Netflix'in zirvesindeki gerilim izleyicileri öfkelendirdihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/k%C3%BClt%C3%BCr-sanat/4720941-netflixin-zirvesindeki-gerilim-izleyicileri-%C3%B6fkelendirdi
Netflix'in zirvesindeki gerilim izleyicileri öfkelendirdi
Dünyayı Ardında Bırak, prömiyerini 25 Ekim 2023'te Los Angeles'ta gerçekleşen AFI Fest'te yaptı (Netflix)
Netflix'in merakla beklenen yeni filmi izleyicileri ikiye böldü. Kimileri filmin finalinin "tatmin edici olmadığından" şikayet ederken, kimileri de düşündürücü olduğunu söyleyerek övdü.
Dünyayı Ardında Bırak'ın (Leave The World Behind) başrollerinde Julia Roberts, Ethan Hawke, Mahershala Ali ve Myha'la Herrol gibi yıldız isimler yer alıyor.
Obamaların yapım şirketi
Netflix, küresel bir felaketin ortasında hayatta kalma mücadelesi veren iki aileyi merkeze alan kıyamet geriliminin konusunu kısaca şöyle özetliyor:
Lüks bir kiralık evde hafta sonu kaçamağına giden bir ailenin tatili, bir siber saldırının tüm cihazlarını bozması ve kapılarında iki yabancının belirmesiyle tekinsiz bir hâl alır.
Amerikalı yazar Rumaan Alam'ın 2020 tarihli aynı adlı kitabından uyarlanan filmin yönetmenliğini Sam Esmail, yapımcılığınıysa Barack ve Michelle Obama'nın prodüksiyon şirketi Higher Ground üstlendi.
Eleştirmenler sevdi, sinemaseverler öfkelendi
2 saat 20 dakika süren film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 75, puan almayı başardı. Sinemaseverlerse eleştirmenlerle aynı görüşü paylaşmıyor. Filmin izleyici skoru sadece 40.
Dünyayı Ardında Bırak, 8 Aralık'ta Netflix'te gösterime girdi. İzleyiciler, Türkiye'de ve dünyanın pek çok yerinde en çok seyredilenler listesinde anında zirveye çıkan filmin performanslarını ve sinematografisini övdü.
Ancak pek çok kişi de filmin "berbat" sonuyla mahvolduğunu ve "hiçbir getirisi olmadığını" ileri sürerek, gerilimin "zamanlarını boşa harcadığından" şikâyet etti.
Öfkeli bir izleyici filmin sonundan şikayet etmek için Twitter'ı kullandı:
Dünyayı Ardında Bırak'ı böyle bitirmek kimin fikriydi? Onlarla bir dakikalığına yalnız konuşmak istiyorum...
İkinci bir sosyal medya kullanıcısıysa şöyle yazdı:
Az önce Dünyayı Ardında Bırak'ı izledim. Filmin sonunda paraları mı bitmiş?! Tuhaf.
Başka bir izleyici ekledi:
Dünyayı Ardında Bırak kafamı karıştırdı, neden en heyecanlı yerinde bitirdiler?
"Geri alamayacağım iki saat"
Bir izleyiciyse çok daha öfkeliydi ve sert eleştirilerde bulundu:
Asla geri alamayacağım iki saat. Korkunç bir son. Sevimsiz karakterler. Netflix çöpü.
Bir izleyici gerilimle ilgili hem olumlu hem de olumsuz noktalara parmak bastı:
Dünyayı Ardında Bırak tuhaf bir film. Oyunculukları beğendim, iyi çekilmiş, harika görünüyor. Kurgu çok iyi, gizem katmanları eklemeye devam ediyor. Ta ki sonuna gelene kadar, tam anlamıyla bir hiçliğe dönüşüyor, gerçekten hiçbir getirisi yok.
Filmin finalini eleştiren bir sosyal medya kullanıcısı, "Dünyayı Ardında Bırak'ın yapımcılarının bu sonu bulurken ne düşündüklerini gerçekten bilmek istiyorum" diye yazdı.
"Filmin geri kalanı nerede?"
