Omdurman sokaklarındaki cesetler ve Darfur'daki katliam korkusu

Başkent Hartum semaları, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar nedeniyle dumanla kaplandı. (AP arşiv)
Başkent Hartum semaları, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar nedeniyle dumanla kaplandı. (AP arşiv)
TT

Omdurman sokaklarındaki cesetler ve Darfur'daki katliam korkusu

Başkent Hartum semaları, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar nedeniyle dumanla kaplandı. (AP arşiv)
Başkent Hartum semaları, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar nedeniyle dumanla kaplandı. (AP arşiv)

Sudan'ın başkenti Hartum'un batısında bulunan Omdurman sokaklarında askeri üniformalı cesetlerin sayısı artıyor. Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM), etnik katliam korkusu nedeniyle Darfur bölgesinde ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların daha da şiddetlenmesi konusunda uyarıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Omdurman'daki görgü tanıkları ‘çarşamba günü yaşanan çatışmaların ardından şehrin merkezinde sokaklara atılmış askeri üniformalı birçok insan cesedi gördüklerini’ aktardı. Tanıklar, bölgeye hizmet veren son sağlık merkezi olan Omdurman'ın kuzeyindeki en-Nev Hastanesi'ne düşen bir top mermisinin bir kadın çalışanın ölümüne yol açtığını bildirdi. Diğer taraftan ordu ve HDK, başkent Hartum'un çeşitli bölgelerine ağır top bombardımanı düzenledi.

Sudan ordusu geçtiğimiz ağustos ayından bu yana Omdurman'ı Kuzey Hartum’a bağlayan ve HDK için ana tedarik hattı olan hayati öneme sahip Şambat Köprüsü'nün kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Darfur Koordinatörü Toby Harward, Darfur'daki durumla ilgili olarak dün X platformundaki (eski adıyla Twitter) hesabından şunları paylaştı:

“Yüz binlerce sivil ve yerinden edilmiş kişi şu an büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Durum kötüleştikçe Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir şehrinde de gerginlikler yaşanıyor. Güvenlik, yiyecek ve su kıtlığı ve hizmetler çok sınırlı. Sudan ordusu ve HDK şehrin kontrolü için savaşıyor ve bunun siviller üzerinde feci sonuçları olacak.”

Sudan'daki ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada ‘HDK tarafından gerçekleştirilen ciddi insan hakları ihlallerine ilişkin görgü tanıklarının raporlarından derin endişe duyulduğu’ ifade edildi. Söz konusu ihlaller arasında Batı Darfur eyaletinin Ardamta bölgesindeki cinayetler ve Batı Darfur'da Arap olmayan önde gelen etnik gruplardan biri olan Masalitlerin liderleri ve üyelerinin hedef alınması da bulunuyor.

Ülkenin yoğun nüfuslu bölgelerinde Korgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu güçleri ile Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) komutasındaki HDK arasındaki çatışmalar geçen nisan ayından bu yana tüm şiddetiyle sürüyor. Bu da temel hizmetlerin felç olmasına ve başkent ile ülkenin batısındaki Darfur bölgesinde tüm mahallelerin yok olmasına yol açtı.



Araplardan Hamas'a kenara çekilme çağrısı... Gazze krizine çözüm olabilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yıkılmış binaların enkazı yanında at arabasıyla ilerleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yıkılmış binaların enkazı yanında at arabasıyla ilerleyen Filistinliler (AFP)
TT

Araplardan Hamas'a kenara çekilme çağrısı... Gazze krizine çözüm olabilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yıkılmış binaların enkazı yanında at arabasıyla ilerleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yıkılmış binaların enkazı yanında at arabasıyla ilerleyen Filistinliler (AFP)

İsrail'in hükümetteki varlığını reddetmesi ve ABD'nin ‘yerinden etme’ planından kaçınmak için Hamas'ın Filistin sahnesinden çekilmesi yönündeki çağrılar, hareketin birkaç gün önce ‘savaşın bittiği günün ertesinde var olacağını’ ima etmesi nedeniyle, bunun Gazze krizinin çözümünün bir parçası olabileceği ve ne ölçüde başarılabileceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Birkaç gün önce Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt tarafından ortaya atılan ve dün Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı'nın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş tarafından desteklenen bu çağrılar, Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanları Gazze Şeridi'ndeki krizi çözmeye en yakın seçenek olarak görenler ve bunu dışlayanlar arasında ikiye böldü. Söz konusu çağrıyı dışlayanlar, geçtiğimiz ocak ayından bu yana yer değiştirme planına bağlı kalan ABD Başkanı Donald Trump’ın ve bir yıldan uzun süredir devam eden savaştan bu yana Hamas'ın iktidarda kalmasına razı olmayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu fırsatı kaçırdığını düşünüyor.

Gargaş dün X platformunda yaptığı paylaşımda, “Arap Birliği Genel Sekreteri'nin Hamas'ın Gazze yönetiminden çekilmesi yönündeki mantıklı çağrısı doğrudur. Zira Filistin halkının çıkarları, özellikle de Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden sürülmesine yönelik çağrılar ışığında, Hamas’ın çıkarlarından daha öncelikli olmalıdır” dedi.

Birkaç gün önce televizyonda yayınlanan röportajında Ebu Gayt, “Eğer uluslararası vizyon ve Filistin'in çıkarları Hamas'ın bu kadar net bir şekilde sahneden çekilmesini gerektiriyorsa, Hamas, Filistin Yönetimi ile uzlaşmalı ve kendini devre dışı bırakmalıdır. Bu süreç, Arap iradesi ve Filistinlilerin uzlaşı ve mutabakatıyla olsun. Filistin Yönetimi, Mısır'dan ya da Arap zirvesinden (ay sonunda yapılacak olağanüstü zirve) gelecek herhangi bir öneri doğrultusunda kendi sorumluluğunu üstlensin ve bölgeyi yönetsin” ifadelerini kullandı.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava'ya göre ‘Gazze krizinin çözümünün önemli bir parçası savaşın ertesi günü Hamas'ın olmaması ya da en azından hükümet sahnesinden çekilmesidir. Çünkü İsrail ve ABD için Hamas'ın var olmaması gerekir.’ Mutava, ‘Hareketin varlığını sürdürmesinin İsrail'in yeniden inşayı sekteye uğratması ve gönüllü göçü zorlaması için yeterli bir bahane olacağı’ uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da ağır hasar görmüş bir okulun önünden geçen genç bir adam (AFP)Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da ağır hasar görmüş bir okulun önünden geçen genç bir adam (AFP)

İsrail konusunda uzman bir akademisyen olan Dr. Ahmed Fuad Enver, ‘Hamas'ın kenara çekilmesinin’ bir çözüm olabileceğine, ancak bunun ayrıntılarının tartışılması gerektiğine inanıyor. Enver, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimini yürütmeme fikrine açık olduğunu, ancak üstesinden gelinmesi zor bir figür olmak istediğini ve Mısır tarafından desteklenen ‘teknokratik komitenin’ geçtiğimiz aylarda çözmeye çalıştığı ikilemin de bu olduğunu belirtti.

Öte yandan Hamas konusunda uzman bir Filistinli analist olan İbrahim el-Medhun, ‘bu çağrıların bir bütün olarak Arap tutumunu yansıtmadığı, istikrara hizmet etmediği ve Gazze krizine gerçek çözümler bulunmasına katkıda bulunmadığı’ görüşünde. El-Medhun, ‘bu tür çağrıların gözden geçirilmesi ve Filistin halkının kararlılığını destekleyen bir ruhla sahnenin gereklilikleriyle etkileşime girilmesi’ çağrısında bulundu.

Söz konusu çağrılar, Hamas'ın birkaç gün önce Deyr el-Balah'ta esir takası anlaşmasının beşinci turu için kurulan platforma Arapça, İbranice ve İngilizce olarak ‘Biz tufanız... Biz ertesi günüz’ yazılı büyük bir pankart asmasının ardından ‘ertesi gün’ Gazze Şeridi'nde kalma fikrini desteklediği sırada geldi. Hamas tarafından yapılan açıklamada, “Filistin halkı, direniş etrafında toplanarak ve işgale meydan okuyarak, Trump'ın tüm yerinden etme ve işgal projelerini reddettiğini ve bunları engelleme konusundaki kesin kararlılığını teyit ediyor ve ertesi günün mükemmel bir Filistin günü olduğunu ilan ediyor” denildi.

Mısır daha önce Hamas ve El Fetih arasındaki görüşmeleri desteklemiş ve bu görüşmeler ekim, kasım ve aralık aylarında yapılan üç turun ardından Gazze Şeridi'ni ‘Toplum Destek Komitesi’ adı altında yönetecek bağımsız bir komite üzerinde ön anlaşmaya varılmasıyla sonuçlanmış, ancak Filistin Yönetimi bu anlaşmayı onaylamayarak başka bir komite ilan etmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati birkaç gün önce yaptığı açıklamada, ‘Gazze'de gelecek günlere ilişkin her türlü senaryonun Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin birliği çerçevesinde olması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ne geri dönmesini içermesi gerektiğini’ söyledi.

Mutava, “Hamas'ın ister bağımsız bir komite ister başka bir şey aracılığıyla olsun Gazze Şeridi'nin yönetiminde kalmaya devam etmek için hiçbir seçeneği ya da yeteneği yok. Önemli olan Hamas’ın uzakta olması; aksi takdirde İsrail, Gazze Şeridi'ni Batı Şeria'dan ayırma hedeflerine ulaşacak” dedi.

El-Medhun, “İşgalin sözde ertesi gün vizyonuyla uyumlu her öneri, Filistinlileri zorla yerinden etme ve Filistin ulusal iradesini zayıflatma planlarını güçlendirir. Bu kesinlikle kabul edilemez ve uygulamaya geçmeyecektir. Hamas, Arap pozisyonunun birliğini güçlendiren bir istikrar faktörü olmaya heveslidir, ancak Filistin halkının haklarını savunma ve işgale tüm meşru yollarla karşı koyma rolünden geri adım atmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Dr. Ahmed Fuad Enver, potansiyel çatışmayı çözmek için Mısır'ın bu ikileme çözüm bulmadaki rolünün önemini vurguladı. Enver, “Netanyahu, özellikle Hamas'ı yenemediği ya da silahsızlandıramadığı için Filistin Yönetimi'nin geri dönüşünü bir uzlaşma olarak kabul etmek zorunda kalabilir. Bu da hareketi Hizbullah silahlarıyla kalırken bir cumhurbaşkanı ve başbakanı olan Lübnan modeline benzer hale getirir” şeklinde konuştu.