Diyelim ki İsrail Hamas'tan kurtuldu... Sonra Gazze'de ne yapacak?

Tel Aviv'in önünde 6 acı seçenek var: Ya işgal edecek, ya ayrılacak, ya Mahmud Abbas'ı Gazze Şeridi'nde güçlendirecek ya da burayı yerel liderlere yahut Arap gücüne veya uluslararası bir güce emanet edecek

İsrail'in Gazze'ye kara harekatının hangi zorluklarla karşı karşıya olduğu yeterince açık (AFP)
İsrail'in Gazze'ye kara harekatının hangi zorluklarla karşı karşıya olduğu yeterince açık (AFP)
TT

Diyelim ki İsrail Hamas'tan kurtuldu... Sonra Gazze'de ne yapacak?

İsrail'in Gazze'ye kara harekatının hangi zorluklarla karşı karşıya olduğu yeterince açık (AFP)
İsrail'in Gazze'ye kara harekatının hangi zorluklarla karşı karşıya olduğu yeterince açık (AFP)

Tarık eş-Şami 

İsrail, Hamas'ı yenilgiye uğratmayı hedefleyerek kendisine zorlu bir görev belirledi.

Lübnan'ın 1982 yılında işgalinden bu yana görülen en büyük saldırı olarak kabul edilen Gazze Şeridi'ni işgal etmek için 170 bin kişilik ordusuna binden fazla tank ve 360 bin yedek askerden oluşan devasa bir takviyede bulundu.

Fakat İsrail'in bu hedefe ulaşmayı başarması halinde Gazze Şeridi'ni nasıl yöneteceğine dair uzun vadeli bir planı yok.

İsrail, 1980'lerde Filistin Kurtuluş Örgütü'nü (FKÖ) Lübnan'dan çıkarmayı başarsa da FKÖ'den çok daha güçlü bir düşman olarak karşısına çıkan ve İran'ın desteğini alan Hizbullah'ın ortaya çıkışı bu savaşın en beklenmedik sonucuydu.

Lübnan'ın işgalinden 40 yıl sonra, şu an Hamas'la yaşadığı savaşta oynağı kumarın sonuyla ilgili tam bir planı olmayan İsrail, yine aynı hatayı mı yapacak?

ABD neden işgal sonrası tüm seçenekleri acı olarak görüyor?

ABD neden işgal sonrası tüm seçeneklerin kötü olacağını düşünüyor? 

Risklerle dolu bir işgal olur

İsrail, 2005 yılında Gazze'den çekilmesinden bu yana rutin çatışmalar dışında 2008, 2014 ve 2021'de Hamas'a karşı üç büyük savaş yürüttü.

İsrail ordusu bu savaşlarda sınırlı kara operasyonları gerçekleştirdi. Ancak İsrail'in Gazze'ye kara harekatı başlatması halinde hangi zorluklarla karşı karşıya geleceği yeterince açık.

Çünkü meskûn mahal çatışmaları İsrail güçleri için oldukça güç bir durum oluşturuyor.

Hamas, silahlı üyelerinin saldırıp hemen ortadan kaybolmalarını sağlayan, uzunluğu 500 kilometreye kadar olduğu tahmin edilen geniş bir tünel ağına sahip ve bu ağ ona büyük bir avantaj sunuyor.

Bunun yanında gerilla taktikleri konusunda da iyi eğitim alan Hamas'ın silahlı üyeleri büyük bir savaşma arzusuna ve sağlam bir doktrinine sahipler.

Çünkü önlerinde sadece iki seçenekleri var; ya İsrail askerlerini geri püskürtüp onlara ağır kayıplar verdirecekler ya da ölecekler.

Avustralya National Üniversitesi'ne bağlı Arap ve İslam Araştırmaları Merkezi  araştırmacısı Ian Parmeter, İsrail'in, robot ve drone gibi modern teknoloji ürünü araçlar kullanarak bu tür zorlukların bir dereceye kadar üstesinden gelebileceğini, ancak gece görüş teknolojisinin, tünellerin zifiri karanlığında etkili olmayacağını, zira bu cihazların çalışması için ortamda düşük de olsa bir ışık kaynağına ihtiyaç duyduğunu söyledi.

İkinci zorluk, bir yandan savaş hukukunu koruyup, diğer yandan karadan işgalin nasıl gerçekleştirileceği meselesi.

İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde yaşayan yaklaşık 1,1 milyon sivilin Gazze'nin güneyine gitmelerini istemesinin ardından Gazze'nin kuzey yarısında kaç kişinin kaldığı henüz bilinmiyor.

Geriye kalan birkaç bin kişiyle korkunç sivil kayıpların olması kaçınılmaz.

İsrail ordusunun hatası olmasa bile bu, sivillerin öldürülmesinden ya da yaralanmasından İsrail'in sorumlu tutulmasına yol açacaktır.

