Kalp krizi geçirenler ölüme yakın deneyimler mi yaşıyor?

Kalp krizinden kurtulanların sayısı genelde çok az (Reuters)
Kalp krizinden kurtulanların sayısı genelde çok az (Reuters)
TT

Kalp krizi geçirenler ölüme yakın deneyimler mi yaşıyor?

Kalp krizinden kurtulanların sayısı genelde çok az (Reuters)
Kalp krizinden kurtulanların sayısı genelde çok az (Reuters)

Kalp krizinden kurtulanlarla ilgili yeni bir çalışmada, CPR uygulanan (suni solunum ve kalbin bulunduğu bölgeye el ile baskı uygulanması) kişilerin neredeyse yüzde 40’ının, bilinçsiz olduklarında bile anılar, rüya benzeri deneyimler veya bir tür algıya sahip oldukları öne sürüldü.

Dahası, bu kişiler hayata döndürülürken, bazen beyin dalgalarında, bir saate kadar bilinçli olduklarını gösteren aktivite işaretleri tespit edildi.

Şarku’l Avsat’ın NBC News’ten aktardığı habere göre, ABD ve İngiltere’den araştırmacılar, 25 hastanede kalp krizi resüsitasyonu uygulanan 567 kişiyi izledi. 

Hastaların yüzde 10’undan azı hayatta kaldı, çünkü kalp krizleri, doktorlar CPR yapmak için hazır olsalar bile genellikle ölümcül olabiliyor. 

Araştırmacılar, hayatta kalan 53 kişiden 28’iyle görüşebildi. 

Bunlardan 11’i, CPR uygulaması sırasında en azından bir miktar bilinçli olduklarını işaret eden anılara veya algılara sahip olduklarını bildirdi.

Araştırmacılar, ayrıca bazı hastalarda beyin oksijenini ve elektriksel aktiviteyi ölçtüler ve CPR sırasında bazı zihinsel işlevlere işaret eden gama, delta, teta, alfa ve beta dalgalarını buldular.

Bu dalgalar konsantrasyon, rüya görme, meditasyon, hafızayı geri getirme ve bilinçli algılama gibi daha yüksek bilişsel işlevlerle ilişkilidir.

rgth
Araştırmacılar bazı hastalarda beyindeki oksijeni ve elektriksel aktiviteyi ölçtüler (Reuters)

Araştırmaya göre bazı hastalar, yaşadıkları bu farkındalığın, etraflarında bir şeyler olduğuna dair belli belirsiz bir duygu olduğunu belirtti.

Ancak araştırmaya katılan bazı hastalar, araştırmacıların ‘ölüme yakın deneyim’ olarak adlandırdığı durumu bildirdi.

Hastaların bildirdiği en dikkat çekici deneyimler arasında tüm hayatlarının bir zaman çizelgesini görmek, unuttukları bazı olayları hatırlamak ve kendilerini en güvende hissettikleri yerlerde olmak yer alıyor.

Birçok hasta CPR prosedürlerini, doktorların seslerini ve vücut ağrılarını hissettiğini hatırlarken, diğerleri polis tarafından kovalanmak veya yağmurlu sokaklarda koşmak gibi rüya benzeri deneyimler yaşadıklarını anlattı.

cd
Birçok hasta kalp resüsitasyon prosedürlerini hatırladı (Reuters)

Hayatta kalanlardan bazılarının bir ışık, bir tünel veya bir aile üyesi görmek veya sevgi, huzur ve barış gibi yoğun duygular hissetmek gibi olumlu anıları vardı. 

Ancak diğerleri, bedenden ayrılma hissine sahipti ve öldüklerinin farkına vardılar ya da canavarlar ya da kimliği belirsiz kişiler gördüklerini söyledi. 

Çalışmanın baş yazarı ve NYU Langone Health’de profesör olan Dr. Sam Parnia şunları söyledi;

“Kalp krizinden daha tehlikeli bir şey olamaz, çünkü buna maruz kalanlar kelimenin tam anlamıyla yaşamla ölüm arasında gidip geliyorlar, derin bir komaya giriyor ve bize fiziksel olarak hiçbir tepki vermiyorlar. Çalışmamızda gösterebildiğimiz şey, insanların yüzde 40’a kadarının, doktorlar onları hayata döndürmeye çalışırken aslında bir dereceye kadar bilinçli oldukları algısına sahip olduğudur.”

Kalp krizinde kalp, koordine olmayan kasılmalarla titrer ve beyin de dahil olmak üzere vücudun her yerine giden kan akışı durur. Kalp krizi geçiren bir kişi her zaman bilinçsizdir.

CPR, bir kişiyi, bir defibrilatör veya otomatik harici defibrilatör veya AED ile kalp normal ritmine geri dönene kadar hayatta tutmanın tek yoludur. 



"Son derece nadir Roma" mezarı, arkeologları şaşkına çevirdi

Almanya'nın Bavyera eyaletinin kalbinde anıtsal Roma dönemi mezarı ortaya çıkarıldı (Bavyera Eyalet Anıt Koruma Ofisi)
Almanya'nın Bavyera eyaletinin kalbinde anıtsal Roma dönemi mezarı ortaya çıkarıldı (Bavyera Eyalet Anıt Koruma Ofisi)
TT

"Son derece nadir Roma" mezarı, arkeologları şaşkına çevirdi

Almanya'nın Bavyera eyaletinin kalbinde anıtsal Roma dönemi mezarı ortaya çıkarıldı (Bavyera Eyalet Anıt Koruma Ofisi)
Almanya'nın Bavyera eyaletinin kalbinde anıtsal Roma dönemi mezarı ortaya çıkarıldı (Bavyera Eyalet Anıt Koruma Ofisi)

Almanya'nın Bavyera eyaletinde arkeologlar, özenle inşa edilmiş ancak içi boş bir dairesel taş mezar ortaya çıkardı ve bunun "son derece nadir" bir Roma dönemi mezar höyüğü olabileceğini düşünüyor.

Araştırmacılar, taş çemberin Eichstätt kasabasında eski bir Roma yolunun yanındaki inşaat çalışmaları sırasında ortaya çıkarıldığını söyledi.

Daha sonraki kazılarda, özenle yerleştirilmiş taşlardan oluşan 12 metre çapında "özellikle dikkat çekici" bir dairesel yapı ortaya çıkarıldı ve bu da bunun gerçekten de bu antik eyalette nadiren belgelenen bir tür olan bir Roma mezar höyüğü veya tümülüsü olduğunu gösteriyor.

Arkeologların "derin boşluk" diye tanımladığı höyüğün içeriği de soru işaretlerine yol açtı.

Yapının içinde iskelet veya mezar eşyası izi bulunmadığından, bunun başka bir yerde gömülmüş bir kişiyi anmak için anıt mezar olarak inşa edilmiş sembolik veya temsili bir anıt mezar olabileceğini düşündüler.

Bavyera Eyalet Anıt Koruma Ofisi Genel Küratörü Mathias Pfeil, "Mezar hem bir anma yeri hem de sosyal statünün bir ifadesiydi... Burada bu yaşta ve büyüklükte bir mezar anıtı bulmayı beklemiyorduk" dedi.

Araştırmacılar, çevrilmiş bir açıklamada Roma İmparatorluğu'nun bir eyaletine atıfta bulunarak, "(Almanya'nın) Augsburg bölgesinde birçok Roma mezar yeri bilinmesine rağmen bu ölçekte taş halka duvarlı tümülüsler eski Raetia eyaletinde son derece nadirdir" diye yazdı.

Orta Avrupa ve İtalya, bu tür mezar höyüklerine dair köklü bir geleneğe zaten sahipti. Arkeologlar, günümüz Almanya'sının bazı kısımları da dahil antik Roma İmparatorluğu'nun kuzeybatı eyaletlerinde, bu tür höyüklerin MS 1. yüzyıldan itibaren ortaya çıktığını söylüyor.

Avrupa'nın bu bölgesinde ve çevresinde daha önce keşfedilen mezar höyükleri genellikle daha eski Tunç ve Demir çağlarına tarihleniyor.

fg
Bavyera'da ortaya çıkarılan taş duvar kesiti (Bavyera Anıt Koruma Devlet Ofisi)

Ancak son kazıda görülen taş duvarların türü, daha sonraki Akdeniz modellerini takip ediyor gibi görünüyor.

Sözkonusu bulgulara dayanan araştırmacılar, bunun Roma öncesi, özellikle Kelt cenaze geleneklerinin kasıtlı olarak yeniden canlandırıldığına işaret edebileceğinden şüpheleniyor.

Mezar höyüğünün Nassenfels'ten Altmühl Vadisi'ne giden bilinen bir Roma dönemi yolunun hemen yanında bulunması ve kırsaldaki bir Roma yerleşimine yakınlığı, uzmanlara göre bu yorumu destekliyor.

Araştırmacılar, "Bu nedenle Wolkertshofen'deki Roma mezarı, Bavyera'daki Roma yaşamı üzerine gelecekteki araştırmalar için özel bir öneme sahip" diye yazdı.

Independent Türkçe


Yeni ilaç karışımı erkek farelerin ömrünü yüzde 73 uzattı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yeni ilaç karışımı erkek farelerin ömrünü yüzde 73 uzattı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yaşlanma karşıtı tedavilerdeki cinsiyet farklılıklarına ışık tutan yeni araştırmaya göre, yeni bir ilaç kombinasyonunun zayıf ve yaşlı erkek farelerde yaşam süresini "dikkat çekici bir şekilde yüzde 73" oranında uzattığı bulundu.

Araştırmacılar, yaşla birlikte değiştiği bilinen iki biyolojik yolu hedef alan çift ilaçlı bir yaklaşımı denedi.

Doku onarımını desteklediği bilinen oksitosinle hücre büyümesini, farklılaşmasını ve ölümünü düzenleyen önemli bir yolu bloke eden OT+A5i adlı başka bir ilacı test ettiler.

TGF-beta diye bilinen temel yol yaşla birlikte aşırı aktif hale gelerek kronik iltihaba ve doku hasarına yol açıyor.

Araştırmacılar ilaç kombinasyonunu zayıf ve yaşlı fareler üzerinde 25 aylıkken test etti. Farelerde 25 ay, insanlarda yaklaşık 75 yaşa denk geliyor.

Tedavi gören erkek farelerin, tedavi edilmeyen kontrol grubundakilere göre yüzde 70'ten fazla daha uzun yaşadığını ve fiziksel dayanıklılık, çeviklik ve hafızada önemli iyileşmeler gösterdiğini buldular.

Ageing-US adlı akademik dergide yayımlanan araştırmaya göre bilim insanları, ilaç kombinasyonuyla tedavi edilen erkek farelerin, tedavi edilmeyen erkeklere kıyasla herhangi bir zamanda ölme olasılığının neredeyse üç kat daha az olduğunu buldu.

Araştırmacılar, "Yaşlı ve zayıf erkek farelerin OT+A5i ile tedavisi, o zamandan bu yana yaşam sürelerinde yüzde 73'lük kayda değer bir artış ve genel ortalama yaşam süresinde yüzde 14'lük bir artış sağladı" diye yazdı.

Ayrıca bu hayvanların sağlıklı yaşam süreleri önemli ölçüde arttı; fiziksel performans, dayanıklılık, kısa süreli hafıza ve ölüme karşı dirençlerinde iyileşme görüldü" diye eklediler.

sdfgh
İlaç kombinasyonuyla tedavi edilen zayıf fareler genç görünüyordu (Aging-US, 2025)

Kıyaslama yapan araştırmacılar, popüler yaşlanma karşıtı rampamisin ilacı üzerine yapılan önceki çalışmaların, tedavinin başlangıcından itibaren ölçüldüğünde farelerin hayatta kalma oranında yüzde 9 ila yüzde 15'lik bir artış görüldüğünü ortaya koyduğunu söyledi.

"Yaşam süresini uzatan diğer yerleşik müdahalelerle karşılaştırıldığında Oksitosin+A5i, yaşlı ve zayıf erkek farelerde bu tedavinin başlangıcından itibaren yaşam beklentisinde önemli ölçüde (yüzde 70'in üzerinde) artış ve ölüm riskinde belirgin bir azalma gibi benzersiz sonuçlar gösteriyor" diye yazdılar.

Son çalışmada Oksitosin+A5i tedavisinin, yaşlanmanın temel belirteçleri olan bazı dolaşımdaki bazı kan proteinlerinin düzensiz seviyelerini düşürerek, bu değerleri daha genç yaşlara özgü düzeylere yaklaştırdığı da tespit edildi.

Ancak, 4 aylık sürekli tedaviden sonra, yalnızca erkek fareler bu protein seviyelerinde kalıcı bir iyileşme gösterdi.

Araştırmacılar, dişi farelerin yaşam süresinde veya sağlıklı yaşam süresinde önemli bir artış yaşamadığını buldu.

Bulgular, yaşlanmaya yönelik tedaviler geliştirirken cinsiyete özgü biyolojiyi daha iyi anlamanın önemini vurguluyor.

Bilim insanları, "Bu bulgular, OT+A5i'nin sağlıklı yaşam süresini önemli ölçüde uzatma kapasitesini ortaya koyuyor ve cinsiyetler arasında yaşlanma ve uzun ömür tedavilerine verilen yanıt farklılıklarını vurguluyor" diye yazdı.

Araştırmacılar, bulguların uzun yaşam tedavilerinin incelenmesi ve tasarlanması için yeni bir model sağlamasını umuyor.

Independent Türkçe


Buffy efsanesi 23 yıl sonra dönüyor: Gerçeküstü bir deneyim

Amerikalı oyuncu Sarah Michelle Gellar, Joss Whedon tarafından yaratılan fantastik dizide oynamaya başladığında henüz 19 yaşındaydı (The WB)
Amerikalı oyuncu Sarah Michelle Gellar, Joss Whedon tarafından yaratılan fantastik dizide oynamaya başladığında henüz 19 yaşındaydı (The WB)
TT

Buffy efsanesi 23 yıl sonra dönüyor: Gerçeküstü bir deneyim

Amerikalı oyuncu Sarah Michelle Gellar, Joss Whedon tarafından yaratılan fantastik dizide oynamaya başladığında henüz 19 yaşındaydı (The WB)
Amerikalı oyuncu Sarah Michelle Gellar, Joss Whedon tarafından yaratılan fantastik dizide oynamaya başladığında henüz 19 yaşındaydı (The WB)

Sarah Michelle Gellar, Buffy the Vampire Slayer'daki rolünü yeniden canlandıracağını hiç düşünmediğini, yeni diziye katılmanın kendisine "gerçeküstü" hissettirdiğini söyledi.

Variety'ye konuşan Gellar, "Kendimi asla o konumda görmemiştim, bu yüzden çok tuhaf bir duyguydu" diyerek ekledi: 

Ama işte bu yüzden 'Asla asla deme' diyorlar. Eminim defalarca 'asla' demişimdir ve artık dersimi aldım. Bir gün gidip 'Hayır, asla yapmam, artık çok yaşlandım, Buffy yürüteçle yürüyor olur' dediğim tüm röportajları bulacaksınız.

Buffy the Vampire Slayer, ilk olarak 1992'de aynı isimli filmle sinemalarda gösterime girmişti. Başrolde Kristy Swanson'ın yer aldığı filmin ardından 20th Century Fox Television, hikayeyi diziye uyarlamaya karar vermişti. Böylece öykü daha karanlık bir tona bürünürken Gellar, Swanson'ın yerine geçerek Buffy karakterine hayat vermişti.

Dizi 1997'de yayın hayatına başlamış ve 7 başarılı sezon boyunca ekranda kalmıştı. Aynı dönemde iki sezon süren yan dizi Angel da izleyiciyle buluşmuştu. Buffy the Vampire Slayer, 2003'te final yapmıştı.

48 yaşındaki Gellar, yeni Buffy sezonunu Oscar ödüllü yönetmen Chloé Zhao'yla senarist kardeşler Nora ve Lilla Zuckerman'la birlikte geliştirdi. Zuckerman kardeşler aynı zamanda dizinin başyazarları olarak görev yapıyor.

Yeni hikaye, New Sunnydale adlı kasabada geçiyor ve bu kez Buffy, genç vampir avcısı Nova'ya akıl hocalığı yapıyor. Nova'yı 15 yaşındaki Ryan Kiera Armstrong canlandırıyor. Kadroda ayrıca Faly Rakotohavana, Ava Jean, Sarah Bock ve Daniel Di Tomasso yer alıyor.

Gellar, dizinin hem eski hayranlara hem de yeni izleyicilere hitap edeceğini vurguladı:

Bu dizi kesinlikle tüm hayranlara hitap edecek. Her zaman küçük sürprizler olacak çünkü ilk dizide de öyleydi... Ama aynı zamanda Buffy'yi hiç izlememiş olanlara da yeni bir kapı açmak istiyoruz.

Yeni dizinin 2026'da yayına girmesi bekleniyor. Buffy the Vampire Slayer ise Türkiye'de Disney+ üzerinden izlenebiliyor.
Independent Türkçe, GamesRadar, Variety