UNHCR’nin ‘konut tasdik belgesi’ Lübnan’da tartışmalara yol açtı

Daha sonra belgenin, mültecilerin ikametlerinin yenilenmesi ve okullara yazılmaları için Kamu Güvenliği ile yapılan bir ‘protokol’ olduğu ortaya çıktı

UNHCR’nin ‘konut tasdik belgesi’ Lübnan’da tartışmalara yol açtı
TT

UNHCR’nin ‘konut tasdik belgesi’ Lübnan’da tartışmalara yol açtı

UNHCR’nin ‘konut tasdik belgesi’ Lübnan’da tartışmalara yol açtı

Lübnanlı yetkililer ve Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), yerinden edilmiş Suriyeli bir kadına UNHCR tarafından yasalara aykırı olarak verildiği söylenen ‘konut tasdik belgesi’ hakkında sosyal medyada çıkan tartışmaları dindirmeye çalıştılar. Daha sonra bunun, UNHCR ile Kamu Güvenliği arasında, ülkede kayıtlı mültecilerin yasal ikamet edinmesini düzenlemek için 2016 yılında uygulamaya konan bir ‘protokolün’ parçası olduğu ortaya çıktı.

Geçtiğimiz haftalarda binlerce Suriyelinin kaçak yollardan Lübnan’a yoğun bir şekilde akın etmesi ve Lübnanlıların yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi yönündeki talepleri ışığında, çarşamba günü Lübnan’da yayılan ve milletvekillerinin hesaplarından paylaştığı belge, Lübnanlıların Suriyeli mülteci krizine karşı endişelerini artırdı.

Güçlü Cumhuriyet Bloğu (Lübnan Kuvvetleri) üyesi milletvekili Razi el-Hac, X platformundan (eski adıyla Twitter) belgeyi paylaşarak şu ifadeleri kullandı:

“Lübnan’da UNHCR ofisine sığınma başvurusunda bulunanlarla ilgili 9 Eylül 2003 tarihli mutabakat zaptının hükümleri, bu ofise konut tasdiki belgesi çıkarma ve verme yetkisi vermemektedir. Bu, Lübnan kanunları tarafından bu yetkinin verildiği idari makamların yetkisi dahilinde kalmaktadır ve Lübnan topraklarında otorite ve ayrıcalıkların uygulanmasının işaretlerinden biridir.”

Hac “Dolayısıyla bu tür belgelerin verilmesi hukukun ve ulusal egemenliğin açık bir ihlali sayılmaktadır. Bu nedenle İçişleri ve Belediyeler Bakanı Bessam el-Mevlevi ve Kamu Güvenliği Genel Müdürü Tümgeneral İlyas el-Beyseri ile temasa geçtim. Bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasını ve hukuki değeri olmayan bu evrakların hiçbir resmi veya özel makam nezdinde kullanılmasına izin verilmemesini talep ettim” dedi.

Hizbullah, UNHCR’yi hedef alıyor

Aynı bağlamda, Direnişe Sadakat Bloğu’nun (Hizbullah) üyesi milletvekili İbrahim el-Musevi, “UNHCR’nin Lübnan egemenliğine saldırdığını ve yerinden edilmiş Suriyelilere konut tasdik belgeleri verdiğini” söyledi. Musevi “Ülkeye ve halkına karşı yapılan bu ciddi ihlali kınamakla yetinmemeli. UNHCR’ye karşı ivedilikle caydırıcı tedbirlerin alınması ve yerinden edilmiş kişilerin akışının durdurulup geri dönüşlerinin başlatılması için egemen, resmi ve ulusal bir karar alınması yönünde ciddi bir girişimde bulunulması gerek” şeklinde konuştu.

Suriyeli mülteciler meselesini takip eden Lübnanlı kaynakların söylediğine göre, milletvekillerinin katılımıyla gerçekleşen geniş sanal etkileşime rağmen belgenin yeni olmadığı ve 2016’dan bu yana yürürlükte olan bir ‘protokol’ ile bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Kaynaklar bunun “daha önce koordine edildiğini” ve amacının “2011-2015 yılları arasında ülkeye gelen mültecilerin hukuki statüsünü düzenlemek” olduğunu belirttiler.

Konut tasdik belgeleri, 2016 yılından bu yana mültecilerin ikametinin yenilenmesi amacıyla UNHCR tarafından veriliyor ve belgenin üst kısmında QR kodları bulunuyor. Belgede geçen bilgilerin doğruluğunu teyit etmek amacıyla kodlar yalnızca Lübnan Kamu Güvenliği tarafından okunup başka herhangi bir tarafça okunamıyor.

Öte yandan UNHCR, konut tasdik belgesinin, mültecilerin Lübnan’da yasal oturma izni alabilmeleri ve daha sonra çocuklarını okula yazdırma gibi temel hizmetlerden yararlanabilmeleri için gerekli bir belge olduğunu belirtti. Beyrut’taki UNHCR kaynaklarının Şarku’l Avsat’a verdiği röportaja göre Lübnanlı yetkililerle yapılan anlaşma uyarınca ve onların desteğiyle “UNHCR mültecilere bu konut tasdik belgesini sağlıyor. Bu, yıllardır uygulanan ve Lübnanlı yetkililerle iş birliği içinde yürütülen bir rutin”.

Konut tasdik belgeleri genellikle bölgelerde bulunan muhtarlar tarafından çıkarılıyor. Kamu Güvenliği ile yürürlükte olan ‘protokol’e göre bu, UNHCR’ın mülteci kartına sahip olanlarla sınırlıyken, çalışma izni, eğitim izni veya ayrıcalıklı ikamet izni sahibi diğer Suriyelilerin yaşadıkları bölgedeki muhtarlardan konut tasdik belgesi almaları gerekiyor.

UNHCR, Lübnan devletinin talebi üzerine 2015 yılında Suriyelilerin Lübnan’daki kayıtlarını durdurmuştu. Bu, belirlenen tarihten sonra giriş yapan kişilerin hepsinin BM belgelerine sahip olmadığı, ikametlerinin yasal sayılmadığı ve UNHCR’den yardım alamadıkları anlamına geliyor. UNHCR listelerinde kayıtlı mültecilerin sayısı, son yıllarda bazılarının Suriye’ye geri dönmesi veya üçüncü bir sığınma yerine yerleştirilmesi nedeniyle azaldı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnan güvenlik kaynaklarına göre, kayıtlı kişi sayısındaki düşüşün ışığında Lübnan siyasi güçleri, savaşın başlangıcından bu yana Lübnan’a sığınan 1,5 milyondan fazla Suriyeli olduğunu ve son haftalarda ekonomik nedenlerle ya da Lübnan’dan deniz yoluyla Avrupa ülkelerine kaçmak için mülteci akınının devam ettiğini söylüyor. Yetkililer bu mülteci dalgasını durdurmak için sınır geçişlerinde ve kaçakçılık güzergahlarında güvenlik önlemleri alıyor. Lübnan ordusu dün yaptığı açıklamada, kara sınırından insan kaçakçılığı ve yasadışı sızma faaliyetleriyle mücadele kapsamında ordu birliklerinin bu hafta içinde farklı tarihlerde Lübnan-Suriye sınırında yaklaşık bin Suriyelinin sızma girişimlerini engellediklerini duyurdu.

Lübnan her fırsatta, ülkeye aldığı mülteciler için uluslararası destek ve yerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşü için uluslararası yardım talep etmekten vazgeçmiyor. Lübnan Geçici Hükümetinin Başbakanı Necip Mikati, New York’ta UNHCR Komiseri Filippo Grandi ile bir araya gelerek, Suriyeli mülteci krizine ilişkin Lübnan ile UNHCR arasındaki mevcut iş birliğini tartıştı.

Öte yandan Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib, New York’ta Kıbrıs Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos ile bir araya geldi. Söz konusu görüşmede taraflar “yerinden edilmiş kişiler konusunda iş birliği yapılması için en iyi yolları” tartıştılar. İki bakan “mültecilerin ana vatanlarında sürdürülebilir çözümler bulunması gerekliliği konusunda aynı fikirdeydi”.

Buhabib ayrıca Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Bessam es-Sabbağ ile de bir toplantı yaparak, Suriye’ye yapmayı planladığı ziyaretin hazırlıklarının yanı sıra, uygun maddi ve kalkınma koşullarının sağlanmasıyla birlikte yerinden edilmiş kişilerin ülkelerine geri dönmesine nasıl yardım edilebileceğini görüştü.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.