Birleşik Krallık: Putin'in Ukrayna'da verdiği kayıp 300 bin kişiyi aştıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4669831-birle%C5%9Fik-krall%C4%B1k-putinin-ukraynada-verdi%C4%9Fi-kay%C4%B1p-300-bin-ki%C5%9Fiyi-a%C5%9Ft%C4%B1
Birleşik Krallık: Putin'in Ukrayna'da verdiği kayıp 300 bin kişiyi aştı
(Reuters)
Birleşik Krallık'ın (BK) hesaplamalarına göre Rusya'nın Ukrayna işgali sırasında verdiği askeri personel kaybı 300 bini aştı ve binlerce kişi de savaş alanını terk etti.
BK Silahlı Kuvvetler Bakanı James Heappey, Vladimir Putin'in geçen yıl şubattaki işgalin başlamasından bu yana verdiği kayıplara ilişkin BK'nin tahminlerini açıkladı.
Salı günü Heappey'in gölge Savunma Bakanı John Healey'in sorularına cevaben yaptığı açıklamada, "Çatışmanın başlamasından bu yana yaklaşık 302 bin Rus askeri personelinin öldüğünü ya da yaralandığını ve on binlercesinin de firar ettiğini tahmin ediyoruz" dedi.
Rusya'nın diğer büyük kayıplarını da detaylandıran Heappey, Rusya'nın binlerce askeri araç, donanma gemisi ve teçhizatını yitirerek büyük bir kaynak kaybına uğradığını söyledi.
James Heappey, "Ayrıca çatışmanın başlangıcından bu yana yaklaşık 2 bin 475 ana muharebe tankı, 93 sabit kanatlı hava aracı, 132 helikopter, 320 insansız hava aracı, her sınıftan 16 donanma gemisi ve her türden 1300'den fazla topçu sistemi dahil olmak üzere 7 bin 117'den fazla Rus zırhlı aracının imha edildiğini tahmin ediyoruz" dedi.
BK'nin kayıp tahmini, Kiev'in yaptığı değerlendirmeye benziyor. Söz konusu değerlendirmede Rusya'nın salı günü itibarıyla çatışmalarda toplam 313 bin 470 askeri personel kaybettiği dile getirilmişti.
Savaşta Rus özel askeri şirketlerinde (PMC) görülen kayıpların sorulması üzerine Heappey, bu kayıpların gerçek sayısının zorluklar nedeniyle elde edilemediğini söyledi.
Heappey, "Rus PMC'lerinde görev yaparken ölen personel sayısı net değil" dedi.
Rusya, Ukrayna'da Rus askeri güçlerini artırmak için çeşitli PMC'lerden ve gönüllü birliklerden yararlanmıştır ancak bu örgütlerden personelin ölümleri Rus resmi askeri ölü sayılarına yansıtılmamakta.
Rusya'nın en önde gelen PMC'lerinden biri olan Wagner grubu, Ukrayna'daki en kanlı çatışmaların bazılarında görev almıştı.
Wagner grubu Ukrayna'da kayda değer kayıplar verdi. Fakat artık hayatını kaybetmiş olan şefi Yevgeni Prigojin'in önceki aylarda durdurulan isyanının ardından birçok Wagner savaşçısı ülkeyi terk etmiş ve bir anlaşma çerçevesinde Belarus'a yerleşmişti.
Ancak Kiev daha sonra gruptan birkaç yüz kişinin Ukrayna'nın doğusuna geri döndüğünü açıkladı.
Rusya, Ukrayna'da savaşın başlamasından bu yana verdiği resmi kayıpları açıklamadı. Moskova ve Kiev kendi savaş alanındaki kayıplarının sayısını korudu ve onlara devlet sırrı gibi davrandı.
Savaşın ilk aşamalarında Rusya 6 binin biraz üzerinde askerinin öldüğünü kamuoyu önünde kabul etti. Aktivistler ve bağımsız gazeteciler, Rus medyasında askeri kayıplarla ilgili raporların engellendiğini söyledi.
Ülkede ölüleri belgelemek bir başkaldırı eylemi haline geldi; bunu yapanlar taciz ve olası cezai suçlamalarla karşı karşıya kalıyor.
Şubatta BK Savunma Bakanlığı savaşta yaklaşık 40 bin ila 60 bin Rus'un öldürülmüş olabileceğini söylemişti.
ABD Savunma İstihbarat Örgütü'nden sızdırılan bir değerlendirmeye göre savaşın ilk yılında çatışmalarda ölen Rusların sayısı 35 bin ila 43 bin arasındaydı.
Avustralya'da bir yarış arabası seyircilerin arasına daldı: 9 kişi yaralandıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5209530-avustralyada-bir-yar%C4%B1%C5%9F-arabas%C4%B1-seyircilerin-aras%C4%B1na-dald%C4%B1-9-ki%C5%9Fi-yaraland%C4%B1
Avustralya'da bir yarış arabası seyircilerin arasına daldı: 9 kişi yaralandı
Olay yeri (Avustralya medyası – Facebook)
Avustralya polisi, ülkenin güneydoğusunda düzenlenen araba yarışı sırasında bir yarış arabasının seyircilerin arasına dalması sonucu 9 kişinin yaralandığını bildirdi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre araç dün akşam Sidney'in yaklaşık 300 kilometre kuzeyindeki Walcha'da bir yarışa katılıyordu; sürücü kontrolünü kaybetti, çiti kırdı ve arkasındaki kalabalığa çarptı.
Yeni Güney Galler polisi, 54 yaşındaki bir erkeğin durumunun kritik olduğunu, diğer üç kişinin ise ağır yaralandığını söyledi. Polis, yaralıların yaşlarının 20 ile 75 arasında olduğunu duyurdu.
Yerel medya tarafından yayınlanan görüntülerde, yarış arabasının yüksek hızla çiti kırıp arkasında bulunan kalabalığın arasına daldığı görülüyor.
Polis, arabanın çiti kırmadan birkaç saniye önce ‘pistte bir çarpışmaya’ karıştığını belirtti.
Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinin ardından Suriye ve ABD ilişkilerindeki köklü değişimhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5209529-%C5%9Faran%C4%B1n-beyaz-saray-ziyaretinin-ard%C4%B1ndan-suriye-ve-abd-ili%C5%9Fkilerindeki-k%C3%B6kl%C3%BC
Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinin ardından Suriye ve ABD ilişkilerindeki köklü değişim
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, Washington'daki Beyaz Saray'da, 10 Kasım 2025 (AFP)
Charles Lister
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, bu hafta tarihe geçerek ABD'nin başkenti Washington D.C.'ye ayak basan ve ABD Başkanı ile görüşmek üzere Beyaz Saray'da resmi olarak kabul edilen ilk Suriye lideri oldu. Hadisenin önemini artıran bir diğer unsur, ziyaretin Suriye'deki geçiş döneminin başlamasından bir yıldan kısa bir süre sonra gerçekleşmesi ve konuğun bir zamanlar el-Kaide liderlerinden biri olmasıydı.
İki günlük ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Şara, Amerikalı mevkidaşı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Keane, Senato ve Temsilciler Meclisi'nden çok sayıda liderin yanı sıra otuzdan fazla Amerikan şirketinin CEO'su ve üst düzey yöneticisiyle bir araya geldi.
Aralık 2024'te Şam'a girdiklerinden beri, Cumhurbaşkanı Şara ve Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani dış politikada kayda değer başarılar elde ettiler. Suriye'deki tarihi değişim, savaş sonrası ulusların tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir diplomatik açılım dalgasıyla, onlara sadece 11 ayda seksenden fazla ülke ve çok taraflı kuruluştan resmi heyetleri ağırlama fırsatı sundu. Yine de Başkan Trump'ın Mayıs 2025'te Cumhurbaşkanı Şara'yı ağırlama kararının en önemli başarı olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikirdir.
