Hamas, Aksa Tufanı'nı "Gazze metrosuna" kurduğu kablolu telefonlarla tasarlamış

"İki yıl boyunca cep telefonu ve bilgisayar kullanmadılar"

İstihbarat kaynakları, tünellerin Hamas'ın hareket kapasitesini artırdığına da işaret etti (Reuters)
İstihbarat kaynakları, tünellerin Hamas'ın hareket kapasitesini artırdığına da işaret etti (Reuters)
TT

Hamas, Aksa Tufanı'nı "Gazze metrosuna" kurduğu kablolu telefonlarla tasarlamış

İstihbarat kaynakları, tünellerin Hamas'ın hareket kapasitesini artırdığına da işaret etti (Reuters)
İstihbarat kaynakları, tünellerin Hamas'ın hareket kapasitesini artırdığına da işaret etti (Reuters)

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin altındaki tünellere kablolu telefon hattı çekerek, İsrail'e yakalanmadan saldırıları planladığını yazdı.

CNN'e konuşan ve kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen ABD'li istihbarat yetkilileri, Hamas militanlarının Aksa Tufanı operasyonunu iki yıl boyunca bu tünellerdeki kapalı devre hatları kullanarak hazırladığını savundu.

İsrail istihbaratının kendileriyle paylaştığı bilgileri aktaran yetkililer, militanların iki yıl boyunca iletişim kurarken yakalanmamak için cep telefonu ya da bilgisayar kullanmadığını belirtti.

İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) "Gazze metrosu" diye adlandırdığı tünellerin, füze ve mühimmat deposu olarak kullanıldığına, Hamas militanlarının bazı kontrol ve komuta merkezlerinin de burada yer aldığına dikkat çekildi. 

Yetkililer, Hamas'ın operasyonu hem yeraltında hem de yerüstünde koordineli şekilde planladığına işaret ederek, militanlardan küçük bir grubun tünellerde faaliyet gösterdiğini söyledi.

İsrail medyasındaki haberlerde, istihbarat yetkililerinin saldırılardan önce Gazze Şeridi'nde sıradışı hareketlilik tespit etmesine rağmen alarm seviyesini yükseltmediği yazılmıştı. 

CNN'e konuşan kaynaklardan biri, yerüstünde düzenlenen bazı tatbikatların görüldüğünü fakat bunların "rutin eğitimler" olduğu gerekçesiyle İsrail istihbaratının teyakkuza geçmediğini ifade etti. 

Bir başka yetkiliyse Hamas'ın bu saldırı taktiklerini tasarlarken İran'dan destek aldığını öne sürdü fakat buna dair herhangi bir kanıt paylaşmadı. 

Öte yandan kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir İsrailli yetkili, benzer bir iletişim sisteminin Batı Şeria'daki Cenin'e 3 Temmuz'da düzenlenen askeri operasyonda da tespit edildiğini savundu. 

Kaynak, bölgede İsrail birliklerinin hareketlerini önceden haber vermesi için kurulan kablolu iletişim hatları ve kapalı devre gözetleme kameraları bulunduğunu iddia etti. Batı Şeria'da da Gazze'dekine benzer tüneller olup olmadığına ilişkinse bilgi paylaşmadı. 

Hamas'ın pazartesi serbest bıraktığı rehinelerden 85 yaşındaki Yocheved Lifshitz de Gazze'de örümcek ağına benzeyen tünellerde esir tutulduklarını söylemişti. 

CNN, ABD Ulusal İstihbarat Direktörülüğü'nün ve İsrail'in Washington Büyükelçiliği'nin yorum taleplerini reddettiğini aktardı.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 2 bin 360'ı çocuk, 1292'si de kadın 5 bin 791 kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 16 bin 297'ye yükseldi. 

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 308'i asker 1400 kişinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe



Lübnan: Gazze'ye destek vermenin bedeli 5 binden fazla ölü ve 14 milyar dolar

Hasan Nasrallah'ın, Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail uçaklarının yıktığı bir binanın enkazı önündeki fotoğrafı (DPA)
Hasan Nasrallah'ın, Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail uçaklarının yıktığı bir binanın enkazı önündeki fotoğrafı (DPA)
TT

Lübnan: Gazze'ye destek vermenin bedeli 5 binden fazla ölü ve 14 milyar dolar

Hasan Nasrallah'ın, Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail uçaklarının yıktığı bir binanın enkazı önündeki fotoğrafı (DPA)
Hasan Nasrallah'ın, Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail uçaklarının yıktığı bir binanın enkazı önündeki fotoğrafı (DPA)

İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı sürdürdüğü savaşta insan ve mal kaybına ilişkin belgelerde, 27 Kasım 2024'te ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesine rağmen, saldırıların devam etmesi nedeniyle kesin rakamlara ulaşılamadı. Bombalamalar, bina yıkımları ve günlük bombardımanlar, aralıklı tahliye uyarılarıyla birlikte devam ediyor.

