Fransa Dışişleri Bakanı, İsrail ve Lübnan’da temaslarına başladı: ‘1701’ hayata geçirilecek mi?

Fransız kaynaklar: “Paris, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların açık savaşa dönüşmesini önlemek için aktif çalışıyor”

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, İsrail ordusunun sözcüsü Albay Oliver Rafowicz ile dün İsrail’de bir arya geldi (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, İsrail ordusunun sözcüsü Albay Oliver Rafowicz ile dün İsrail’de bir arya geldi (AFP)
TT

Fransa Dışişleri Bakanı, İsrail ve Lübnan’da temaslarına başladı: ‘1701’ hayata geçirilecek mi?

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, İsrail ordusunun sözcüsü Albay Oliver Rafowicz ile dün İsrail’de bir arya geldi (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, İsrail ordusunun sözcüsü Albay Oliver Rafowicz ile dün İsrail’de bir arya geldi (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın İsrail’e ziyaretinden önce açıklamalarda bulunan Fransa Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi’nin en güneyinde yer alan Refah şehrinde bir Dışişleri Bakanlığı çalışanının, sığındığı eve düzenlenen bombalı saldırıda öldürülmesini kınayan bir açıklama yaptı. Öte yandan Bakan Colonna’nın, bugün üst düzey yetkililerle görüşmek üzere Beyrut’a yönelmesi bekleniyor.

Paris tarafından X üzerinden yapılan açıklamada, Fransa’nın bir binayı hedef alan ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açan bombalama olayını kınadığı belirtildi. Açıklamada, “İsrailli yetkilileri bu bombalama olayıyla ilgili koşulları mümkün olan en kısa sürede açıklamaya çağırıyoruz” diyen bakanlığa göre kurban, 2002’den beri bakanlıkta çalışıyordu. Ancak Paris, ölen kişinin kimliğini veya uyruğunu açıklamadı. Yalnızca onun, Kudüs’teki Fransız konsolosluğunda çalışan meslektaşlarından birinin evine sığındığı, İsrail’in bombardımanı sonucu ağır yaralandığı ve bunun sonucunda hayatını kaybettiği belirtildi.

Olay görmezden gelindi

Dikkate alınması gereken iki şey var: Birincisi, dün İsrailli mevkidaşı Eli Cohen ile bir araya gelen Colonna’nın ortak basın toplantısında bu olaya değinmemesi. Ayrıca bu konuya değinmeyi reddeden Cohen ile yapılan görüşmede bu konunun ele alınıp alınmadığı bilinmiyor. Paris, daha önce de Kasım ayı başında İsrail uçağının Gazze’deki Fransız Kültür Merkezi’ni hedef almasıyla ilgili açıklama talebinde bulunmuştu. İsrail’in Paris’ten özür dileyip dilemediği ya da olayın koşullarını açıklayıp açıklamadığı bilinmiyor. Aynı şekilde İsrail ordusu, Fransız Haber Ajansı (AFP) personelinin bulunduğu binayı da hedef aldı. Buna rağmen Refah’ta gerçekleşen bu saldırıya ilişkin Paris’ten herhangi bir aleni protesto gelmedi. Refah, Tel Aviv tarafından güvenli olarak tanıtılmış ve Gazzelilere bombardımandan kaçmak için bu bölgeye sığınmaları çağrısı yapılmıştı.

İkinci konu ise İsrail’in saldırısına ilişkin Paris’in yayınladığı kınamayla ilgili. Bu türünün ilk örneği olarak kabul ediliyor. Öyle ki diğer batılı başkentler gibi Fransız yetkililer de bugüne kadar İsrail’in sivilleri hedef alan bombalamasını kınamaktan kaçınmıştı. Sağlık Bakanlığı’na göre Gazze’de aralarında binlerce çocuk ve kadının da bulunduğu 18 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Paris’in, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron aracılığıyla çok sayıda sivilin ölümünü ve sivil yapıların uğradığı yıkımı hatırlamaktan çekinmediği doğru. Ama hiçbir zaman bu, kınama noktasına ulaşmadı. Hatta bizzat Cumhurbaşkanı Macron söylediklerini İngiliz BBC kanalına açıklamak zorunda kaldı ve kastının ‘İsrail’in kasıtlı olarak sivilleri hedef aldığı’ olduğunu yalanladı.