Bir sinemasever de filmin kendisini kızdırdığını söyleyerek ekledi:
Dünyayı Ardında Bırak beni çok sinirlendirdi. Filmin geri kalanı nerede?!
Tweet atan bir başkasıysa kendisiyle aynı görüşteki izleyicilere seslendi:
Başka kim Julia Roberts'ın bugün vizyona giren Dünyayı Ardında Bırak filmini izledi, tüyler ürpertici gerilim boyunca koltuğunun ucunda oturdu ama sonra filmi sonundan kesinlikle iğrendi?
Gerilimin finaline değinen bir kullanıcı şöyle yazdı:
Bu komplo filmleri hep açık sonlarla bitiyor. Dünyayı Ardında Bırak harika bir seyirlikti ama o son hiç tatmin edici değildi.
Ancak bazı izleyiciler de insanların filmin sonunun asıl amacını kaçırdığını ve bunun, arkasında daha derin bir anlam yatan kasıtlı bir seçim olduğunu açıklayarak "not almalarını" tavsiye etti.
"Tüm zamanların en iyi 5 sonundan biri"
Memnun bir sinemasever şöyle yazdı:
Dünyayı Ardında Bırak, genel olarak son derece iyi bir film. Sonu şaka değil, tüm zamanların en iyi 5 sonundan biri. Film yapımı açısından mükemmeldi.
Bir başkası da aynı fikirdeydi:
Dünyayı Ardında Bırak bu yılki filmler arasında en iyi sonlardan birine sahip.
Üçüncü bir kişiyse şunları yazdı:
Dünyayı Ardında Bırak'ın sonu hakkında endişelenmeyi bırakın ve söylenenlere kulak verin.
Bir izleyici meşhur klasiği örnek göstererek şöyle dedi:
Netflix'teki Dünyayı Ardında Bırak'ın sonunu anlamayan insanlar, klasik Maymunlar Cehennemi'ni (Planet Of The Apes) izlediklerinde gerçekten zorlanacak.
Dünyayı Ardında Bırak'ın yazarı Rumaan, filmin sonundan bahsederken yönetmen Sam Esmail'in çok iyi olduğu, filmin finalini de "çok tatmin edici" bulduğunu söyledi.
"Ben bunu çok seviyorum"
Variety'ye konuşan Rumaan şunları söyledi:
Komik olduğunu söylüyorum ama bunun bir şaka olduğunu düşünmüyorum. Rose'a yapılan bir şaka olduğunu düşünmüyorum. Bunun seyirciye yapılmış bir şaka olduğunu düşünmüyorum. Friends'e yapılan bir şaka olduğunu düşünmüyorum.
"Sanatın bir tür merhem olduğunu hatırlatıyor" yine yazar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu filmi izlemenin teatral deneyimi çok güçlü çünkü şimdiye dek seyircilerin sona verdiği tepkiyi üç kez görme şansım oldu ve kimse bundan ne anlam çıkaracağını tam olarak bilmiyor. Bu komik mi? Korkunç mu? Gerçekten bitti mi? Ve ben bunu çok seviyorum.
Hayal gücünün sınırlarında: Okumanız gereken 10 bilim kurgu eserihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5083049-hayal-g%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-s%C4%B1n%C4%B1rlar%C4%B1nda-okuman%C4%B1z-gereken-10-bilim-kurgu-eseri
Birleşik Krallık'ın en prestijli edebiyat ödüllerinden Booker Ödülü, bu yıl Britanyalı yazar Samantha Harvey'nin Orbital romanına verildi. Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki 6 astronotun 24 saatini anlatan bilimkurgu eseri, İş Bankası Yayınları etiketiyle yakında raflardaki yerini alacak.
Bu vesileyle Minerva'nın Baykuşu bu hafta hayal gücünün derinliklerine doğru kanat çırpıyor. Bilimkurgu dünyası, ütopyaların nasıl distopyaya dönüşebileceğini, insan ruhunun baskıya karşı direnişini ve geleceğe dair olasılıkların sınırsızlığını gözler önüne seriyor. Geçmişi ve geleceği harmanlayan bu evrende, hayal gücünün sınırlarını keşfedeceğiniz 10 etkileyici eseri sizin için seçtik.
Frank Herbert - Dune
Amerikalı gazeteci ve yazar Frank Herbert, felsefe, siyaset, dinler tarihi, etik ve ekoloji gibi birçok farklı alandan çeşitli soru ve temaları ustalıkla bir araya getirdiği Dune serisiyle bilimkurgu tarihine adını yazdırdı. 1965'te yayımlanan Dune, aynı yıl Nebula Ödülü'nü, bir sonraki yıl da prestijli Hugo Ödülü'nü kazandı.
Dune, güçlü hanedanların teknoloji, ticaret ve siyaset alanlarında üstünlüğü ele geçirmek için birbiriyle mücadele ettiği galaksilerarası bir feodal toplumu anlatıyor. Hikayenin merkezindeyse devasa kum solucanları ve değerli baharat kaynağını içeren Arrakis gezegeni yer alıyor.
Dune'u 5 roman daha takip etti fakat Herbert'ün 7. romanı kaleme alırken 1986'da 65 yaşında hayatını kaybetmesiyle seri yarım kaldı.
David Lynch'in romanla aynı adı taşıyan 1984 tarihli beyazperde uyarlaması, ilk çıktığı dönemde gişede başarı yakalayamasa da sonradan kült statüsüne ulaştı. Denis Villeneuve de 2021'deki Dune: Çöl Gezegeni ve bu yıl vizyona giren Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki'yle ilk romanı iki farklı yapımla uyarladı.
Frank Herbert - Dune
İngilizceden çeviren: Dost Körpe, 712 s., 2015, İthaki Yayınları
Yevgeni İvanoviç Zamyatin - Biz
Rus edebiyatında bilimkurgu türü Sovyetler Birliği döneminde altın çağını yaşadı. George Orwell, Aldous Huxley ve Ursula K. Le Guin gibi büyük yazarlara ilham kaynağı olan Yevgeni İvanoviç Zamyatin'in Biz'i türün mihenk taşlarından.
Sansür nedeniyle 1924'te ilk olarak ABD'de İngilizce yayımlanan romanın Sovyetler Birliği'nde basılması 1988'i buldu. Ütopyaların karanlık tarafına dair geleceğe gönderilen bir uyarı niteliğindeki Biz, insanların tek tip giyindiği, adları yerine numaralarla anıldığı ve kendi tutkularını bile belirli bir zaman çizelgesine göre yaşamak zorunda kaldığı bir distopya.
Romanda hepimize yakın gelecek bu karanlık dünyayı, Tek Devlet'in diğer gezegenlere ulaşmak için inşa ettiği uzay aracının başmühendisi D-503'ün gözünden görüyoruz.
Yevgeni Zamyatin - Biz
Rusçadan çeviren: Eyüp Karakuş, 256 s., 2023, Can Yayınları
George Orwell - 1984
Hindistan doğumlu Britanyalı romancı George Orwell, 1984 ve Hayvan Çiftliği gibi romanlarıyla bilimkurgu ve distopya türünü bambaşka bir seviyeye taşıdı.
1949'da yayımlanan roman, bürokrasi ve kurumlardan insanlar arası ilişkilere, iletişime ve gündelik dile kadar hayatın her alanına nüfuz eden totaliter bir dünya düzenini resmediyor.
Orwell, bu romanında sadece Büyük Birader ve Parti'nin kurduğu baskı rejimini değil, aynı zamanda "çiftdüşün" propagandasıyla insanların uyum sağlama ve statü kazanma uğruna taban tabana zıt görüşlere inanmaya nasıl hazır olduğunu gözler önüne seriyor.
George Orwell - 1984
İngilizceden çeviren: Celal Üster, 352 s., 2024, Can Yayınları
Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
Amerikalı yazar Aldous Huxley'nin Cesur Yeni Dünya'sı, Orwell'ın eserleriyle birlikte bilimkurgu türünde distopya hikayelerinin belkemiğini oluşturuyor.
26. yüzyıl Britanya'sında geçen hikayedeki otomatikleşmiş toplumun takvimi, Henry Ford'un montaj bandında seri üretimi başlatmasını milat alıyor.
