İsrail, Hamas'ı "operasyonlarını finanse etmek için" kripto para birimleri kullanmakla suçluyor

Ağustos 2021 ile Haziran 2023 arasında gözetimsiz olarak yaklaşık 134 milyon dolar toplandı

ABD'nin Hamas'ı "terör örgütü" olarak tanımlaması, şirketlerin ve finans kuruluşlarının harekete gönderilen her türlü fonu bildirmelerini gerektiriyor (AFP)
ABD'nin Hamas'ı "terör örgütü" olarak tanımlaması, şirketlerin ve finans kuruluşlarının harekete gönderilen her türlü fonu bildirmelerini gerektiriyor (AFP)
TT

İsrail, Hamas'ı "operasyonlarını finanse etmek için" kripto para birimleri kullanmakla suçluyor

ABD'nin Hamas'ı "terör örgütü" olarak tanımlaması, şirketlerin ve finans kuruluşlarının harekete gönderilen her türlü fonu bildirmelerini gerektiriyor (AFP)
ABD'nin Hamas'ı "terör örgütü" olarak tanımlaması, şirketlerin ve finans kuruluşlarının harekete gönderilen her türlü fonu bildirmelerini gerektiriyor (AFP)

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ndeki Filistinli gruplara karşı yürüttüğü şiddetli saldırılar devam ederken, Tel Aviv için tünel ağı kadar tehlikeli hale gelen internet alanında da daha az gaddar olmayan bir salgın daha alevleniyor.

İsrail tüm güvenlik, istihbarat ve siber yeteneklerini, Gazzelilerin enkaz ve hastane avlularına ilişkin uluslararası platformlarda yayımladığı fotoğraf ve videoları engellemek için değil, Gazze halkını yok etmek ve ortadan kaldırmak için kullanıyor.

İsrail, imkanlarını yıllar boyunca Gazze'de Hamas ve İslami Cihad'ı güçlendiren kripto para birimlerini kurutmak, engellemek ve onlara zulmetmek için kullanıyor.

Çünkü Gazze'deki gruplar bu yolla milyonlarca dolar değerinde fon ve bağış elde etti ve bu da şu ya da bu şekilde askeri silahlarının geliştirilmesine katkıda bulundu.

İsrail yasaları, Savunma Bakanı'na, bakanlığın "teröristlerle bağlantılı" olarak değerlendirdiği varlıklar için müsadere emri çıkarmasına izin veriyor.

Dijital biçimde mevcut olan kripto para birimlerinin herhangi bir fiziksel varlığı veya fiziksel para birimlerine benzer özellikleri yok, ancak çevrimiçi satın alımlarda diğer para birimleri gibi kullanılabilirler ve hatta geleneksel para birimlerine dönüştürülebilirler.

Kripto paraların seri numaraları yok ve hükümetler ve merkez bankaları tarafından kontrol edilmezler.

Bitcoin, yüzlerce benzer para birimi arasında en ünlü sanal para birimi olarak kabul ediliyor ve dünya çapında en büyük piyasa değerine sahip.

Kripto para birimlerinin Hamas ve İslami Cihad tarafından kullanılması, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin "terörist örgütler" olarak tanımladığı iki hareketin, kovuşturmaya ve yaptırıma maruz kalmadan para toplamaya çalıştığı birçok yoldan birini temsil ediyor.

Modern strateji

Gözlemciler, 2013 yılında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinli gruplara ekonomik baskı uyguladığını, onların finansman kaynaklarını kuruttuğunu, onlara yapılan mali transferleri kısıtladığını ve Gazze Şeridi'ne giden tünelleri kapattığını düşünüyor.

Tüm bunlar Şerit'teki Filistinli grupların son yıllarda ciddi bir mali krize girmesine katkıda bulundu ve bu da söz konusu grupları daha modern bir mali strateji sağlamaya ve genç teknik yetenekleri eğitmeye yöneltti.

Bunun sonucunda Filistinli gruplar rekor bir sürede kripto para birimleri dünyasına güçlü bir şekilde dahil olmayı başardı.

Gruplar başlangıçta para birimi tamamen gizlilik içinde alınıp satılan, herhangi bir gözetime tabi olmayan, merkezi otoritesi ya da yasal otoritesi olmayan Bitcoin'e odaklandı.

Dijital para birimi alanında lider şirket olan Elliptic'in web sitesinde, "İsrail'in, Hamas'ın askeri kolunun liderliğindeki bazı Filistinli gruplarla ilişkilendirdiği dijital para cüzdanlarının, Ağustos 2021 ile Haziran 2023 arasında yaklaşık 134 milyon dolar topladığı" belirtildi.

Şirketin araştırmacısı Arda Akartona, Hamas'ın "bugüne kadar kripto varlıklar aracılığıyla en başarılı bağış toplayanlar" arasında yer aldığını doğruladı.

Dijital varlıkları kayıt olmadan anonim olarak nakde dönüştüren yasa dışı para alışverişlerine ek olarak, her bir bağışçı için oluşturulan (tek kullanımlık) cüzdan adreslerinin kullanılması Hamas'ın kripto varlıklar aracılığıyla bağış toplamasını kolaylaştırdı.

İsrail polisi ise "X" platformu üzerinden yaptığı bir açıklamada, dünyanın en büyük kripto para borsası olan "Binance" üzerinde Hamas hareketi tarafından kullanılan yüzlerce kripto para hesabını dondurduğunu bildirdi.

İsrail polisi, Savunma Bakanlığı ve İsrail Güvenlik Ajansı ile işbirliği sayesinde bunu başardığını iddia etti.

İsrail Ulusal Terör Finansmanıyla Mücadele Ofisi, Temmuz 2021 ile geçen ekim ayı arasında yaklaşık 143 Tron (kripto para birimi) cüzdanını dondurduğunu söyledi.

Bu cüzdanların "Belirli bir terör örgütüyle" bağlantılı olduğu veya "ciddi bir terör suçunda" kullanıldığı düşünülüyor.

Ofis'ten yapılan açıklamaya göre, ele geçirilenler arasında Gazze'deki bir borsa şirketine bağlı 46 cüzdan da dahil olmak üzere Hamas'la bağlantılı olduğu söylenen 56 Tron cüzdanı yer alıyor.

Sonuç olarak İsrail, savaşın başında, kullanılan ağları veya kripto para birimlerini açıklamadan yaklaşık 600 hesabı dondurdu.

Bu, bugüne kadar gerçekleştirdiği bilinen en büyük kripto para hesaplarına el koyma olarak değerlendiriliyor.

"Lahav 433"

Uzmanlara göre, rekor bir dönemde Filistinli gruplar, küçük ölçekli bağışlardan, havale ağları içinde büyük ölçekli transferlerin önemli bir aracına kadar kripto para birimleri geliştirdi.

Bu durum, İsrail Ulusal Terörle Mücadele Bürosu'nun (NBCTF) 2021 yılından bu yana, Filistinli gruplarla bağlantısı olduğu iddia edilen Gazze'deki döviz şirketlerinin elinde bulunan kripto para birimlerine el koyma emri çıkarmasına yol açtı.

El koyma emri özellikle Hamas ve diğer grupların şifreli cüzdan adreslerini halka açık olarak yayınlamak ve insanlara nasıl bağış yapacaklarını anlatmak için "Meta" ve "X" platformlarını kullanmasından sonra çıkarıldı.

Geçen nisan ayında Hamas'ın askeri kanadının "dijital para birimi Bitcoin'de para toplamayı bırakacağını" duyurmasına rağmen İsrailli yetkililer, hareketin "7 Ekim'e kadar fon toplamak için kullanmaya devam ettiği" iddia edilen ek kripto para birimi hesaplarının dondurulacağını duyurdu.

Dondurulan kripto para birimi hesapları arasında Bitcoin'e ek olarak Ethereum, Ripple, Tether ve başkaları da yer alıyor.

İsrail'in polise bağlı "Lahav 433" siber birimi, Filistinli gruplara ait yüzlerce aktif cüzdanı parçalayıp dondurmayı başarırken, söz konusu birime göre Hamas, savaş sırasında bile büyük miktarlarda likidite elde edebildi.

"Lahav 433", döviz şirketleri, sahte pasaport ve değiştirilmiş IP adresi taşıyan hayali kişiler aracılığıyla birbirleriyle kripto para alışverişi yapmak için çalışan Filistinli grupların faaliyetlerinin, Avrupa ve ABD'deki polis güçleriyle işbirliği gerektirdiğini söyledi.

Siber Birim yetkilileri Zaman Yisrael internet sitesine bu iş birliğinin artık arttığını ve güçlendiğini söyledi.

Ayrıca ABD Senatörü Elizabeth Warren, Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerden 107 ABD'li milletvekiliyle birlikte Beyaz Saray'a bir mesaj gönderdi.

Mesajda, Hamas varlıklarına ve bireylere yaptırım uygulanmasının, "kripto para birimlerinin örgütler tarafından fon toplamak amacıyla kullanılması konusunda var olan büyük boşluğu" ortaya çıkardığını belirttiler.

Mektupta, "Hamas 2019'dan beri kripto para birimleri kullanıyor ve bu, finansmanının en gelişmiş yöntemlerinden biri haline geldi" ifadeleri yer aldı.

Ayrıca mesajda, "Önemli bir terör finansmanı üssü olarak hizmet veren kripto para sektörünün ulusal güvenliğe yönelik ciddi bir tehdidi var" denildi.

Amerika'nın özellikle Hamas'ın para toplamak için dijital varlıkları kullandığı yönündeki ciddi endişeleri devam ederken, ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo kasım ayı ortasında şu açıklamada bulundu:

Hazine Bakanlığı, ABD'nin düşmanlarının kripto para birimleri aracılığıyla finanse edilmesini hedefleyen potansiyel yasama eylemleri hakkında yasa yapıcılarla istişarede bulunuyor.

Adeyemo, geçten ekim ayının 7'sinde Gazze Şeridi'ndeki yerleşimlere yönelik olarak Hamas tarafından düzenlenen operasyonun, "dijital varlıkların yasa dışı finansal kullanımına artan odaklanmanın" kanıtı olduğunu düşünüyor.

ABD'nin Hamas'ı "terör örgütü" olarak tanımlaması, şirketlerin ve finans kurumlarının harekete gönderilen her türlü parayı bildirmelerini gerektiriyor ve hatta Amerika, dijital paranın yasaklı taraflara ödendiğinin ortaya çıkması durumunda şirketlerin sorumlu tutulmasını önerdi.

Kripto savaşı

Filistinli grupların, özellikle de Hamas'ın, kripto para dünyasını profesyonelleştirme ve bağışçı QR kodunu her taradığında dijital cüzdan için yeni bir adres oluşturan bir program oluşturma yeteneklerini geliştirirken, İsrail de blok zincirlerdeki elektronik fonların şifresini çözmek ve takip etmek için siber yeteneklerini geliştirmede başarılı oldu.

Göndereni ve alıcıyı takip edebildi, cüzdan hesaplarını hackleyebildi, sahiplerinin adreslerini bulup takip edebildi.

Ayrıca Tel Aviv cüzdan numarasını öğrenmeyi başardı. Bu onun tüm bakiyesini ortaya çıkarmasını ve gerçekleştirilen işlemleri bilmesini sağladı.

Geçen yıl, İsrail Ekonomik Terörizm ve İstihbarat Otoritesi ve İsrail Polisinin "Lahav 443" Büyük Suçlar Biriminin Siber Suçlar Bölümü, Gazze Şeridi'ndeki bir borsa şirketinden yaklaşık 2,7 milyon dolarlık kripto para birimine el koydu.

Polis o dönemde bu kripto paraların Hamas hareketiyle bağları olduğunu açıklamıştı ve İsrail aynı nedenle geçtiğimiz nisan ayında 80'den fazla dijital hesaba el koydu ve yüzlerce dijital cüzdanı dondurdu.

İsrailli yetkililerin "mali kaynaklarını kurutarak terörist faaliyetleri engellemeye yönelik çalışma çerçevesine girdiğini" söylediği bir politikanın parçası olarak tüm fonlar boşaltıldı ve doğrudan İsrail hükümeti bütçesine aktarıldı.

Öte yandan Filistinliler, İsrail'in Filistinli gruplar ve borsa şirketleri arasında kripto para birimleri ve terörizm suçlamalarıyla bağlantılı bir ilişki olduğu yönündeki giderek artan suçlamalarının, Filistinlilere karşı ekonomik savaşını meşrulaştırma girişimi olduğunu düşünüyor.

Özellikle nüfusun giderek artan bir kısmı geçimini sağlamak için kripto para birimlerine yöneldiğinden Filistinliler bu kanaatte.

Şifreli pazar, fiyat dalgalanmaları, korsanlık, internetin zayıflığı ve İsrail'in uyguladığı kısıtlamalardan kaynaklanan tehlikelere rağmen Batı Şeria ve Gazze'deki internet hızı dünyanın en yavaşlarından biri olarak kabul ediliyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



'İlkel şifreli mesajlar’ savaş zamanlarında hayatta kalmak için kullanılmaya devam ediyor

Sinvar, tünellerin dışındaki dünya ile elle yazılmış şifreli mesajlar aracılığıyla iletişim kuruyor (Getty Images)
Sinvar, tünellerin dışındaki dünya ile elle yazılmış şifreli mesajlar aracılığıyla iletişim kuruyor (Getty Images)
TT

'İlkel şifreli mesajlar’ savaş zamanlarında hayatta kalmak için kullanılmaya devam ediyor

Sinvar, tünellerin dışındaki dünya ile elle yazılmış şifreli mesajlar aracılığıyla iletişim kuruyor (Getty Images)
Sinvar, tünellerin dışındaki dünya ile elle yazılmış şifreli mesajlar aracılığıyla iletişim kuruyor (Getty Images)

İnci Mecdi

ABD Merkezî İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) El Kaide lideri Usame bin Ladin'i 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra 2011 yılında İslamabad'da bulması ve Bin Ladin’in ABD Donanması Özel Hareket Kuvvetleri (Navy SEALs) tarafından öldürmesi neredeyse on yıl sürdü. El Kaide lideri Afganistan dağlarında ve ötesindeki ceplerde izini kaybettirmenin bir yolunu bulmuştu. Bazen videoların içine gizlenen mesajlar ve şifrelerle dünyanın en tehlikeli terör örgütünü oradan yönetti.

Ölümünden sonra Pakistan'daki gizli bir karargâhta bulunan mektuplarına göre Bin Ladin, dış dünyaya mesaj göndermek için çoğunlukla kuryeleri kullanıyordu. Çünkü şifreli e-postaların, takip edilmesini engellemeye yeteceğine inanmıyordu. Aynı geleneksel iletişim yöntemi, İsraillilerin Hamas Hareketi’nin bazı liderlerinin, son olarak da Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin geçtiğimiz temmuz ayında İran'ın başkenti Tahran'da kaldığı konutta tasfiye edilmesine rağmen, neden Hamas lideri Yahya es-Sinvar'a ulaşamadıklarını açıklayabilir.

Elle yazılan mektup ve notlar

ABD merkezli gazete Wall Street Journal (WSJ), Sinvar'ın İsrail'in kendisini takip edememesi ve nerede saklandığını bulamaması için telefon görüşmeleri, cep telefonu mesajları ve diğer dijital iletişim araçları, hatta şifrelenmiş olanlar da dahil olmak üzere dış dünyayla iletişim kurmak için teknolojiyi kullanmaktan büyük ölçüde kaçındığını ve ‘tünellerde saklanırken Hamas’ın operasyonlarını yönetmek için karmaşık bir kod sistemi ve elle yazılan notlar’ kullandığını ortaya çıkardı.

Mısır, Katar ve ABD’nin arabuluculuğunda 31 Temmuz öncesinde yürütülen ateşkese yönelik müzakerelerde bulunan Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye'nin öldürülmesinden ve Sinvar'ın Hamas’ın başına geçmesinden sonra Sinvar’ın, Heniyye ile nasıl iletişim kurduğuna dair soru işaretleri oluştu. WSJ’ye göre Sinvar mektuplarını el yazısıyla yazıyor ve Hamas'ın güvenilir bir üyesine iletiyor. O da mesajı, bazıları sivil de olabilen bir kuryeler zinciri ile yerine ulaştırıyor. Mektuplardaki yazılar genellikle şifreli oluyor. Farklı zamanlarda ve koşullarda farklı alıcılar için farklı kodlardan oluşuyor. Bu sistem, Sinvar ve diğer Hamas üyeleri tarafından İsrail hapishanelerinde kaldıkları sırada geliştirildi. Son olarak mektup, Gazze'deki bir Arap aracıya ya da telefonla yahut başka yollarla yurtdışındaki Hamas üyelerine ileten bir Hamas ajanına ulaşıyor.

WSJ’ye göre İsrail'in başta Hamas'ın askeri kanadının kurucularından Salih el-Aruri'yi Beyrut’ta düzenlediği suikast olmak üzere, Sinvar’ın yakın çevresinden kişileri bulup öldürmeyi başarmasından bu yana Sinvar'ın iletişim yöntemleri daha tedbirli ve karmaşık hale geldi. WSJ’ye konuşan Arap aracılara göre Aruri'nin ölümünden bu yana Sinvar neredeyse tamamen elle yazılan mektuplara ve sözlü iletişime geçti. Bazen ses kayıtlarını küçük bir yardımcı çemberi aracılığıyla dağıtıyor.

İsrail askeri istihbaratının Filistin işlerinden sorumlu eski başkanı Michael Milstein, İsrail ordusunun Sinvar'ı bulamamasının ana nedenlerinden birinin tüm şahsi hareketlerini çok sıkı bir şekilde koruması olduğuna inanıyor.

Gazze'de yaşayan Uluslararası Kriz Grubu (ICG) araştırmacısı Azmi Kişavi, Sinvar’ın Hamas’ın eski iletişim yöntemlerine geri döndüğünü söyledi. ICG’den başka araştırmacılar da Sinvar'ın Hamas üyeleri ve dış dünya ile iletişim kurmaya yönelik mevcut ilkel yaklaşımının, Hamas'ın ilk günlerinde kullandığı ve Sinvar'ın 1988 yılı ve sonrasında İsrail hapishanelerinde tutukluyken bizzat benimsediği bir sisteme dayandığını söyledi.

Sinvar hapse atılmadan önce İsrail'le iş birliği yaptığından şüphelenilen kişileri yakalamak üzere Hamas'ın Mecd adlı iç güvenlik teşkilatını kurmuştu. Mecd, İsrail hapishanelerinde de çalışmalarını sürdürdü. İsrail casusuna dönüşen eski bir Hamas üyesi tarafından yazılan ‘İbn Hamas’ (Hamas’ın oğlu) adlı kitaba göre Mecd’in hapishanelerde ‘es-Sevaid’ adı verilen ve şifreli mesajları bir koğuştan diğerine dağıtan ajanları vardı.

Yine aynı kitapta, es-Sevaid’lerin el yazısıyla yazılmış mektupları ekmeğin içine sarıp top haline getirip kuruttuktan sonra beyzbol oyuncuları gibi bu ekmek toplarını hapishanenin bir koğuşundan diğerine fırlatarak ‘Özgürlük savaşçılarından mektup var!’ diye bağırdıkları yazıyor.

Sabit telefon

Aralarında CIA Başkanı William Burns'ün de bulunduğu ABD'li üst düzey yetkililer, haziran ayında İsrail ve Hamas'ı ateşkese varmaya zorlamak için Ortadoğu'ya gittiler. Burns, Katar’ın başkenti Doha'da Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman bin Casim es-Sani ve Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil ile görüşmeler yaptı. Ardından Hamas yetkililerine bir anlaşma yapmaları için baskı uygulamak üzere Heniyye ile bir araya geldi.