Gazetecilere konuşan Colonna, Paris’in 72 gündür devam eden savaş, bombalama ve yıkımın ardından Gazze’deki durumla ilgili derin endişesini dile getirdi. Bu nedenle Colonna, askeri operasyonlarda acil ve sürdürülebilir ateşkes çağrısında bulundu. Ancak garip olan, Paris’in 8 Aralık’ta Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), önerilen ve ateşkes çağrısı yapan karar taslağının lehine oy kullanmasıydı. Söz konusu projeye 13 ülkeden destek geldi. Ancak ABD’nin vetosu nedeniyle karar kabul edilmedi. Oylamada İngiltere ise çekimser kalmıştı. Dikkat çeken nokta, Fransız bakan ateşkes çağrılarını sürdürürken, ABD’ye ve İsrail’e en yakın iki ülkenin Almanya ve İngiltere olması. Nitekim Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İngiliz The Sunday Times gazetesinin yayınladığı ortak makalede, kalıcı ateşkese acil ihtiyaç duyulduğunu vurguladılar. Ancak bunun ‘hemen ve genel’ olmasına karşı çıktılar. Böylece gerçekte ne istediklerini anlamak zorlaştı.

Turun hedefi

Colonna’nın bugünkü İsrail ve Lübnan gezisinin öncelikli amacı, Lübnan- İsrail sınırında İsrail ordusu ile Hizbullah arasındaki gerilimi azaltmak ve Gazze’deki savaşın bölgesel bir savaşa dönüşmesini engellemek. Bu bağlamda İsrailli bakanın Fransa’nın bu konuda önemli bir rol oynayabileceğine inandığını belirtmekte fayda var. İsrail’in, 2006 yılında yayınlanan 1701 sayılı Uluslararası Karar metni uyarınca Hizbullah’ı Litani Nehri ötesindeki kuzey sınırlarından çıkarmak istediği biliniyor. Paris’in bunun uygulanması için bir mekanizma önerdiğini belirten bilgiler var ve güçlerine bir rol verildiği belirtiliyor. Bu mesele, Colonna’nın bugün Lübnan hükümet ve parlamento başkanları ve Lübnanlı mevkidaşı ile yapacağı görüşmelerde kilit rol oynayacak.

Beyrut ziyareti

Lübnan’a yönelik aktif Fransız diplomasisi çerçevesinde Beyrut’a yönelen Colonna, daha önce Eylül ayında Beyrut’a ziyarette bulunmuş, ardından Savunma Bakanı ve Dış İstihbarat Direktörü ile Dışişleri ve Savunma Bakanlığı’ndan ortak bir heyet Lübnan’ı ziyaret etmişti. Tüm bu görüşmelerde Güney Lübnan’da güvenlik ve istikrarı sağlayacak mekanizma, yani 1701 sayılı kararın nasıl uygulanacağı üzerinde duruldu. Bu çetrefilli dosyayı takip edenlerin, İsrail’in hâlâ işgal ettiği bölgelerden, en azından çoğunluğundan çekilmeden bu konuda ilerlemenin mümkün olmadığını peşinen bildiklerini belirtelim. Paris’teki diplomatik bir kaynağa göre sorun iki yönlü. Bir yandan İsrail’in Suriye’ye ait olarak nitelendirdiği, Lübnan’ın ise Lübnan’a ait olarak gördüğü Kafr Şuba’dan İsrail’in çekilmesiyle ilgili. İkincisi ise Hizbullah’ın savaşçılarını ve silahlarını sınır ile Litani Nehri arasındaki bölgeden çekme isteğinin boyutuyla bağlantılı. Hizbullah yetkililerinin bu aşamada mı, yoksa Gazze’deki savaşın bitimini takip eden aşamada mı, ABD ve Fransa’nın uluslararası talebine yanıt vermeye hazır olduğu bilinmiyor.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Macron’un Lübnan ziyaretiyle sonuçlanması beklenen uluslararası arabuluculuk çalışmaları sürüyor. Ancak ziyaret iptal edildi ve Elysee Sarayı herhangi bir açıklama yapmadı. Fransa Cumhurbaşkanı, Ürdün’de konuşlu Fransız kuvvetlerini ziyaret etmeyi tercih ederken, geçen yıl yılbaşından önce nükleer motorlu uçak gemisi Charles de Gaulle’ün mürettebatını ziyaret etmişti. Ortak sınırdaki gerilim, Lübnan tarafında 91’i Hizbullah savaşçısı ve 17’si sivil olmak üzere 129 kişinin ölümüyle sonuçlandı. İsrailli yetkililer İsrail tarafında en az 10 kişinin öldüğünü ve çok sayıda yaralının olduğunu bildirdi.



Eşi görülmemiş bir gama ışını patlaması tespit edildi

Çok Büyük Teleskop, bir gün boyunca birkaç kez tekrarlanan güçlü bir patlamayı kaydetti (Avrupa Güney Rasathanesi)
Çok Büyük Teleskop, bir gün boyunca birkaç kez tekrarlanan güçlü bir patlamayı kaydetti (Avrupa Güney Rasathanesi)
TT

Eşi görülmemiş bir gama ışını patlaması tespit edildi

Çok Büyük Teleskop, bir gün boyunca birkaç kez tekrarlanan güçlü bir patlamayı kaydetti (Avrupa Güney Rasathanesi)
Çok Büyük Teleskop, bir gün boyunca birkaç kez tekrarlanan güçlü bir patlamayı kaydetti (Avrupa Güney Rasathanesi)

Gökbilimciler bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bir gama ışını patlaması tespit etti.

Evrendeki en parlak patlamalar olan gama ışını patlamaları (gamma-ray bursts / GRB), çok kısa bir süre içinde Güneş'in 10 milyar yılda yaydığı kadar enerji açığa çıkarıyor.

Genellikle birkaç milisaniye ila birkaç dakika arasında süren bu patlamaların çoğunun, büyük kütleli bir yıldızın çekirdeğindeki yakıtın tükenmesiyle kendi üstüne çökmesi sonucu yaşandığı tahmin ediliyor.

Ancak bilim insanları yakın zamanda GRB'ler hakkında bilinenlere aykırı bir patlama saptadı. 

GRB 250702B adı verilen olay, bir gün boyunca birkaç kere tekrar ederek gökbilimcileri şaşkına çevirdi. 

İlk sinyalleri NASA'nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu tarafından 2 Temmuz'da yakalanan patlamanın nereden geldiği ilk başta bilinmiyordu. 

Daha sonra Avrupa Güney Rasathanesi'nin Çok Büyük Teleskopu'nu (Very Large Telescope / VLT) kullanan araştırmacılar patlamanın Samanyolu Galaksisi'nin dışından geldiğini belirledi. 

Fermi, GRB 250702B'yi ilk saptadığında birkaç saat içinde üç kez patladığını gözlemledi. Daha sonra Çin Bilimler Akademisi'nin Einstein Sondası'nın verileri, aynı kaynakta bir gün önce de patlama yaşandığını gösterdi.

Bulguları hakemli dergi The Astrophysical Journal Letters'ta yayımlanan çalışmanın yazarlarından Dr. Antonio Martin-Carrillo "Bu, 50 yıllık GRB gözlemlerinde görülen hiçbir olaya benzemiyor" diyerek ekliyor: 

GRB'ler yıkıcı olaylar olduğundan sadece bir kez patlamaları beklenir çünkü onları üreten kaynak bu yıkıcı patlamadan sağ çıkamaz. Bu olay, sadece tekrarlanan güçlü bir aktivite göstermekle kalmayıp aynı zamanda hiç görülmemiş bir şekilde periyodik olmasından dolayı bizi şaşırttı.

Araştırmacılar bu patlamanın, çoğu GRB'den 100 ila 1000 kat daha uzun sürdüğünü belirtiyor.

Ayrıca başka bir galaksiden gelmesi de çok güçlü bir patlamaya işaret ediyor. GRB 250702B'nin kesin konumu henüz belirlenmedi ancak milyarlarca ışık yılı uzakta olduğu tahmin ediliyor.

Bilim insanları böyle bir patlamaya neyin yol açmış olabileceğinden emin değil. Makalenin bir diğer yazarı Andrew Levan "Eğer bu büyük kütleli bir yıldızsa, daha önce tanık olduğumuz hiçbir şeye benzemeyen bir çöküş yaşamış" diyor.

Ancak bu durumda en fazla birkaç saniye süren bir patlamanın açığa çıkması gerekirdi. 

Bir diğer ihtimalse bir yıldızın, bir kara delik tarafından parçalandığı gelgit kesintisi olayının (tidal disruption event / TDE) yaşanması. 

Dr. Martin-Carrillo, bu durumda bir gün sürecek patlamalar görülebileceğini söyleyerek ekliyor:

Ancak normal TDE'lerin aksine, bu patlamanın özelliklerini açıklamak için olağandışı bir yıldızın daha da olağandışı bir kara delik tarafından yok edilmesi gerekiyor.

Araştırmacılar halihazırda VLT ve NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'yla patlama yerini gözlemleyerek tam konumunu belirlemeye çalışıyor. 

Dr. Martin-Carrillo "Bunu neyin ürettiğinden hâlâ emin değiliz ancak bu araştırmayla, bu son derece sıra dışı ve heyecan verici nesneyi anlama yolunda büyük bir adım attık" diyor.

Independent Türkçe, Space.com, Phys.org, The Astrophysical Journal Letters


Dwayne "The Rock" Johnson, dönüşüm geçirmesinin asıl sebebini açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Dwayne "The Rock" Johnson, dönüşüm geçirmesinin asıl sebebini açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Dwayne "The Rock" (Kaya) Johnson, zayıflamasının sebebinin, Tavuk Adam adlı karakteri canlandırdığı yeni bir filmdeki rolü olduğunu açıkladı.

Bu ay Venedik Film Festivali'nde 53 yaşındaki oyuncu, Benny Safdie'nin yönettiği yeni biyografik film The Smashing Machine'de karma dövüş sanatları dövüşçüsü ve UFC öncüsü Mark Kerr rolünün tanıtımını yapıyordu.

Festivalde, gözle görülür kilo kaybını gösteren fotoğraflar viral oldu ve hayranları, oyuncunun artık "Çakıl Taşı"na benzediği yönünde şakalar yaptı.

Haberlere göre, normalde 136 olan kilosundan 109'a düşmek için 27 kilo verdi.

Ancak Johnson, Safdie'nin sonraki filmi Lizard Music'te canlandıracağı "70'lerindeki tuhaf, eksantrik" Tavuk Adam rolüne hazırlık olarak daha da zayıflaması gerektiğini açıkladı.

Pazartesi günü Toronto Film Festivali'nde kariyerini değerlendiren Johnson, "Size biraz arka planda olanı anlatayım: The Smashing Machine'i tamamladıktan sonra Benny bana bu rolü önerdi ve yaklaşık 45 dakika anlattı. Ben de 'Ben senin Tavuk Adam'ınım' dedim" dedi.

Bu, çok fazla ayrıntı vermeden, oynayacağım rolün Tavuk Adam adında 70'li yaşlarında epey tuhaf ve eksantrik bir adam ve onun en iyi arkadaşının da 70'lerinde bir tavuk olduğu anlamına geliyor.

Hızlı ve Öfkeli (Fast & Furious) yıldızı, Tavuk Adam'a tamamen benzemeden önce yapması gereken daha çok iş olduğunu kabul etti.

"Hâlâ gidecek çok yolum var" dedi.

Smashing Machine'deki gibi tekrar dönüşme şansı yakaladığım için çok heyecanlıyım. [Bu] daha az tavuk yemek demek.

Lizard Music, Daniel Pinkwater’ın aynı adlı romanından uyarlandı. Film, Tavuk Adam'la en iyi arkadaşı Claudia adındaki 70 yaşındaki tavukla tanışan bir çocuğun hikayesini anlatıyor.

Johnson, son zamanlarda büyük gişe canavarı filmlerde "tek tipe indirgenmiş" hissettiğini ancak şimdi daha fazlasını yapmak istediğini söyledi.

Venedik'te Smashing Machine'in basın toplantısında, "İçimde 'Ya daha fazlası varsa ve ben yapabilirsem?' diyen yakıcı bir arzu ve ses vardı. Çoğu zaman, bir şeye sıkıştırıldığımızda ne yapabileceğimizi bilmek bizim için, ya da en azından benim için, daha zordur" dedi.

Görsel kaldırıldı.
Dwayne Johnson, Smashing Machine'de. Filmin ilk eleştirileri, Johnson'ın ödül sezonunda takdir göreceğinin sinyallerini veriyor (A24)

Film, festivalde 15 dakikalık ayakta alkışlanarak açılış yaptı ve Johnson gözyaşlarına boğuldu. Filmin ilk eleştirileri, Johnson'ın ödül sezonunda takdir göreceğinin sinyallerini veriyor.

Kerr, iki kez UFC Ağırsıklet Turnuvası Şampiyonu, Dünya Vale Tudo Şampiyonası turnuvası galibi ve Pride FC dövüşçüsüydü. Daha önce, Kerr'in uzun zamandır kullandığı lakabından esinlenerek The Smashing Machine adıyla anılan 2003 tarihli bir HBO belgeseline konu olmuştu.

Geoffrey Macnab, The Independent'ta filme 5 yıldız verdiği incelemede şunları yazdı:

Safdie, Hollywood'un en popüler ana akım yıldızlarından birini, kişiliğinin genellikle dokunulmamış yönleriyle boğuşmaya zorluyor. Johnson, muazzam bir dokunaklılık, yoğunluk ve derinlik içeren bir performans sergiliyor; bu da ona ödül sezonunda adaylık getirecek gibi görünüyor. Daha önce komik aksiyon komedisi Jungle Cruise'da Johnson'la birlikte çalışan başrol oyuncusu Emily Blunt da güreşçinin sadık ama duygusal bakımdan dengesiz kız arkadaşı olarak konfor alanının çok dışında. Hem en büyük destekçisi hem de zaman zaman yıkımının sebebi.

Independent Türkçe

 


ABD'de çoğunluk Trump'ın ekonomi yönetiminden memnun değil

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ABD'de çoğunluk Trump'ın ekonomi yönetiminden memnun değil

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni bir anket, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekonomi yönetimine dair desteğin gerilediğini ve çoğunluğun artık Trump'ın yaptıklarını onaylamadığını ortaya koydu.

Salı günü yayımlanan Reuters/Ipsos anketi, Amerikalıların yüzde 53'ünün Trump'ın ekonomiyi yönetme biçimini onaylamadığını, yüzde 36'sının ise onayladığını ortaya koydu. Katılımcıların yalnızca yüzde 30'u, başkanın ABD hanelerinin hayat pahalılığı konusundaki tutumunu destekledi.

Anket, geçen cumayla salı günleri arasında gerçekleştirildi. Cuma günü yayımlanan son istihdam raporu, ekonominin ağustosta yalnızca 22 bin kişiye istihdam yarattığını gösterdi; bu, uzmanların beklediğinden daha kötüydü.

Temmuzdaki kasvetli istihdam raporunun ardından Çalışma İstatistikleri Bürosu Başkanı Erika McEntarfer'ı görevden alan Trump, ağustostaki istihdam raporunun yayımlanmasından önce gazetecilere, "Yarın açıklanacak ama benim bahsettiğim gerçek rakamlar, ne olursa olsun, ancak bir yıl sonra ortaya çıkacak" demişti.

Başkan, salı günü federal yetkililerin ABD'nin marta kadar olan 12 ayda daha önce düşünülenden 911 bin daha az istihdam yarattığını tespit etmesinin ardından ekonomide bir darbe daha yedi.

Yeni ankette Trump'ın genel onay oranı yüzde 42'de kaldı.

Başkan, göç ve suç politikalarında ekonomiye kıyasla  daha iyi bir performans sergilese de Amerikalıların çoğunluğunun bu konularda kendisini desteklemesini sağlayamadı.

sdfergt
Geçen cuma yayımlanan son istihdam raporu, ekonominin ağustosta 22 bin kişiye istihdam yarattığını gösterdi. Bu rakam, uzmanların beklediğinden daha kötüydü (AFP)

Yeni ankette katılımcıların yüzde 42'si Trump'ın ülke genelinde federal göçmen baskınları, toplu sınırdışı etmeler ve ve belgesiz göçmenlere ülkeyi kendi istekleriyle terk etmeleri için baskı gibi göçmenlik politikalarını onayladı.

Yerel yetkililere göre şiddet içeren suçlar 30 yılın en düşük seviyesinde olmasına rağmen, Trump'ın geçen ay Washington DC polis teşkilatını devralıp suçla mücadele adına Ulusal Muhafızları görevlendirmesinin ardından suçla mücadele politikasını da yüzde 43'ü onayladı.

Independent Türkçe