1932'de yayımlanan roman, üreme ve uyku teknolojilerinden psikolojik manipülasyon ve şartlandırmaya kadar birçok yöntemle baştan aşağı mekanikleştirilmiş bir yaşamı gösteriyor.
Eğitim, refah, toplumsal düzen ve ekonomik büyümenin gündemden düşmediği bir dönemde tekrar tekrar okunması gereken bir başyapıt.
Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
İngilizceden çeviren: Ümit Tosun, 272 s., 2015, İthaki Yayınları
Arkadi ve Boris Strugatski - Uzayda Piknik
Sovyetler döneminin bilimkurgu ustalarından Arkadi Strugatski ve Boris Natanoviç Strugatski, kışkırtıcı ve eleştirel romanlarıyla tanınıyor.
Amerikan bilimkurgu yazarlarının tekno-ütopyacılığından ve kolonileştirme fantezilerinden uzak duran Strugatski kardeşlerin Uzayda Piknik'i, uzaylıların Dünya'ya yaptığı ziyaret sonrasında arkasında "atıklarını" bırakmasıyla yaşananları konu ediniyor.
Tüm dünyada gizem yaratan bu atıkların bulunduğu yerler "Bölge" diye adlandırılarak karantinaya alınır. Ana karakter Redrick Schuhart ise bu yasaklı yerlere girip atıkları kaçırarak satan bir iz sürücüdür (stalker).
Andrey Tarkovski'nin 1979'de yayımlanan Stalker'ı (İz Sürücü) da bu eserden yola çıkılarak çekilmişti. Efsanevi filmin senaryosunu Strugatski kardeşler yazmıştı.
Arkadi ve Boris Strugatski - Uzayda Piknik
Rusçadan çeviren: Hazal Yalın, 200 s., 2018, İthaki Yayınları
Ray Bradbury - Mars Yıllıkları
Amerikalı yazar Ray Bradbury'yi, kitapların yasaklanıp yakıldığı distopik Fahrenheit 451'le tanıyoruz. Ancak yazarın usta öykücülüğünü konuşturduğu Mars Yıllıkları da kesinlikle okumanız gereken bilimkurgu şaheserlerinden.
Fahrenheit 451'den üç yıl önce 1950'de yayımlanan roman, yazarın farklı dönemlerde yayımladığı ve birbirine eklemlenen kısa öykülerden oluşuyor.
Kitabı hazırlarken öyküleri tekrar gözden geçiren Bradbury, nükleer savaş sonrası harabeye dönmüş Dünya'yı terk edip Mars'a yerleşmeye başlayan Amerikalı kolonilerin yaşadıklarını anlatıyor.
Ray Bradbury - Mars Yıllıkları
İngilizceden çeviren: Barış Emre Alkım Yalın, 312 s., 2018, İthaki Yayınları
Robert Heinlein - Yaban Diyarlarda Yabancı
Robert Anson Heinlein'ın Yaban Diyarlarda Yabancı'sı, bilindik Mars'ta yaşam hikayelerini tersten kurarak, Kızıl Gezegen'de büyümüş Valentine Michael Smith'in gençken Dünya'ya gelişini konu ediniyor.
Amerikalı yazarın 1961'de piyasaya sürülen roman, Smith'in Dünyalıların kültürüyle etkileşimleri üzerinden din, ekonomi ve siyaset gibi konuları eleştirel bir perspektiften ele alıyor.
Çıktıktan bir yıl sonra prestijli Hugo Ödülü'nü kazanan Yaban Diyarlarda Yabancı, aynı zamanda New York Times Çok Satanlar Listesi'ne giren ilk bilimkurgu olmuştu.
Robert Heinlein - Yaban Diyarlarda Yabancı
İngilizceden çeviren: Kağan Çam, 712 s., 2018, İthaki Yayınları
William Gibson - Neuromancer
William Gibson, Neuromancer'la bilimkurgunun bir alt türü olan siberpunk'ı neredeyse tek başına yarattı.
Amerikalı yazarın 1984'te yayımlanan çıkış romanı, Nebula, Hugo ve Philip K. Dick ödüllerinin hepsini alan tek bilimkurgu kitabı.
