Beyrut'u ziyaret eden Hochstein, İsrail sınırında istikrar istiyor

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Hochstein’ı ağırladı. (Şarku’l Avsat)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Hochstein’ı ağırladı. (Şarku’l Avsat)
TT

Beyrut'u ziyaret eden Hochstein, İsrail sınırında istikrar istiyor

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Hochstein’ı ağırladı. (Şarku’l Avsat)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Hochstein’ı ağırladı. (Şarku’l Avsat)

Lübnan-İsrail sınırındaki 9 numaralı açık deniz sahasında petrol ve gaz arama çalışmaları başlamasıyla eş zamanlı olarak ABD Başkanı Küresel Altyapı ve Enerji Güvenliği Özel Koordinatörü Amos Hochstein’in Beyrut ziyareti, Washington'un Güney Lübnan'da güvenlik istikrarına verdiği önemi gösteriyor. Söz konusu ziyarette, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) görev süresinin bir yıl daha uzatılmasının öncesinde, petrol çıkarma dosyasıyla birlikte İsrail ile olan kara sınırı anlaşmazlığı dosyası tartışıldı.

Lübnan ve İsrail, Hochstein liderliğindeki ABD arabuluculuğunda Ekim 2022'de deniz sınırlarını çizmek için bir anlaşmaya varmıştı. Ardından ise güneydeki kara sınırı anlaşmazlığı, herhangi bir gerilimin Washington'ın kontrol altına almaya çalıştığı güney topraklarında istikrarsızlığa yol açabileceği endişesine neden oldu. Lübnanlı kaynaklar, kara sınırı anlaşmazlıklarının çözülmesinin bölgede istikrarın garantisi olacağını belirtti. 

Ziyarete eşlik eden Lübnanlı kaynaklar Şarku'l Avsat'a verdikleri demeçte, Hochstein'ın toplantılarında kara sınırlarının belirlenmesi konusunun ve Lübnanlıların Hochstein'ın gelecekteki Tel Aviv ziyaretine yönelik taleplerinin masada olduğunu aktardı. Lübnanlı yetkililer ve Hochstein, sahada yapılan arama sonuçları ticari miktarların yanı sıra ihracat dosyasının varlığını ve ihracat sürecine yardımcı olacak bir ABD güvencesine olan ihtiyacı ortaya çıkardığı taktirde elektrik ve gaz çıkarımı ile ilgili dosyaları ele aldı.

Lübnan ile İsrail arasında 13 sınır noktası bulunuyor. Bunların başında Lübnan'ın hakkı olduğunu, bundan vazgeçmeyeceğini öne sürdüğü B1 noktası yer alıyor. Tartışmaya konu olan 13 nokta, Lübnan ve İsrail orduları ile Lübnan'daki UNIFIL temsilcilerinden oluşan üçlü komitenin iki hafta önce Nakura'daki BM karargahında yaptığı toplantıda sunuldu. Lübnan heyeti, hukuki ve topografik belgelerle birlikte taleplerini sundu. Toplantı sonuçlarını takip eden kaynakların Şarku'l Avsat'a verdiği bilgiye göre, İsrail heyetinin bu konudaki yanıtı Nakura'daki bir sonraki üçlü komite toplantısına taşıması bekleniyor.

Ziyarete eşlik eden parlamento kaynakları, Hochstein'ın Meclis Başkanı Nabih Berri, Başbakan Necib Mikati ve Enerji Bakanı Velid Feyyad ile gerçekleştirdiği görüşmeye yansıyan olumlu atmosfere dikkat çekti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, petrol zenginliği sorununun, gerekli mevzuatın, sınır bölgesindeki istikrar ve gerilimlerin ortadan kaldırılmasının gündeme getirilmesinin Lübnan'ın olumlu sonuçları beklenen hareketin ciddiyetini doğruladığını bildirdi.

Hochstein, Lübnanlı yetkililerle resmi görüşmelerine Beyrut'ta Meclis Başkanı Berri ile görüşerek başladı. Söz konusu görüşmede Berri, parlamento çabalarının yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesi ve başta egemen fon olmak üzere petrol alanında gerekli mevzuatın tamamlanması üzerinde yoğunlaşacağını vurguladı.

Meclis Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasına göre Berri, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea huzurunda, Hochstein ile görüştü. Parlamentonun Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmanın tamamlanması için gereken mevzuatı tamamlamaya odaklanacağını vurgulayan Berri, 9 numaralı sahada arama sürecinin başlamasını sağlayan çabaları dolayısıyla Hockstein'a teşekkürlerini sundu.

İsrail'in 1701 sayılı uluslararası karara yönelik ihlalinin durdurulması gerektiğini ve UNIFIL ile ilişkilerin derinliğini vurgulayan Berri, “Lübnan, tüm Lübnan toprakları üzerindeki egemenliğini sürdürme konusunda olduğu kadar istikrarı koruma konusunda da oldukça istekli” ifadelerini kullandı. Hockstein ise Berri ile gerçekleştirdiği görüşmenin mükemmel ve yapıcı olduğunu söyledi.

Hockstein, ikinci durağı olan hükümet sarayında ise Dorothy Shea ve UNIFIL güçleri hükümet koordinatörü Tuğgeneral Munir Şehade eşliğinde Başbakan Necib Mikati ile bir araya geldi. Lübnan Başbakanlığı, Mikati'nin Hockstein ile görüşmesine ilişkin daha fazla ayrıntı vermedi. ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, ABD Büyükelçisi Shea’nın Lübnan ziyareti sırasında ikili ve ortak endişe yaratan bölgesel konuları tartışacağı belirtildi.

