Beşiktaş'ta ikinci Rıza Çalımbay dönemi: Tekrar buraya gelmek büyük bir mutluluk

"Başakşehir maçında sırf taraftar için oynamamız gerekiyor. Gerçekten çok üzüldüler. Taraftara galibiyet lazım"

Rıza Çalımbay (AA)
Rıza Çalımbay (AA)
TT

Beşiktaş'ta ikinci Rıza Çalımbay dönemi: Tekrar buraya gelmek büyük bir mutluluk

Rıza Çalımbay (AA)
Rıza Çalımbay (AA)

BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Rıza Çalımbay, göreve getirilme süreciyle ilgili bilgi verdi.

Beşiktaş'a dönmekle yaşadığı mutluluğu anlatan Çalımbay, "Çağırdılar geldim. 'Durumumuz iyi değil.' dediler, 'Tamam' dedim. 'Yapabilir miyiz hocam?' dediler, 'Yaparım' dedim. Benim açımdan tekrar buraya gelmek büyük bir mutluluk. Her zaman söylediğim gibi Beşiktaşlıyım. Futbol hayatım buradan başladı, burada bitti. Şu anda geldiğim dönem ilk başladığım zamana benziyor. Yıldırım Demirören o zaman 'Beşiktaş'la çalışır mısın?' diye çağırdı. Çaykur Rizespor'da bıraktı ve böyle sıkıntılı, kaos olan bir durumda buraya geldim. İyi bir şekilde bitirdik. İlk başladığımızda ligin ikinci yarısını lider bitirdik. Takımın durumu pek iç açıcı değil. Amacımız bunu çok iyi şekilde analiz edip, nerede, ne kriz var onları bulmamız gerekiyor." diye konuştu.

Siyah-beyazlı kulübe minnet borcu olduğunu ifade eden Çalımbay, "Biz de sezon başı takımı alalım, tanıyalım, transferleri yapalım isteriz ama yapacak bir şey yok. Şu anda çağırıp ihtiyaçları olduğunu söylediler. Çağırdıkları zaman 'yok' demem. Beşiktaş Kulübüne minnet borçluyum. Benim futbol hayatım burada geçti. Ne kazandıysak Beşiktaş sayesinde oldu. O bize verdi, şimdi bizim ona vermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Beşiktaş'ta bir kriz olduğunu söyleyen tecrübeli teknik adam, "Bugün hafif bir antrenmana sonra da maça çıkacağız. Bu büyük bir dezavantaj benim için. Oyuncularımızla, 'Ne olursa olsun bunu halledecek olan bizleriz.' diye konuştuk. Sahaya bambaşka bir şekilde çıkacaklar. Bu krizi en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyorum." dedi.

"Öncelikle taraftarı kazanmamız gerekiyor"

Zor bir başlangıç yapacaklarını söyleyen Çalımbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bizim için zor bir başlangıç. Sıkıntılı bir durum. Taşın altına elimizi koyacağız. Başkana da söyledim, beni buraya çağırıp görev verildikten sonra benim yok demem mümkün değil. Süre 2 maç olur, başka bir şey olur... Ne olursa olsun çağrıldığım an seve seve yaparım. Buraya geldiğim için mutluyum, işimin zor olduğunu biliyorum. Benden önce gelen arkadaşlardan daha zor durumdayım. Keşke daha önce gelebilseydim, daha farklı şeyler olacağına inanıyordum. Zamanı çok iyi şekilde değerlendireceğiz ve bu işi atlatacağımıza inanıyorum. Bizim için en önemli şey taraftar. Taraftar üzgün, kırgın, sinirli. İstediği sonuçlar elde edilemiyor, istediği oyun olmuyor. Çok üzgünler. Öncelikle taraftarı kazanmamız gerekiyor. Taraftara '12. adam' derler bana göre 1. adam. Onların desteği olmazsa bu kaostan çıkmamız mümkün değil. Destek verirlerse onlarla beraber bu işi çok iyi şekilde başarabiliriz. Ters bir şey olursa o zaman sıkıntı yaşarız. Taraftara inanıyorum. Taraftarı kazanmamız gerekiyor. Başakşehir maçında sırf taraftar için oynamamız gerekiyor. Gerçekten çok üzüldüler. Taraftara galibiyet lazım. Bunun için hep beraber herkes her şeyini ortaya koyması gerekiyor. Sakatımız var, sıkıntılarımız var ama hepsi Beşiktaş'ın oyuncusu.

