Babu'l Mendeb Boğazı'nda Husi tehdidi sonrası Doğu ile Batı arasındaki ticaret hattı daralıyor

Dünyanın en büyük konteyner taşımacılık şirketleri, artan Husi tehdidinin ardından gemilerinin rotasını Kızıldeniz dışına çevirdi

(AA)
(AA)
TT

Babu'l Mendeb Boğazı'nda Husi tehdidi sonrası Doğu ile Batı arasındaki ticaret hattı daralıyor

(AA)
(AA)

Dünyanın önde gelen denizyolu taşımacılığı şirketlerinin, Kızıldeniz'de artan Husi saldırısı tehditlerinin ardından gemilerinin rotasını değiştirmesi, diğer şirketlerin de Kızıldeniz'deki Babu'l Mendeb Boğazı'ndan geçişleri askıya alacağına dair endişeleri beraberinde getirdi.

Kızıldeniz'de Yemen'in güneybatısında yer alan Babu'l Mendeb Boğazı, İsrail-Filistin çatışma hattına dahil olmasıyla yaklaşık bir aydır uluslararası basının gündeminde.

Önde gelen denizyolu taşımacılığı şirketleri, gemilerinin Kızıldeniz'de Husilerin saldırılarına hedef olması endişesiyle seferlerini askıya aldı.

Yemen'deki Husiler, 19 Kasım'da yaptıkları açıklamada, Kızıldeniz'de İsrailli iş adamına ait "Galaxy Leader" isimli kargo gemisine el koyarak Yemen kıyılarına götürdüklerini duyurdu.

Husiler, bu olayın ardından, "Filistin'le dayanışma amacıyla, İsrail bandıralı ya da İsrail limanlarına giden gemileri hedef alacakları" tehdidinde bulunarak, tüm ülkelere bu gemilerin mürettebatı olarak çalışan vatandaşlarını geri çekmeleri çağrısı yaptı.

Husilerin "İsrail'le bağlantılı" gemilere yönelik devam eden saldırıları, deniz taşımacılığı yapan şirketlerin Kızıldeniz'deki seferlerini askıya almasına yol açtı.

(AA)

Dünyanın en büyük konteyner şirketi Mediterranean Shipping Company (MSC), Danimarka merkezli deniz nakliye şirketlerinden Maersk, Alman taşımacılık şirketi Hapag-Lloyd ve Fransız gemicilik şirketi CMA CGM, güvenlik durumunun kötüleşmesinin ardından Kızıldeniz'de tüm seferlerini askıya aldığını açıkladı.

Art arda gelen bu açıklamaların ardından, diğer taşımacılık şirketlerinin de Babu'l Mendeb Boğazı'ndaki seferlerini askıya alması ihtimaline ilişkin küresel endişeler artıyor. Bu durum, Doğu ile Batı arasındaki küresel tedarik zincirlerinde dalgalanma ve enflasyonun yeniden artması anlamına geliyor.

Babu'l Mendeb Boğazı'nın uluslararası taşımacılıktaki stratejik önemi

Arap Yarımadası ile Afrika arasında yer alan Babu'l Mendeb Boğazı, Kızıldeniz'i Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'na bağlıyor.

Kızıldeniz'in girişinde yer alan Perim Adası'yla iki kanada ayrılan yaklaşık 32 kilometre uzunluğundaki boğazın batı kanalının genişliği 26, doğu kanalının genişliğinin ise 3 kilometre olduğu belirtiliyor.

Mısır'ın kuzeyinde Süveyş Kanalı'nın inşa edilmesiyle birlikte, Akdeniz ile Doğu Asya arasındaki bağlantının bir parçasını oluşturan Babu'l Mendeb Boğazı, stratejik ve ekonomik önem kazandı.

Dünya Ticaret Örgütünün verilerine göre Babu'l Mendeb Boğazı, diğer alternatif güzergahlara göre deniz seferlerini ortalama 14 gün kısaltıyor.

Boğazdan geçişlerin iptal edilmesi; Asya ya da Basra Körfezi bölgesinden gelen tanker ve yük gemilerinin Süveyş Kanalı'na ulaşmasının engellenmesi, dolayısıyla rotalarını Ümit Burnu üzerinden Afrika'nın güney ucuna yönlendirmesi anlamına geliyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, deniz yoluyla günlük taşınan petrolün yaklaşık yüzde 10'u Babu'l Mendeb Boğazı'ndan geçiyor. Gemilerin Babu'l Mendeb'i kullanmamasının ham petrol ve petrol türevleri arzı enerji piyasasında dalgalanma ve kaosa yol açmasından endişe duyuluyor.

Küresel gemi trafiğini takip eden "Vessel Tracking"e göre, Babu'l Mendeb Boğazı'ndan yıllık ortalama 22 bin deniz aracı geçiyor. Bu da boğazdan günde yaklaşık 60 deniz aracının geçtiği anlamına geliyor.

Güvenlik ve askeri açıdan jeopolitik öneme sahip boğaz, 1973 Arap–İsrail Savaşı sırasında Mısır tarafından İsrail geçişlerine kapatılmıştı.

Husilerin, Babu'l Mendeb Boğazı'ndaki hareketliliği

Babu'l Mendeb Boğazı'nda son dönemde kronolojik olarak şu hareketler gözlemlendi:

19 Kasım: İsrail basınında Husilerin Kızıldeniz'in güneyinde İngiltere'ye ait ve Japonya tarafından işletilen bir kargo gemisine el koyduğu haberleri yer aldı.

3 Aralık: Husiler, Babu'l Mendeb Boğazı'nda "Unity Explorer" ve "Number Nine" adlı iki İsrail gemisinin birinin insansız hava aracı (İHA), diğerinin deniz füzesiyle hedef alındığını açıkladı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) X sosyal medya platformundan yapılan açıklamada, Kızıldeniz'in güneyindeki uluslararası kara sularda 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiği belirtildi.

9 Aralık: Husiler, İsrail'e giden bütün gemileri hedef alacaklarını belirterek tüm uluslararası nakliye şirketlerini İsrail limanlarıyla iş yapmamaları konusunda uyardı.

12 Aralık: Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, petrol taşıyan ve İsrail'e giden bir Norveç gemisinin deniz füzesiyle vurulduğunu açıkladı.

15 Aralık: Husiler, "dur" ihtarını dikkate almayan İsrail'e giden iki konteyner gemisini hedef aldıklarını duyurdu.

15 Aralık: Danimarka merkezli, dünyanın en büyük ikinci konteyner deniz nakliye şirketlerinden Maersk, Yemen'deki İran destekli Husilerin Kızıldeniz'de İsrail bağlantılı gemileri hedef alması üzerine buradan yapılan tüm seferlerini askıya aldı.

16 Aralık: CENTCOM, Kızıldeniz'de Yemen'de Husilerin kontrolündeki bölgelerden fırlatılan 14 İHA'yı vurarak düşürdüğünü bildirdi.

16 Aralık: Dünyanın en büyük konteyner şirketi Mediterranean Shipping Company (MSC) ile üçüncü büyük Alman taşımacılık şirketi Hapag-Lloyd ve Fransız gemicilik şirketi CMA CGM, seferlerini askıya aldıklarını açıkladı.



Arap diplomatik kaynak: Şara, cumartesi günü Bağdat'ta yapılacak Arap Zirvesi'ne katılmayacak

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)
TT

Arap diplomatik kaynak: Şara, cumartesi günü Bağdat'ta yapılacak Arap Zirvesi'ne katılmayacak

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)

-Arap diplomatik kaynaklar, dün, Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın cumartesi günü Bağdat'ta düzenlenecek Arap zirvesine katılmayacağını açıkladı. Eş-Şara’ya gönderilen resmi davet, İran yanlısı Iraklı siyasetçiler ve destekçileri tarafından sert eleştirilere maruz kalmıştı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre kaynak yaptığı açıklamada, “Suriye Arap Cumhuriyeti Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, 17 Mayıs'ta Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenecek 34. Arap Zirvesi'ne katılmayacak” dedi. Kaynak, “Suriye’yi zirvede Dışişleri Bakanı Esad Şeybani'nin temsil edeceğini” belirtti.

Bağdat, yakın müttefiki Beşşar Esed'in devrilmesinden bu yana komşusu ile yakın ilişkiler kurmak isteyen Şam'a karşı temkinli davranıyor. Ulusal İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri başkanlığındaki Irak heyeti, geçen ayın sonlarında Şam'ı ziyaret ederek, güvenlik, ticaret ve terörle mücadele konularında iş birliği konularını görüşmek üzere eş-Şara ve hükümet yetkilileriyle bir araya geldi.

Esed'e en büyük destek Rusya, İran ve Hizbullah'tan gelirken, İran yanlısı Iraklı milisler de Esed'in demokrasi yanlısı protestoları bastırmak için başlattığı kanlı kampanyanın sürdüğü 13 yıllık savaşta rejimi savunmak için mücadele etti. Bu gruplar, sosyal medyadaki destekçileriyle birlikte Şeriat yasalarına karşı sert söylemlerini sürdürüyor.

xsdfrgt

Irak güvenlik kaynakları AFP'ye yaptığı açıklamada, Eş Şara'nın Irak'ta, eski bir tutuklama emri olduğunu ve bu emrin, Şara'nın El Kaide örgütü saflarında ABD ve müttefiklerine karşı savaştığı ve ardından Irak'ta yıllarca hapis yattığı döneme ait olduğunu söyledi.

sdfgthy
Şam sokaklarında devrik Başkan Esed ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in afişi, Mart 2022 (Arşiv-Reuters)

İçişleri Bakanı Abdul Emir el-Şammari, geçen hafta El-Hadath televizyonuna verdiği röportajda, 40 yıllık çatışma ve savaşın ardından göreceli bir istikrara kavuşan Irak'ın, zirveye katılan ileri gelenleri korumak için "kapsamlı güvenlik planları" uygulamaya koyduğunu doğruladı. Irak'ın Şara'nın katılımı için güvenlik garantisi vermesinin istenip istenmediği sorusuna El-Şammari, "Bizden herhangi bir güvenlik garantisi istenmedi ve güvenlik önlemlerimiz herkesi kapsıyor. Bütün konuklar eşit derecede önemlidir" yanıtını verdi.

Zirve ile eş zamanlı olarak Irak İçişleri Bakanlığı cumartesi günü, “11 Mayıs'tan 20 Mayıs'a kadar” gösterilerin yasaklandığını ve “gösteriye yapmaya çalışanların tutuklanacağını” duyurdu.