Necef Çölü neden Gazze halkının yerinden edilmesinin varış noktası olarak dile getiriliyor?

Necef Çölü'ndeki bir Bedevi köyü. AFP)
Necef Çölü'ndeki bir Bedevi köyü. AFP)
TT

Necef Çölü neden Gazze halkının yerinden edilmesinin varış noktası olarak dile getiriliyor?

Necef Çölü'ndeki bir Bedevi köyü. AFP)
Necef Çölü'ndeki bir Bedevi köyü. AFP)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin Necef (Negev) Çölü’nü, İsrail'in Gazze'deki operasyonlarını sona erdirene kadar Gazzeli Filistinlilerin gönderilmesi için alternatif bir yer olarak bahsetmesi, dikkatleri yeniden o bölgeye çekti. Bu bölge, Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nden kitlesel olarak tahliye edilmesi projelerinde veya ‘arazi takası’ olarak bilinen projelerin farklı biçimlerinde her zaman önemli bir unsur oldu.

Şarku'l Avsat'a konuşan İsrail meselelerinde uzman isimlere göre 1950'li yıllardan bu yana Necef Çölü fikri, Filistinlilerin sürgün edileceği alternatif bir hedef olarak önerildi. Ancak bölgesel ve uluslararası alanda defalarca reddedilmesi sonucu kayda değer sonuçlar elde edilemedi..

Sisi konuşmasında, Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonların devam etmesi konusunda uyarıda bulunarak, bunların ‘kontrolden çıkabilecek güvenlik ve askeri yansımaları’ olacağını söyledi. Sisi, Berlin'de Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Filistinlilerin Sina Yarımadası'na tahliyesinin, ‘savaşların oraya taşınmasına ve İsrail'e saldırmak için bir üs haline gelmesine yol açacağını’ ifade etti. Sisi, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden tahliyesinin, Batı Şeria'dan Ürdün'e tahliye ile sınırlı olmayacağını  belirterek, ‘İsrail'in Gazze'deki operasyonlarını sona erdirene kadar Filistinlilerin Necef Çölü'ne taşınmasının mümkün olduğuna’ dikkat çekti.

Ortak sınırlar

Necef Çölü, işgal altındaki Filistin topraklarının güneyinde 14 bin kilometrekareden fazla bir alanı kaplıyor. Sınırları doğuda Ürdün, batıda Sina Çölü, Güneyde Eylat şehri onu Kızıldeniz'den ayırıyor. Kuzeyde, el-Halil şehri (Batı Şeria'nın güneyi) ona en yakın Filistin şehri.

DSF
Necef'teki Bedevi köyleri İsrail'den su, elektrik veya sağlık hizmeti alamıyor. (AFP)

Necef Çölü'nün geniş bir alanı olmasına rağmen, nüfusu sınırlı. Filistinlilerin tahminlerine göre nüfusu 100 bini geçmiyor ve yaklaşık 46 köyde yaşıyorlar. Bunlardan 36'sı işgal makamları tarafından tanınmıyor ve köylerin nüfusları 400 ile 5 bin arasında değişiyor.

Filistinli medya raporlarına göre, Necef Çölü'ndeki Arap toplulukları, İsrail işgal makamları tarafından ‘açık bir ihmale’ maruz kalıyor. Bu ihmal, işgal makamlarının, bölgedeki sınırlı alanlarda yerleşim ve askeri projeler inşa etmesine rağmen gerçekleşiyor. Bu projelerden en önemlisi, Dimona nükleer reaktörü.

Yoksulluk ve potansiyel

Diğer yandan Mısır'ın Al-Ahram Stratejik ve Politik Araştırmalar Merkezi'nde İsrail araştırmacısı olan Dr. Said Ukkaşe, Necef Çölü'nün kaynakları açısından fakir bir bölge olduğunu ve sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi için büyük bir maliyet gerektirdiğini belirtti. Ukkaşe bu durumun, İsrail'in bu bölgeyi ‘daha faydalı yerleşim projeleri veya Filistinlileri komşu ülkelere göç ettirmeye hizmet eden projeler için elde etme arzusundan’ kaynaklandığını düşünüyor.

