Dünya'nın kendi içine su sızdırdığı ortaya çıktı

"2 bin 900 kilometrelik bir yolculuk"

Dünya'nın iç yapısına dair araştırmalarda son 30 yılda önemli atılımlar kaydedildi (Independent Türkçe / Midjourney)
Dünya'nın iç yapısına dair araştırmalarda son 30 yılda önemli atılımlar kaydedildi (Independent Türkçe / Midjourney)
TT

Dünya'nın kendi içine su sızdırdığı ortaya çıktı

Dünya'nın iç yapısına dair araştırmalarda son 30 yılda önemli atılımlar kaydedildi (Independent Türkçe / Midjourney)
Dünya'nın iç yapısına dair araştırmalarda son 30 yılda önemli atılımlar kaydedildi (Independent Türkçe / Midjourney)

ABD'li bilim insanları okyanus ve denizlerdeki suyun yavaş yavaş Dünya yüzeyinden aşağıya doğru sızdığına dair şaşırtıcı bir bilimsel keşfe imza attı.

Arizona Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Dan Shim ve meslektaşları, sıvının tektonik levhalardan aşağı inerek 2 bin 900 kilometrelik bir yolculuktan sonra gezegenin çekirdeğine ulaştığını tespit etti.

Son derece yavaş işleyen bu sürecin milyarlarca yıldır devam ettiği belirtildi.

Hakemli bilimsel dergi Nature Geoscience'ta yayımlanan bulgulara göre söz konusu sızıntı, dış çekirdekteki erimiş metal ve manto arasında kimyasal süreçleri tetikleyerek yepyeni bir yüzey yarattı.

Bu katmanın halihazırda "birkaç yüz kilometre kalınlığa" ulaştığı öne sürülüyor. Ancak Dünya'nın kilometrelerce derine uzanan iç katmanları söz konusu olduğunda bu tabaka aslında "ince" kalıyor.

Dr. Shim daha önce Dünya'nın çekirdeğiyle mantosu arasındaki madde alışverişinin çok daha küçük olduğuna inanıldığını belirtti.

"Son zamanlardaki yüksek basınç deneylerimiz farklı bir hikayeyi ortaya koyuyor" diyen bilim insanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Suyun çekirdek-manto sınırına ulaştığında çekirdekteki silikonla reaksiyona girerek silika oluşturduğunu bulduk.

Bilim insanına göre bu keşif, önceden düşünüldüğünden çok daha dinamik bir çekirdek-manto etkileşimine işaret ediyor.

Jeologlar bu bulgulardan yola çıkarak iki katman arasında önemli miktarda malzeme alışverişi olduğu sonucuna varıyor

Arizona Eyalet Üniversitesi'nin keşif üzerine yayımladığı basın bildirisinde "Bu bulgu, Dünya'nın iç süreçlerine ilişkin anlayışımızı geliştirdi" ifadelerine yer verildi:

Ayrıca daha önce bilinenden daha kapsamlı bir küresel su döngüsünü açığa çıkardı.

Independent Türkçe



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging