İsrail ile bağlantılı gemiler rotasını Babu'l Mendeb'den Ümit Burnu'na çevirdi

İsrail'in Gazze'deki savaşına tepki gösteren Yemen'deki Husilerin, Kızıldeniz'i İsrail'e ait ya da oraya giden gemilere "dar etmesi" üzerine pek çok şirket Kızıldeniz'i geçici olarak güzergahlarından çıkardı

(AA)
(AA)
TT

İsrail ile bağlantılı gemiler rotasını Babu'l Mendeb'den Ümit Burnu'na çevirdi

(AA)
(AA)

İsrail ile bağlantılı onlarca gemi rotasını Babu'l Mendeb Boğazı'ndaki gerginlik nedeniyle dünya deniz trafiğinin kadim rotası Afrika'nın güney ucundaki Ümit Burnu'na çevirdi.

Süveyş Kanalı İdaresi'ne göre, İsrail ile bağlantılı gemilerin rota değişikliğine Yemen'deki İran destekli Husilerin saldırıları neden oldu ve bu durum, söz konusu gemilerin seyir süresini 2 hafta daha uzattı.

Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Usame Rabi, 17 Aralık'ta yaptığı açıklamada, 19 Kasım'dan beri 55 geminin rotasının Babu'l Mendeb Boğazı yerine Ümit Burnu'na yönlendirildiğini söylemişti.

Yemen'deki Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, 14 Kasım'daki televizyon konuşmasında, Kızıldeniz'de İsrail gemilerini hedef alabilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri ise 19 Kasım'da X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına tepki olarak İsrail bandıralı her türlü gemiyi hedef alacaklarını duyurmuştu.

Husiler daha sonra tehditlerinin dozunu artırmış ve İsrail limanlarına giden tüm gemilerin Kızıldeniz'den geçmesine engel olacaklarını açıklamıştı.

Kızıldeniz'de yükselen tansiyon, Mediterranean Shipping Company (MSC) ve AB Muller-Maersk, Fransız gemicilik şirketi CMA-CGM ve British Petroleum (BP) gibi konteyner şirketlerinin Kızıldeniz'deki seferlerini askıya alması sonucunu doğurdu.

Ümit Burnu

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Cape Town şehrinde yer alan ve Afrika'nın en güneybatı ucu kabul edilen Ümit Burnu, nakliye rotasını uzatması ve aynı zamanda dalgaların oluşturduğu tehlike nedeniyle 100 yılı aşkın süredir ticaret gemileri tarafından tercih edilmiyor.

Güney Afrika'nın ticaret tarihinde önemli bir yere sahip Ümit Burnu, bir zamanlar Avrupa'dan uzak Doğu'daki kolonilerine giden gemilerin uğrak noktasıydı.

Ancak Atlantik ve Hint okyanuslarının birleşme noktasındaki bölge, değişken hava koşulları ve yüksek dalgalar nedeniyle "gemi mezarlığı" olarak adlandırılıyor.

Dünya ticaretinin yüzde 10'undan, petrol ve türevlerinin de yüzde 12'sinden fazlasının geçtiği ve Ümit Burnu'na göre daha kısa bir su yolu olan Babu'l Mendeb Boğazı ise bu haliyle nakliye şirketleri tarafından tercih ediliyor.

Rota uzuyor, maliyet artıyor

Küresel nakliye platformu Freightos'un yaptığı bir analize göre, Çin limanlarından İsrail'e nakliye fiyatları, kasımda 40'lık konteyner için 1975 dolar iken aralık ayında 2 bin 300 doların üstüne çıktı.

Analize göre, Asya'dan İsrail'e giden gemilerin Afrika etrafından dolanması demek Süveyş Kanalı ile kıyaslandığında yolun 7 bin mil yani 10-14 gün uzaması ve aynı zamanda daha yüksek yakıt maliyeti demek.

Gazze'de savaşın başlamasından bu yana Çin'den İsrail'e nakliye ücreti yüzde 46 artış gösterdi.

Bunun yanı sıra Danimarka merkezli Maersk gibi şirketler 18 Aralık Pazartesi günü yaptıkları açıklamada, İsrail limanlarında boşaltılan tüm mallara "acil durum risklerine karşı ek ücret" uygulayacaklarını duyurmuştu.



Washington Post: ABD, İsrail ve Rusya'ya yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planlıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Washington Post: ABD, İsrail ve Rusya'ya yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planlıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Washington Post gazetesi dün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İsrail, Rusya ve El Salvador'a yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planladığını bildirdi.

Gazete, bu bilgiyi ABD Dışişleri Bakanlığı'nın insan hakları konusunda hazırladığı yıllık rapor taslaklarına dayandırdı.

Bu ülkelere ilişkin taslak raporlar, eski Başkan Joe Biden yönetimi tarafından hazırlananlardan çok daha kısa.

Dışişleri Bakanlığı, geçen yılı kapsayan raporları bu yıl henüz resmi olarak yayınlamadı. Bu yıllık raporlar genellikle her yıl mart veya nisan ayında yayınlanır.

Bakanlık, yorum talebine henüz yanıt vermedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, raporun içeriği hakkında ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı, ancak gazetecilere yaptığı açıklamada, “2024 insan hakları raporu, tekrarları ortadan kaldırarak raporun okunmasını kolaylaştıracak şekilde yeniden yapılandırıldı” dedi.

ABD, insan hakları, demokrasi ve basın özgürlüğünü her zaman dış politikanın temel hedefleri olarak savundu. Ancak eleştirmenler, Washington'un müttefiklerine karşı çifte standart uyguladığını defalarca eleştirdi.

Trump yönetimi altındaki ABD, geleneksel demokrasi ve insan hakları desteğinden giderek uzaklaştı ve bunu büyük ölçüde başka bir ülkenin iç işlerine müdahale olarak gördü.

Buna karşılık Trump yönetimi yetkilileri, başka yollarla Avrupa siyasetine müdahale etti; Romanya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde sağcı liderlere yönelik baskıları defalarca kınadı. Avrupalı yetkilileri göç eleştirisi gibi görüşleri sansürlemekle suçladılar.

Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığına göre taslak raporda, İsrail yargısının bağımsızlığına yönelik yolsuzluk veya tehditlerden bahsedilmiyor. Önceki insan hakları raporu, hükümetin yolsuzluğuna ilişkin çeşitli haberlere atıfta bulunmuş ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı açılan ceza davasını örnek göstermişti. Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya, ancak tüm suçlamaları reddediyor.

Gazete, İsrail'in Filistinliler üzerinde uyguladığı kontrol ve hareket kısıtlamalarına ilişkin önceki atıfların taslak raporda yer almadığını belirtti.

Öte yandan Biden döneminde yayınlanan Rusya hakkındaki nihai raporda, ülkedeki LGBT topluluğunun maruz kaldığı şiddet ve tacizlere ilişkin birkaç atıf yer alıyordu.

Washington Post gazetesi, taslak raporda bu konuyla ilgili tüm atıfların çıkarıldığını bildirdi.

Gazeteye göre, Dışişleri Bakanlığı'nın El Salvador ile ilgili taslak raporunda, 2024 yılında ‘ciddi insan hakları ihlallerine dair güvenilir bir rapor’ bulunmadığı belirtiliyor.

Biden yönetimi döneminde yayınlanan önceki raporda, ülkede ‘insan hakları alanında büyük sorunlar’ olduğu belirtilmiş. Raporda ayrıca, ‘güvenlik güçleri tarafından aşağılayıcı muamele veya cezalandırma’ ve ‘acımasız ve hayati tehlike arz eden gözaltı koşulları’ hakkında güvenilir raporlar olduğu ifade edilmiş.

El Salvador, İsrail ve Rusya'nın Washington'daki büyükelçilikleri, yorum talebine yönelik ayrı ayrı gönderilen e-postalara henüz yanıt vermedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, raporun ‘çok yakın bir gelecekte’ yayınlanacağını söyledi.

Yetkili, “Raporun amacı, her ülkede meydana gelen her insan hakları ihlalini tek tek izlemek değil. Raporun amacı, açıklayıcı olmak ve her ülkede insan haklarının gerçekte ne durumda olduğuna dair geniş bir tablo sunmak” dedi.