Diğer yandan ABD, güney sınır bölgesindeki istikrara ilgi gösterdiğine dair işaretler verdi. ABD merkezli haber sitesi Axios, salı günü İsrailli ve Amerikalı kaynaklardan alıntıda bulunduğu haberinde, Washington’un İsrail ile Hizbullah arasında sınırda artan gerilimi yatıştırma çabalarını artırdığına dikkat çekti. Kaynaklar, Hochstein'in Beyrut ziyaretinin İsrail-Lübnan sınırındaki gerilimi yatıştırmayı amaçladığını öne sürdü.

Haberde, ABD’li kaynaktan nakledildiğine göre Biden yönetimi, Lübnan sularında gaz arama çalışmalarına başlamanın Hizbullah'ı sakinleştirmeye yardımcı olabileceğine inanıyor. Diğer yandan Lübnan ise bu şekilde ciddi bir ekonomik krizden çıkmaya çalışıyor. Habere göre İsrail güvenlik yetkilileri de bu konuda aynı fikirde.



Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
TT

Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)

Hamas bugün, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Şarku’l Avsat’ın Quds News Network’ten aktardığına göre Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, “İşgal ordusunun bu sabah bombardıman ve ateş açarak Gazze Şeridi'nde çok sayıda Filistinliyi öldürmesi ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor” dedi.

Kasım, çeşitli taraflara ‘işgalci İsrail’in davranışlarını izlemeleri ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek konusunda arabuluculara verdiği taahhütlerden kaçmasına izin vermemeleri’ çağrısında bulundu.

cdfgrthy
Gazze'de kaldığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir çocuk, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Filistin Enformasyon Merkezi, ‘İsrail insansız hava araçlarının (İHA) Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiye mahallesinde evlerini kontrol eden vatandaşlara ateş açması sonucu beş vatandaşın hayatını kaybettiğini’ bildirdi.

İsrail ordusu ise sarı hattı geçerek Gazze'nin kuzeyinde operasyonlara katılan güçlere yaklaşan bir dizi şüpheliyi tespit ettiğini iddia etti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X platformundaki resmi hesabında şunları yazdı: “Bugün erken saatlerde, anlaşmayı ihlal ederek sarı hattı geçip Gazze'nin kuzeyinde operasyonlarını sürdüren İsrail güçlerine yaklaşan bir dizi şüpheli tespit edildi.”

Paylaşımın devamında, “Çağrılara uymayı reddeden ve yaklaşmaya devam eden şüphelileri uzaklaştırmak için birkaç girişimde bulunuldu ve tehdidi ortadan kaldırmak için onlara ateş açıldı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi sakinlerine İsrail ordusunun talimatlarına uymaları ve bölgede konuşlanmış güçlere yaklaşmamaları çağrısını yineliyor” ifadeleri yer aldı.

Ayrıca yerel basında yer alan haberlere göre, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen İsrail saldırısında bir kişi yaşamını yitirdi, bir kişi de yaralandı.

Haberlerde, işgal güçlerinin Refah'ın kuzeybatısındaki eş-Şakuş bölgesi civarında yoğun ateş açtığı ve Refah yakınlarında İHA’ların alçaktan uçuş yaptığı ifade edildi.

dfgthy
Gazze'de kaldığı çadırın yanındaki enkazı temizlemeye çalışan Filistinli bir kadın (Reuters)

Geçtiğimiz perşembe günü, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını sona erdiren bir anlaşma açıklandı ve Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma öğleden sonra yürürlüğe girdi.


Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
TT

Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için Şarm el-Şeyh anlaşmasının sıkı bir şekilde uygulanmasının ve ABD'nin bu dönemde İsrail'e baskı yapmaya devam etmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Anadolu Ajansı, Erdoğan'ın kış başlamadan önce Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü çabayı göstereceğini ve Şeridin yeniden inşasının "son derece önemli" olduğunu vurguladığını aktardı. Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine "bu dönemde temasları ve telefon diplomasisini sürdürme arzusunu" ilettiğini ve "her düzeyde görüşmelerimizi sürdüreceğimizi" belirttiğini kaydetti.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı tarafından bugün yayınlanan tutanağa göre, Erdoğan, Şarm el-Şeyh'ten dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararlarının iki devletli çözümün temel yapı taşları olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı, "Filistin sorununun tek çözümü, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi olarak birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıdır" ifadelerini kullandı.

ABD, Mısır, Türkiye ve Katar liderleri, dün Mısır'ın tatil kenti Şarm el-Şeyh'te Gazze'deki savaşı sona erdirmek için bir anlaşma imzaladılar. Donald Trump'ın çağrısıyla imzalanan anlaşma, İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine ve tutuklu değişimini öngörüyor. ABD Başkanı, bu olayı "Ortadoğu için büyük bir gün" olarak nitelendirdi.


Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
TT

Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından yapılan basın açıklamasında, “İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sukot Bayramı'nın son gününde, onlarca yerleşimciyle birlikte Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, baskın sırasında yerleşimciler, işgal polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusunu gezdi ve mescidin doğu kısmında Talmud ayinleri gerçekleştirdi.

dfgrt
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Arşiv – WAFA)

WAFA’ya göre bu saldırı, işgal güçlerinin Mescid-i Aksa'nın kapılarında ve işgal altındaki Kudüs'ün Eski Şehrinde askeri önlemlerini sıkılaştırarak, bölgeye giren Müslümanlara engeller çıkarmasıyla aynı zamana denk geldi.

WAFA, ‘aşırılıkçı bakan Itamar Ben-Gvir'in bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini’ belirtti. Ben-Gvir, geçtiğimiz çarşamba günü, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk gelen tarihte bin 200 yerleşimciyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.

Bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.