Üçüncü zorluk ise Hamas'ın İsrail'i hedef alan saldırısında 200'e yakın kişiyi rehin alması ve rehineleri Gazze'nin farklı yerlerine yerleştirmesi.

Rehinelerin bir kısmının İsrail açısından hassas öneme sahip olan Gazze Şeridi'nin kuzeyinde olacağına neredeyse şüphe yok.

Bazı rehinlerin yakınları İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetini, yakınlarının serbest bırakılmasına yeterince öncelik vermediği için eleştiriyorlar.

Siyasi bilmece

Ancak İsrail ordusunun gerçekten Gazze'nin kontrolünün ele geçirip Hamas'tan kurtulabildiğini varsaysak bile, İsrail'in bununla ne yapacağı ve ne yapmak istediği belli değil.

Savaşın sona ermesinden sonra olacakların üzerinde tam bir sır perdesi bulunuyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nden nasıl çıkacağına dair sorular ortaya çıkıyor?

Hamas'ı dağıtabilirse, Gazze'yi yönetmenin anahtarlarını kime devredecek?

Eğer İsrailli yetkililer şu an bu soruların kendilerini doğrudan ilgilendirmediğini düşünüyorlarsa ve İsrail hükümeti Gazze'nin sorumluluğunu üstlenirse bazı soruların yanıtlarını vermek zorunda kalacaklar.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) Ortadoğu Bölümü Başkanı Sir Tom Beckett'e göre İsrail'in Gazze'ye kara harekâtı düzenlemesi iyi bir seçenek değil.

Çünkü harekât, askeri bir örgüt olarak Hamas'ın yenilgiye uğratılmasında ne kadar başarılı olursa olsun, İsrail'in Gazze'yi kontrol etmek için orayı yeniden işgal etmesi ya da saldırıdan sonra geri çekilmesi ve kontrolü seçenekleri arasında direnişin yer alabileceği diğer gruplara devretmesi gerekecek.

Bu da Gazzelilerin direnişe destek vermeye devam edecekleri anlamına geliyor. 

Hamas'ı ortadan kaldırmanın zorluğu

New York Times (NYT) gazetesine göre İsrail stratejisinin zayıf noktalarından biri, Hamas'ı ortadan kaldırmak.

Çünkü Hamas, parçalanamayacak bir siyasi ve dini düşünceyi temsil ediyor ve Filistinliler arasında İsrail'e karşı silahlı mücadeleyi benimseyen itibarı sayesinde gelişen bir örgüt.

Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu (SOAS) Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Lina Khatib, Hamas'ın askerî açıdan yenilgiye uğratılsa bile ortadan kaldırılmasının mümkün olmayacağını vurguladı.

Çünkü Hamas'ın varlığının ya da meşruiyetinin askeri başarısına bağlı olduğunu söylemenin yanlış olacağının altını çizen Khatib'e göre Hamas askerî açıdan yenilebilir olsa da siyasi açıdan önemini koruduğunu, dolayısıyla her türlü savunmayı 'Filistin halkının kurtuluşu uğruna kahramanca şehit düşmek' olarak sunabileceğini kaydetti.

Londra'daki King's College'da Savaş Araştırmaları profesörü olarak görev yapan Lawrence Friedman, İsrail ordusunun Gazze'deki iddialı siyasi hedefinin hüsrana ya da başarısızlığa yol açacağı konusunda uyardı.

Bunun ABD'nin demokrasi ve cinsiyet eşitliğini tesis etmek gibi kapsamlı ve iddialı siyasi hedeflere sahip olan ve başarısızlıkla sonuçlanan Irak ve Afganistan'daki 'askeri zaferleri' gibi çok fazla örneğinin olduğunu söyleyen Friedman, ilk ve kolay zaferler, yerel milislere ve bölgeyi tanıyan, halk arasında yaşayan ve Cenevre Antlaşması'na ya da savaş kurallarına uymayan radikal İslamcı savaşçılara karşı uzun, şiddetli kontrgerilla operasyonlarla sonuçlandı.

Friedman, Financial Times gazetesinde yaptığı değerlendirmede, İsraillilerin de benzer bir kaderi paylaşabileceğini düşündüğünü, çünkü Hamas'a güçlü bir darbe indirseler bile, yeniden ayağa kalmasına engel olamayacaklarını belirtti.

Friedman, İsrail'in Gazze'yi sonsuza kadar işgal edemeyeceğini ve Gazzelileri Gazze'yle hiçbir şey yapmak istemeyen Mısır'a itemeyeceğini de ifade etti.

Friedman'a göre bu nedenle net bir siyasi strateji olmadan bu işgalin sonuç verip vermeyeceğini bilmek oldukça güç.

6 acı seçenek

İsrail'in Hamas'ı yenilgiye uğratma hedefine ulaşması halinde Gazze'yi yönetmek için iyi bir seçeneği yok.

Birçok uzmanın görüşüne dayanan ve aşağıda sıralayacağımız 6 seçenek ise pahalı ve işe yaramaz görünüyor.