Lübnan'ın güneyinde İsrail sınırındaki Kfar Kila köyünü gören bir tepede, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) mensubu bir Fransız asker, 20 Ağustos 2025 (AP)Lübnan'ın güneyinde İsrail sınırındaki Kfar Kila köyünü gören bir tepede, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) mensubu bir Fransız asker, 20 Ağustos 2025 (AP)

Lübnanlı yetkililer, İsrail'in ateşkes ihlallerini durdurması ve yerinden edilmiş sakinlerin köylerine dönmelerine izin vermesi için uluslararası baskıya güveniyor. Yetkililer ayrıca, savaşın tahrip ettiği yapıları yeniden inşa etmek için uluslararası yardıma güveniyor. Ancak Lübnan'ın dostlarının yardımı, yetkililerin Lübnan topraklarında ‘silahların devletin elinden sınırlandırılması’ kararını uygulamasına bağlı.

5 bin ölü

Lübnan Sağlık Bakanlığı, 8 Ekim 2023 (Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ne destek amacıyla savaşa girdiği tarih) ile 27 Kasım 2024'te ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiği tarih arasında ölenlerin sayısının 4 bin 47'yi, yaralıların sayısının ise 16 bin 638'i aştığını tahmin ediyor. O tarihten 19 Eylül'e kadar hedef alınma ve bombalamalar sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 270, yaralıların sayısı ise 540.

Lübnan'ın güneyinde son savaşta ölen savaşçılar için düzenlenen toplu cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (EPA)Lübnan'ın güneyinde son savaşta ölen savaşçılar için düzenlenen toplu cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (EPA)

Savaşın başlangıcından bu yana ölenlerin sayısının ‘kesinlikle açıklanan rakamı aştığını’ belirten resmi kaynaklar, Şarku’l Avsat'a savaşın ardından enkaz altında bulunanların sayısının ‘onlarca olduğunu’ bildirdi. Savaşın başlangıcından bugüne kadar ölenlerin toplam sayısının ‘5 bini aştığı’ tahmin ediliyor.

19 tutuklu

İsrail Cezaevlerindeki Lübnanlı Tutuklular Derneği, savaşın başlangıcından bu yana İsrail'de 19 tutuklunun kayıt altına alındığını bildirdi ve bunlardan sadece altısının Hizbullah üyesi, geri kalanının ise sivil olduğunu vurguladı.

Öte yandan, Hizbullah'a yakın medya kuruluşları, Hizbullah'ın 65 kişiyi ‘kayıp’ olarak sınıflandırdığını ve akıbetlerinin belirsizliğini koruduğunu bildirdi. Bu arada Lübnanlı yetkililer, İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ile iş birliği yapmadığını, tutukluların ziyaret edilmesine izin vermediğini ve gözaltında tuttuğu tutuklu sayısına ilişkin kesin bilgi vermediğini belirtti.

14 milyar dolarlık kayıp

Lübnan Kültür Bakanı Gassan Selame önceki bir açıklamasında, yıkımın boyutunu 12 ila 14 milyar dolar arasında tahmin etmişti. Bu rakam, Dünya Bankası'nın yaklaşık 14 milyar dolarlık tahminiyle örtüşüyor.

Kafr Kila'daki evlerin enkazı arasında yürüyen bir adam (Arşiv – Reuters)Kafr Kila'daki evlerin enkazı arasında yürüyen bir adam (Arşiv – Reuters)

Lübnan'daki Uluslararası Bilgi Şirketi, savaş sırasında konutlara verilen zararın değerini 2024 yılının Aralık ayı başına kadar 9 milyar dolar olarak belgeledi. Buna altyapı ve diğer hasarlar da eklenince, toplam doğrudan ve dolaylı hasar 11,2 milyar dolara ulaşıyor. Buna tarım, sanayi ve ticaret sektörleriyle ilgili ekonomik zararlar da ekleniyor. Altyapı hasarının maliyeti 700 milyon dolar, enkazın temizlenmesi maliyeti ise yaklaşık 35 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.

Binlerce konut

Şirket tarafından yapılan açıklamada, “Hafif veya orta derecede hasar gören konut birimlerinin sayısı 317 bin, tamamen yıkılanların sayısı ise 51 bin olup, bunların 9 bini güney banliyölerinde, bin 500'ü Bekaa Vadisi'nde ve 22 bini sınır bölgesinde bulunmaktadır” denildi.

Geçtiğimiz haziran ayında İsrail'in güney banliyölerine düzenlediği bombardımanın yol açtığı yıkımı inceleyen Lübnanlılar (AP)Geçtiğimiz haziran ayında İsrail'in güney banliyölerine düzenlediği bombardımanın yol açtığı yıkımı inceleyen Lübnanlılar (AP)

Bu sayı, 27 Kasım 2024'te ateşkesin yürürlüğe girmesinden, 18 Şubat 2025'te İsrail'in çekilmesi için uzatılan sürenin dolmasına kadar geçen sürede artan İsrail saldırıları ve sistematik bombalama ve imha operasyonları ile daha da arttı. Ardından Beyrut'un güney banliyösünü de üç kez hedef alan baskınlar ve topçu atışları gerçekleşti.

Sadece güneydeki hasarı belgeleyen Güney Konseyi'ne göre, Mart 2025'e kadar yıkılan konut sayısı 37 bin 500'e ulaşırken, ağır hasar gören konut sayısı 55 bine ulaştı. Hasar gören toplam konut sayısı ise 130 bin oldu.

300 bin kişi yerinden edildi

Güneyden, Bekaa'dan (Lübnan'ın doğusu), banliyölerden ve Lübnan Dağı'nın diğer bölgelerinden yerinden edilmiş kişi sayısı 300 bini aştı. Bu insanlar bombalamalarla yıkılan evlerine geri dönemediler ve yeniden inşa süreci henüz başlamadı. Resmi tahminlere göre, sınır köylerinde yerinden edilme oranı daha yüksek ve bu köylerde nüfusun yüzde 10'undan fazlası kalmadı. Sınır köylerinden 100 bin kişinin yerinden edildiği ve evlerine dönmediği tahmin ediliyor.

4 bin 500 İsrail ihlali

Ateşkese rağmen, İsrail'in deniz, kara ve hava ihlalleri devam ediyor. Lübnan ordusu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İsrail düşmanı, 2024'te Lübnan'a yönelik son saldırısının ardından, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana 4 bin 500'ü aşan ihlallerine devam ediyor. Bu, kara, deniz ve havadan Lübnan egemenliğine yönelik ihlallerin devam etmesi ve sınır köylerinin sakinlerine yönelik saldırıların devam etmesiyle örtüşüyor.”


Suriye: Eski rejimin sivilleri tutuklamak için kullandığı bir yeraltı hapishanesi bulundu

Humus'ta keşfedilen hapishanenin yandan görünümü (SANA)
Humus'ta keşfedilen hapishanenin yandan görünümü (SANA)
TT

Suriye: Eski rejimin sivilleri tutuklamak için kullandığı bir yeraltı hapishanesi bulundu

Humus'ta keşfedilen hapishanenin yandan görünümü (SANA)
Humus'ta keşfedilen hapishanenin yandan görünümü (SANA)

Suriye İç Güvenlik Güçleri, Humus'un kuzeydoğusundaki Ebu Hakfa köyü yakınlarında bulunan bir tarım alanında yeraltı hapishanesi keşfetti. Hapishane, eski rejim döneminde sivilleri tutuklamak için kullanılıyordu.

Suriye Arap Haber Ajansı’nın (SANA) haberine göre Humus'un doğusundaki kırsal güvenlik yetkilisi Mervan Sultan'ın bugün yaptığı açıklamada, keşfedilen alanın yeraltı mağarasına benzediğini, yaşanmaz durumda olduğunu ve maddi ve siyasi çıkar sağlamak için kadın, erkek ve çocukların kaçırılmasında kullanıldığını söyledi.

Sultan, bölgedeki tarama operasyonlarının devam ettiğini, yeni toplu mezarların bulunacağı ve bu suçlara karışan herkesin yasal olarak yargılanacağı beklentisiyle hareket ettiklerini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre Ebu Hakfa köyü sakini Favaz Belul, "hapishanenin bulunduğu tarım arazisinin Ulusal Savunma Milisleri'nden birine ait olduğunu" belirtti. Belul, girişinde demir kapı ve asma kilitler bulunan, fidye almak için sivilleri işkence etmek ve gözaltına almak için kullanılan büyük bir mağara bulunduğunu açıkladı.

Belul, "bölgede milisler tarafından defalarca kaçırılma vakası yaşandığını" doğrulayarak, kendisinin de "bu olaylardan birinin mağduru olduğunu" ifade etti.

