Tunus Nahda Hareketi, hapiste olmasına rağmen Gannuşi'yi hareket lideri olarak tutuyor

Hareket’ten Belkasım Hasan, hareketin bu ay sonunda yapılması planlanan kongresinin iptal edildiğini belirtti

Nahda liderleri, Gannuşi’nin hapiste olmasına rağmen hareket lideri olarak kalmasına karar verdi (Reuters)
Nahda liderleri, Gannuşi’nin hapiste olmasına rağmen hareket lideri olarak kalmasına karar verdi (Reuters)
TT

Tunus Nahda Hareketi, hapiste olmasına rağmen Gannuşi'yi hareket lideri olarak tutuyor

Nahda liderleri, Gannuşi’nin hapiste olmasına rağmen hareket lideri olarak kalmasına karar verdi (Reuters)
Nahda liderleri, Gannuşi’nin hapiste olmasına rağmen hareket lideri olarak kalmasına karar verdi (Reuters)

Tunus Nahda Hareketi, nihayet bu ayın sonunda yapılması planlanan 11. kongrenin süresiz olarak ertelendiğini açıklayarak toplantının düzenlenmesine yönelik karşılıklığı sona erdirdi. Hareket lideri olarak Raşid Gannuşi’nin yerini alacak kişinin kim olacağı ilgili kararı bekleterek siyasi liderliğin aynı kalmasına karar verildi. Böylece hareketteki siyasi çalışmaları yürüten organların, hareketi aşağılayan ses kayıtları ortaya çıkan Nahda Hareketi başkan vekili Munzir el-Venisi’yi görevden almasının ardından Gannuşi’nin hapiste olmasına rağmen hareket lideri olarak kalmaması gerektiğini belirten seslerinin yükselmesi sonrasında yönetimdeki boş pozisyonlara ilişkin konuşmalar sona ermiş oldu.

Nahda Hareketi’nin Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Belkasım Hasan Şarku’l Avsat’a, siyasi liderlerin ‘seçilmiş tarihi liderlerin hapishanede olmasını göz önünde bulundurarak, yeni bir liderlik oluşturmak için bir seçim kongresi düzenlemeyi ertelemek üzere anlaştığını’ belirtti. Gannuşi ve yardımcıları Ali el-Arid ve Nureddin el-Buheyri’nin cezaevinde bulunmasının yanı sıra kısa bir süre başkan vekilliği görevini üstlenen Munzir el-Venisi’nin de cezaevinde bulunması ve hakkında hapis cezası verilmesi, partinin mevcut siyasi duruma bakışını ve ele alma biçimini değiştirdi.

Hasan, daha önce yaptığı bir açıklamada niyetinin Gannuşi’nin hapse atılmasından 6 ay sonra, hareketin liderlik pozisyonundaki boşluğun doldurulmasını duyurmak olduğunu açıklamıştı. Ancak hareketin organları, bazı kişilerin tutukluların siyasi durumunu dikkate almadan mevcut liderliğinin değiştirmeye çalıştığını fark ettikten sonra duruma ilişkin değerlendirmelerini değiştirdi. Sonuç olarak, parti liderlerinin mevcut yetkililerin sürekli tutuklanması göz önüne alındığında, bir seçim kongresi düzenlemenin imkansız olduğu kararlaştırıldı.

Hasan, kongrenin Nahda Hareketi’nin Şura Konseyi, Siyasi Büro ve Yürütme Ofisi gibi hareket kurumları bünyesinde düzenlenmesi konusunda yoğun tartışmaların olduğunu açıkladı. Durumu olduğu gibi tutarak, yani Gannuşi’yi hareketin başında tutarak, konferansın düzenlenmesi konusundaki tartışmalara son verildi ve başkanlık pozisyonundaki boşluğun doldurulması fikrinden vazgeçildi. Kapsamlı tartışmaların ardından artık benimsenen çizginin bu olduğu ve hareket içerisinde güçlü bir şekilde desteklendiği vurgulandı.

Hasan, Tunus’taki mevcut siyasi durumla ilgili olarak, mevcut otoritenin, çeşitli siyasi yönelimlerden muhalif liderleri tutuklamaya devam ettiğini ve bu tedbirin herhangi bir mantıklı nedenin bulunmamasından dolayı yasa dışı olmasına rağmen, Nahda Hareketi’nin ülkenin tüm şehirlerindeki ofislerini kapatmaya devam ettiğini söyledi.

Nahda Hareketi, genel olarak siyasi partilerin, 25 Temmuz 2021’de Devlet Başkanı Kays Said tarafından onaylanan ve ‘siyasi partileri ve sivil toplum örgütlerini tanımayan, en üst iktidar hiyerarşisi ile halk arasındaki tüm aracı kurumlardan kurtulmayı amaçlayan bir yapıya dayanan’ siyasi yolu reddetmeleri sonucunda çeşitli kısıtlama ve ötekileştirme biçimlerine maruz kalması nedeniyle 24 Aralık’ta yapılması planlanan yerel seçimleri boykot ettiğini açıklamıştı.

Nahda Hareketi liderleri, 2022 anayasasına ilişkin referanduma ve parlamento seçimlerine atıfla, yaklaşan seçimlere katılım oranının daha önceki siyasi anketlerde olduğu gibi oldukça zayıf olmasını beklediğini belirtti.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz