Mısır: Okullarda devamsızlığı azaltmak için kontroller sıkılaşıyor

Mısır’da yeni eğitim-öğretim yılı başladı

Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi (Eğitim Bakanlığı, Mısır)
Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi (Eğitim Bakanlığı, Mısır)
TT

Mısır: Okullarda devamsızlığı azaltmak için kontroller sıkılaşıyor

Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi (Eğitim Bakanlığı, Mısır)
Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi (Eğitim Bakanlığı, Mısır)

Mısır’da yeni akademik yıl başlarken, ülke okullarında devamsızlık kontrolleri sıkılaşacak. Mısır Eğitim Bakanlığı “yeni eğitim-öğretim yılı boyunca çeşitli devamsızlık kontrollerinin uygulanacağını” duyurdu.

Bu kontroller arasında elektronik devamsızlık mekanizmasının etkinleştirilmesi ve okula devamın tüm öğrenciler için zorunlu olduğunun vurgulanması yer alıyor. Bakanlık Sözcüsü Şadi Zalta, “Öğrencinin okula devam etmesini engelleyen sağlık koşulları olmadığı sürece, öğrencilerin okula devam etmemesi için hiçbir gerekçe yok” dedi.

Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi, daha önce öğrencilerin devamlılığına not verilmesini de içeren bir okul disiplin yönetmeliği açıklamıştı. Öğrencilerin davranış sorunlarını çözmek ve nedenlerini araştırmak üzere çeşitli eğitim kademelerinde "Okul Koruma" Komitesi de oluşturuldu.

Eğitim Bakanlığı yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin zaman haritasını açıkladı. Devlet, dil ve özel okulların tüm eğitim kademeleri için  1 Eylül’de başlayıp yarı yıl tatili 27 Ocak’ta başlayacak. 8 Haziran'da ise eğitim-öğretim yılı sona erecek.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, özellikle ortaöğretim düzeyinde öğrencilerin okula gitmeyi reddetmesi, Mısır okullarında farklı zaman dilimlerinde yaşanan bir kriz.

Ayn Şems Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden eğitim uzmanı Prof. Dr. Tamer Şevki, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Okullardaki devamsızlık krizi, çeşitli derslerde öğretmen eksikliğinin bulunması, öğrencinin müfredatı basit ve kolay bir şekilde açıklayabilecek seçkin bir öğretmen bulamaması, bu nedenle insanların özel öğretmen ve özel ders merkezleri arayışıyla okulu terk etmesi ve bazı okulların spor alanları ve tiyatrolar gibi öğrenciler için cazip aktivitelerden yoksun olması gibi birçok nedenden kaynaklanıyor.

Şevki sözlerine şöyle devam etti: "Öğrencilerin okula devamsızlık nedenlerinden biri, bazı öğrencilerle eğitim dışı etkileşim ve bazı öğrenciler için okulun sınav, değerlendirme ve ceza ile zihinsel olarak ilişkilendirilmesi ve bu durumun onlarda bir tür korku yaratmasıdır."

Şevki, okullardaki devamsızlık sorununu çözmek için, “okulun öğrenciler için cazip hale getirilmesini, onlara çeşitli aktiviteler ve hobiler edinme fırsatı verilmesini, okul dışında özel ders merkezleri sağlanmasını, okulların görevlerinin yakından takip edilmesini, okullardaki devamsız öğrenci sayılarına ilişkin günlük raporlar hazırlanmasını ve son olarak en düşük yüzdeleri kaydeden okul yönetimlerinin onurlandırılmasını" önerdi.

Mısır'daki Kamu Seferberliği ve İstatistik Merkezi Ajansı'nın son istatistiklerine göre, üniversite öncesi eğitim gören öğrenci sayısının (ilköğretim, hazırlık ve ortaöğretim) yaklaşık 26 milyon 300 bin öğrenci olduğu tahmin ediliyor.

Bu bağlamda Mısır Eğitim Bakanı son açıklamalarında "Bakanlık seçkin bir eğitim sistemi sağlamayı amaçlıyor; kalite güvencesine dayalı olarak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşacak ve eğitim süreci boyunca tüm okullarda üniversite öncesi eğitimin çeşitli aşamalarında ve türlerinde öğretmenlerle birlikte öğrenciler için uygun, iyi, güvenli ve sağlıklı bir iklim yaratacaktır. Yeni eğitim-öğretim yılının disiplinli ve güvenli geçmesi için, okul düzeni ve disiplin yönetmeliğinin öğrencinin okul içinde ve dışında öz disiplinini sağlamayı amaçladığını" vurgulayarak, "Mısır okullarında disiplinin önemli bir önceliği temsil ettiğini" kaydetti.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.