Ajansa göre, "köylüler, bu dönemde sivillerin maruz kaldığı ihlallerin boyutunu ortaya çıkarabilecek ilave deliller bulmak için ilgili makamlarla iletişimlerini sürdürüyor."


İsrail'in sahadaki baskısı ve muhalif gruplar... Hamas sahada ne hale geldi?

Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)
Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in sahadaki baskısı ve muhalif gruplar... Hamas sahada ne hale geldi?

Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)
Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail'in savaşı Gazze Şeridi'ni tahrip eden tek şey değil; çünkü artan askeri operasyonlar sırasında ortaya çıkan yeni silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Bu durum, Hamas'ın bölgedeki statüsü ve kısmen de olsa halen kontrolü elinde tutup tutmadığı konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, hareketin yaklaşımında ‘çete’ taktiklerinin hâkim hale geldiğini söylüyorlar. Bu taktikler, hem İsrail'le hem de sahneye çıkan ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde sabotaj eylemleri gerçekleştiren ve halkı terörize eden silahlı gruplarla yüzleşmede kullanılıyor.

Bazıları bunu Hamas'ın sahadaki gücünün azalması ve popülaritesinin daha da düşmesi olarak görüyor; nüfusun çoğunluğu artık Hamas'ı maruz kaldıkları ölüm, yıkım, yerinden edilme ve açlıktan sorumlu tutuyor.

Ancak Hamas içindeki kaynaklar, İsrail'in hareketin sadece liderlerini değil, yerel yetkilileri, polis memurlarını ve diğer isimleri de yoğun bir şekilde takip etmesi nedeniyle bu durumun normal olduğunu düşünüyor.

ghyju
Gazze şehrindeki eş-Şati Mülteci Kampı’na İsrail'in düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkımı inceleyen Filistinliler, 23 Eylül 2025 (Reuters)

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin savaş sona erdikten sonra, Gazze Şeridi'nde herhangi bir anlaşma sağlanana kadar, yönetim organı kurulana dek kontrolü yeniden ele geçirme yeteneğine sahip olduğunu doğruladı.

Kaynaklar, hareketin ‘gerçek bir parçalanma’ yaşadığına inanmıyor, ancak devam eden suikastlar ve askeri operasyonlar arasında, bazı konuların yönetimiyle ilgili, özünden çok biçimsel sorunlara işaret ediyorlar.

Silahlı gruplar arasındaki anlaşmazlıklar

Diğer yandan farklı silahlı gruplar arasında kamuoyuna yansıyan anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı. Bunlar arasında, ‘Halk Güçleri’ olarak bilinen grupların lideri Yaser Ebu Şebab, Facebook sayfasında yayınladığı bir açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösteren bir silahlı grubun kurulduğunu duyuran eski Filistinli güvenlik görevlisi Husam el-Astal ile herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti.

Ayrıca, Gazze şehrinin doğu mahallelerinde, özellikle Şucaiyye'de benzer bir grup kurmadan önce El Fetih'te aktif olan Gazzeli üç kişiyle herhangi bir bağlantısı olduğunu da reddetti.

Daha sonra sildiği açıklamasında Ebu Şebab, bu kişilerle liderliğini yaptığı Halk Güçleri arasında idari veya örgütsel bir bağlantı olmadığını söyledi. Gazze'deki vatandaşları sindirmek için bu grupların yaptığı eylemleri reddettiğini vurguladı.

İki gün sonra Ebu Şebab, grubunu kurma amacının Filistinlilere yönelik adaletsizliği ve terörizmi sona erdirmek olduğunu belirten başka bir açıklama yayınladı; sivillere yönelik her türlü saldırıyı kınadı ve bu saldırılarla hiçbir bağlantısı olmadığını ifade etti.

Ebu Şebab'ın açıklamaları, el-Astal'ın Times of Israel gazetesine yaptığı ve Ebu Şebab ile sürekli koordinasyon ve iletişim halinde olduğunu söylediği açıklamaların ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın görgü tanıklarından aktardığına göre bu açıklamalar, Han Yunus'ta el-Astal ve Gazze'de Rami Halas liderliğindeki diğer grupların Filistinli sivillerin barınaklarını ve evlerini hedef alan bir dizi operasyon düzenlemesinden sonra geldi. Bu operasyonlar arasında, Gazze şehrinde bir grup sağlık görevlisinin gözaltına alınması, sorgulanması ve araçlarına el konulması da vardı. Bu kişiler, haftalardır İsrail ordusunun operasyonlarının sürdüğü şehrin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan mahallesinde kimlik belgeleri ve paralarına el konulduktan sonra serbest bırakıldılar.