İki liderin Mayıs ayında Suudi Arabistan'da gerçekleştirdiği tarihi görüşmeden bu yana, Suriye-ABD ilişkileri hızlı bir gelişime sahne oldu. Trump yönetiminin mayıs ayı sonlarında bazı yaptırımları kaldırıp bazılarını dondurmaya başlamasıyla birlikte, Suriye'de yatırıma yönelik Amerikan ilgisi de eşi benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı. Petrol ve gaz sektöründen teknoloji, inşaat, lojistik, ulaştırma ve finansa kadar çeşitli alanlardan Amerikan heyetleri, Devlet Başkanı Şara ve hükümet üyeleriyle görüşmek üzere Şam'a akın etti. Amerikan Ticaret Odası ve yeni kurulan ABD-Suriye İş Konseyi, bu toplantıların ve ciddi temasların kolaylaştırılmasında önemli bir rol oynadı.
Başkan Trump'ın Cumhurbaşkanı Şara'yı Mayıs 2025'te ağırlama kararının en önemli başarı olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikirdir
Chevron, ConocoPhillips, Suriye Enerji Bakanlığı ile ileri düzey görüşmelerde bulunurken, Mastercard Suriye pazarına geri döndü ve Visa da aynısını yapmaya hazırlanıyor. Google ve Meta, dezenformasyonla mücadele etmek için Enformasyon Bakanlığı ile iş birliği yapmaya başladı; bu hamle, iki taraf arasındaki ilişkinin niteliğinde önemli bir değişimi yansıtıyor.
Aynı doğrultuda, Suriye Ekonomi Bakanı Nidal el-Şaar, hükümetinin Amerikan modelinden ilham alan bir finansal sistem vizyonunu sundu. Bu arada, Merkez Bankası Başkanı Abdulkadir Hasriyye ve Maliye Bakanı Muhammed Berniyye, 2025 yılı boyunca resmi görüşmelerde bulunmak üzere birkaç kez Washington ve New York'u ziyaret etti. Bu değişim, yakın zamana kadar dünyadan kopuk ve sosyalist bir ekonomik modele bağlı kalan bir ülke için şüphesiz oldukça önemli.
Şara, ABD'nin başkenti Washington’da Trump ile yaptığı görüşmenin ardından Beyaz Saray önünde destekçilerini selamlıyor, 10 Kasım 2025 (Reuters)
Ancak Sezar Yasası kapsamında uygulanan yaptırımlar, bu açılımın gerçek bir stratejik değişime dönüşmesinin önünde büyük bir engel olmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Şara bu konuyu doğrudan Başkan Trump ile Oval Ofis'te görüştü ve yasanın bu yıl yürürlükten kaldırılacağına dair bir söz aldı. ABD Başkanı, uzlaşı ortamını desteklemek için Suriye'ye uygulanan gümrük tarifelerinin yüzde 41'den yüzde 10'a düşürüleceğini duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre ekonomik alanın ötesinde, Suriye-Amerikan ilişkileri askeri ve istihbarat alanlarında da derin bir gelişme kaydetti. ABD güçleri ile yeni Suriyeli mevkidaşları arasındaki ilk doğrudan temas, Beşşar Esed'in devrilmesinden sadece beş gün sonra, 13 Aralık'ta gerçekleşti. Bu tarihte yakın zamana kadar Heyet Tahrir eş-Şam'ın güvenlik teşkilatının bir üyesi olan Muhammed Kantari, Suriye cezaevlerinden birinde tutuklu bulunan bir Amerikan vatandaşını kendilerine teslim etti. O zamandan itibaren Kantari, Dışişleri Bakanlığı'nda önemli bir rol üstlendi ve ABD ordusu ile istihbarat teşkilatıyla kilit bir irtibat görevlisi olarak görev yaptı.
Sezar Yasası kapsamında uygulanan yaptırımlar, bu açılımın gerçek bir stratejik değişime dönüşmesinin önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor
Bir hafta sonra, DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu Komutanı Tümgeneral Kevin Leahy, Şam'ı ziyaret eden ve Cumhurbaşkanı Şara ile görüşen ilk diplomatik heyete katıldı. O zamandan beri, iki ülke arasındaki güvenlik ve istihbarat ilişkileri güçlendi ve operasyonel olarak daha etkili hale geldi. Bu ilişki, Şam'dan Enes Hattab başkanlığındaki İçişleri Bakanlığı ve Hüseyin Selame başkanlığındaki Genel İstihbarat Müdürlüğü aracılığıyla yönetiliyor. Her iki yetkili de “Amerikalı dostlarıyla” aralarındaki iş birliğinden coşkuyla bahsediyor. Ortak koordinasyonu “niteliksel bir değişim” olarak tanımlayan Amerikalı mevkidaşları da aynı görüşte.
Ortak operasyonların tohumları, mayıs ayında Washington'un Şam'a, Suriye'nin doğusundaki el-Bukemal kenti yakınlarında nüfuzlu bir aşiret lideri tarafından işletilen, İran silahlarının bulunduğu geniş bir tünel ve depo ağı hakkında istihbarat sağlamasıyla atıldı. Günler sonra, Suriye İçişleri Bakanlığı’na bağlı güçler hızlı bir operasyon düzenleyerek tüm bölgeyi ele geçirdi, silahlara el koydu ve tüm İranlı personeli zayiat vermeden tutukladı.
Trump, Beyaz Saray'da, ABD Başkan Yardımcısı J.D.Vance ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katılımıyla, Şara ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani'yi kabul etti, 10 Kasım 2025 (AFP)
ABD'li bir yetkili, operasyonu benzeri görülmemiş bir güvenlik iş birliğinin kapısını açan “dikkat çekici” bir hamle olarak nitelendirdi. Gerçekten de o zamandan beri istihbarat paylaşımı derinleşti, ABD özel kuvvetlerinin bazı unsurları Şam'a konuşlandırıldı ve Suriye birlikleri, İran mirasıyla bağlantılı hedeflere karşı dört ortak operasyon ile DEAŞ’a karşı altı operasyona katıldı. Bu operasyonlardan biri, Suriye topraklarında bulunan en üst düzey DEAŞ liderinin ölümüyle sonuçlandı.
Resmi yalanlamalara rağmen, Şam bölgesinde sahadaki operasyonları koordine etmek amacıyla kalıcı bir ABD operasyon merkezi için uygun bir yer belirlemek üzere ortak çalışmalar devam ediyor.
İki ülke arasındaki güvenlik ve istihbarat ilişkisi güçlendi ve operasyonel olarak daha etkili hale geldi
Güvenlik ilişkilerindeki ilerlemeyi daha da sağlamlaştırmak için Suriye, DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na resmen katıldı. Geçiş hükümeti için bu kararı almak kolay değildi çünkü hem iç hem de dış meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor. Halk arasında, Suriyelilerin büyük bir kesimi ABD'ye hâlâ şüpheyle bakarken, resmi askeri yapıya henüz entegre olmamış bazı küçük cihatçı örgütler bu yakınlaşmaya karşı son derece hassaslar.
Suriye güvenlik ve istihbarat çevrelerinde, bu katılımın kısa vadeli güvenlik sorunlarına yol açabileceğine dair yaygın bir kanaat var. Ancak, bu aynı zamanda en sorunlu unsurlarla yüzleşerek ve güvenlik ortamını yeniden düzenleyerek “iç temizlik” yapmak için altın bir fırsat olarak da görülüyor.
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani, Washington'da yapacakları görüşme öncesinde IMF Başkanı Kristalina Georgieva ile birlikte yürüyor, 9 Kasım 2025 (AFP)
Esed'in devrilmesinden bu yana Suriye-Amerikan ilişkilerinin köklü bir dönüşüm aşamasına girdiğine şüphe yok. Cumhurbaşkanı Şara'nın tartışmalı geçmişine rağmen, yeni Suriye'nin sunduğu stratejik istikrar, açılım ve uluslararası entegrasyon fırsatları iletişimi hızlandırdı, güven inşa etti ve gelişmekte olan bir ittifakın temelini attı.
