Lübnanlı hakimler akademisyenlik yapmak için adalet saraylarını terk ediyor

Ekonomik çöküş nedeniyle hâkimlerin ortalama aylık maaşı 400 dolar oldu

Avukatlar ve hakimler Adalet Sarayları'nın kötüleşen altyapı koşullarından şikayetçi (Reuters)
Avukatlar ve hakimler Adalet Sarayları'nın kötüleşen altyapı koşullarından şikayetçi (Reuters)
TT

Lübnanlı hakimler akademisyenlik yapmak için adalet saraylarını terk ediyor

Avukatlar ve hakimler Adalet Sarayları'nın kötüleşen altyapı koşullarından şikayetçi (Reuters)
Avukatlar ve hakimler Adalet Sarayları'nın kötüleşen altyapı koşullarından şikayetçi (Reuters)

Beşir Mustafa 

Hakimlerin gelirleri yaptıkları işle, üstlendikleri görevlerle ve sorumluluklarla orantılı değil.

Lübnanlı bir adli makamın bu şikâyeti artık bireysel olmaktan çıkıp birçok kişinin dilinde tekrarlanıyor.

Bu da Lübnan'daki yaşam koşullarından toplu bir memnuniyetsizliğe işaret ediyor.

Şikayetlerin kapsamı, kanunun belirlediği çerçeveler dahilinde görevlerini yerine getiremeyen adli yardımcılara kadar genişliyor.

Düşük gelir

Lübnan'daki diğer kamu sektörü çalışanları gibi, yargıçların maaşları da ulusal para biriminin dolar karşısındaki değer kaybından ciddi şekilde etkilendi, ki bu değer kaybı ekim ayındaki neredeyse sabitlenmiş olan piyasa kuruna göre 60 katına kadar çıktı.

Hükümet, halkın hoşnutsuzluğunu hafifletme ve tekrarlayan grevler ve protestoları engelleme girişimi olarak maaşları yedi katına çıkardı.

Bir yargı yetkilisine göre, bir yargıcın ortalama aylık maaşı 400 ABD dolarını geçmiyor, bu miktar, yargıcın rahatlığını sağlamak amacıyla geçici ve istikrarsız nitelikte olan ve yargı sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak için kullanılan Yargıç Dayanışma Fonu katkılarıyla artırılıyor.

Yüksek Yargı Konseyi çevreleri, hakimlerin taleplerinin meşruiyetini kesin bir şekilde doğruluyor.

Bunun nedeni, sunulan imkanların yargıçların yaşam koşullarını iyileştirmemesi, sağlık ve eğitim imkanlarının son derece düşük olması ve ekonomik çöküş nedeniyle bu imkanların büyük ölçüde azalması gerçeğinden kaynaklanıyor.

Geçmişte bu güvencelerin kapsamı yüzde 100 idi, ancak şimdi en fazla yüzde 30'a düştü ve tıbbi bakım ve ilaçlara erişim neredeyse yok denecek kadar azaldı.

Tanıklardan birine göre hakimler artık çocuklarının okul ücretlerini veya özel hastanelerdeki tıbbi faturaları ödeyemiyor, çünkü bunlar toplam yıllık gelirlerini aşıyor.

Ayrıca, emekli hakimlerin 45 yıllık hizmet sonrasındaki kötü durumlarının, diğer hakimleri çalışma teşvikinden mahrum bıraktığına da dikkat çekildi.

Bu nedenle, hakimlerin koşullarının iyileştirilmesi için özel şirketlerle sözleşme yapılması düşünülüyor.

Ücretsiz izin ve istifa 

Yaşam koşullarını iyileştirmek için hakimler kanun kapsamında farklı seçenekleri değerlendiriyor.

Independent Arabia, özel üniversitelerin hukuk fakültelerinde yüksek öğrenime giden bazı hakimlerin farklı deneyimlerini inceledi ve kanunun, bir hâkimin akademisyenlik dışında herhangi bir iş yapmasını yasakladığını doğruladı.

Bu yüzden harçlıklar çok az olmasına rağmen yükseköğretimde hukuk fakültelerine yöneliyorlar.

Diğer hakimler ise istifa, geçici izin, ücretsiz izin gibi alternatifleri tercih ediyor. Lübnan Yüksek Yargı Konseyi, "Konseyin istifa talepleri konusunda karar vermediğini ve tüm hakimlere ihtiyaç olduğu gerekçesiyle 15 talebi reddettiğini" ortaya koyuyor.

Bu durum, yargı sisteminin boşluk içinde olmasının ve yargıçların farklı mahkemelerde farklı görevlere getirilmesinin gerekliliği nedeniyle meydana geliyor. Kaynaklar şu bilgiyi paylaştı:

Bazı hakimler Adalet Bakanlığı'na ücretsiz izin talebinde bulunmak için harekete geçti, o da 20 hâkimin talebini onayladı.

İstifalarla ilgili gelen bilgiler, yedi yargıcın avukatlık mesleğine geçmek veya yurt dışına seyahat etmek üzere başka işler üstlenmeye hazırlık amacıyla yargıdan istifa ettiğini gösteriyor.

Adalet kötü durumda

Adalet sisteminin kötü durumu sadece yargıçların kötüleşen yaşam koşullarıyla sınırlı değil, aynı zamanda adalet saraylarının altyapısı ve tesisleri hakkında da şikayetler bulunuyor.

Avukatlar ve yargıçlar, adalet saraylarının bina ve ekipmanlarının durumu konusunda şikâyet ediyorlar. Yargıçlar tarafından kullanılan ifadeler adalet saraylarının durumunu "son derece kötü" ve "felaket" olarak nitelendiriyor, bu da adalet saraylarında çalışmanın düzenini etkiliyor.

Geçenhafta yağmurlar nedeniyle adalet saraylarının birçoğunu su bastı, çünkü kışa hazır değillerdi.

Ayrıca avukatlar, elektrik kesintileri, bazı işlemleri telefon ışığında tamamlama, asansörlerin çalışmaması, ofis malzemeleri, belgeler ve hokkaların kaybolması gibi sorunları dile getiriyorlar.

Adaletin başarısız olduğu gerçeğine ilişkin açıklamasında adli referans, Haziran 2023'te çok sayıda yargı yetkilisi, bakan ve medya profesyoneliyle bir araya gelerek saha çalışması yürüten Avrupalı uzmanların raporuna dayanıyor.

Bu uzmanlar, "sorunun yeni olmadığını, birikmiş bir sorun olduğunu ve Adalet Bakanlığı'nın bütçesinin genel bütçenin yalnızca yüzde 0.5'ini oluşturduğunu ve bu bütçenin adalet tesislerinin bina ve işletme giderlerini, tüm insan kaynakları için maaşları içerdiğini" belirtti.

Avrupalı uzmanların raporu, Lübnan'daki adalet tesislerinin finansman seviyesinin dünya standartlarına kıyasla düşük olduğunu belirtti ve "diğer kurumların finansmanı ile orantısız" olduğunu vurguladı.

Ayrıca, adalet tesislerinin devlet kaynaklarını sağlama açısından üçüncü sıradan da aşağıda olduğua işaret etti.

Lübnan'daki bir yargı referansı, "Lübnan'ın adalet tesislerine yardım etme veya hukuk devleti ve güçlü kurumların oluşturulmasına katkı sağlama niyeti olmadığını" üzüntüyle belirtti.

Yüksek Yargı Konseyi Girişimi

Yüksek Yargı Konseyi'nin bir girişimi olarak, adalet tesislerinin zorlu durumunu hafifletmeye yönelik olarak Adalet Bakanlığı ile iş birliği yapıldı.

Bu çerçevede, temyiz mahkemelerinin başkanları, valiler, belediye başkanları ve elektrik kuruluşları ile iletişim kurarak adalet saraylarının en temel hizmetleri olan su, elektrik ve temizlik konusunda iş birliği yapmaya çalıştılar.

Ayrıca, Temyiz Mahkemesi, Beyrut Valisi ve elektrik kuruluşu ile iletişim halinde olarak Lübnan'daki yargı sisteminde hizmetin devamlılığını sağlamaya çalıştı.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.