Japonya'nın Çiba şehrinde geçen hikayede eski bir bilgisayar korsanının peşine takılıyoruz. İşlediği bir suçtan ötürü, "matrix" diye adlandırılan sanal gerçeklik veritabanıyla bağlantısı kopan Henry Dorsett Case, bir teknoloji distopyası içinde Çiba'nın karanlık yeraltı dünyasında yönünü bulmaya çalışıyor.
Hikaye ilerledikçe siberuzayda yaşamın nasıl bir şey olabileceğine dair çarpıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz.
William Gibson - Neuromancer
İngilizceden çeviren: N. Can Kantarcı, 336 s., 2023, İthaki Yayınları
Philip K. Dick - Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi?
Kariyeri boyunca 44 roman ve 121 hikaye kaleme alan Philip Kindred Dick, 20. yüzyıl bilimkurgu yazarları arasında büyük yere sahip.
Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi?, okuru kıyamet sonrası San Francisco'ya götürüyor. Android avcısı Rick Deckard'ın peşine takılıp, neredeyse hiçbir hayvanın ya da doğal yaşam alanının kalmadığı bir teknoloji çölüne gidiyoruz.
Roman, yapay zekanın dünyayı ele geçireceğine dair paranoyanın yeniden kuvvetlendiği bu dönemde, makine ve insanlar arasındaki fark ve empati kapasitemiz üzerine yeniden düşünme imkanı sunuyor.
Ridley Scott, kitaptan ilham alarak 1982'de Bıçak Sırtını çekti. Başrolünde Harrison Ford'un oynadığı bilimkurgu efsanesinin devamı, yönetmen koltuğunda Denis Villeneuve'ün oturduğu 2017 çıkışlı Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı'yla geldi.
Philip K. Dick - Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi?
İngilizceden çeviren: Nur Yener, 260 s., 2019, Alfa Yayınları
Ursula K. Le Guin - Mülksüzler
Amerikalı yazar Ursula Krober Le Guin, özgün eserleriyle bilimkurgu tarihinin en önemli yazarlarından.
Kapitalizm, bireycilik, anarşizm, devrim ve ütopya gibi temalar etrafında şekillenen Mülksüzler, 1974'te yayımlandığında türün prestijli ödüllerinden Hugo, Nebula ve Locus'un üçünü de kazanan nadir eserlerden biri oldu.
Le Guin'in antropolog ebeveynleri Alfred Kroeber ve Theodora Kroeber, "atom bombasının babası" diye tanınan Robert Oppenheimer'ın yakın arkadaşıydı.
Yazar, "Anarres" ve "Urras" adlı ikili dünya sisteminde geçen hikayenin ana kahramanı Shevek'i, Oppenheimer'ı model alarak oluşturduğunu söylemişti.
Ursula K. Le Guin - Mülksüzler
İngilizceden çeviren: Levent Mollamustafaoğlu, 344 s., 2024, Metis Yayınları
Bilimkurgu uçsuz bucaksız bir evren, tüm yapıtları hakkını vererek bir araya getirmek mümkün değil. Arthur C. Clarke'ın 2001: Bir Uzay Destanı, Isaac Asimov'un Robot ve Vakıf serisi, H.G. Wells'in yapıtları ve daha birçok ünlü eser de kesinlikle okunması gereken klasikler arasında.
Burada yer verdiğimiz ve veremediğimiz tüm yapıtların ortak yanı bir umut düşüncesi. Peki gerçekliğin açmazlarını ufukta umudu koruyarak nasıl düşünebiliriz?
Belki de "Gerçekliği olumsuzladığı için ondan kopmuş olan umut, sonuçta hakikatin görünmek için büründüğü tek biçimdir. Umut olmasaydı, hakikat fikrinin düşünülmesi bile imkansızlaşırdı" diyen Adorno'ya kulak verebiliriz.
Umut bizi çevreleyen gerçekliği olumsuzladığı, olasılıklara göz kırparak şimdiyi bir nevi askıya aldığı ölçüde başka bir hayatın imkanı üzerine düşünmeyi mümkün kılıyor.