SD
Necef'in resmi olarak tanınmayan ve zor yaşam koşullarından mustarip Bedevi köyü Savanin'deki Filistinli öğrenciler. (AFP)

Ukkaşe, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Necef Çölü'nün komşu ülkeler veya Filistin Yönetimi ile toprak takas fikirleri arasında yer almasının ‘1950'lerden beri gündemde olduğunu’ söyledi. Bu fikir ilk olarak eski Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır'a sunuldu ve o sırada reddedildi. Ukkaşe, toprak takas fikrinin 2000 yılında, Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'a, İsrail'in Batı Şeria'da 600 kilometrekarelik bir alanı genişletmesi karşılığında sunulduğunu ancak Arafat'ın da bu teklifi reddettiğine dikkat çekti.

Ukkaşe, İsrail'in kalıcı hedefinin, Gazze'deki Filistinlileri Mısır'a, Batı Şeria'dakileri ise Ürdün'e yerleştirerek, Filistinli nüfus yükünü komşu ülkelere kaydırmak olduğunu belirtti. İsrail'in güvenlik vizyonunun, sınırlarında yeni Filistin toplulukların ortaya çıkmasından korktuğunu belirten Ukkaşe, Filistin halkının güvenliğinin ‘İsrail'in düşünebileceği en son şey’ olduğunu vurguladı.

Yenilenen senaryolar

İsrail'in eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Giora Eiland, 2010 yılının başlarında “Yeni Ürdün Krallığı Filistinlilerin anavatanı" olduğunu belirten bir çalışma yayınlaması dikkat çekicidir.  Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze'nin yanı sıra Mısır'dan bir kısmı da içeren üç bölge fikrini ortaya atmıştır.

Diğer yandan, 2004'ten 2011'de Mısır Eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in iktidarının sonuna kadar Mısır Dışişleri Bakanı olarak görev yapan ve halen Arap Birliği Genel Sekreteri olan Ahmed Ebu Gayt, 2012'de yayınlanan ‘Şehadeti (Tanık Olduklarım)’ başlıklı hatıratında, İsrail'in Filistinlilere Sina Yarımadası'nda toprak tahsisi ve Mısır'a Necef Çölü'nde toprak vermeyi içeren bir toprak takası projesini önerdiğini açıklamıştı.

Ebu Gayt, anılarında, İsrail'in bu teklifinin, eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a ve eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e de sunulduğunu belirtti. Sedat, bu teklifi reddetti, ancak Mübarek, bu teklifi daha da sert bir şekilde reddetti. Ebu Gayt, Mübarek'in bu teklifi bir tuzak olarak niteleyerek, “Sakın bu tuzağa düşmeyin” dediğini ifade etti.


 

XCS
Necef Çölü'nde bin 200 yıldan daha eskiye dayanan ve 2019'da keşfedilen bir caminin kalıntıları. (AFP)

Mısırlı yazar ve siyasi analist Süleyman Cevdet, İsraillilerin topraklarının stratejik derinliğinin sınırlı olduğu hissinin, fırsat buldukça ve ellerinde araçlar olduğunda sürekli genişleme arzularının nedeni olduğunu düşünüyor. Cevdet, İsraillilerin bunu 1967'deki savaşta olduğu gibi savaş yoluyla, ayrıca çeşitli vesilelerle toprak takası projeleri veya Filistinlilerin Mısır ve Ürdün'e göç ettirilmesi yoluyla başarmaya çalıştıklarını belirtiyor.

Cevdet, mülteciler için projelerin uzun süredir gündemde olduğunu ve toprak değişimi projelerinin ‘ciddi olmadığını’ belirtiyor. İsrail'in daimi amacının, Filistinli demografik yükünden kurtulmak ve onu komşu ülkelere doğru kaydırmak olduğuna işaret etti. Bunun, mevcut kriz sırasında Mısır ve Ürdün'den tekrarlanan ve yenilenen bir ret ile karşılandığını belirten Cevdet, ayrıca yalnızca ABD'nin farklı zamanlarda ve farklı biçimlerde desteği hariç, bölgesel ve uluslararası olarak reddedildiğinin altını çizdi. Cevdet Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte "Filistinlilerin kovulma projesinin ‘başarısızlığa mahkum olduğunu ve  bunun sözlerden eyleme geçemeyeceğini’ belirtti. Projenin yeniden gündeme getirilmesi bir ‘test balonu’ ise İsrail ve ABD bu konuda Mısır'dan resmi ve kesin bir yanıt almıştır." değerlendirmesinde bulundu.



Gazze ateşkesi: Atılım için geri sayım başladı mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Atılım için geri sayım başladı mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)

Arabulucuların Gazze Şeridi'nde ateşkesin yeniden başlamasıyla ilgili olarak tarafların tutumlarında ‘kısmi ilerleme’ kaydedildiğine dair güvencelerinin ortasında, Hamas ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmasının, özellikle ‘savaşın nasıl sonlandırılacağı’ konusunda bir anlaşma sağlanamaması nedeniyle ‘zor’ olduğu tahmin ediliyor.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Gazze'de yeni bir ateşkese ulaşma çabalarında ‘bazı ilerlemeler kaydedildiğini, ancak İsrail ile Hamas arasında bir anlaşmaya varılmasının zor olduğunu’ söyledi. Al Sani, “Perşembe günü diğer toplantılara kıyasla bazı ilerlemeler kaydettik. Ancak en önemli soruya bir cevap bulmamız gerekiyor: Bu savaşı nasıl sona erdireceğiz? Tüm müzakerelerin odak noktası bu” ifadelerini kullandı.

Al Sani’ye göre Hamas, İsrail Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirirse kalan tüm İsrailli esirleri serbest bırakmaya hazır. Ancak İsrail, Hamas’ın ‘savaşı sona erdirmek için net bir vizyon ortaya koyulmadan esirleri serbest bırakmasını’ istiyor. Al Sani, “Taraflar arasında ortak bir hedef olmadığında, savaşı sona erdirme şansının çok zayıfladığını düşünüyorum” dedi.

Fidan, Türk yetkililerin Hamas'la yaptığı görüşmelerin, hareketin Gazze'deki ateşkesin ötesine geçen ve İsrail'le yaşanan krize iki devletli çözüm de dahil olmak üzere kalıcı bir çözüm getirmeyi amaçlayan bir anlaşmaya daha açık olacağını gösterdiğini söyledi.

Kapsamlı bir vizyon

Öte yandan Hamas, Gazze Şeridi'ne gönderilen yardım malzemelerinin azalmasının yarattığı baskı ve İsrail'deki sivil itaatsizlik çağrıları arasında ‘kapsamlı’ olmasını istediği ‘bir anlaşmaya varma çabalarının başarısını’ desteklemekten bahsediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık iki hafta sonra bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde yaşanan bu gelişmeler, ‘yakın bir ateşkes için geri sayımın her zamankinden çok daha olası hale geldiğini’ gösteriyor. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre, kapsamlı mı yoksa geçici mi olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunan olası bir anlaşmayı, ziyaret öncesi ABD'nin baskısı çözecek gibi görünüyor.

Dün Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas'tan bilgili bir kaynağa göre, hareket cumartesi günkü toplantıda Mısırlı arabulucu aracılığıyla, entegre bir girişim de dahil olmak üzere savaşı sona erdirmek için kapsamlı vizyonunu sundu. Kaynak, “Hamas tarafından Mısır aracılığıyla sunulan bu girişim, geniş çapta memnuniyetle karşılandı” dedi.

zxscdfrg
İsrail'in dün Gazze'nin orta kesiminde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırının ardından Filistinli bir adam yaralı bir çocuğu taşıyor. (AFP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, girişimin ‘saldırganlığın durdurulması, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi, Filistin halkına acil yardım sağlanması, beş ila yedi yıl arasında değişen uzun vadeli bir ateşkesin kabul edilmesi, Gazze Şeridi'nin bir toplum destek komitesi aracılığıyla yönetilmesi için Mısır vizyonuna bağlılık, yeniden inşa çabalarının desteklenmesi ve anlaşmanın uygulanmasını kolaylaştırmak için açık ve uygulanabilir garantiler sağlanması karşılığında tüm İsrailli esirleri içeren bir takas anlaşmasının uygulanmasını’ öngördüğünü söyledi.

Hamas'ın Kahire ziyareti, geçen hafta Türkiye'de Fidan ile yapılan görüşmenin ardından bir hafta içinde ikinci kez gerçekleşirken, hareketten iki kaynak o dönemde Şarku’l Avsat'a, Hamas’ın ‘aralarındaki iyi ilişkiler’ ışığında ‘kapsamlı anlaşma’ konusundaki vizyonunu Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek istediğini doğruladı.

Büyük bir fırsat

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail meseleleri konusunda uzman bir akademisyen olan Dr. Ahmed Fuad Enver, ‘üç ay önce göreve başlamasının arifesinde yaptığına benzer bir anlaşmayı tekrarlamak isteyen Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye gelecek olması nedeniyle müzakerelerde somut ilerleme sağlamak için büyük bir fırsat olduğuna’ inanıyor. Enver, “Sadece insani ya da geçici bir ateşkes değil, savaşın sona erdirilmesi konusunda da iyi haberler gelmesi muhtemel” dedi.

Filistin'in eski Kahire Büyükelçisi Berekat el-Ferra, ‘Hamas'ın önerilen bu anlaşmayla seçeneklerini tüketmesinden sonra, bir atılım için geri sayımın artık kesin olduğuna’ inanıyor. El-Ferra, ‘bir sonraki anlaşmanın şu anda kapsamlı olmayacağını, daha ziyade kapsamlı bir anlaşmaya yönelik müzakereleri içerecek geçici bir anlaşma olacağını’ belirtti.

Hamas konusunda uzman bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun, ‘hareketin girişimi ve ciddiyetinden sonra topun tamamen İsrail'in sahasında olduğu’ değerlendirmesinde bulundu. El-Medhun'a göre ‘İsrail işgali, kapsamlı ve nihai bir anlaşmaya varmayı reddederek oyalamaya devam edecek.’

cvdfg
İsrail'in dün Gazze'nin orta kesiminde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırının ardından yıkılan evlerin enkazı arasında duran Filistinli bir kadın (AFP)

Medhun, “Hamas'ın, işgalin öldürme ve yıkıma geri dönmesine izin verecek herhangi bir kısmi ya da kırılgan geçici çözümü reddeden kesin tutumunda ısrar etmesi muhtemel. Hamas'ın kesin tutumu ışığında kısmi bir anlaşmaya varma olasılığı pek mümkün görünmüyor” ifadelerini kullandı.

Beyaz Saray'dan yapılan son açıklamaya göre Trump'ın 13-16 Mayıs tarihleri arasında Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yapacağı ziyaret için geri sayım sürerken ve Binyamin Netanyahu hükümeti savaşın sona ermesini talep eden ve sivil itaatsizlik tehdidinde bulunan gösterilerle baskı altındayken, İsrail Hamas'ın gündeme getirdiği öneri hakkında yorum yapmadı.

Sivil itaatsizlik

İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet'in (Şabak) eski direktörü Ami Ayalon, cumartesi günü binlerce İsraillinin Netanyahu hükümetine karşı esirlerin iadesi talebiyle düzenlediği gösterilere katılımı sırasında yaptığı açıklamada, İsrail'i korumanın bir görev olduğunu düşünerek barışçıl sivil itaatsizlik çağrısında bulundu.

Mart ayının başından bu yana sınır kapılarının kapatılması, Gazze Şeridi'ne gıda ve insani yardım malzemelerinin girişinin engellenmesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını yeniden başlatmasıyla birlikte, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) işgal altındaki Filistin topraklarındaki kıdemli insani işler görevlisi Jonathan Whittall dün yaptığı basın açıklamasında malzemelerin tükenmekte olduğunu doğruladı.

Enver, İsrail'in iç baskılarının arttığına ve Trump'ın baskısının Netanyahu'nun bir anlaşmayı kabul etmesiyle sonuçlanabileceğine inanırken, el-Medhun ‘ciddi ve kararlı bir ABD müdahalesinin denklemi değiştirebileceğini’ vurguladı. El-Ferra'ya göre bu baskılar ışığında Trump'ın ziyareti yakın bir atılımı kolaylaştırabilir ve önce kısmi bir anlaşmaya, ardından da bölgedeki çıkarlarını güvence altına almak için ciddi ve gerçek bir ABD baskısının ardından kapsamlı bir anlaşmaya varılabilir.