükleer Enerji Santrali’nin arıtılmış atık suyu depolamak için kullanılan tanklarla (solda) havadan görüntüsü (AFP)
Çin dün Japonya'yı daha önce Pasifik Okyanusu'nu bir ‘kanalizasyon’ olarak kullanmakla suçladıktan sonra ‘nükleer maddeyle kirlenmiş suyu keyfi olarak denize boşaltmayı’ planlamakla itham etmişti. Geçtiğimiz ay Pekin, Fukuşima da dahil olmak üzere on Japon eyaletinden gıda ithalatını yasakladı. Öte yandan ülkenin geri kalanından gelen gıda maddeleri üzerinde radyolojik testler yürütülüyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı, Japonya Büyükelçisi'ni bakanlığa çağırarak kararı “bencil ve sorumsuzca” olarak nitelendirdi. Hong Kong ve Makao ise "su ürünleri" ithalatına yasak getirildiğini duyurdu.
Hamas ile arabulucular arasındaki ilk tur görüşmeler “olumlu bir atmosferde” sona erdihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5194485-hamas-ile-arabulucular-aras%C4%B1ndaki-ilk-tur-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmeler-%E2%80%9Columlu-bir-atmosferde%E2%80%9D
Hamas ile arabulucular arasındaki ilk tur görüşmeler “olumlu bir atmosferde” sona erdi
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus semtinde tam bir yıkım (Reuters)
Mısır'da yayın yapan ‘Kahire el-İhbariyye’ televizyon kanalının haberinde, Hamas ve arabulucular arasında, Mısır’ın tatil beldesi Şarm eş-Şeyh’te dün gece İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı sona erdirmek için yapılan müzakerelerin ilk turunun sona erdiği belirtildi.
Mısır istihbaratına yakın olan televizyon kanalı, arabulucular ve Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te yapılan ilk tur görüşmelerin olumlu bir atmosferde sona erdiğini bildirdi. Ayrıca görüşmelerin, Hamas ve İsrail arasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistin'deki savaşı durdurmak için hazırladığı plan hakkında yapılan dolaylı müzakereler kapsamında salı günü devam edeceği belirtildi.
Hamas’tan kaynaklar ise Mısır, Katar, ABD ve Türkiye'den arabulucuların katıldığı ilk toplantının ‘mevcut müzakere turu için bir yol haritası oluşturulması ve takvimin belirlenmesi’ ile sonuçlandığını söylediler. Hamas heyeti arabuluculara, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesinin ‘esirlerin serbest bırakılması önünde gerçek bir engel’ olduğunu bildirdi. Heyet, müzakere ortamının uygun hale getirilmesi için saha operasyonlarının durdurulması gerektiğini vurguladı.
Kaynaklara göre Hamas heyetinde, geçtiğimiz ay Katar'ın başkenti Doha'da suikast girişiminden kurtulan heyet üyeleri Halil el-Hayye ve Zahir Cabarin de yer aldı. Filistinli kaynaklar, görüşmelerin ateşkes düzenlemeleri, İsrail'in Gazze'den çekilmesi, esir ve tutukluların takası ile acil insani yardım konularına odaklandığını belirtti. Kaynaklar, arabulucuların takas süreci ve ateşkesin sahada kalıcı hale getirilmesi için net bir takvim oluşturmaya çalıştıklarını ve tarafların tutumlarının farklı olması nedeniyle müzakerelerin birkaç gün süreceğini tahmin ettiklerini belirtti.
İbranice yayın yapan bir radyo kanalı, görüşmelerin güvenlik konularıyla sınırlı olmadığını, ateşkesin ardından bölgenin yönetiminin geleceğinin de ele alındığını ve istikrarı sağlamak ve yeniden inşayı denetlemek için geçici bir uluslararası güç oluşturulmasının tartışıldığını bildirdi. İsrail'de yayın yapan Kanal 13 televizyonunun aktardığına göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrailli müzakere heyetine ‘bu aşamada Trump'ın planının maddelerinde herhangi bir esneklik göstermeyeceğini’ bildirdi. İsrail'in tahminlerine göre önümüzdeki günler müzakerelerin gidişatı için belirleyici olacak.