İşte o seçenekler:

1- Gazze'nin yeniden işgali

İsrail, 1967 yılından 2005 yılına kadar olduğu gibi Gazze'yi yeniden işgal edebilir.

Gazze'yi işgal etmek, İsrail askerlerinin şiddet uğraması ve rehin alınması gibi riskleri barındırıyor.

Bu yüzden ABD Başkanı Joe Biden, Gazze'nin yeniden işgalinin büyük bir hata olacağı konusunda uyardı.

İsrail uzun süredir Gazze'deki karmaşık durumun kontrol altına alınabileceğine inanıyordu.

Gazze'de nüfus arttı. Yıllık yüzde 2'den fazla bir artışla Gazze nüfusunun 2030 yılına kadar üç milyona ulaşması bekleniyor. 

Gazze aynı zamanda genç nüfusa sahip bir bölge. Dünyada yaş ortalaması 30,5'ken Gazze'de ortalama yaş 19,6. Ancak yetişkin nüfusun neredeyse yarısı işsiz.

Gazze'deki Filistinliler, Batı Şeria'da yaşayanlara göre dört kat daha fazla yoksulluk içinde yaşıyorlar.

İsrail ordusunun Gazze'yi yeniden işgal etmeyi seçmesi durumunda karşı karşıya kalacağı toplumsal huzursuzluk ve aşırılığın reçetesi de bu işsizlik sorunu olacaktır.

2- İsrail'in olası zafer ilanı sonrası Gazze'den ayrılması

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni kontrol altına alıp Hamas liderlerin tasfiye ederek bir zafer kazansa bile bu zafer kısa vadeli olacaktır.

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilmeye karar vermesi halinde Hamas'ın alt kademesi grubu yeniden şekillendirebilir ya da boşluğu başka bir grup doldurabilir.

İsrail bu oluşumun kimliğini ya da yapısını ise kontrol edemeyecektir. 

3- Gazze'yi kontrol etme yetkisi

FKÖ şemsiyesi altındaki en büyük Fetih Hareketi (El Fetih), 2007 yılındaki iç savaşta Hamas'a yenildi.

ABD'deki ve Batı'daki birçok çevre, Gazze'nin Filistin Yönetimi'nin kontrolüne geçmesinin genel olarak Gazzeliler için kabul edilebilir olacağına dair herhangi bir göstergenin olmadığını düşünüyorlar.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 2005 yılında dört yıl boyunca görev yapmak üzere seçildi.

Ancak kendisi halen iktidarda ve bu yüzden Batı Şeria'da bile meşruiyete sahip değil. 

Başlarda Filistinliler arasında bölünmenin önünü açmak için Hamas'ın ortaya çıkmasına göz yuman daha sonra Filistin halkını temsil edecek kimseyi bulamadığını iddia eden İsrail'in, Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ni kontrol etmesini istemeyebileceğini söyleyenler var.

Çünkü bu durum, ABD'nin iki devletli çözümü yeniden canlandırılması yönündeki baskısı altında dosyayı yeniden gündeme getirmesi halinde İsrail'in barış yükümlülüklerinden kaçmasını zorlaştırabilir.

4- Gazze'nin yerel liderlerin yönetimine girmesi

Gazze Şeridi'nde siyasi bir gruba bağlı olmayan yerel liderleri yönetmek uzak bir ihtimal olabilir.

Bu ihtimal gerçekleşse bile görevleri, Gazze'deki silahlı unsurları kontrol altında tutmak olacağından Gazzelilerin onları İsraillilerin işbirlikçileri olarak göreceklerine şüphe yok.

O zaman da bu yoldaki her türlü fikre karşı açık bir muhalefet ortaya çıkacaktır.

5- Gazze'nin Filistinli olmayan bir Arap gücünün yönetimine girmesi

Bu seçenek de hayata geçirilebilir değil.

Çünkü böyle bir güce katılması muhtemel Mısır, Ürdün ve diğerleri gibi Arap devletleri, İsrail adına Filistinlileri koruyormuş gibi görünmek istemezler.

6- Gazze'nin bir BM gücü tarafından yönetilmesi

Arap olmayan herhangi bir ülkenin bu fikri benimsemesi oldukça güç.

Bunun yanında BM'nin Gazze'de görev yapacak bir barış gücü oluşturması için İsrail'in onayı gerekmiyor.

Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri Rusya ve Çin'in diğer üç daimi üye olan Batı ülkeleriyle nadiren anlaştığı bir dönemde BMGK'dan böyle bir karar da çıkabilir. 

Ayrıca İsrail, Hizbullah'ın BM Lübnan'daki Geçici Barış Gücü'nün (UNIFIL) görevini yerine getirmesini ve Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının ardından Lübnan'dan İsrail'e düzenlenen saldırıların önüne geçmesini engellediğini iddia ediyor.

İsrail'in güvensizliği nedeniyle güvenliğini bir BM barış gücüne emanet etmesi pek olası değil.

Ancak NYT'nin haberine göre İsrail, 2014 yılının ağustos ayında Hamas ile arasında yaşanan tehlikeli çatışmanın ardından ne yapılacağına dair bazı fikirler ortaya atmıştı.

NYT'ye ulaşan 'gizli seçenekler' belgesini gördüm. Belgede, İsrail için en iyi çözümün, Filistinli silahlı gruplar silahsızlandırılıp dağıtılırken İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukanın kademeli olarak kaldırılması ve BM güçlerinin Gazze sınırlarını kontrol etmesine izin vermesinin olduğu belirtiliyor.

Belgede ayrıca 1948 yılında kurulan BM Ateşkes İzleme Teşkilatı (UNTSO) Oslo Anlaşmaları'nın imzalanmasından sonra 1996 yılında bölgeden ayrılmış olmasına rağmen, Gazze'de devriye gezmek için yasal yetkisinin halen devam ettiği belirtilen belgede, UNTSO'nun yeniden oluşturulan yetki kapsamında, Gazze sınırında devriye gezebileceğine, Silahlı grupların silahsızlandırılmasına yardımcı olabileceğine ve başka bir BM organının da bağışçıların yardımlarını koordine edebileceğine işaret edildi.

Eski belgenin yenilenmesi

Şimdi, aradan geçen 9 yılın ardından İsrail ve belki de ABD açısından bakıldığında bu belge bir başlangıç noktası oluşturabilir.

Eğer Gazze'de faaliyet gösteren Hamas ve benzeri gruplar ortadan kaldırılırsa, UNTSO belki de bir tür ek polis gücü olarak Gazze'de bir yandan barışın korunmasına yardımcı olurken, bir yandan da Filistin Yönetimi'nin oradaki statüsünü ve güvenirliğini bir şekilde canlandırabilir.

Bu ihtimal, artık geçmişteki kadar gerçekçi olmayabilir. Ancak İsrail, son olaylardan da ders almaz ve Filistin meselesini görmezden gelmeye devam ederse tıpkı şimdi olduğu zaman zaman olayların patlak vermesi kaçınılmaz olacaktır.

Independent Arabia - Independent Türkçe



İsrail'in sahadaki baskısı ve muhalif gruplar... Hamas sahada ne hale geldi?

Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)
Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in sahadaki baskısı ve muhalif gruplar... Hamas sahada ne hale geldi?

Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)
Gazze şehrindeki bombardımanlardan kaçan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail'in savaşı Gazze Şeridi'ni tahrip eden tek şey değil; çünkü artan askeri operasyonlar sırasında ortaya çıkan yeni silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Bu durum, Hamas'ın bölgedeki statüsü ve kısmen de olsa halen kontrolü elinde tutup tutmadığı konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, hareketin yaklaşımında ‘çete’ taktiklerinin hâkim hale geldiğini söylüyorlar. Bu taktikler, hem İsrail'le hem de sahneye çıkan ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde sabotaj eylemleri gerçekleştiren ve halkı terörize eden silahlı gruplarla yüzleşmede kullanılıyor.

Bazıları bunu Hamas'ın sahadaki gücünün azalması ve popülaritesinin daha da düşmesi olarak görüyor; nüfusun çoğunluğu artık Hamas'ı maruz kaldıkları ölüm, yıkım, yerinden edilme ve açlıktan sorumlu tutuyor.

Ancak Hamas içindeki kaynaklar, İsrail'in hareketin sadece liderlerini değil, yerel yetkilileri, polis memurlarını ve diğer isimleri de yoğun bir şekilde takip etmesi nedeniyle bu durumun normal olduğunu düşünüyor.

ghyju
Gazze şehrindeki eş-Şati Mülteci Kampı’na İsrail'in düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkımı inceleyen Filistinliler, 23 Eylül 2025 (Reuters)

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin savaş sona erdikten sonra, Gazze Şeridi'nde herhangi bir anlaşma sağlanana kadar, yönetim organı kurulana dek kontrolü yeniden ele geçirme yeteneğine sahip olduğunu doğruladı.

Kaynaklar, hareketin ‘gerçek bir parçalanma’ yaşadığına inanmıyor, ancak devam eden suikastlar ve askeri operasyonlar arasında, bazı konuların yönetimiyle ilgili, özünden çok biçimsel sorunlara işaret ediyorlar.

Silahlı gruplar arasındaki anlaşmazlıklar

Diğer yandan farklı silahlı gruplar arasında kamuoyuna yansıyan anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı. Bunlar arasında, ‘Halk Güçleri’ olarak bilinen grupların lideri Yaser Ebu Şebab, Facebook sayfasında yayınladığı bir açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösteren bir silahlı grubun kurulduğunu duyuran eski Filistinli güvenlik görevlisi Husam el-Astal ile herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti.