Bu gruplar, en-Nasr mahallesinde ve Şifa Tıp Kompleksi çevresinde silahlı operasyonlar düzenledi, vatandaşların mallarını yaktı, birkaç gün önce Baptist Hastanesi’ne saldırdı ve Hamas üyesi olduğu düşünülen bir vatandaşı kaçırmaya teşebbüs etti.

Aileleri onları reddetti, Hamas pusu kurdu

Söz konusu silahlı kişilerin eylemleri, ailelerinin onları reddetmesine neden oldu. El-Astal ve Halas aileleri, İsrail işgaliyle herhangi bir iş birliğini reddettiklerini doğruladılar.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, Hamas güvenlik güçlerinin Gazze şehrinde, Gazze Şeridi’nin orta kesiminde ve güneyinde düzenlenen pusularda Ebu Şebab, el-Astal, Halas ve diğer isimlerin liderliğindeki silahlı gruplar için çalışan bir grup kişiyi öldürdüğünü açıkladı.

dfrgt
Gazze'nin kuzeyinden yerinden edilen aileler eşyalarıyla birlikte sahil yolunda yürüyorlar, 23 Eylül 2025 (AP)

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki mahallelere ve şehirlere giren güçlerle hemen çatışmaya girmeden, bu unsurların istediklerini yapmalarına izin verdikten sonra, ya akrabaları aracılığıyla ya da İsrail güçlerinin varlığında güvenli olduğuna inandıkları bölgelerde kurdukları pusularla çeşitli şekillerde tuzağa düşürdü.

Geçtiğimiz hafta bir güvenlik gücü, iç güvenliği tehlikeye atan eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda Filistin Yönetimi’nin güvenlik görevlisini öldürdü. Ayrıca, Deyr el-Balah'ta iki kişiyi yakındaki bir yere çekerek öldürdü ve Han Yunus'ta dördüncü bir kişiyi vurdu.

Geçtiğimiz pazar akşamı Gazze şehrinde çekilen bir videoda, silahlı kişiler İsrail için çalıştıkları suçlamasıyla üç kişiyi öldürdü ve Ebu Şebab, Halas ve silahlı grupların diğer liderlerine tehditkâr bir mesaj gönderdi.

Sahadaki durum

İsrail güçleri Gazze şehrindeki operasyonlarını yoğunlaştırıyor. Kara kuvvetlerinin, şehrin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nın kuzeyinde ve en-Nasr mahallesinde ilerlediği, aynı zamanda Şeyh Rıdvan mahallesi ve el-Cela Caddesi'ndeki bazı bölgelere girdiği görüldü.

Gazze şehrinin kuzey bölgelerine keskin nişancılar konuşlandırıldı. Keskin nişancılar, er-Rimal mahallesi ile Şifa Tıp Kompleksi çevresine ateş açarken, İsrail kara kuvvetlerinin şehrin güneyindeki Tel el-Heva mahallesinde ilerlediği ve bu bölgelerdeki operasyonların bir parçası olarak bazı bölgelerden geri çekildiği gözlemlendi.

Ürdün Silahlı Kuvvetleri, İsrail operasyonları nedeniyle Tel el-Heva mahallesindeki Ürdün sahra hastanesini tahliye etti ve faaliyetlerini geçici olarak Han Yunus'taki el-Mevasi’ye taşıdı.

drt
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen iki çocuğun cenazelerini taşıyan Filistinliler, 23 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail güçleri ayrıca, Baptist Hastanesi'nden birkaç metre uzaklıktaki Filistin Meydanı'na doğru operasyonlarını derinleştirmeye çalışıyor. Ancak, henüz karadan bir ilerleme kaydedemeden, bölgeyi ateşle etkili bir şekilde kontrol altında tutuyorlar.

İsrail güçleri, Gazze şehrinin çeşitli bölgelerinde onlarca ev ve konut binasını bombaladı, Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde saldırılar düzenledi ve dün şafak vaktinden öğlene kadar 30'dan fazla Filistinliyi öldürdü.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, pazartesi öğlen ile dün öğlen arasındaki 24 saatte Gazze Şeridi hastanelerinde 38 vefat ve 190 yeni yaralının kaydedildiğini bildirdi. Böylece 7 Ekim 2023'ten bu yana toplam vefat sayısı 65 bin 382’ye, yaralı sayısı ise 166 bin 985'e ulaştı.

Aynı dönemde yardım bekleyen üç Filistinli öldürüldü ve 15 kişi yaralandı. Böylece, ABD yardım merkezlerinin açılmasının ardından mayıs sonundan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 526'ya, yaralı sayısı ise 18 bin 511'e ulaştı.