Büyük bir grip salgını bekleyen Japonya, ilaç tedarikinde ciddi sıkıntı yaşıyor

Japonya'da sağlık kurumu başına düşen grip vakası sayısı, alarm düzeyini aştı

Temsili görsel: 8 Mayıs 2023'te başkent Tokyo'nun en uzun alışveriş caddelerinden Togoshi Ginza'daki mağazaların önünden geçen kişiler (AFP)
Temsili görsel: 8 Mayıs 2023'te başkent Tokyo'nun en uzun alışveriş caddelerinden Togoshi Ginza'daki mağazaların önünden geçen kişiler (AFP)
TT

Büyük bir grip salgını bekleyen Japonya, ilaç tedarikinde ciddi sıkıntı yaşıyor

Temsili görsel: 8 Mayıs 2023'te başkent Tokyo'nun en uzun alışveriş caddelerinden Togoshi Ginza'daki mağazaların önünden geçen kişiler (AFP)
Temsili görsel: 8 Mayıs 2023'te başkent Tokyo'nun en uzun alışveriş caddelerinden Togoshi Ginza'daki mağazaların önünden geçen kişiler (AFP)

The Japan Times'ın haberine göre Japonya'da sağlık kuruluşu başına düşen grip vakası sayısı önceki günlerde alarm düzeyini aştı.

Ülke çapında yaklaşık 5 bin sağlık kuruluşundan grip raporlarını toplayan Japonya Sağlık Bakanlığı, bir ay içinde büyük bir grip salgını yaşanabileceğini öngörüyor.

Pazar günü yapılan açıklamayla birlikte bakanlık halihazırda ilaç sektörünü etkileyerek ülkede jenerik ilaç sıkıntısına yol açan yapısal sorunları çözmeye çalışıyor.

Habere göre bakanlık, ülkede 2021'den bu yana 10 jenerik ilaç üreticisinin kalite sorunları nedeniyle kapatıldığını belirtti. Haber kuruluşu, Kovid pandemisi ve influenzanın yayılmasının da arz sıkıntısına yol açtığını bildirdi.

Bakanlık, öksürük ilacı arzının yüzde 15 azaldığını ifade etti. Bu, ülkenin grip nedeniyle alarm düzeyini yükselttiği ve toplam 1772 okulu kapattığı ya da kısmen kapattığı bir dönemde yaşanıyor.

Genellikle kış aylarında yayıldığından, gribin bu mevsimde yayılması da endişe verici.

Haber kuruluşunun aktardığına göre Sağlık Bakanlığı'ndan bir yetkili şöyle diyor:

(Gribin) uzun süredir yayılmaması nedeniyle bağışıklığın azalması ve Japonya'yla yurtdışındaki ülkeler arasındaki seyahatlerin artması gibi çeşitli faktörlerin gribin halihazırda yayılmasında rol oynadığı düşünülüyor.

Yetkili, bölge sakinlerine Kovid sürecindeki gibi enfeksiyonu önlemeye yönelik çabalarını sürdürmelerini tavsiye ediyor.

Independent Türkçe



Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
TT

Uzun yaşam araştırması yanıtladı: Az kalori almak mı, aralıklı oruç mu daha etkili?

Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, kalori alımını kısıtlayarak kilo vermenin ömrü kısaltabileceğini öne sürüyor (Unsplash)

Uzun bir yaşam sürmek için kalori alımını azaltmanın, aralıklı oruçtan daha etkili olduğu tespit edildi. Fareler üzerinde yapılan kapsamlı araştırma, uzun yaşamla ilgili bilinenleri sorgulamaya açıyor.

Sağlık ve uzun bir ömür yolunda genetiğin yanı sıra yaşam tarzının, özellikle de beslenme biçiminin kritik bir rol oynadığı biliniyor. 

Daha az miktarda veya daha geniş aralıklarla yemek yemenin, hayvanların yaşamını uzatabileceği çeşitli araştırmalarda bulunmuştu.

Fakat bu tür kısıtlayıcı beslenme biçimlerinin neden böyle bir etki yarattığı ve bulguların insanlardaki yansımaları net bir şekilde saptanamıyordu. 

ABD merkezli Jackson Laboratuvarı'ndan araştırmacılar bu belirsizliği gidermek adına 960 fareyle bir deney yürüttü.

Çalışmadaki fareler, insan popülasyonunun genetik çeşitliliğini daha iyi temsil edecek şekilde seçildi.

Daha sonra fareleri 5 gruba ayırarak farklı beslenme biçimlerine tabi tutan araştırmacılar, hayvanların sağlığını yaşamları boyunca detaylıca takip etti. 

İlk gruptaki fareler istedikleri zaman istedikleri kadar yemek yerken diğerlerine bazı kısıtlamalar kondu.

İki gruptaki hayvanlara her gün taban kalorilerinin yalnızca yüzde 60 veya yüzde 80'i verilirken, diğer iki gruptakilere aralıklı oruç uygulandı. Bir grup hafta bir gün, diğeri de haftada iki gün üst üste yemek yemedi ve geri kalan günlerde istedikleri gibi beslendi.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 9 Ekim Çarşamba günü yayımlanan çalışmada, ilk gruptaki farelerin ortalama 25 ay yaşadığı kaydedildi.

Aralıklı oruç gruplarındaki hayvanların ortalaması 28 ay, taban kalori alımı yüzde 80 kısıtlananların da 30 aydı. Yüzde 60 grubundakiler ise ortalama 34 ayla en uzun yaşayanlar oldu.

Araştırmacılar düşük kalorili diyetlerin, vücuttaki yağ oranı ve glukoz seviyelerinden bağımsız olarak farelerin yaşamını uzattığını söylüyor. Bu ölçütler genellikle sağlık ve yaşlanmanın göstergeleri kabul edilse de yeni çalışma bu kanıya gölge düşürüyor. 

Çalışmadaki en önemli bulgulardan biri de zayıflamayla ilgiliydi. Şaşırtıcı bir şekilde en uzun yaşayan fareler, genellikle en az kilo verenlerdi.

Diğer yandan en çok zayıflayan hayvanların ömrünün kısa, enerjisinin düşük, bağışıklık ve üreme sistemlerinin de zayıf olduğu görüldü. 

Çalışmaya liderlik eden Prof. Gary Churchill, "Çalışmamız gerçekten de dayanıklılığın önemine işaret ediyor" diyerek ekliyor: 

En dayanıklı hayvanlar stres ve kalori kısıtlaması karşısında bile kilolarını korudu ve en uzun yaşayanlar da onlar oldu.

Bulgular her ne kadar önemli olsa da insanlara uyarlanıp uyarlanamayacaklarını söylemek henüz tam olarak mümkün değil.

Ayrıca kalori kısıtlaması ömrü daha çok uzatmasına karşın bu gruptaki hayvanların yaşam süresi birkaç aydan 4,5 yıla kadar değişkenlik gösterdi. 

Araştırmacılar bu duruma genetik faktörlerin yol açtığını tespit etti. Bu durum genetiğin beslenme biçiminden daha önemli bir rol oynadığına işaret ederken Prof. Churchill şöyle diyor:

Uzun süre yaşamak istiyorsanız beslenme biçimi gibi, yaşamınız süresince kontrol edebileceğiniz şeyler var fakat asıl ihtiyacınız olan şey, çok yaşlı bir büyükanne.

Uzun yaşam uzmanı Dr. Andrew Steele, yer almadığı çalışmanın bulgularını etkileyici bulsa da tartışmalara son noktayı koymadığını söylüyor. BBC Science Focus'a konuşan Dr. Steele "Etkileyici ve bilinenlere ters düşen bir sonuç" diyerek ekliyor:

Ancak fareler, küçük insanlar değil. Bu yüzden bu sonuçları insanlara uyarlarken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Daily, BBC Science Focus, Nature