Nörobilimciler, zeki çocuk yetiştirmenin formülünü verdi: İki aktivite önemli

Bulgular, beyin fonksiyonlarının gelişimini konu alan önceki araştırmaları destekliyor

Uzmanlar, çocukları kitaplara ve spora teşvik etmek için nazik ve şeffaf bir yaklaşım benimsenmesini öneriyor (Pixabay)
Uzmanlar, çocukları kitaplara ve spora teşvik etmek için nazik ve şeffaf bir yaklaşım benimsenmesini öneriyor (Pixabay)
TT

Nörobilimciler, zeki çocuk yetiştirmenin formülünü verdi: İki aktivite önemli

Uzmanlar, çocukları kitaplara ve spora teşvik etmek için nazik ve şeffaf bir yaklaşım benimsenmesini öneriyor (Pixabay)
Uzmanlar, çocukları kitaplara ve spora teşvik etmek için nazik ve şeffaf bir yaklaşım benimsenmesini öneriyor (Pixabay)

Yeni bir araştırma, daha zeki çocuklar yetiştirmek isteyen ebeveynlerin, onları takım sporlarına kaydettirmesi ve video oyunlarından çok kitap alması gerektiğini öne sürüyor.

Doğu Finlandiya Üniversitesi'ndeki nörobilimciler, 6 ila 9 yaşlarındaki 504 çocuğu iki yıl boyunca gözlem altında tuttu.

Araştırmacılar, spor takımlarında yer alan ve okumaya daha fazla zaman ayıran çocukların düşünme becerilerinin daha gelişkin olduğunu tespit etti.

En iyi sonuçlar, spor ve okuma aktiviteleri belirli bir beslenme düzeniyle birleştirildiğinde elde edildi.

Çocuklar için özel olarak tasarlanan bu beslenme biçimi, az yağlı süt ürünlerinden faydalanmayı, kırmızı et veya işlenmiş gıdalarıysa daha az tüketmeyi gerektiriyordu. Araştırmacılar bunu geleneksel İskandinav beslenmesi diye adlandırıyor.

Scandinavian Journal of Medicine & Science in Sports adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırma makalesinde konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:

Besin kalitesinin artması, organize spor ve kitap okuma süresinin artması, bilişsel yeteneklerin gelişmesiyle ilişkilendirildi.

Bulgular, fiziksel aktivitedeki artışı hafıza ve öğrenme yeteneği de dahil olmak üzere beyin fonksiyonlarının gelişmesiyle ilişkilendiren önceki araştırmaları destekler nitelikte.

ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'ne göre, spor yapan çocukların özgüveni daha yüksek olurken, kaygı ve depresyon seviyeleri de diğerlerine göre daha düşük kalıyor. Özellikle de takım halinde yapılan sporlar, zihinsel sağlığı iyileştiriyor.

Yine de birçok uzman, video oyunları veya serbest aktiviteleri tamamen gözden çıkarmamak gerektiği görüşünde.

Zira spor ve kitap okuma daha hedefe yönelik öğrenme sağlayabilirken, serbest oyunlar da yaratıcılığın ve motivasyonun geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Örneğin, Amerikan Psikoloji Derneği, video oyunlarının çocukların gelişimine, hafızasına, mekansal farkındalığına ve grup halinde oynandığında sosyal becerilerine fayda sağladığını belirtiyor.

Öte yandan Doğu Finlandiya Üniversitesi'ndeki sinirbilimciler, bu son araştırmada, çocuğun ekran başında geçirdiği zamanın tamamen denetimsiz olması durumunda bilişsel gelişimin sekteye uğrayabileceğini saptadı.

Zira birçok araştırmacı, çocukların gözetim altında olmadığı video oyunlarında toksik davranış ve tacizin daha yaygın olduğunu söylüyor.

Independent Türkçe



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news