" Ne gerekiyorsa yapacağız, sıkıntıları neyse onu çözeceğiz"

Beşiktaşlı futbolcuların çok iyi isimler olduğunu ancak kapasitelerinin altında kaldıklarını kaydeden Çalımbay şunları ifade etti:

Bu oyuncuların, bu takımın oynadığı oyun bu değil. Oyuncuların da kapasiteleri bu değil. Mutlaka bir sıkıntı var. Onu aşmak için zaman gerekiyor ama maalesef zaman yok. Benim için en önemlisi Başakşehir maçını geçmek. Bu maçı geçtikten sonra milli ara var, sonra Antalya'ya kampa gideceğiz. Ondan sonra da bambaşka şekilde döneceğiz. Ne gerekiyorsa yapacağız, sıkıntıları neyse onu çözeceğiz. Futbolda başarıyı, başarısızlığı gördüm. Çok krizli takımlara gittim. Sonuncu olan takımı aldım. Hepsinde önce krizi çözüyorduk. Burada zaman az. 1,5 gün bile yok. Onu iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.

Takımla ilgili çalışmalara başladığını belirten Çalımbay, "Sabahtan beri önümde dosya, takımı yazıp çiziyorum. Sakat oyuncumuz çok. Gerekirse altyapıdan arkadaşlarımızı da çıkarabiliriz. Oyuncuları yüzeysel olarak seyrediyoruz ama net olarak tanımıyoruz, içlerine girmek gerekiyor. Bu 1 haftamızı alır. Bu sürede takımı tamamen tanırız. Semih, Arda gibi arkadaşları tanıyacağız. Alınan oyuncuların hepsi iyi, kariyerleri mükemmel. Bana göre hazır değillerdi. İstediklerini tam yapamadılar ve kendilerini gösteremediler" diye konuştu. 

Siyah-beyazlı kulübün 3 Aralık'taki olağanüstü kongresinde başkanlığa aday olan isimlerin kendisini aradığını söyleyen Rıza Çalımbay, "Beşiktaş'ta kongre de olsa antrenör de gitse kalanlarla bu takım şampiyonluğa oynamak zorunda. Beni aradılar adaylar. Hepsi de çok değerli, Beşiktaş'a büyük faydası olan insanlar. Görev zamanını düşünmüyorum. Tek düşündüğüm şey Başakşehir maçı. Bana biraz zaman verildiğinde iyi şeyler yapacağıma inanıyorum. Bu takımın oyunu bu değil. Bu takım geçen sene 15 maç namağlup gitmiş bir takım. Aynısını yapabilirler. Hırslı, arzulu girerlerse buradan alnımızın akıyla çıkarız." değerlendirmesinde bulundu.

 

"Ne kadar zaman verilirse elimden geleni yaparım"

Beşiktaş'taki ilk görev süreci ile bugün arasında tecrübe farkı olduğunu kaydeden tecrübeli çalıştırıcı, "İnsanlar ne kadar çalışırsa, ne kadar takım çalıştırırsa o kadar tecrübeli olur. O zaman da taşın altına elimi koydum. Türkiye'den, Avrupa'dan elenmiş ligde alt sıralarda bir Beşiktaş'ı aldım. O sene bir tek Galatasaray'a yenildik. Takımı Avrupa kupalarına götürdük. O Rıza'yla bu Rıza arasında tecrübe farkı var. O zaman transfer şansımız da olmadı. O zaman da çok güzel şeyler yaptım. Bu sene bir anda geldim. Bir çalışma zamanı olsaydı her şey başka olurdu. Ne kadar zaman verilirse elimden geleni yaparım. Ben Beşiktaşlıyım. Altyapısından yetişmiş birisiyim." diye konuştu.

Beşiktaş'a daha önce gelse işlerinin daha kolay olabileceğini söyleyen Çalımbay, "Benimle keşke daha önce görüşselerdi. O zaman daha farklı olabilirdi. Zaman kaybı olmazdı. Sivasspor'da Konferans Ligi'nde gruptan çıktık, güzel işler yaptık. Bu gruptan da çıkabilirdik. Hep 'keşke' diyoruz ama giden gitti. Önümüze bakmamız gerekiyor. Başka çaremiz yok. Transfer yapma şansımız yok şu anda. Arkadaşlarımızla çok iyi bir şekilde kaynaşıp iyi şekilde başlamamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Kaos ortamlarını iyi bildiğini söyleyen Çalımbay, "Karşımdaki oyuncunun ne duymak istediğini çok iyi biliyorum. Biz de öyle şeyler yaşadık. Bir anda modunuz düşüyor. Daha zayıf takımlara puan kaybedebiliyorsunuz. Lider oyuncuların ortaya çıkıp takımı koruması gerekiyor. Teknik direktör, liderlik vasfı olmazsa krizi çözme imkanı sıfırdır. Dün futbolcuları karşımda gördüğümde hepsinde bir kırgınlık, mental yorgunluk, karamsarlık vardı. Ben de kendilerine birkaç şey söyledim. 'Bundan sonra başka türlü yapacağız.' dedim. Bunları düzelteceğiz, düzeltmek için de zaman lazım. Bu kadroyla çok şey yapılır. Arkadaşlar kendilerinde olanı versinler yeter. Ekstra bir şey istemiyoruz. Çok iyi şeyler yapacaklarına inanıyorum. Birbirleriyle iç içe olamamışlar, onu düzeltiriz. Oyuncuların da istemesi gerekiyor bunu. Kafayı sahaya vermeleri lazım. İlk işimiz Başakşehir maçını çok iyi şekilde bitirmemiz lazım." şeklinde konuştu.

"Beşiktaş'ın en büyük ihtiyacı galibiyet serisi"

Beşiktaş'ın galibiyet serisine ihtiyacı olduğunu söyleyen Çalımbay, "Beşiktaş'ın en büyük ihtiyacı galibiyet serisi. Bu şimdi de olabilir, sonra da olabilir. Seri yaparsak yukarıdakileri yakalayabiliriz. Beşiktaş'ın hedefi bitmez, Türkiye Kupası var, lig var. 3-4 galibiyetle çok iyi yerlere gelebilirsiniz. Karamsar olursanız daha da aşağı düşebilirsiniz. Futbolcularıma ve ekibime güveniyorum. Ligde neyin ne olacağı belli olmaz. En az 15 maç namağlup gitti geçen sezon Beşiktaş. Bunu yapmamak için bir neden yok. Devre arası çok kısa olacak. O zaman da eksik yerlerine 1-2 oyuncu alırsan yukarıdakileri yakalayabilirsiniz, Avrupa'ya gidebilirsiniz. Kim giderse gitsin, Beşiktaş her zaman yukarı oynamalı." dedi.

Milli takım arasındaki Antalya kampına altyapıdan başka oyuncular da götüreceğini söyleyen Çalımbay, oyuncularla henüz bireysel toplantı yapmadıkların söyledi.

Tecrübeli teknik adam, Burak Yılmaz'ın göreve erken başladığını söyleyerek, şunları kaydetti:

Burak Yılmaz benim sevdiğim bir insan. Beraber Eskişehir'de çalıştık. Trabzon'da da beraberdik. Futbolculuğu mükemmeldi. Trabzon'a da çok sıkıntılı dönemde gitmişti. O zaman da olağanüstü oynadı, çok büyük faydası oldu. Yüz yüze ve telefonla görüşmedik. Burak erken başladı antrenörlüğe. Çok hırslı birisi. Antrenörlükte belli bir yere gelmeniz gerekiyor. 'İyi futbolcuyum.' diye hemen antrenör olamayız. Ekibimiz olması gerekiyor. Bizlerin kesinlikle tecrübe kazanmamız gerekiyor. Eğer futbolu bitirdiniz, eğer bir yerde staj gibi bir şey görürseniz büyük avantaj sağlar. Ben 2 yıl Ümit Milli Takım'da çalıştım. Sonra Mustafa Denizli ile A takımda çalıştık. Sonra İngiltere'ye gittim. 3-4 takımla antrenmana çıktım. Oradan geldim ve Serdar Bilgili beni aradı, 'Daum'u alıyoruz, seni yardımcı istiyor.' dedi. 6 ay çalıştım ve Göztepe'de tek başıma başladım. Burak da iyi antrenör olabilir. Belli evreleri geçmesi gerekiyor.

Çalımbay, yurt içi ve dışında sürekli oyuncu izlediklerini ve transfer döneminde listelerindeki oyunculardan takviye yapabileceklerini söyledi.



Cristiano Ronaldo'dan emeklilik açıklaması

Al Nassr oyuncusu Cristiano Ronaldo, Al Okhdood'a karşı oynadıkları maçta (Reuters)
Al Nassr oyuncusu Cristiano Ronaldo, Al Okhdood'a karşı oynadıkları maçta (Reuters)
TT

Cristiano Ronaldo'dan emeklilik açıklaması

Al Nassr oyuncusu Cristiano Ronaldo, Al Okhdood'a karşı oynadıkları maçta (Reuters)
Al Nassr oyuncusu Cristiano Ronaldo, Al Okhdood'a karşı oynadıkları maçta (Reuters)

Portekiz milli takımı kaptanı Cristiano Ronaldo, Al-Nassr formasıyla iki gol attıktan sonra kariyerinde bin gole ulaşana kadar emekli olmama sözü verdi.

40 yaşındaki oyuncu, cumartesi günü Al Akhdoud'a karşı 3-0'lık galibiyette rol oynadı. Takımı Suudi Arabistan Pro Ligi'ndeki liderliğini korurken kendisi de kulüp ve milli takım kariyerindeki toplam gol sayısını 956'ya çıkardı.

2022'de Al-Nassr'a katılan ve mevcut sözleşmesi 2027'de, 42 yaşında sona erecek olan Ronaldo, bu ikonik kilometre taşına ulaşma motivasyonunun yüksek olduğunu belirtti.

Dubai'deki Globe Soccer Ödülleri'nde Ortadoğu'nun En İyi Oyuncusu seçildikten sonra Ronaldo, "Oynamaya devam etmek zor ama motiveyim" dedi.

Tutkum yüksek ve devam etmek istiyorum. Ortadoğu'da veya Avrupa'da, nerede oynadığımın önemi yok. Futbol oynamaktan her zaman zevk alıyorum ve devam etmek istiyorum. Hedefimin ne olduğunu biliyorsunuz. Kupalar kazanmak ve hepinizin bildiği o sayıya [bin gol] ulaşmak istiyorum. Sakatlık olmazsa bu sayıya kesinlikle ulaşacağım.

Ronaldo'nun kariyerinde bin gole ulaşma ısrarı, Piers Morgan'a verdiği röportajda futbolu "yakında" bırakacağını iddia etmesiyle çelişiyor.

Eski Manchester United ve Real Madrid süperstarı şunları söylemişti:

Hazırlıklı olacağımı düşünüyorum. Elbette zor olacak. Muhtemelen ağlayacağım.

Al-Nassr, 4 puan farkla lider durumda. Bu sezon 14 maçta 13 gol atan Ronaldo, Krallık'taki kariyerinde ilk lig şampiyonluğunu hedefliyor.

Kulüpte toplamda 125 maçta 112 gol atan Ronaldo, kupa koleksiyonuna sadece 2023'te Arap Kulüpler Şampiyonlar Kupası'nı ekledi.

Bin gol barajı, Ronaldo'nun Portekiz (143) ve Real Madrid'de (450) kırdığı gol rekorları da dahil birçok etkileyici rekoruna eklenecek. Ayrıca, 4 farklı kulüp için 100'den fazla gol atan tek oyuncu: Manchester United, Real Madrid, Juventus ve Al-Nassr.

Geçen ay Portekiz milli takımında uluslararası geleceğini doğrulamasıyla 2026 Dünya Kupası, Ronaldo'nun son uluslararası turnuvası olacak.

Independent Türkçe


Kanatsız uçuş: Kayakla atlama hakkında her şey

Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)
Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)
TT

Kanatsız uçuş: Kayakla atlama hakkında her şey

Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)
Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta motor sporları ve dövüş etkinliklerinden değil, adrenalinin doruk noktasına ulaştığı bir başka spor dalı olan kayakla atlamadan bahsedeceğiz. 

Kayakla atlama, kış sporları içinde hem tarihi hem de görsel etkisiyle en çarpıcı dallardan biri. Bir sporcunun onlarca metre yükseklikten kendini boşluğa bırakıp rüzgarla mücadele ederek süzülmesi, bu branşı yalnızca bir yarış değil, aynı zamanda bir cesaret gösterisine dönüştürüyor.

  
Kayakla Atlama Dünya Kupası da bu sporun geldiği noktayı görmek için en doğru adreslerden biri. Ancak bu noktaya gelene kadar kayakla atlama uzun bir yolculuktan geçti.

Kayakla atlamanın kökleri 19. yüzyıl Norveç'ine uzanıyor. İlk dönemlerde bu spor, bugünkü anlamda bir yarıştan çok, kimin daha uzağa atlayabildiğini görmek için yapılan yerel denemelerden ibaretti.

Ahşap kayaklar, basit rampalar ve neredeyse hiçbir güvenlik önlemi olmadan yapılan atlayışlar, sporun ne kadar riskli başladığını açıkça gösteriyor. Zamanla bu denemeler organize yarışlara dönüştü ve kayakla atlama, İskandinav ülkelerinin sınırlarını aşarak Avrupa'nın geri kalanına yayıldı.

Bu gelişimin en önemli dönüm noktalarından biri, 1925'te düzenlenen ilk Kayakla Atlama Dünya Kupası oldu. O dönemde yalnızca erkek sporcuların katıldığı bu organizasyon, kayakla atlamayı uluslararası bir spor haline getirdi.

İlk şampiyonalarda atlayış mesafeleri bugüne kıyasla oldukça kısa olsa da sporcuların cesareti ve rekabet duygusu bugünküyle yarışır düzeydeydi. Dünya Kupası, yıllar içinde hem sporcular hem de organizatörler için bir referans noktası haline geldi.

Erkekler Kayakla Atlama Dünya Kupası tarihine bakıldığında, bazı ülkelerin bu spora damga vurduğu hemen fark ediliyor. Norveç, Finlandiya, Avusturya ve Almanya, uzun yıllar boyunca hem teknik hem de sportif açıdan öne çıktı.

Özellikle Finlandiyalı Matti Nykanen, kayakla atlama dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri oldu. Nykanen'in Dünya Kupaları ve Olimpiyatlar boyunca sergilediği performans, bu sporun küresel popülaritesini ciddi şekilde artırdı. Onun ardından gelen nesiller, kayakla atlamanın sınırlarını biraz daha ileri taşımaya başladı.

Zaman içinde pistler büyüdü, tepe boyutları arttı ve sporcular daha uzun mesafelere ulaşmaya başladı. Bununla birlikte ekipman teknolojisi de ciddi bir değişim geçirdi.

Eski dönemlerde ağır ve kontrolü zor kayaklar kullanılırken, günümüzde daha hafif ve aerodinamik malzemeler öne çıkıyor.

Sporcuların giydiği tulumlar bile rüzgarla etkileşim göz önünde bulundurularak tasarlanıyor. Bu gelişmeler, performansı artırırken aynı zamanda kuralların da sıkılaşmasına neden oldu.

Kayakla atlamada kadınların Dünya Kupası sahnesine çıkması ise çok daha geç bir tarihte gerçekleşti.

Kadınlar, ilk kez 2009'da Kayakla Atlama Dünya Kupası'nda resmi olarak yarışma fırsatı buldu. Bu geç başlangıç, sporda uzun süre tartışma konusu oldu.

Ancak kadın kayakla atlamanın kısa sürede gösterdiği gelişim, bu tartışmaları büyük ölçüde geride bıraktı. Japonya, Almanya, Avusturya ve Norveçli sporcular, kadınlar kategorisinde üst düzey rekabetin oluşmasında başrol oynadı.

Kadın kayakla atlamanın simge isimlerinden biri olan Sara Takanashi, bu alandaki dönüşümün en net örneklerinden biri.

Dünya Kupası yarışlarında kırdığı rekorlar ve performansları, kadın sporcuların teknik ve fiziksel olarak bu branşta ne kadar ileri gidebileceğini gösterdi. Kadınlar yarışlarının şampiyona programına eklenmesi, yalnızca bir sportif gelişme değil, aynı zamanda kayakla atlamanın geleceği açısından da önemli bir adım oldu.

Kayakla Atlama Dünya Kupası, hem erkekler hem de kadınlar için benzer bir yarış yapısıyla ilerliyor. Normal tepe ve büyük tepe yarışları, sporcuların farklı koşullara ne kadar hızlı uyum sağlayabildiğini ortaya koyuyor.

Takım yarışlarıysa bireysel yeteneklerin yanı sıra ülkelerin sistemli çalışmasının da ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Rüzgarın yönü, hızındaki küçük değişimler ve pistin durumu, yarışın kaderini saniyeler içinde değiştirebiliyor.

Bu yüzden kayakla atlama, yalnızca fiziksel güçle açıklanabilecek bir spor değil. Sporcular, atlayış sırasında vücut pozisyonlarını milimetrik hesaplarla ayarlamak zorunda kalıyor.

En ufak bir hata, metrelerce mesafe kaybı anlamına gelebiliyor. Dünya Kupası da tam olarak bu noktada devreye giriyor ve en istikrarlı, en soğukkanlı sporcuları öne çıkarıyor.

Kayakla atlamanın bugünkü haline ulaşmasında organizasyonların ve uluslararası federasyonların da payı büyük.

Güvenlik önlemleri yıllar içinde ciddi şekilde artırıldı. Pist tasarımları, sporcuların iniş sırasında daha kontrollü bir şekilde yere basmasını sağlayacak biçimde geliştirildi.

Aynı zamanda ekipman kontrolleri sıkılaştırıldı ve herkes için eşit koşullar yaratılmaya çalışıldı. Bu sayede spor, geçmişe kıyasla çok daha güvenli bir yapıya kavuştu.

Kayakla atlama dışarıdan bakıldığında kısa bir koşu, bir sıçrayış ve ardından süzülmeden ibaret gibi görünebilir. Oysa işin teknik tarafı, atlayışın her saniyesine yayılan karmaşık bir denge ve kontrol sürecine dayanıyor. Bir sporcunun havadayken ne kadar ileri gideceğini belirleyen şey yalnızca gücü değil; hız, vücut pozisyonu, kayak açısı ve rüzgarla kurduğu ilişki oluyor.

Her şey pistin başında, iniş rampasına girmeden önce başlıyor. Sporcu, mümkün olan en dengeli ve ritmik kaymayla maksimum hıza ulaşmaya çalışıyor. Bu noktada amaç, hızlanırken vücudu gereksiz yere hareket ettirmemek. En ufak bir dengesizlik, rampa sonunda yapılacak sıçramayı doğrudan etkiliyor.

Sporcular, rampaya yaklaşırken dizlerini hafif kırık tutuyor ve gövdeyi öne doğru sabit bir açıyla konumlandırıyor. Bu duruş, sıçrama anında gücün doğrudan kayaklara aktarılmasını sağlıyor.

Sıçrama, yani "take-off" anı, uçuşun kaderini belirleyen en kritik nokta. Sporcu, rampanın ucunda kayakları pistten ayırırken ne çok erken ne de geç davranabiliyor.

Erken sıçrama, hız kaybına yol açarken; geç sıçrama, açıyı bozarak havalanmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle sporcular, rampanın ucundaki milimetrik noktayı defalarca antrenman yaparak ezberliyor. Bacaklardan gelen itiş, gövde ve kalça pozisyonuyla birleştiğinde sporcu havaya düzgün bir şekilde yükseliyor.

Havalanma sonrası başlayan uçuş evresi, kayakla atlamanın görsel açıdan en tatmin edici ama aynı zamanda en teknik bölümü. Günümüzde neredeyse tüm sporcular "V stili" adı verilen tekniği kullanıyor.

Bu teknikte kayaklar önde açılarak V harfi şeklini alıyor. Kayakların bu şekilde açılması, havayla temas yüzeyini artırıyor ve sporcuya daha fazla kaldırma kuvveti sağlıyor.

Ancak V stilinin etkili olabilmesi için kayakların açısı, sporcunun vücut pozisyonuyla uyum içinde olmalı. Aksi halde bu avantaj hızla dezavantaja dönüşebiliyor.

Uçuş sırasında gövde neredeyse kayaklarla paralel hale geliyor. Sporcu, göğsünü kayaklara yaklaştırarak havayı "yakalamaya" çalışıyor. Kollar genellikle vücuda yakın tutuluyor, çünkü açılan kollar hava direncini artırarak dengeyi bozabiliyor.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Viessmann FIS Ski Jumping World Cup (@fisskijumping)'in paylaştığı bir gönderi

Başın pozisyonu da büyük önem taşıyor. Sporcu genellikle bakışlarını ileriye sabitliyor ve boynu mümkün olduğunca sabit tutuyor. Bu duruş, hem aerodinamik yapıyı koruyor hem de havadayken ani hareketlerin önüne geçiyor.

Rüzgar, uçuş kontrolünde en büyük dış etkenlerden biri. Karşıdan gelen hafif bir rüzgar, sporcunun daha uzun süre havada kalmasına yardımcı oluyor. Yandan esen rüzgarlarsa dengeyi ciddi şekilde zorlayabiliyor.

Bu nedenle sporcular, havadayken küçük vücut hareketleriyle dengeyi sürekli ayarlıyor. Dizlerin ve ayak bileklerinin çok küçük hareketleri, kayakların açısını ve yönünü kontrol etmeye yardımcı oluyor. Bu ayarlamalar dışarıdan fark edilmese de uçuşun birkaç metre daha uzamasını sağlayabiliyor.

İnişe yaklaşırken uçuş tekniği yeniden değişiyor. Sporcu, yavaş yavaş V stilini daraltıyor ve kayakları birbirine yaklaştırıyor. Amaç, yere en stabil şekilde temas etmek. İniş sırasında ağırlık genellikle öne veriliyor ve dizler darbe emici bir görev üstleniyor. Denge kaybı yaşanmaması için gövde hafif öne eğik tutuluyor. Hakemler, inişin temizliğine ve sporcunun dengesini koruyup korumadığına özellikle dikkat ediyor.

Kayakla atlamada kullanılan ekipman da uçuş kontrolünün önemli bir parçası. Kayakların uzunluğu, sporcunun boyu ve kilosuna göre belirleniyor. Çok uzun kayaklar daha fazla kaldırma sağlarken, kontrolü zorlaştırabiliyor. Tulumlarsa rüzgarı belirli bir şekilde yönlendirecek biçimde tasarlanıyor ancak kurallar bu konuda son derece katı. Tulumun vücuda tam oturması gerekiyor; fazla bol kıyafetler avantaj sağladığı için kabul edilmiyor.