Bununla birlikte, Suriye halen sallantılı bir zeminde ve siyasi geçişini sağlamlaştırmaya, kontrol ve temsil alanını genişletmeye devam edecekse, ekonomisini canlandırması gerekiyor. Buna birçok faktör katkıda bulunabilir, ancak şüphesiz en önemlisi, ABD Kongresi'nin Sezar Yasası'nı yürürlükten kaldırmasıdır. Bu yasa yürürlükte kalırsa, Suriye'nin geleceği ve dünyaya yönelik yeni açılımının temsil ettiği tarihi fırsat, sürekli ve eşiğinden ayrılmayan bir tehdit altında olmayı sürdürecektir.
İsrail Hava Kuvvetleri subayı Azarzar ve eşi kripto ödemeler karşılığında İran istihbaratına casusluk yapmakla suçlanıyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5209507-i%CC%87srail-hava-kuvvetleri-subay%C4%B1-azarzar-ve-e%C5%9Fi-kripto-%C3%B6demeler-kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1nda-i%CC%87ran
İsrail Hava Kuvvetleri subayı Azarzar ve eşi kripto ödemeler karşılığında İran istihbaratına casusluk yapmakla suçlanıyor
2024’te İran adına casusluk şüphesiyle gözaltına alınan bir kişinin İsrail polisi tarafından paylaşılan fotoğrafı (Arşiv)
İsrail Başsavcılığı, Hayfa Körfezi’ndeki Kiryat Yam kentinde yaşayan 27 yaşındaki Şimon Azarzar hakkında, İran istihbaratına İsrail’deki “hassas” tesis ve noktalarla ilgili görüntü ve bilgi aktardığı iddiasıyla hazırladığı iddianameyi bugün mahkemeye sundu.
İsrail polisi ile iç güvenlik teşkilatı Şin Bet’in ortak açıklamasına göre Azarzar ve eşi – her ikisi de Yahudi İsrail vatandaşı – geçen ekim ayında İran istihbaratıyla iş birliği yaptıkları ve doğrudan talimat alarak güvenlik amaçlı görevler yürüttükleri şüphesiyle gözaltına alındı.
Açıklamada, soruşturmanın Azarzar’ın bir yılı aşkın süredir İran istihbarat unsurlarıyla doğrudan temas halinde olduğunu ortaya çıkardığı belirtildi. Zanlının bu süre içinde İsrail’deki hassas bölgeleri fotoğrafladığı, koordinatlarını ilettiği ve İsrail ordusundaki üslere ilişkin bilgi sağlamayı teklif ettiği ifade edildi.
Ayrıca Azarzar’ın, Hava Kuvvetleri’ne bağlı bir üste yedek hizmet veren eşinin görevinden yararlanarak orduya ve askeri tesislere ilişkin bilgilere eriştiği öne sürüldü.
Açıklamaya göre sanık, gerçekleştirdiği faaliyetler karşılığında dijital para transferleri yoluyla ödeme aldı.
Orduda hemşire olarak görev yapan eşi de aynı suçlamayla gözaltına alındı; ancak hakkında hazırlanan iddianame henüz tamamlanmadı. Eşinin İran istihbaratı tarafından işe alındığını bilmediğini, kendisinden elde ettiği bilgilerin sıradan eş sohbetlerinden ibaret olduğunu savunuyor.
Bu olay, İsrail’de son bir ay içinde İran adına casusluk yaptıkları iddiasıyla hazırlanan beşinci iddianame niteliğinde. Güvenlik birimlerine göre zanlıların çoğu maddi saiklerle hareket etti. Bu kişiler, benzer suçlamalarla tutuklu bulunan yaklaşık 40 kişiyle birlikte, Filistinli güvenlik tutuklularının da bulunduğu Damon Cezaevi’nde özel bir bölümde tutuluyor.
Öte yandan İran da son günlerde İsrail adına casusluk yaptıkları gerekçesiyle kendi vatandaşlarından oluşan yedi kişilik bir hücreyi yakaladığını duyurdu.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة