Husilerin korsanlık faaliyetleri: ABD seferberliği, Avrupa öfkesi ve İran tehdidi

Geçtiğimiz ay Husiler tarafından el konulan uluslararası tanker Galaxy Leader (EPA)
Geçtiğimiz ay Husiler tarafından el konulan uluslararası tanker Galaxy Leader (EPA)
TT

Husilerin korsanlık faaliyetleri: ABD seferberliği, Avrupa öfkesi ve İran tehdidi

Geçtiğimiz ay Husiler tarafından el konulan uluslararası tanker Galaxy Leader (EPA)
Geçtiğimiz ay Husiler tarafından el konulan uluslararası tanker Galaxy Leader (EPA)

Yemen’in kuzeyini kontrol eden İran destekli Husilerin İsrail'e giden tankerleri hedef aldığını iddia ettiği saldırılar devam ederken, Husilerin Kızıldeniz'de yeni bir konteyner gemisine el koyma girişimi gündemde.

ABD’nin Kızıldeniz'de seyrüseferi korumak için en geniş uluslararası koalisyonu oluşturmak üzere harekete geçtiği, Avrupa'nın Husi saldırılarına yönelik öfkesi ve İran'ın yaklaşmakta olan deniz koalisyonunun oluşumuna karşı uyarılarıyla örtüştüğü bir zamana denk geldi.

Batılı kaynaklar, uluslararası bir konteyner tankerinin Husiler tarafından Kızıldeniz'de kaçırıldığını bildirdi  (X)
Batılı kaynaklar, uluslararası bir konteyner tankerinin Husiler tarafından Kızıldeniz'de kaçırıldığını bildirdi  (X)

Husilerin Kızıldeniz'deki saldırıları artarken, Yemenli politikacılar bunu grubun barış yükümlülüklerinden kaçma ve ülkeyi yeni bir uluslararası krizin ortasına getirme çabası olarak görüyor. Avrupa Birliği (AB), saldırıların ülkedeki insani koşullar üzerindeki etkisini hatırlatarak öfkesini dile getirdi.

AB, Norveç bandıralı STRINDA adlı tankere yapılan saldırı da dahil olmak üzere son Husi füze saldırılarını şiddetle kınadı. AB tarafından dün yapılan açıklamada, Yemen'de Husi kontrolü altındaki bölgelerden gelen çok sayıda saldırının uluslararası seyrüseferi ve deniz güvenliğinin yanı sıra uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini temsil ettiği kaydedildi.

Açıklamada, Husilerin Arap Yarımadası çevresindeki sularda seyir hak ve özgürlüklerine müdahalesinin "kabul edilemez" olduğu belirtildi. Husilere gemi hatlarına yönelik daha fazla tehdit ve saldırıdan kaçınma çağrısında bulunan AB, Kızıldeniz’in güneyinde uluslararası sularda 19 Kasım'da yasadışı bir şekilde gözaltına alınan 25 kişiden oluşan "Galaxy Leader" gemisi ve mürettebatının derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Ayrıca, Husilerin uluslararası gemilere yönelik saldırılarının, ülkeye gıda ithalatının çoğunun Kızıldeniz'den geçmesi nedeniyle gıda güvenliği de dahil olmak üzere Yemen'in güvenliğini zayıflattığı vurgulandı.

Strinda tankeri, Pazartesi günü geç saatlerde Husiler tarafından füzeyle hedef alındı ​​ve hasar gördü (AFP)
Strinda tankeri, Pazartesi günü geç saatlerde Husiler tarafından füzeyle hedef alındı ​​ve hasar gördü (AFP)

Açıklamada, Avrupa Birliği'nin, ABD'nin Kızıldeniz'de seyrüseferi korumaya yönelik yaklaşımıyla geniş bir uluslararası koalisyon aracılığıyla ilgilenme olasılığına işaret edilerek, “AB, şu anda uluslararası ve bölgesel işbirliğini güçlendirmenin, bölgede barış ve güvenliğe yönelik tehditlerle mücadelede her zamankinden daha önemli olduğunu ve Birliğin bu amaçla ortaklarıyla koordinasyon içinde olduğunu hatırlatır” denildi.

Yeni korsanlık

İngiliz deniz güvenlik şirketi Embry, Yemen Donanması olduğunu iddia eden bir grubun, Bab’ul Mendeb Boğazı'nda seyreden bir gemiden rotasını değiştirerek Yemen'e gitmesini istediğini bildirerek Husilere işaret etti.

Embry ve İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO), iki kılavuz notunda olayı ve Hint Okyanusu'nda Yemen açıklarında meydana gelen başka bir olayı araştırdıklarını açıkladı.

UKMTO  memorandumda, Kızıldeniz'in güneyindeki Yemen kıyısı açıklarında bir gemiden patlama görüldüğüne dair rapor aldığını söyledi.

Embry, Marshall Adaları'na ait olan ve Hong Kong bayrağını taşıyan bir kargo gemisinin, Yemen'in Mokha kentinin kuzeybatısında kuzeye doğru seyrederken sulara bir füze inişini tespit ettiğini bildirdi. Gemi mürettebatı zarar görmezken, olaya neden olan varlığın Husiler olduğu aktarıldı.

Kızıldeniz'in güneyindeki Mokha kıyısı açıklarında Yemen hükümetinin sahil güvenliğinden askerler (AFP)
Kızıldeniz'in güneyindeki Mokha kıyısı açıklarında Yemen hükümetinin sahil güvenliğinden askerler (AFP)

UKMTO, daha önce X platformundaki hesabından, kendisini sözde "Yemen Donanması" olarak tanımlayan bir kuruluşun, bir gemiye rotasını Yemen'e değiştirmesi emrini verdiğini belirten bir rapor aldığını duyurmuştu. Kurum, yetkililerin Yemen kıyısı açıklarında Babu’l Mendeb civarında bir olayı araştırdıklarını açıklamış ve daha sonra Umman Denizi’nde başka bir olaya ilişkin raporlar aldığını açıklamıştı.

Husiler herhangi bir operasyonla ilgili duyuru yapmazken, yerel Yemen kaynakları, grup güçlerinin "Maersk" adlı yeni bir konteyner gemisini kaçırarak grubun kontrolündeki kıyılara götürdüğünü bildirdi.

Batı medyası, çarşamba günü Kızıldeniz'de bir petrol tankerinin küçük bir teknede silahlı kişilerle ateş açtığını ve bir teknedeki çok sayıda silahlı kişinin Marshall Adaları bayrağı taşıyan ticari bir gemiye yaklaştığını bildirdi. Geçtiğimiz Salı günü ise Husiler, Norveç'teki bir nakliye gemisine füze fırlatıp gemiye zarar verme sorumluluğunu üstlendi.

Uluslararası koalisyon ve İran'dan uyarı

Husilerin gemi taşımacılığına yönelik artan tehdidi, Washington'u, İran'ın Yemen'deki Husi kolunu hedef alan yakın bir tehlike olarak gördüğü Kızıldeniz'de geniş bir uluslararası koalisyon kurmaya yöneltti.

Reuters haber ajansı, ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking, ülkesinin Kızıldeniz'deki gemileri korumak için "mümkün olan en geniş deniz koalisyonunu" oluşturmak ve Yemen'deki Husilere saldırıların devam etmesi yönünde "önemli bir sinyal" göndermek istediğini söylediğini aktardı.

Lenderking, ABD’nin, çok uluslu koalisyonun "uluslararası toplumdan, Husilerin uluslararası gemiciliğe yönelik tehditlerine hoşgörü gösterilmeyeceğine dair önemli bir sinyal" göndermesini istediğini aktardı

ABD’li yetkili Doha’daki bir konferansında, ülkesinin mevcut Uluslararası Denizcilik Görev Gücü'nü "bazı kaynakları seyrüsefer özgürlüğünü korumaya ayıran uluslararası bir koalisyona" dönüştürmeyi hedeflediğine değinerek, Husilerin gerilimi durdurmasını sağlamak için atılması gereken adımlar konusunda oldukça aktif bir değerlendirme yapıldığını söyledi.

Ayrıca, Husilere 19 Kasım'da el konulan Galaxy Leader isimli geminin mürettebatını serbest bırakma çağrısında bulunduklarını kaydetti.

ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ( Reuters)
ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ( Reuters)

Lenderking, Washington'un genişletilmiş koalisyona katılmak için hangi ülkelerle veya kaç ülkeyle temas kurduğunu belirtmeyi reddetti ancak bunun "mümkün olan en geniş koalisyon" olması gerektiğini söyledi.

Reuters'e göre Husi saldırıları, Londra sigorta piyasasının artık yüksek riskli bölgeler olarak listelediği Kızıldeniz üzerinden mal nakliye maliyetinin artmasına neden oldu. H er yıl 23 bin gemi Aden Körfezi'ni Kızıldeniz'e ve ötesine Süveyş Kanalı'na bağlayan dar Bab’ul Mendeb Boğazı'ndan geçiyor.

Tahran, ABD’nin Kızıldeniz'i korumak için ittifak kurma yönündeki açıklamalarına bu adıma karşı uyarıda bulunarak yanıt verdi. İran Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani, ABD'nin Kızıldeniz görev gücü planıyla ilgili "Eğer böyle mantıksız bir hamle yaparlarsa, olağanüstü sorunlarla karşı karşıya kalacaklar" dedi.

Husi grubu, Kızıldeniz'in güneyindeki Mokha limanı açıklarında Norveçli bir tankerin bombalanmasının sorumluluğunu üstlenirken, ABD kaynakları Çarşamba günü yakıt sevkiyatı taşıyan başka bir ticari geminin Bab’ul Mendeb yakınlarında iki füzeden kurtulduğunu bildirdi.

ABD medyası, Kızıldeniz'de USS Mason destroyeri tarafından düşürülen bir insansız hava aracının fırlatılmasıyla aynı zamana denk geldiğini söylerken, Husi saldırının sorumluluğunu üstlenmedi.

Devam eden tehditler

Husi grubu, saldırılarını Gazze'deki Filistinlilere destek amacıyla gerçekleştirdiğini iddia ederken, milliyetlerine bakılmaksızın İsrail limanlarına giden tüm gemileri hedef alma sözü verdi. Yemen hükümeti ise grubun İran'ın talimatlarını uyguladığını ve saldırılarının Filistin meselesiyle hiçbir ilgisi olmadığını söylüyor.

Kızıldeniz'in askeri bölgeye dönüştürülmesinin, Yemen'de Birleşmiş Milletler liderliğinde ve Suudi Arabistan ile Umman'ın arabuluculuğunda yürütülen barış sürecini engelleyeceği endişesi devam ederken, Fransız Donanması Salı günü, Paris'in Husi saldırılarına karşı gerçekleştirdiği ikinci operasyon olan bir Husi insansız hava aracının düşürüldüğünü doğruladı.

ABD Donanması Kızıldeniz'de faaliyet gösteriyor ancak bu Husi tehdidinin sona ermesini engellemedi ( AFP)
ABD Donanması Kızıldeniz'de faaliyet gösteriyor ancak bu Husi tehdidinin sona ermesini engellemedi ( AFP)

ABD'nin Yemen'e askeri müdahaleyi dışlamama yönündeki tehditleri ışığında Yemen hükümeti, tırmanan durum karşısında dikkatli davranıyor ve Kızıldeniz'de yaşananlardan uluslararası toplumu sorumlu tutuyor. Büyük güçler Hudeyde ve limanlarını özgürleştirmezken, Husi grubunun askeri yeteneklerini geliştirmek ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer tehdidini artırmak için yararlandığı Stockholm Anlaşması'nın imzalanması için baskı yaptı.

İran destekli Husilerin Esir İşleri Ulusal Komitesi Başkanı Abdulkadir el-Murtaza, “Gazze'de halkımıza yönelik saldırılar duruncaya kadar hiçbir durumda Kızıldeniz'de İsrail gemilerine saldırmayı ve geçişlerini engellemeyi bırakamayız" dedi.

Husi lideri, uluslararası bir koalisyon oluşturulma fikrine rağmen İsrail'e giden gemilerin geçişine izin vermeyeceğini aktardı.



Cezayir parlamentosu Fransız sömürgeciliğini suç sayan bir yasayı oyluyor

Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)
Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)
TT

Cezayir parlamentosu Fransız sömürgeciliğini suç sayan bir yasayı oyluyor

Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)
Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)

Cezayir parlamentosu, Fransız sömürgeleştirmesini "devlet suçu" olarak nitelendirerek suç saymayı ve iki ülke arasında hâlâ büyük bir krizin yaşandığı dönemde Fransa'dan "resmi bir özür" talep etmeyi amaçlayan yasa tasarısını bugün oylayacak.

AFP tarafından elde edilen ve öngörülemeyen durumlar ortaya çıkmadığı takdirde parlamento tarafından onaylanması beklenen metin, Fransız devletinin "Cezayir'deki sömürgeci geçmişi ve yol açtığı trajediler için yasal sorumluluk üstlenmesini" talep ediyor ve tazminat ödenmesini istiyor. Yasa onaylanması halinde güçlü bir sembolik ağırlığa sahip olacak, ancak uluslararası kuruluşlara veya ikili anlaşmaya başvurulmadığı takdirde, tazminat talepleri üzerindeki pratik etkisi sınırlı görünüyor.

Şarku’l Avsat’ın Cezayir Basın Ajansı'ndan aktardığına göre, Ulusal Halk Meclisi (parlamentonun alt kanadı) Başkanı İbrahim Bougali, tasarının parlamenterlere sunumu sırasında cumartesi günü yaptığı açıklamada, bu önerinin "egemenliğin en mükemmel örneği" olduğunu belirtti. Ayrıca, bunun "Cezayir'in ulusal hafızasının silinmez ve müzakere edilemez olduğuna dair hem ülke içinde hem de uluslararası alanda açık bir mesaj" gönderdiğini ifade etti.

Geçtiğimiz hafta oylama hakkında sorulan bir soruya Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Pascal Confavreux, "yabancı ülkelerde gerçekleşen siyasi tartışmalar hakkında yorum yapmadığını" söyledi.


Yemen'de 2 bin 900 mahkum ve tutuklunun takası konusunda anlaşma sağlandı

Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)
Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)
TT

Yemen'de 2 bin 900 mahkum ve tutuklunun takası konusunda anlaşma sağlandı

Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)
Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)

Yemen savaşının başlamasından bu yana en büyük insani atılım olarak, Yemen hükümeti, Birleşmiş Milletler himayesinde ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin katılımıyla Umman'ın başkenti Maskat'ta düzenlenen onuncu istişare turunda, her iki taraftan yaklaşık 2 bin 900 mahkum ve tutuklunun takası konusunda Husi grubuyla anlaşmaya vardığını duyurdu.

Anlaşma Arap ve uluslararası çevrelerce memnuniyetle karşılandı ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, anlaşmayı insan acılarını hafifletmeye ve güven inşa etme fırsatlarını artırmaya katkıda bulunan önemli bir insani adım olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre açıklamada ayrıca, kardeş Yemen halkının özlemlerini karşılayacak şekilde barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik tüm çabalara Krallığın desteği yinelendi.

Yemen hükümeti, anlaşmanın siyasi lider Muhammed Kahtan önderliğindeki tüm taraflardan yaklaşık 2 bin 900 tutuklu ve kaçırılan kişinin yanı sıra, pilotlar da dahil olmak üzere koalisyon ülkelerinden tutukluların serbest bırakılmasını öngördüğünü belirtti.

BM temsilcisi Hans Grundberg anlaşmayı memnuniyetle karşıladı ve bunu büyük insani öneme sahip olumlu bir adım olarak nitelendirdi.


Suriyeli eski güvenlik yetkilisi Lübnan'da öldürüldü

Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)
Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)
TT

Suriyeli eski güvenlik yetkilisi Lübnan'da öldürüldü

Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)
Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)

Lübnan güvenlik güçleri dün, Suriye eski istihbarat subayı Gassan Naasan al-Sakhni'nin cesedinin Lübnan'ın Kesrouane bölgesindeki evinin yakınlarında bulunmasıyla ilgili koşulları belirlemek üzere soruşturma başlattı. Olayla ilgili belirsizlik, bunun tamamen suç teşkil eden bir eylem mi yoksa siyasi boyutları olan bir olay mı olduğu konusunda soruları gündeme getirdi.

İlk güvenlik bilgilerine göre, el-Sakhni'nin "Suriye Hava Kuvvetleri İstihbaratının en önde gelen liderlerinden biri olan ve 'Kaplan' lakaplı Tuğgeneral Suheyl el-Hassan ile yakın bağları vardı ve adı özellikle Doğu Guta'daki kanlı askeri operasyonlarla ilişkilendiriliyordu."

Şarku’l Avsat'ın elde ettiği bilgilere göre, el-Sakhni, "8 Aralık 2024'te önceki rejimin düşmesinin ardından, Esad'ın kaçışını takip eden onlarca kişiyle birlikte Lübnan'a sığındı."