Ayrıca, Gazze şehrinin doğu mahallelerinde, özellikle Şucaiyye'de benzer bir grup kurmadan önce El Fetih'te aktif olan Gazzeli üç kişiyle herhangi bir bağlantısı olduğunu da reddetti.

Daha sonra sildiği açıklamasında Ebu Şebab, bu kişilerle liderliğini yaptığı Halk Güçleri arasında idari veya örgütsel bir bağlantı olmadığını söyledi. Gazze'deki vatandaşları sindirmek için bu grupların yaptığı eylemleri reddettiğini vurguladı.

İki gün sonra Ebu Şebab, grubunu kurma amacının Filistinlilere yönelik adaletsizliği ve terörizmi sona erdirmek olduğunu belirten başka bir açıklama yayınladı; sivillere yönelik her türlü saldırıyı kınadı ve bu saldırılarla hiçbir bağlantısı olmadığını ifade etti.

Ebu Şebab'ın açıklamaları, el-Astal'ın Times of Israel gazetesine yaptığı ve Ebu Şebab ile sürekli koordinasyon ve iletişim halinde olduğunu söylediği açıklamaların ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın görgü tanıklarından aktardığına göre bu açıklamalar, Han Yunus'ta el-Astal ve Gazze'de Rami Halas liderliğindeki diğer grupların Filistinli sivillerin barınaklarını ve evlerini hedef alan bir dizi operasyon düzenlemesinden sonra geldi. Bu operasyonlar arasında, Gazze şehrinde bir grup sağlık görevlisinin gözaltına alınması, sorgulanması ve araçlarına el konulması da vardı. Bu kişiler, haftalardır İsrail ordusunun operasyonlarının sürdüğü şehrin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan mahallesinde kimlik belgeleri ve paralarına el konulduktan sonra serbest bırakıldılar.

Bu gruplar, en-Nasr mahallesinde ve Şifa Tıp Kompleksi çevresinde silahlı operasyonlar düzenledi, vatandaşların mallarını yaktı, birkaç gün önce Baptist Hastanesi’ne saldırdı ve Hamas üyesi olduğu düşünülen bir vatandaşı kaçırmaya teşebbüs etti.

Aileleri onları reddetti, Hamas pusu kurdu

Söz konusu silahlı kişilerin eylemleri, ailelerinin onları reddetmesine neden oldu. El-Astal ve Halas aileleri, İsrail işgaliyle herhangi bir iş birliğini reddettiklerini doğruladılar.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, Hamas güvenlik güçlerinin Gazze şehrinde, Gazze Şeridi’nin orta kesiminde ve güneyinde düzenlenen pusularda Ebu Şebab, el-Astal, Halas ve diğer isimlerin liderliğindeki silahlı gruplar için çalışan bir grup kişiyi öldürdüğünü açıkladı.

dfrgt
Gazze'nin kuzeyinden yerinden edilen aileler eşyalarıyla birlikte sahil yolunda yürüyorlar, 23 Eylül 2025 (AP)

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki mahallelere ve şehirlere giren güçlerle hemen çatışmaya girmeden, bu unsurların istediklerini yapmalarına izin verdikten sonra, ya akrabaları aracılığıyla ya da İsrail güçlerinin varlığında güvenli olduğuna inandıkları bölgelerde kurdukları pusularla çeşitli şekillerde tuzağa düşürdü.

Geçtiğimiz hafta bir güvenlik gücü, iç güvenliği tehlikeye atan eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda Filistin Yönetimi’nin güvenlik görevlisini öldürdü. Ayrıca, Deyr el-Balah'ta iki kişiyi yakındaki bir yere çekerek öldürdü ve Han Yunus'ta dördüncü bir kişiyi vurdu.

Geçtiğimiz pazar akşamı Gazze şehrinde çekilen bir videoda, silahlı kişiler İsrail için çalıştıkları suçlamasıyla üç kişiyi öldürdü ve Ebu Şebab, Halas ve silahlı grupların diğer liderlerine tehditkâr bir mesaj gönderdi.

Sahadaki durum

İsrail güçleri Gazze şehrindeki operasyonlarını yoğunlaştırıyor. Kara kuvvetlerinin, şehrin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nın kuzeyinde ve en-Nasr mahallesinde ilerlediği, aynı zamanda Şeyh Rıdvan mahallesi ve el-Cela Caddesi'ndeki bazı bölgelere girdiği görüldü.

Gazze şehrinin kuzey bölgelerine keskin nişancılar konuşlandırıldı. Keskin nişancılar, er-Rimal mahallesi ile Şifa Tıp Kompleksi çevresine ateş açarken, İsrail kara kuvvetlerinin şehrin güneyindeki Tel el-Heva mahallesinde ilerlediği ve bu bölgelerdeki operasyonların bir parçası olarak bazı bölgelerden geri çekildiği gözlemlendi.

