İsrail, acil durum hükümetini kurmasının ardından Gazze’ye saldırıları artırdı

İzzeddin Kassam Tugayları, savaşta İsrail’i şaşırtacak ikinci bir aşamanın sinyalini verdi

İsrail’in Refah mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yaralıların tahliyesi (AP)
İsrail’in Refah mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yaralıların tahliyesi (AP)
TT

İsrail, acil durum hükümetini kurmasının ardından Gazze’ye saldırıları artırdı

İsrail’in Refah mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yaralıların tahliyesi (AP)
İsrail’in Refah mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yaralıların tahliyesi (AP)

İsrail, savaşa liderlik etmek üzere acil durum hükümeti kurmasından saatler sonra, Gazze Şeridi’nde geniş bir alanı hedef alarak yok etti.

Kara işgaline hazır olduğunu ilan eden İsrail, yüzlerce Filistinliyi öldürdü.

Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğünde kurulan savaş kabinesinin Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas’ı ‘yeryüzünden silme’ sözü verdi.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları ise İsrail ordusunu Gazze’de karada yenilgiye uğratma sözü verdi. Ayrıca, savaşta İsrail’i şaşırtacak ikinci bir aşamanın sinyalini verdi.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, Hamas’ın deniz kuvvetlerinin üst düzey bir üyesi olan Muhammed Ebu Şamala ile hareketin cumartesi günü İsrail'in güneyine yaptığı saldırıyı filme alarak, yayınlayan Hamas görevlisi Mustafa Şahin’in öldürüldüğünü bildirdi.

Hagari, “Savaşın dehşetine karışan herkesle hesabı kapatacağız” dedi.

FOTO: Perşembe günü yaşanan yoğun bombardıman sonucu Gazze’yi duman bulutu kapladı (AFP)
Perşembe günü yaşanan yoğun bombardıman sonucu Gazze’yi duman bulutu kapladı (AFP)

Ancak Hamas, İsrail’in Gazze’de misilleme amaçlı hava saldırılarının sadece kendi güçlerini değil, sivilleri hedef aldığını bildirdi.

Hamas, yıkımın boyutunun büyük olması nedeniyle, Filistinlilerin cesetleri almak için uzun saatler çalıştığını ve İsrail’in şu ana kadar bin 500 Filistinliyi öldürdüğünü de belirtti.

Hükümetin Gazze’deki Medya Ofisi, “Gazze Şeridi, bombardımanlar, yıkımlar, cezalandırma ve soykırım suçu teşkil eden kuşatma uygulamaları nedeniyle insani felaket bölgesi haline geldi” şeklinde bir açıklama yaptı.

FOTO: İsrail’in dün Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’a düzenlediği hava saldırısında öldürülenler (AFP)
 İsrail’in dün Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’a düzenlediği hava saldırısında öldürülenler (AFP)

Medya Ofisi’nin dün yaptığı açıklamaya göre, yüzde 60’ı kadın ve çocuk olmak üzere bin 354 kişi hayatını kaybederken, 6 bin 49 kişi de yaralandı.

Son 24 saatte ise 303 kişi öldü, bin 140 kişi yaralandı.

Ayrıca, 110 barınma merkezine, akraba veya tanıdıklarına gitmek zorunda kalan yerinden edilmiş kişi sayısı ise 350 bini aştı.

İsrail’i, Filistinli ailelere yönelik 30’a yakın katliam yapmakla suçlayan Medya Ofisi, 752 konutun hasar gördüğünü, 2 bin 385’inin tamamen yıkıldığını, bin 791 konutun oturulamaz hale geldiğini, 32 bininin ağır hasar gördüğünü, 42 hükümet binası ile onlarca kamu tesis ve kuruluşunun da yıkıldığını belirtti.

Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına yönelik kapsamlı saldırısı nedeniyle, dün akşam itibarıyla yarısı çocuk ve kadın olmak üzere bin 448 kişinin öldüğünü ve 6 bin 868 kişinin yaralandığını duyurdu.

Kurbanların sayısında bir gün içinde meydana gelen büyük artış, ciddi tıbbi alet sıkıntısı çeken, cesetler ve yaralılar için yeterli yer bulunmayan, hâlihazırda kuşatma altında olan sağlık sistemini zor durumda bıraktı.

Gazze’deki Şifa Tıp Kompleksi’nin bahçesinde çekilen fotoğraflarda, morglar dolduktan sonra onlarca kurbanın yere yatırıldığı, onlarca yaralının ise yataksız olduğu görüldü.

FOTO: Filistinliler Şifa Tıp Kompleksi’nin önünde İsrail’in saldırısında ölen kurbanların cesetleri önünde toplandı (DPA)
Filistinliler Şifa Tıp Kompleksi’nin önünde İsrail’in saldırısında ölen kurbanların cesetleri önünde toplandı (DPA)

Filistin Sağlık Bakanı Mai El-Kaila, yaralı sayısının şu anda Gazze Şeridi’ndeki hastanelerin kapasitesini aştığını bildirdi.

Bakan, tıbbi malzeme, ameliyathane malzemeleri, ilaç ve kan torbalarındaki ciddi eksiklik nedeniyle Gazze Şeridi’ndeki sağlık durumunun çöktüğü konusunda uyarıda bulundu.

Sağlık Bakanı ayrıca, uluslararası sağlık kuruluşlarını, Gazze Şeridi’nde sahra hastaneleri açarak yardım etmeye, başta kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olmak üzere yaralıların hayatlarının kurtarılması için çalışmaya çağırdı.

İsrail’in bu büyük gerilimi, olası bir kara saldırısının yolunu açıyor gibi görünüyor.

İsrail ordusu, savaşın bir sonraki aşamasına hazırlandığını duyurdu.

Ordu Sözcüsü Yarbay Richard Hecht dün yaptığı açıklamada, kara harekatı için hazırlıkların sürdüğünü ancak henüz kararın verilmediğini belirtti.

İzzeddin Kassam Tugayları ise İsrail’i ‘ikinci aşama saldırı’ konusunda tehdit ederek karşılık verdi.

Gazze’yi savunmaya hazır olduklarını ve orada İsrail ordusunu yeneceklerini vurgulayan Kassam Tugayları, düşmanla çatışmanın geleceği konusunda ‘direniş ekseniyle’ daha yüksek bir koordinasyonun bulunduğunu ifade etti.

İzzeddin Kassam Tugayları, dün Tel Aviv, Kudüs, Reim askeri üssü, Sderot, Aşdod, Yad Mordehay ve Aşkelon’u roketlerle hedef aldı.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”