İsrail, Hamas'ın tünellerde sabit hatlı bir telefon sistemi kurduğunu en az on yıldır biliyor. Şarku’l Avsat’ın Indepenedent Arabia’dan aktardığı analize göre İsrail’in Hamas ile arasında 2018 yılında günlerce sürecek bir çatışmaya yol açan başarısız operasyonu, İsrail ordusunun Hamas’ın telefon ağına girme girişimiydi.

Arabulucular, Gazze Şeridi’ndeki mevcut savaşın başlarında İsrail ile Hamas arasında İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgalini önleyecek bir rehine anlaşması yapmaya çalışıyorlardı. Hamas'ın silahlı kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın üyeleriyle görüşmek ve şifreli mesajlar iletmek üzere Gazze'ye haberciler gönderdiler.

WSJ’ye konuşan aracılar, Sinvar'ın Hamas'ın sabit hat ağındaki aracılarla tünellerde telefon görüşmeleri yaptığını, gün ve saati belirlemek için kodlar kullandığını söylediler. Aracıların aktardığına göre telefon görüşmelerinin ayarlanması için Sinvar, mesajlarda takma isimlerin yanı sıra bazen gerçek kimliğini gizlemek için hapishanede birlikte kaldığı kişilerin isimlerini de kullandı.

İletişim kurmanın yaygın yolları

Gözlemcilere göre son yirmi yılda teröristler ve organize suçlular için mevcut seçeneklerin sayısı arttı. Tabii ki sıradan, yasalara saygılı vatandaşların birbirleriyle iletişim kurma olanakları da dijital teknolojideki büyümeye paralel olarak gelişti. Ancak radikal teröristler, izlenebilir bir 'dijital ayak izi' bırakmanın ve asıl göndericinin kimliğinin tespit edilmesini tehlikelerinin tamamen farkındalar. ABD istihbaratının, mesaj ve verileri elden teslim eden kuryelere güvenen Usame bin Ladin'in izini bulması da bu yüzden bu kadar uzun sürdü.

Dijital olsalar da anonim olarak satın alınabilen, cep telefonuna takılan, bir kez kullanılıp atılan ucuz ve yasal sim kartları gibi iletişim kurmanın yaygın yolları da var. Bu sim kartları Rusya ve Çin'deki şirket yöneticileri tarafından da cep telefonlarının hacklenmesine karşı bir önlem olarak kullanılıyor. Bununla birlikte sosyal medyada, sohbet odalarında ve oyunlarda da şifreli dil kullanılabilir. Bu yüzden e-oyun oynayanlar arasındaki yazışmalarda mesajları gizlemenin giderek yaygınlaşan bir yolu olarak karşımıza çıkıyor.

Terör eylemlerinin planlayıcıları da hedeflerini müzakere ederken kod ya da metaforlar kullanarak iletişim kurarlar. Örneğin, ABD’de gerçekleşen 11 Eylül saldırısının planlayıcılarından Muhammed Atta ve Remzi bin eş-Şibh, Dünya Ticaret Merkezi'nden ‘İmara’ (mimari), ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) ‘funun’ (sanat) ve Beyaz Saray'dan ‘siyase’ (siyaset) olarak bahsetmişlerdir.

Uydu telefonları, Mısır'daki 25 Ocak devrimi sırasında, hapishaneden kaçan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin) üyelerinin iletişim kurmak için Thuraya mobil uydu telefonları kullandıkları söylentisiyle gündeme gelmişti. Bu telefonlar şifreleme teknolojisine sahip olsa da gizli dinlemeye karşı savunmasız bir yapıya sahip. Terör örgütlerinin liderleri, uzak ve az nüfuslu bölgelerde bile bu telefonların kullanımına karşı uzun zamandır temkinli davranıyor. Ancak gözlemcilere göre bu telefonlar, terör örgütlerinin liderleri arasında popüler bir iletişim aracı olmaya devam ediyor ve takip edilmelerini zorlaştırıyor.