Tüm bu teknik detaylar, kayakla atlamayı reflekslerden çok bilgi ve tekrar üzerine kurulu bir spor haline getiriyor. Uçuş sırasında yapılan her küçük ayar, yıllar süren antrenmanların ve sayısız denemenin sonucu. Dünya Kupası gibi üst düzey organizasyonlarda fark yaratan da tam olarak bu oluyor: Havadayken sakin kalabilen, vücudunu rüzgarla uyum içinde yönlendirebilen ve inişi temiz yapabilen sporcular, birkaç metrelik farklarla zirveye çıkıyor.

Kayakla atlamada uçuş, boşluğa bırakılan bir an değil, başından sonuna kadar kontrol edilen, hesaplanan ve hissedilen bir süreç. Sporcu pistten ayrıldığı anda işi bitmiyor, asıl mücadele tam da o anda başlıyor.

Kış sporları Eurosport kanallarından takip edilebiliyor.

Kaynaklar: Red Bull, TKF, FIS


Basketbolu bırakan NBA yıldızı, balıkçı oldu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Basketbolu bırakan NBA yıldızı, balıkçı oldu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

NBA yıldızı Ben Simmons, üst düzey basketbola olası dönüşünü erteleyip profesyonel balıkçılık kariyerine yönelmeyi tercih etti.

Sport Fishing Championship'te (SFC) takım satın alan 29 yaşındaki oyuncu, South Florida Sails'ı yönetecek.

2021'de kurulan SFC'de 16 elit balıkçılık kulübü, profesyonel açık deniz tuzlu su balıkçılığı yapıyor.

Üç kez NBA All-Star'a (2019–2021) seçilen Simmons, ligdeki son maçını 13 Nisan'da LA Clippers formasıyla Golden State Warriors'a karşı oynamış ve Kaliforniya'daki kısa süreli macerasını yılda 1,1 milyon dolarlık minimum sözleşmeyle tamamlamıştı.

NBA'de 9 yıl geçiren Simmons, bu sürede 203 milyon dolar kazandı. 2016'da draft edilen oyuncu, yıldızını Sixers'ta parlatmıştı.

2022'de Nets'e geçtikten sonra, 2024'te yıl Clippers'a katılmıştı.

Simmons, bu sezon geri dönüşüyle ​​ilgili sorulan soruya "Sadece orada bulunmak için yer doldurmanın anlamı olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Bunun biraz bencilce olduğunu düşünüyorum... Ama rekabet edebilmek için en yetenekli halime ve fiziksel zirveme ulaşmak istiyorum. Aksi takdirde bana hiçbir faydası olmaz. Belki bu yılın ortasını, hatta belki de gelecek sezonu düşünüyorum.

Balıkçılık sporuna yönelik tutkusunu sosyal medyada sergileyen Simmons, bunun "sıkıcı ve zorlu" olabileceğini kabul etse de sonuçta "çok eğlenceli" olduğunu vurguladı.

Simmons, Andscape'e, "Çok niş bir spor" diye konuştu.

Ve bilmeyince bilinmiyor. Ama bir kez deneyimlenince ve oraya gidip neyle ilgili olduğu görülünce, sporun doğasına hayran kalınıyor. Ve bu, balıkçılık sporunda her zaman ilgimi çeken bir şey. Teknik. Ve bunun içinde insanların anlamadığı çok şey var. Milyon dolarlık gemilerde balık tutan bu adamlar günlerce denizde kalıyor. Yani yorucu ve zorlu ama çok eğlenceli. Bu, deneyimlenmesi, içine girilmesi ve neyle ilgili olduğunun görülmesi gereken dünyalardan biri.

Independent Türkçe