Öte yandan Filistinli kaynaklara göre Hamas, İsrail'in olası bir anlaşmanın şartlarına, özellikle de askeri operasyonların durdurulması ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesine ilişkin şartlara uymasını garanti edecek etkili denetim ve güvencelerin sağlanması gerektiğini savunuyor.
Filistinli gözlemciler, Mısır'ın arabuluculuğunun İsrail'in güvenlik talepleri ile trajik insani koşullar altında yaşayan Filistin halkının ihtiyaçları arasında bir denge kurmayı amaçladığını söylediler. Kahire ise anlaşmanın önceki turlarda olduğu gibi çökmesini önlemek amacıyla anlaşmaya varılması halinde tüm tarafların anlaşmaya bağlı kalmasını sağlamaya özen gösteriyor.
Trump: Hamas "çok önemli konularda anlaştı"https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5194488-trump-hamas-%C3%A7ok-%C3%B6nemli-konularda-anla%C5%9Ft%C4%B1
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da gazetecilere konuşuyor (Arşiv-EPA)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır'ın, iki yıldır Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı sona erdirmek için İsrail ile Filistin hareketi arasında dolaylı müzakerelere ev sahipliği yaptığı sırada, Hamas'ın "çok önemli konularda anlaştığını" doğruladı.
ABD Başkanı, Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, Mısır'daki müzakerelerin gidişatı, özellikle Hamas'ın silahsızlanma konusunda anlaşması gibi ön koşullarının olup olmadığı sorulduğunda, "Kırmızı çizgilerim var: Bazı şeyler yerine getirilmezse, ilerleyemeyiz" dedi. "Ancak işlerin iyi gittiğini düşünüyorum ve Hamas'ın çok önemli bazı konularda anlaştığına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta İslami Cihad Hareketi ve Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'ndan iki savaşçı (Arşiv- DPA)
ABD Başkanı, İsrail ve Hamas'ın 20 maddelik planı uyarınca savaşı sona erdirmek amacıyla Mısır'da dolaylı görüşmelere başlamasıyla, iki taraf arasında bir anlaşmaya varılacağına dair iyimser olduğunu da dile getirdi. "Bir anlaşmaya varacağımızı düşünüyorum. Yıllardır bir anlaşmaya varmaya çalıştıkları için bunu söylemek benim için zor" dedi.
Trump, “Gazze'de bir anlaşmaya varacağız, bundan neredeyse eminim, evet” dedi. Trump, gazetecilere verdiği demeçte, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu görüşmeler konusunda olumsuz olmakla suçladığı yönündeki haberleri yalanlayarak, Netanyahu'nun “anlaşma konusunda çok olumlu” olduğunu belirtti.
Gecikmiş Filistin devleti için mücadeleyi başlatan Gazze savaşıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5194412-gecikmi%C5%9F-filistin-devleti-i%C3%A7in-m%C3%BCcadeleyi-ba%C5%9Flatan-gazze-sava%C5%9F%C4%B1
Gecikmiş Filistin devleti için mücadeleyi başlatan Gazze savaşı
Paris'te dün düzenlenen yürüyüşte ‘Barış için Filistin devletini tanıyın’ yazılı bir pankart taşıyan Fransızlar (AFP)
Filistin-İsrail ve Arap-İsrail çatışmasının tarihinde tüm bölgenin çehresini değiştiren ‘dönüm noktası’ olan 7 Ekim'den iki yıl sonra, sorunlu ve patlayıcı soru halen cevapsız kalıyor: Aksa Tufanı Filistin devletinin kurulmasını yaklaştırdı mı, yoksa tamamen yok mu etti?
Cevabın, arzu edilen devletin kaderi netleşene kadar uzun bir süre beklemesi gerekeceği ve şu anda şiddetli bir şekilde süren tartışmayı çözmeyeceği şüphesiz. 7 Ekim saldırısını destekleyenler, saldırının Filistin devletinin tanınmasını sağladığını ve kurulmasının önünü açtığını savunuyorlar. Ancak muhalifler, saldırının kendisinin değil, İsrail'in katliamları, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere halkın kanı ve eşi görülmemiş trajedilerin tanınmayı sağladığını ve devletin kurulmasını sağlayacağını düşünüyor.