Ürdün Silahlı Kuvvetleri, İsrail operasyonları nedeniyle Tel el-Heva mahallesindeki Ürdün sahra hastanesini tahliye etti ve faaliyetlerini geçici olarak Han Yunus'taki el-Mevasi’ye taşıdı.

drt
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen iki çocuğun cenazelerini taşıyan Filistinliler, 23 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail güçleri ayrıca, Baptist Hastanesi'nden birkaç metre uzaklıktaki Filistin Meydanı'na doğru operasyonlarını derinleştirmeye çalışıyor. Ancak, henüz karadan bir ilerleme kaydedemeden, bölgeyi ateşle etkili bir şekilde kontrol altında tutuyorlar.

İsrail güçleri, Gazze şehrinin çeşitli bölgelerinde onlarca ev ve konut binasını bombaladı, Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde saldırılar düzenledi ve dün şafak vaktinden öğlene kadar 30'dan fazla Filistinliyi öldürdü.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, pazartesi öğlen ile dün öğlen arasındaki 24 saatte Gazze Şeridi hastanelerinde 38 vefat ve 190 yeni yaralının kaydedildiğini bildirdi. Böylece 7 Ekim 2023'ten bu yana toplam vefat sayısı 65 bin 382’ye, yaralı sayısı ise 166 bin 985'e ulaştı.

Aynı dönemde yardım bekleyen üç Filistinli öldürüldü ve 15 kişi yaralandı. Böylece, ABD yardım merkezlerinin açılmasının ardından mayıs sonundan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 526'ya, yaralı sayısı ise 18 bin 511'e ulaştı.


Hizbullah'ın askeri gücü zayıflıyor... Çevresi bunun bedelini ödüyor

Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)
Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)
TT

Hizbullah'ın askeri gücü zayıflıyor... Çevresi bunun bedelini ödüyor

Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)
Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)

Hizbullah, İsrail ile savaşın ardından ilk yılına askeri ve toplumsal yaralarla girdi. Uzmanlara göre, kendisini yenilmez bir güç olarak sunan Hizbullah, hâlâ gizli bir kapasiteye sahip, ancak saldırı ivmesinden yoksun. ‘Destekleyici çevrenin’ bedel ödediği, liderliğin darbeler aldığı ve İsrail'in her zaman Hizbullah’ın önünde yer alan istihbarat önlemleriyle ilerlediği bir dönem yaşanıyor.

2006'dan 2025'e

Temmuz 2006 savaşından bu yana Hizbullah, eskiden söylediği gibi, caydırıcılık denklemi dayatmasını sağlayan bir füze cephanesi oluşturmak için çalıştı. Suriye savaşı (2011) ile birlikte, Şam ve ağır füzelerin üretildiği Masyaf fabrikası üzerinden tedarik hatlarından yararlanarak etkisini genişletti. Ancak Suriye rejiminin devrilmesi ve güç dengesindeki değişim bu stratejik derinliği zayıflattı.

Yeni bir hedef bankası

8 Ekim 2023 ile ateşkesin ilan edildiği 27 Kasım 2024 tarihleri arasında süren destek savaşı sırasında İsrail oyunun kurallarını değiştirdi. Depoları ve füze rampalarını hedef aldıktan ve saha komutanlarına suikast düzenledikten sonra, köylerdeki Hizbullah üyelerinin evlerini bombalamaya başladı.

Güvenlik ve savunma uzmanı Riyad Kahveci, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, bu değişimin ‘yıkılan evler ve devam eden yerinden edilme nedeniyle çevrenin yıkım ve acı ile dolu hale gelmesi ve bunun da Hizbullah’ın iç ve askeri durumunu doğrudan etkilemesi sebebiyle sosyal maliyeti önemli ölçüde artırdığını’ söyledi.

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrasında dumanlar yükseliyor. Saldırının hedefinin Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye kenti yakınlarında bulunan Hizbullah mevzilerinin olduğu iddia ediliyor. (DPA)İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrasında dumanlar yükseliyor. Saldırının hedefinin Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye kenti yakınlarında bulunan Hizbullah mevzilerinin olduğu iddia ediliyor. (DPA)

Emekli Tuğgeneral Said Kazh, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte “Hizbullah'ın 1985'ten bu yana oluşturduğu muazzam saldırı ve savunma kapasitesi ile gelişmiş silahlar, mühimmat, mayınlar, bubi tuzakları, füzeler ve insansız hava araçlarını (İHA) içeren askeri cephaneliği, İsrail ile ciddi çatışmaların ilk gününde bir anda yok oldu” dedi. Kazh, ‘İsrail ordusunun Bekaa, Güney Lübnan ve banliyölerdeki yaklaşık bin 800 hedefi vurduğunu, bunların hepsinin silah ve mühimmat depolama merkezleri olduğunu ve tamamen imha edildiğini’ belirtti.

Liderlik felç oldu, lojistik durma noktasına geldi

Hedefli suikastlar dizisi, Rıdvan Gücü'nün kalbine darbe vurdu ve niteliksel operasyonlar planlama kabiliyetini zayıflattı. Kahveci'ye göre, İsrail istihbaratının sızması Hizbullah’ı tamamen felç etti ve niteliksel operasyonlar yürütmesini engelledi. Bu da İsrail'in, Hizbullah’ın hareketlerini ve adımlarını doğru bir şekilde okumasını sağladı ve Hizbullah’ı daha önce hiç görmediği bir stratejik yetersizlik durumuna soktu.

Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde gerçekleştirilen askeri tatbikat sırasında Hizbullah savaşçıları (Arşiv – AP)Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde gerçekleştirilen askeri tatbikat sırasında Hizbullah savaşçıları (Arşiv – AP)

Kazh, “Çağrı cihazı operasyonu, Celile'ye ilerleyip Şeba Çiftlikleri ve Kfar Şuba'yı işgal etmek için hazırlanan ve eğitilen Rıdvan Gücü'nü tuzağa düşürdü. Söz konusu operasyon çok sayıda ölü, yaralı ve sakatla sonuçlandı. Operasyondan sonra Rıdvan Gücü savaş denkleminden çıkarıldı” ifadelerini kullandı.

Füzeler ve ‘İHA ekonomisi’

Önleyici saldırılarla ağır füze saldırıları düzenleme kabiliyeti azalan Hizbullah, düşük maliyetli saldırı ve keşif İHA’larına başvurdu. Ancak Kahveci, ‘Hizbullah’ın cephaneliğinde kalanların, az sayıda İHA ve doğuda depolanan birkaç uzun menzilli füzeye ilave olarak, yerel olarak üretilen kısa menzilli füzelerin yüzde 30'unu geçmediğini’ tahmin ediyor. Kahveci, bu değişimin ‘sürdürülebilir ateş gücü oluşturmak için gerçek bir alternatif oluşturmadığını, aksine Hizbullah’ın yeteneklerini yerel düzeyde hasarla sınırladığını’ düşünüyor.

Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde düzenlenen askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde düzenlenen askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)

Kazh, “İsrail, Hizbullah’ın merkezlerini hedef almaya devam etti, sınır köylerine girip yok etti, mağaraları ve tünelleri aradı ve havaya uçurdu, Lübnan'ın çeşitli bölgelerindeki mühimmat depolarını imha etti. Suriye'de bulunan füze ve İHA fabrikaları bile İsrail özel kuvvetlerinin baskınıyla yok edildi” şeklinde konuştu.

Tedarik hatlarının kaybı

Kahveci, “Suriye rejiminin devrilmesi, Hizbullah’ın konumunu geri kazanmasını engelledi. Çünkü Suriye silah üretiminin merkezi ve Lübnan'a geçiş rotasıydı. Masyaf fabrikası tüm ağır roketlerin ana kaynağıydı ve fabrikanın kapanmasıyla Hizbullah, askeri dengesinin temel direğini kaybetti. Hizbullah’ın elinde birkaç tünelin yanı sıra, sınırlı miktarda Katyuşa ve Grad roketi üretim tesisinden başka bir şeyi kalmadı” dedi. Kahveci, ‘gelecekteki herhangi bir savaşın son savaş olabileceğini’ vurguladı.

Kazh, “Hizbullah’a sadık Suriye rejiminin devrilmesi ve ona düşman bir otoritenin yükselişi, İran'ın silah, lojistik ve mali desteğini keserek Hizbullah’ı ana silah kaynağından mahrum bıraktı. Hizbullah özellikle Genel Sekreter Naim Kasım'ın yaklaşık 6 bin kişinin öldüğünü ve 13 bin kişinin yaralandığını ve sakatlandığını, yani yaklaşık 20 bin kişinin askeri çatışmanın dışında kaldığını bizzat kabul etmesinin ardından, İsrail'e karşı mücadele denkleminden çıkarıldı” dedi.

Değişen iç manzara

Kahveci sözlerini şöyle noktaladı: “İsrail istihbaratı derinlemesine nüfuz ettiği sürece, her zaman Hizbullah’tan bir adım önde olacak. Bu durum, başlı başına Hizbullah’ı tüketen ve kırılganlığını doğrulayan bir etken. Halkın durumu çok değişti. Hizbullah’ın destek tabanında sürekli bir acı var. Birçok aile halen şehirlerinin dışında, birçok ev yıkılmış durumda. Hizbullah ile ittifak halinde olan güçler Hizbullah’tan uzaklaştı. Bu değişim, Hizbullah’ın iç ve askeri durumuna doğrudan yansıyor.”

Kahveci’nin ifadeleri, Hizbullah'ın ikmal hattını kaybetmesi, tüm depolarını ve altyapısını etkileyen yıkıcı saldırılara maruz kalması, hatta askeri merkezlerin yıkıldığı Litani Nehri'nin kuzeyinde bile, İsrail ordusuyla çatışacak savaş kabiliyetini kaybettiğini düşünen Kazh'ın söyledikleriyle örtüşüyor.

