Rusya'da gazeteci cinayetinin hükümlüsü Ukrayna'da savaşması karşılığında affedildi

Khadjikurbanov, 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı

Anna Politkovskaya öldürüldüğünde 48 yaşındaydı (Reuters)
Anna Politkovskaya öldürüldüğünde 48 yaşındaydı (Reuters)
TT

Rusya'da gazeteci cinayetinin hükümlüsü Ukrayna'da savaşması karşılığında affedildi

Anna Politkovskaya öldürüldüğünde 48 yaşındaydı (Reuters)
Anna Politkovskaya öldürüldüğünde 48 yaşındaydı (Reuters)

Rusya'da 2006'da öldürülen gazeteci Anna Politkovskaya cinayetinin hükümlülerinden biri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından affedildi.

Eski bir polis memuru olan Sergey Khadjikurbanov'un Ukrayna'da savaşmak için Rus ordusuna katılma kararı nedeniyle affedildiği belirtildi.

Sergey Khadjikurbanov, cinayet öncesinde Rus gazeteciyi takip eden kişilerden biri olduğu gerekçesiyle 2014'te 20 yıl hapse mahkum edilmişti.

Khadjikurbanov'un avukatı Aleksey Mikhalçik RBC'ye yaptığı açıklamada, "Khadjikurbanov, Savunma Bakanlığı'yla imzaladığı ilk sözleşmeyle Ukrayna'daki savaşa tutuklu olarak katıldı. Sonrasında affedildi ve şimdi serbest çalışan olarak imzaladığı yeni sözleşmeyle Ukrayna'daki savaşa katılıyor" ifadelerini kullandı.

Khadjikurbanov'un Rusya Savunma Bakanlığı'yla sözleşme imzaladığı ve affedildiği tarihlere ilişkin bir detay paylaşılmadı.

Öldürülen gazeteci Politkovskaya'nın çocukları ve çalıştığı gazete Novaya Gazeta kararı kınayan ortak bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, "Bu, düşünceleri ve profesyonel mesleği yüzünden öldürülen bir kişinin anısına saygısızlık" ifadeleri kullanıldı.

Aile, af kararını "devasa bir adaletsizlik ve keyfiyet" diye niteledi.

Araştırmacı gazeteci Anna Politkovskaya, Putin'i ve Rusya'nın Çeçenistan'da yürüttüğü savaşları eleştiren haberleriyle biliniyordu. Rus gazeteci, 7 Ekim 2006'da Moskova'daki evinin girişinde vurularak öldürülmüştü.

2014'te sonra eren davada iki kişi cinayetten dolayı ömür boyu hapse mahkum edilmiş, aralarında Khadjikurbanov'un da olduğu üç kişiyse cinayetteki rollerinden dolayı uzun hapis cezalarına çarptırılmıştı.

Independent Türkçe



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times