‘Sadece birkaç yıl’
Bugün, yıkıma uğramış Gazze Şeridi'nde savaş yavaş yavaş yatışırken, Filistin devletinin kurulması konusunda başka bir savaş şiddetleniyor. Bu savaş, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşı sona erdirmek için hazırladığı ünlü planda devletin kurulma olasılığından bahsedilmeden önce, devletin çok sayıda ülke tarafından tanınmasına yol açan Arap ve uluslararası girişimlerle başladı.
Filistinli bir yetkili Şarku’l Avsat'a, “Filistin devletinin kurulacağına olan güven her geçen gün artıyor. Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın da söylediği gibi, bunun bir zaman meselesi olduğuna inanıyoruz... Sadece birkaç yıl” dedi.
Yetkili, “Bugün, dünyada ve bölgede büyük bir değişim var. Dünya işgalden ve işgalin uygulamalarından bıkmış durumda ve bir devlet görmek istiyor. Son zamanlarda yapılan tanıma, bu sürecin başlangıcı oldu” ifadelerini kullandı.
Son süreçte Filistin devleti birçok Avrupa ülkesi tarafından tanındı. (AP)
Geçtiğimiz ay Filistin devletini tanıyan ülke sayısı, 193 Birleşmiş Milletler (BM) üye ülkesinden 158'e ulaştı. Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Portekiz, Lüksemburg, Belçika, Fransa ve diğerleri de dahil olmak üzere yapılan tanıma, devlet kurma zamanının geldiğine dair doğrudan bir uluslararası mesaj gönderdi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu bu devletin kurulmayacağına dair tehditlerde bulunmaya sevk etti.
Netanyahu, “Filistin devleti kurulmayacak… Ülkemizin kalbine terörist bir devlet dayatma girişimine karşılık vereceğiz” diyerek tutumunu özetledi.
İsrail'in endişesi
Görünüşe göre bu kibir, İsrail içinde büyük bir endişeyi gizliyor. Anna Barsky, Maariv gazetesinde, son tanıma kararlarının öncekilerden farklı olduğunu, çünkü tanıyan başkentlerin uluslararası sahnede marjinal değil, Washington'a yakın ortak ülkeler olduğunu ve uzun süredir İsrail'in müttefiki olarak kabul edildiğini belirtti.
Barsky, bu tanıma kararlarının ‘siyasi bir deprem ve İsrail'in dünyadaki diplomatik dokunulmazlığının ince bir aşınması’ olduğunu ve İsrail'i yeni bir gerçeklikle karşı karşıya bıraktığını yazdı.
İspanya'nın güneybatısındaki Kanarya Adaları'nda Filistin halkını desteklemek için düzenlenen mitinge ‘Özgür Filistin’ yazılı şapkasıyla katılan bir protestocu (EPA)
Barsky şu ifadeleri kullandı: “Bugün Filistin devleti yok. Yeni bayraklar, yeni sınırlar, yönetim mekanizmaları yok. Fransa ve Suudi Arabistan'ın ortaklaşa yürüttüğü BM'deki görkemli tanıma törenine rağmen, bir hafta içinde de olmayacak. Yine de bu tanıma kararları siyasi bir deprem ve Tel Aviv'e oyun kurallarının değiştiği ve zamanın dolduğu mesajını veriyor.”
Devlet olma yolunda
Aslında ABD Başkanı bizzat devlet olma yolunu açtı. Bu yol zorlu, çetin, engebeli ve karmaşık; hiçbir garanti yok, ancak yıpratıcı bir savaşın sonunda en önemli yol.
Trump'ın planı, bir devletin kurulmasından ziyade Gazze Şeridi'nin yönetilmesine zemin hazırlamak olabilir, ancak bir devletin kurulup kurulmayacağını bilmek için Gazze Şeridi'ni kimin yöneteceğini gözlemlemeliyiz. Trump'ın planı, Ramallah ve Tel Aviv'i meşgul eden, her iki taraf için de mayın tarlasına yakın olan ve yorumlanması zafer ya da yenilgi olarak algılanabilecek hükümler içeriyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 25 Eylül 2025 tarihinde ABD'nin New York kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 80’inci oturumu sırasında video konferans yoluyla bir konuşma yaptı. (EPA)
Şarku’l Avsat’a konuşan Filistin Yönetimi kaynakları, “Tanıma çok önemli, ancak Filistin devletinin Gazze Şeridi üzerindeki velayetini göz ardı ediyor” dedi.
Kaynaklar, “Arap ekibi ve biz, savaş bittikten sonra Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'nin yönetimini devralması için sürekli istişare halindeyiz” ifadesini kullandı.
‘Filistin devleti adına’
Filistin Yönetimi, Trump'ın çabalarını memnuniyetle karşıladı ve alışıldık şekilde başkanlık veya hükümet adına değil, ‘Filistin devleti’ adına bir bildiri yayınlamaya özen gösterdi. Bildiri iki mesaj içeriyordu. Birincisi, Filistin Yönetimi'nin hedef ve taleplerinin planın ötesine geçerek ‘iki devletli çözüme’ dayalı adil bir barışa ulaşmak olduğuydu. İkinci mesaj ise Trump’ın Filistin yönetimine yönelik reform çağrılarına açık bir yanıttı. Bildiride, Filistin devletinin tüm reform programlarını tamamlamaya kararlı olduğu ifade edildi. Bu reformlara, savaşın sona ermesinden sonraki bir yıl içinde başkanlık ve parlamento seçimlerine gidilmesi de dâhildi. Ayrıca, meşru ve tek bir Filistin güvenlik gücü aracılığıyla Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde güvenliğin sağlanması da taahhüt edildi. Yolsuzlukla mücadeleye bağlı kalınacağı ve eğitim müfredatının geliştirileceği belirtildi. Ayrıca, mahkûm ve şehit ailelerine yapılan ödemeleri düzenleyen yasa ve yönetmeliklerin kaldırılacağı ifade edildi; birleşik bir sosyal yardım sistemi kurulacağı taahhüt edildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
Filistinliler, her şeye hazır olduklarını ve reformla ilgili birçok tartışmalı konuyu aştıklarını söylemeye çalışıyorlar.
Bilgi sahibi bir Filistinli kaynak Şarku’l Avsat’a, “Filistin Yönetimi, planın belirsiz şartları ve İsrail Başbakanı’nın söylediklerine bakılmaksızın, gerçek bir süreci başlatmak için Arap çabalarına güveniyor” dedi.
Filistinlilere ait her şeyin reddi
Netanyahu, Trump ile yaptığı görüşmede Filistin devletinin kurulmasını kabul etmediğini söyledi ve planın yayınlanmasından birkaç gün sonra, Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'nin yönetiminden sorumlu olmayacağını doğruladı. Netanyahu, “Hamas veya Filistin Yönetimi'nin hiçbir temsilcisi, savaşın ertesi günü Gazze Şeridi'nin yönetiminde yer almayacak” dedi. Ancak Arap ve Müslüman ülkelerin (Endonezya ve Türkiye) dışişleri bakanlarının tepkisi Netanyahu'nun umduğu gibi olmadı. Bu ülkelerin liderleri ortak bir açıklamada, savaşı sona erdirmek, Filistin Yönetimi'ni Gazze Şeridi'ne geri getirmek, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni birleştirmek ve tüm tarafların güvenliğini garanti altına alan bir güvenlik mekanizması kurmak için çalışacaklarını, bunun sonucunda İsrail'in tamamen çekilmesini, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasını ve ‘iki devletli çözüme’ dayalı adil bir barışın yolunun açılmasını sağlayacaklarını duyurdular.
Askeri savaşın ardından başlayan siyasi savaş, Filistin devletinin bir parçası olan Gazze Şeridi'ni Filistin Yönetimi’nin yönetmesini isteyen dünya ile, hem devleti hem Filistin Yönetimi’ni, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni ve Filistinlilerle ilgili her şeyi reddeden İsrail arasında yaşanıyor.
Bu noktada İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar'ın, Trump'ın planında Filistin Yönetimi ve devletten bahsedilmesi sorulduğunda söylediği sözleri hatırlamak yeterli: “Filistin devletine karşı mücadele, önümüzdeki uzun yıllar boyunca bizimle birlikte olacak. Bu zorlu bir mücadele olacak. Filistin devletinin kurulma tehlikesi olmadığını söyleyerek halkı aldatmak istemiyorum.”
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة