Son yılların en tuhaf vampir filmi, Netflix'te gösterime girdi

Ya 20. yüzyılın en kötü şöhretli diktatörlerinden biri vampir olsaydı?

Kont, 15 Eylül'te gösterime girdi (Netflix)
Kont, 15 Eylül'te gösterime girdi (Netflix)
TT

Son yılların en tuhaf vampir filmi, Netflix'te gösterime girdi

Kont, 15 Eylül'te gösterime girdi (Netflix)
Kont, 15 Eylül'te gösterime girdi (Netflix)

Tarih bize Augusto Pinochet'nin masumların kanıyla beslenen 250 yaşında bir vampir olmadığını söylüyor ama Kont (El Conde) buna katılmıyor.

Netflix'in Pablo Larraín imzasını taşıyan etkileyici yeni filmi, Jackie ve Spencer gibi yapımların yönetmeninin filmografisine tuhaf bir ekleme olarak nitelendiriliyor.

Karanlık bir taşlama

Kont, Şilili generali kan emici bir vampir olarak gösteren siyah-beyaz bir film. Netflix, filmin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Pablo Larraín imzalı bu karanlık taşlamada Augusto Pinochet, ölmeye hazır bir vampirdir. Ancak etrafındaki akbabalar, onun son bir ısırık almadan gitmesine izin vermez.

ABD destekli diktatör, gerçekte, 1973'ten 1990'a kadar Şili'yi yönetmiş ve ardında sayısız insan hakları ihlali, binlerce infaz ve bitmek bilmeyen bir yolsuzluk mirası bıraktı. 

Oscar adayı yönetmenin vampir metaforu

Ancak Netflix'in yeni filmi Kont'ta Pinochet 2006'da ölmedi. Yargılanmamak için ölü taklidi yaptı ve insan kalbinden yapılmış smoothie'lerle beslenirken haksız yere elde ettiği servetini açgözlülükle koruduğu uzak bir çiftliğe kaçtı.

Sinematografisini Edward Lachman'ın üstlendiği, siyah beyaz çekilen Kont, vampir metaforunu doğrudan kullanıyor. 

47 yaşındaki Larraín, Kont'u 2012 yapımı Prenses Diana biyografisi Spencer ve 2016 tarihli başyapıtı Jackie'den sonra çekti. Her iki film de önemli erkeklere yakınlıklarının, toplumun beklentilerine hapsettiği kadınların trajik biyografileriydi. 

Yeni filmiyle herkesi şaşırttı

Şilili yönetmen, pek çok kişinin tahmin ettiği gibi ünlü kadınlarla ilgili üçlemesini tamamlamak yerine, Pinochet'yi iktidara getiren 1973 darbesinin 50. yıldönümünden sadece birkaç gün sonra yayımlanan Pinochet portresine yöneldi. 

Netflix'te yayımlanan en tuhaf filmlerden biri olan Kont, bu nedenle çok da tanıtılmadan, sessiz sedasız gösterime girdi. Bu kanlı ve kışkırtıcı filmin başrollerinde Jaime Vadell, Gloria Münchmeyer, Paula Luchsinger ve Alfredo Castro yer alıyor. 

"Hınzırca komik, kana bulanmış bir portre"

Film, eleştirmenlerin beğenisini kazandı. 

Breakfast All Day'den Christy Lemire, "Ed Lachman'ın sinematografisi enfes" dedi ve ekledi: 

Siyah beyaz çekilmiş, inanılmaz, zengin bir güzelliğe sahip.

Rolling Stone'dan David Fear, Kont'la ilgili eleştirisinde şöyle yazdı:

Sonuçta aklınızda kalan, Larraín'in ülkesini paramparça eden ve yine de canavarı öldürmenin yeterli olmadığını bilen birinin kalbini nasıl cesurca kazığa oturttuğu.

Rogerebert.com'dan Carlos Aguilar, filmle ilgili şu ifadeleri kullandı:

Çürüyen bir tiranın hınzırca komik, kana bulanmış bir portresi.

Independent Türkçe



Prens Andrew’un malikane daveti: Epstein, Maxwell ve Weinstein katılmış

Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
TT

Prens Andrew’un malikane daveti: Epstein, Maxwell ve Weinstein katılmış

Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)
Prens Andrew, Virginia Giuffre'nin yönelttiği tüm suçlamaları başından beri reddediyor (Reuters)

Prens Andrew'un Jeffrey Epstein, Ghislaine Maxwell ve Harvey Weinstein'i Royal Lodge'da ağırladığı ortaya çıktı. 

BBC'nin haberinde Andrew'un 2006'da kızı Prenses Beatrice'in 18. doğum günü kutlaması için Epstein, Maxwell ve Weinstein'i Windsor Kalesi'ndeki evinde konuk ettiği belirtiliyor. 

Birleşik Krallık'ın (BK) kamu kuruluşu, bu kişilerin yer aldığı bazı fotoğrafların arka planındaki ağaç ve dış mekan duvarlarının Royal Lodge'la örtüştüğünü bildiriyor. 

Andrew'un, Windsor'daki 30 odalı malikanesi Royal Lodge'u 2003'ten beri neredeyse hiç kira ödemeden kullanması da gündem olmuştu. 

Epstein, Maxwell ve Weinstein'in Prenses Beatrice'in doğum günü için düzenlenen etkinliğe katılmak üzere Windsor'a gittiği biliniyordu. Ancak Andrew'un malikanesine uğradıkları ilk kez BBC'nin araştırmasıyla ortaya kondu. 

Kamu yayıncısı, Andrew'un yorum talebine yanıt vermediğini aktarıyor. 

Royal Lodge'daki görüşmenin, reşit olmayan birine cinsel saldırı suçlamasıyla Epstein hakkında yakalama kararı çıkarılmasından iki ay sonra yapıldığına da dikkat çekiliyor. Etkinlikten 8 gün sonra Epstein'in Florida'da gözaltına alındığı yazılıyor. 

Giuffre'nin kitabı

Epstein tarafından kurulan pedofili ve fuhuş ağının mağdurlarından Virginia Giuffre'nin gölge yaza Amy Wallace'la birlikte hazırladığı kitabı Nobody's Girl'de Prens Andrew dahil çok sayıda ünlü isme ilişkin iddialar yer almıştı.

Bu yıl 25 Nisan'da 41 yaşındayken hayatına son veren Giuffre'nin kitabı yayımlanmadan ortaya çıkan detaylarda, Giuffre'nin üç kere Prens Andrew'la ilişkiye girdiği, bu dönemde 17 yaşında olduğu iddia edilmişti. 21 Ekim'de piyasaya sürülen kitap, Prens Andrew üzerindeki baskıyı artırmıştı.

2022'de Giuffre'yle tazminat anlaşmasına varan Prens Andrew suçlamaları en başından beri reddediyor.

İddiaların odağındaki Prens Andrew, bu ay önce resmi kraliyet görevlerinden çekildiğini duyurmuş ardından da York Dükü de dahil olmak üzere unvanlarından feragat ettiğini açıklamıştı. 

Epstein skandalı

18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağı kurma suçlamasıyla yargılanan Epstein, tutuklandıktan sonra nakledildiği New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu.

Maxwell de kızların fuhuş ağına katılmasını sağladığı gerekçesiyle Haziran 2022'de 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

100'den fazla kadına cinsel saldırıda bulunmakla yargılanan ABD'li film yapımcısı Harvey Weinstein ise 2020'de 23 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ünlü Hollywood yapımcısı hakkındaki bazı cezalara temyiz süreci devam ediyor. 

Independent Türkçe, BBC, DW


Güneş yağmurlarının nedeni bulundu

Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)
Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)
TT

Güneş yağmurlarının nedeni bulundu

Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)
Güneş yağmurları genellikle Güneş patlamalarından sonra meydana geliyor (NASA)

Bilim insanları Güneş yağmurlarına neyin yol açtığını nihayet tespit etti.

Güneş'te tam olarak Dünya'daki gibi yağmur yağmıyor ancak buna benzer bir olay zaman zaman gözlemleniyor.

Bu yağışlar, Güneş'in son derece sıcak plazmadan oluşan en dış tabakası koronada meydana geliyor. Güneş yüzeyinin çok yukarısında yoğunlaşan daha soğuk ve ağır plazma kütlelerinin aşağı düşmesiyle gerçekleşiyor.

Bilim insanları genellikle şiddetli Güneş patlamalarının ardından görülen bu yağmurlara neyin yol açtığını belirleyemiyordu.

Hawaii Üniversitesi Astronomi Enstitüsü'nden araştırmacılar, bilgisayar simülasyonlarından yararlandıkları yeni çalışmada bu olaya açıklama getirdi.

Bilim insanları, koronadaki elementlerin farklı şekilde dağılması sonucu yaşanan madde akışlarının Güneş yağmurlarına neden olabileceğini öne sürüyor.

Mevcut modeller, koronadaki çeşitli elementlerin uzay ve zaman boyunca eşit dağıldığını gösterse de yeni araştırmada bunun doğru olmadığı belirtiliyor.

Bulguları hakemli dergi The Astrophysical Journal'da yayımlanan çalışmaya göre, demir, silisyum ve magnezyum gibi elementlerin koronadaki oranının değişmesi bu yağmurları açıklayabilir.

Makalenin yazarlarından Luke Benavitz "Demir gibi elementlerin zamanla değişmesine izin verdiğimizde, modellerin Güneş'te gözlemlediklerimizle nihayet örtüştüğünü görmek heyecan vericiydi" diyerek ekliyor: 

Bu, fiziğin gerçekçi bir şekilde canlanmasını sağlıyor.

Araştırmacılar Güneş'in koronasındaki elementlerin dağılımındaki değişiklikleri içeren simülasyonlarda, koronal yağmurların sadece 35 dakikada yoğunlaşmaya başladığını saptadı. Ancak önceki modeller bunun birkaç saat veya gün süreceğini öne sürüyordu.

Ekip muhtemelen başka mekanizmaların da Güneş yağmurlarının oluşmasında rol oynadığını ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Ancak koronadaki element dağılımındaki değişimin bulmacanın önemli bir parçası olduğunu düşünüyorlar.

Çalışmanın ortak yazarı Jeffrey Reep, "Bu keşif önemli çünkü Güneş'in gerçekte nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı oluyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Science Daily, Science Alert, The Astrophysical Journal


Terrifier setinde taciz ve ihlal iddiaları: Oyuncu dava açtı

David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)
David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)
TT

Terrifier setinde taciz ve ihlal iddiaları: Oyuncu dava açtı

David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)
David Howard Thornton'ın (solda) katil Palyaço Art'ı canlandırdığı ilk Terrifier'da Catherine Corcoran (sağda), ilk kurban Dawn rolündeydi (Epic Pictures Releasing)

2016 yapımı sansasyonel korku filmi Terrifier'daki ölüm sahnesiyle tanınan oyuncu Catherine Corcoran, filmin yönetmeni Damien Leone ve yapımcılarına sözleşme ihlali gerekçesiyle dava açtı.

Pazar günü Kaliforniya'daki federal mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, Corcoran'ın "düşük bütçeli filmde rol alırken dolandırıcılığa, cinsel tacize ve nihayetinde ihanete maruz kaldığı" öne sürülüyor. Dava, Dark Age Cinema ve Fuzz on the Lens Productions şirketlerinin yanı sıra yapımcı Phil Falcone ve Leone'nin Art the Clown adlı yapım şirketini de kapsıyor.

Corcoran, Terrifier'da canlandırdığı karakterin "ters asılarak çıplak halde vahşice öldürüldüğü" sahneyle hatırlanıyor. Oyuncu, bu sahnenin çekimleri sırasında "dondurucu soğukta, 10 saatten uzun süre bileklerinden asılı kaldığını" iddia etti.

Dava dilekçesinde, Corcoran'ın düşük bir ücret karşılığında filmde rol almayı kabul ettiği, buna karşılık filmin ve devam yapımlarının gelirinden yüzde 1 pay alacağı yönünde yazılı bir anlaşma bulunduğu belirtildi. İddiaya göre bu anlaşma, Terrifier'la bağlantılı tüm ürün satışlarını ve lisansları da kapsıyordu.

Serinin iki devam filmi dünya çapında toplam 105 milyon dolardan fazla hasılat elde etti. Ancak Corcoran, ödemelerin giderek azaldığını ve Temmuz 2024'ten bu yana hiçbir telif ücreti almadığını söyledi. Oyuncunun eline geçen toplam miktarın yaklaşık 1816 dolar olduğu, ürün satışlarından payına düşen toplam gelirin ise yalnızca 6 bin 400 dolar olduğu öne sürülüyor.

Corcoran, bu konuda hem yönetmen Leone'ye hem de yapımcı Falcone'a ulaştığını ancak "hesap kayıtlarının tutulmadığı" yönünde yanıt aldığını iddia etti.

Ayrıca dava dosyasında, oyuncunun filmdeki çıplak sahneleri için "yazılı onayının alınmadığı" belirtildi. Oyuncu, çekim günü iç çamaşırı giymekte ısrar ettiğini ancak yine de sahneyi üstü çıplak şekilde oynamak zorunda kaldığını söyledi. Corcoran, çekim aralarında battaniyeye sarıldığını ancak battaniyenin kısa sürede sahte kanla ıslandığı için "hiçbir sıcaklık sağlamadığını" da dile getirdi.

Çekimlerden sonraki günlerde rahatsızlandığını belirten Corcoran, doktorunun kendisine "beyin şişmesi ve kulak zarı hasarı" tanısı koyduğunu açıkladı. Oyuncu ayrıca yapımcıların, kendisinin çıplak görüntülerini içeren ürünlerden kazanç elde ettiğini öne sürdü.

Independent Türkçe, IndieWire, Variety