4 soruda İsrail'in Gazze'ye olası kara harekatı

"Muazzam kayba yol açar"

İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze Şeridi'ne bombardımanı sürdürüyor (Reuters)
İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze Şeridi'ne bombardımanı sürdürüyor (Reuters)
TT

4 soruda İsrail'in Gazze'ye olası kara harekatı

İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze Şeridi'ne bombardımanı sürdürüyor (Reuters)
İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze Şeridi'ne bombardımanı sürdürüyor (Reuters)

Hamas'ın işgal altındaki Gazze Şeridi'nden cumartesi sabahı İsrail'e düzenlediği saldırılarla başlayan savaşta çatışmalar tüm şiddetiyle devam ediyor.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna İsrail, Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt verdi. İsrail ordu radyosunun paylaştığı bilgilere göre Hamas'ın saldırılarıyla öldürülen İsrailli sayısı 1100'ü geçerken, İsrail'in saldırılarında öldürülen Filistinli sayısıysa 700'ü aştı.

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian ve Telegraph, İsrail ordusunun Gazze'ye kara operasyonu başlatılması halinde neler yaşanabileceğini değerlendirdi.

1 - Askeri güç dengeleri ne durumda?

Analizlerde, İsrail'in Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'na kıyasla daha büyük bir orduya sahip olduğu ama Hamas militanlarının da buna karşı yıllar içinde farklı şehir savaşı taktikleri geliştirdiğine dikkat çekildi.

İzzeddin Kassam Tugayları'nın 30 bin ila 40 bin arasında savaşçısı olduğu düşünülüyor. İsrail ordusununsa muhtemel bir kara operasyonunda üstünlüğü sağlayabilmesi için 300 bin ila 400 bin askere ihtiyacı olduğu belirtildi.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), sahada görev yapan 170 bin askere ek olarak 300 bin askeri de göreve çağırdı.

Ayrıca İsrail'in elindeki Merkava Mark 4 tanklarının ve diğer zırhlı araçların, zırh ve taret yapıları nedeniyle şehir savaşı durumunda güçsüz kalabileceğine işaret edildi.

Buna ek olarak Hamas militanlarının Gazze Şeridi'ndeki farklı bölgelerde bombalı saldırılar düzenleyebilecekleri ya da tuzak kurabilecekleri yeraltı tünellerine sahip olduğu da belirtildi.

2 - Gazze Şeridi'ne ne tür operasyonlar yapılabilir?

Telegraph, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne üç farklı saldırı seçeneği olduğunu yazdı. Her senaryoda kara operasyonuna İsrail donanmasının da denizden destek vereceği varsayıldı.

İlk seçenekte, İsrail ordusu Gazze'nin kıyı şeridinde ve şeridin kuzeyinde yer alan Hamas'a ait askeri altyapıları hedef alabilir. Bu seçenek, muhtemelen sivil kayıpların en az yaşanacağı senaryo. 

İkinci seçenekteyse İsrail donanmasının da desteğiyle ordu, doğrudan şeritteki en büyük şehir olan Gazze'yi hedef alacak bir saldırı düzenleyebilir. 

Üçüncü seçenekte de İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin farklı noktalarında eş zamanlı operasyonlar düzenleyerek, hem karadan hem de denizden bölgeyi sıkıştırıp ele geçirmeye çalışabilir. En fazla sivil kaybının bu senaryoda yaşanması bekleniyor. 

(AA)

3 - Hamas nasıl yanıt verir?

Guardian, Hamas'ın İsrail ordusuyla çatışma deneyimine, ordunun taktiklerini derinlemesine bilen ve İbranice konuşan askeri personele sahip olduğuna dikkat çekti.

İsrail'in herhangi bir askeri operasyon senaryosunda, şehirlerin farklı noktalarına konuşlandırılmış savaşa hazır Hamas militanlarıyla karşılaşacağı belirtildi. 

Hamas yeraltı tünellerini ve kontrol merkezlerini kullanarak Gazze Şeridi'ne giren İsrail askerlerine karşı etkili saldırılar da düzenleyebilir. 

Ayrıca Hamas'ın elinde ucuza mal edilen sivil drone'ların olduğu, bu şekilde İsrail ordusunun Gazze'ye ilerleyişini ya da şeridin içindeki manevralarını takip edebileceğine dikkat çekildi.

Buna ek olarak Lübnan sınırından Hizbullah'ın da Hamas'ın yanında İsrail'in kara operasyonunda çatışmalara katılması durumunda savaşın uzayabileceği belirtildi. 

(AA)

4 - İsrail, Gazze Şeridi'ni ele geçirebilir mi?

Her iki analizde de şeride düzenlenecek saldırıların iki tarafta ağır kayıplara yol açabileceğine işaret edildi.

Hamas militanlarının en az 100 İsrailliyi esir aldığı ve Gazze Şeridi'nin farklı noktalarında rehin tuttuğuna da dikkat çekilerek, bunun IDF'in olası askeri operasyon senaryolarını karmaşıklaştırdığı belirtildi.

Almanya merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Hugh Lovatt, operasyon senaryolarına ilişkin şu değerlendirmeyi paylaştı: 

İsrail'in kara saldırısı, Filistinliler ve İsrailliler için muazzam bir kayba yol açacak. Geçmişteki operasyonların da gösterdiği gibi, Gazze'deki insani krizi derinleştirecek, Filistinlilerin ve Arapların İsrail'e karşı öfkesini körükleyecek. Hamas'ın militanları arasındaki ölü sayısını artırmanın ötesinde İsrail'in nasıl bir zafer kazanabileceği belli değil. Hamas'ın kökünü kazısa bile, ki böyle bir şey net değil, bir sonraki adımda ne olacak?

Guardian'ın analizinde de Gazze Şeridi'nin tamamen ele geçirilmesinin ve yönetilmesinin, uzun vadede İsrail ordusunun kapasitesini aştığı yorumu yapıldı.

Independent Türkçe



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”