Kazh, “Siyasi olarak Hizbullah’ın müttefiklerinin çoğu onu terk etti. Şimdi, uluslararası kararların uygulanmasından önce bile, Hizbullah’ın silahlarını devlete teslim etmesini ve anayasayı ve Taif Anlaşması’nı uygulamak için hükümetin planını izlemesini istiyorlar” diyerek sözlerini bitirdi.


Şara, bugün Genel Kurul'a yapacağı konuşma öncesinde yatırımcılar, politikacılar ve Kongre üyeleriyle bir araya geldi

Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)
Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)
TT

Şara, bugün Genel Kurul'a yapacağı konuşma öncesinde yatırımcılar, politikacılar ve Kongre üyeleriyle bir araya geldi

Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)
Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'nın bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumunda konuşma yapması beklenirken, son iki gündür New York'taki toplantılar sırasında programı yoğundu.

Ortadoğu Enstitüsü, dün Suriye Devlet Başkanı'nı özel bir konuşma ve yan etkinlik için ağırladı. Enstitüdeki Suriye portföyü direktörü akademik araştırmacı Charles Lister, Twitter hesabından şunları söyledi: "1967'den beri BM Genel Kurulu'na katılan ilk Suriye Devlet Başkanı olarak, bu, geçiş döneminin dokuzuncu ayındaki mevcut durumu görüşmek için tarihi ve değerli bir fırsat."

Eş-Şara ve beraberindeki heyetin programında, siyasetçiler, Kongre üyeleri ve uluslararası kamuoyunun önde gelen isimleriyle görüşmeler yer alıyor. Bu, Suriyeli yetkililerin BM forumuna nadir katılımının bir örneği.

frgt
Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, New York'ta Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel ile bir araya geldi (SANA)

Cumhurbaşkanlığı'nın resmi hesaplarına göre, eş-Şara dün Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Esad eş-Şeybani'nin de eşliğinde Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ile bir araya geldi. Ayrıca, dün X hesabından yaptığı paylaşımda, "Suriye Devlet Başkanı'na Pakistan'ın Suriye halkıyla dayanışmasını teyit ettiğini ve ticaret, insan sermayesi ve kalkınma da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yoluyla Pakistan ve Suriye arasındaki tarihi dostluğu güçlendirme kararlılığını paylaştığımızı" belirten Pakistan Dışişleri Bakanı Muhammed İshak ile de bir araya geldi.

Eş-Şara pazartesi akşamı, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen bir grup iş adamı, yatırımcı ve büyük Amerikan ve uluslararası şirketlerin temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısına katıldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre toplantıda, Suriye'deki mevcut yatırım fırsatları ve çeşitli sektörlerde sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan umut verici ekonomik potansiyeli ele alındı.

u
Pazartesi günü New York'taki BM genel merkezindeki BM logosu (AFP)

Suriye Devlet Başkanı eş-Şara, pazartesi günü Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin de katılımıyla ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi ve Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen iki devletli çözüm konferansına katıldı. Suriye Devlet Başkanı pazartesi günü, İsrail ile gerginliği azaltacak bir güvenlik anlaşması umudunu dile getirdi, ancak ülkesinin Yahudi devletiyle İbrahim Anlaşmaları'na yakın zamanda katılmasını reddetti.

Suriyeli yetkililer, Esed'in devrilmesinden bu yana devam eden kaos ortamında Suriye topraklarına defalarca saldırı düzenleyen İsrail ile yıl sonuna kadar askeri ve güvenlik anlaşmaları imzalamayı hedefledi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, Rubio'nun eş-Şara ile görüşmesinde Suriye ve İsrail arasındaki durumu ele aldığını ve Suriye'de "istikrarlı ve egemen bir devlet inşa etme" fırsatını değerlendirmenin gerekliliğini vurguladığını belirtti.

yı8o9
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir araya geldi. (SANA)

Bu bağlamda, Kongre'nin önde gelen iki üyesi Temsilci Gregory Meeks ve Senatör Jeanne Shaheen, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun üst düzey toplantılarının yapıldığı oturum aralarında Suriye Devlet Başkanı ile bir araya geldi. Kıdemli Üye Meeks, eş-Şara'yı New York'ta ağırladı ve Suriye'de barış ve refahı tesis etme çabalarına verdiği desteği dile getirdi.

Ayrıca, yıllarca süren baskı ve iç savaşın ardından Suriye'de yeni bir gelecek arayan Suriye halkına olan umut ve desteğini dile getirdi. Kıdemli üye, yeni Suriye'de dini ve etnik azınlıkların korunmasının ve tam temsilinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Eş-Şara, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumuna katılmak üzere 21 Eylül Pazar günü Amerika Birleşik Devletleri'ne geldi.